ÖĞRETMENLERİN İLLER ARASI İSTEĞE BAĞLI YER DEĞİŞTİRMELERİNE İLİŞKİN DUYURU

(EYLÜL 2014)

Öğretmenlerin, Eylül 2014 iller arası isteğe bağlıyer değiştirme işlemleri, 06/05/2010 tarihli ve 27573 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği doğrultusunda aşağıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde yapılacaktır.

1-İller arası isteğe bağlı yer değiştirecek öğretmenlerden;

a)30 Eylül 2014 tarihi itibarıyla bulundukları ilde en az 3 yıllık çalışma süresini tamamlayanlar, yer değiştirme isteğinde bulunabilecektir.

b)Birinci, ikinci ve üçüncü hizmet alanlarında görev yapan zorunlu çalışma yükümlüsü öğretmenlerden başvurunun son günü itibarıyla adaylıkları kaldırılmış olanlar, istemeleri halinde 4, 5 ve 6 ncı hizmet alanlarına yer değiştirme başvurusunda bulunabilecektir. Bu kapsamdaki öğretmenlerde bulundukları ilde 3 yıllık çalışma süresi aranmayacak ve bunlardan tercihlerinden herhangi birine atanamayanlar bulundukları yerde görevlerine devam edecektir.

c)2012, 2013 ve 2014 yıllarında iller arasında yer değişikliği yapıldıktan sonra çeşitli sebeplerle eski görev yerlerine iade edilenlerin, eski ve yeni görev yerlerindeki hizmet süreleri 3 yılın hesabında birlikte değerlendirilecektir.

ç) Doğrudan Bakanlığa bağlı taşra teşkilatı kapsamında bulunan eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler, yer değiştirme isteğinde bulunabilecektir.

d)Eğitim kurumu yöneticilerinden yöneticilikleri sona erenler, süre şartı aranmaksızın yer değiştirme isteğinde bulunabilecektir.

2-Yer değişikliği başvurusunda bulunan öğretmenlerin hizmet puanları, 05/09/2014 tarihi dikkate alınarak belirlenecektir.

3-Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici olarak görevlendirilen öğretmenlerden 15 Eylül 2014 tarihine kadar kadrolarının bulunduğu eğitim kurumuna döneceklerini beyan edenler, yer değiştirme isteğinde bulunabilecektir. Bunlardan en geç 15 Eylül 2014 tarihi itibarıyla atandıkları eğitim kurumunda göreve başlamayanların atamaları iptal edilecektir.

4-Yurt dışında görevlendirilenler ile aylıksız izinli öğretmenlerden 15 Eylül 2014 tarihine kadar yurt dışı görev süresinin veya aylıksız izinlerinin sona ereceğini belgelendirenler, diğer şartları da taşımaları kaydıyla yer değiştirme başvurusunda bulunabilecektir. Bu kapsamda yer değişikliği gerçekleştirilen öğretmenlerden en geç 15 Eylül 2014 tarihine kadar atandıkları eğitim kurumunda göreve başlamayanların atamaları iptal edilecektir.

5-Üç yıllık sürenin hesabında, sözleşmeli öğretmenlik ve asker öğretmenlik dahil, öğretmenlerin kadrolarının bulunduğu ilde fiilen öğretmen olarak görev yaptıkları süreler dikkate alınır. Aylıksız izinli olarak geçirilen süreler ile eğitim kurumları dışında Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışılan süreler ise 3 yıllık sürenin hesabında dikkate alınmayacaktır.

6-Soruşturma sonucu başka il'e atanan öğretmenler, yeni görevlerine başladıkları tarihten itibaren 3 yıl geçmeden daha önce görev yaptıkları il'e yer değiştirme isteğinde bulunamayacaktır.

7-Yer değiştirme sonucu farklı illere atanan öğretmen eşlerin, istemeleri halinde atamaları iptal edilerek eski görev yerlerinde kalmaları sağlanacaktır.

8-Başvurular, http://mebbis.MEB.gov.trveya http://ikgm.meb.gov.tradreslerinde yer alan Elektronik Başvuru Formu doldurulmak suretiyle yapılacaktır.

9-Elektronik Başvuru Formu dışında bir belgeyle veya posta yoluyla yapılan başvurular; gerekli şartları taşımayan başvurular; gerçeğe aykırı bilgi ve belgeyle ya da istenilen bilgileri uygun biçimde işaretlemeden yapılan başvurular ile Elektronik Başvuru Formu imzalanmadan ve onaylanmadan yapılan başvurular geçersiz sayılacak; geçersiz başvurulara dayalı yer değiştirmeler iptal edilecektir.

10-Yer değiştirme sürecinde yapılan işlemlerle ilgili olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunan öğretmenler ile gerekli kontrolleri yapmadan bu başvuruları onaylayan sorumlular hakkında yasal işlem yapılacaktır.

11-Yer değiştirme iş ve işlemlerinin yürütülmesi, başvuruların onaylanması ve reddedilmesinden sırasıyla okul, ilçe ve il milli eğitim müdürlükleri yöneticileri görevli, yetkili ve sorumlu olacaktır.

12-Başvuru Formunun doğru ve eksiksiz doldurulmasından başvuruyu yapan öğretmen sorumlu olacaktır. Öğretmenler, başvuruların onay işlemleri tamamlanmadan eğitim kurumu yöneticiliklerinden belgeye dayalı bilgi düzeltme talebinde bulunabilecek ve bilgi düzeltmesi yaptıran öğretmenler, süresi içinde yeniden başvuru yapabilecektir. Ancak, başvurunun il milli eğitim müdürlüğünce onaylanmasından sonra hiçbir surette düzeltme yapılmayacaktır.

13-İller arası yer değiştirme başvurusunda bulunan öğretmenlerden görev yaptığı il/ilçe dışında bulunanlar, her türlü iletişim aracıyla kadrosunun bulunduğu okul müdürlüğünü bilgilendirmek suretiyle başvurularının onaylanmasını isteyebilecek; okul yöneticileri de süresi içinde başvuruları onaylayacaktır. Başvurusu onaylanan öğretmenlere ait Başvuru Formunun çıktısı okul müdürlüklerince öğretmenlere göreve başladıklarında imzalattırılacaktır.

14-Başvurular, sırasıyla eğitim kurumu, ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerince onaylandıktan sonra geçerlilik kazanacaktır. Başvurular, başvurunun yapıldığı veya izleyen gün içinde eğitim kurumu müdürlüklerince; eğitim kurumu müdürlüğünün onayını takip eden gün içinde ise ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerince onaylanacaktır. Son gün yapılan başvuruların onay işlemleri aynı gün tamamlanacaktır.

15-Müstakil müdürlüğü bulunmayan okullarda görevli öğretmenler ile kadroları il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde bulunan öğretmenler, başvurularını, kadrolarının bulunduğu il/ilçe milli eğitim müdürlüklerine yapacaktır.

16-Öğretmenler, görevli oldukları eğitim kurumu ya da kadrolarının bulunduğu il/ilçe milli eğitim müdürlüklerine dilekçe vermek suretiyle başvuru süresi içinde yer değiştirme başvurusundan vazgeçebilecek ve bu başvurular elektronik ortamda ilgililerce iptal edilecektir.

17-Bilişim Teknolojileri alan öğretmenlerinden "Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği", "Matematik-Bilgisayar Bölümü", "İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri", "Bilgisayar Teknolojisi Bölümü/Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümü" ve "Bilgi Teknolojileri" mezunları, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarını tercih edemeyecektir.

18-Fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinin bütün alan öğretmenleri ile spor liseleri ve güzel sanatlar liselerinin görsel sanatlar, müzik ve beden eğitimi alan öğretmenleri tüm eğitim kurumlarını, ilgili mevzuatına göre Anadolu lisesine atanan ve halen görev yapan öğretmenler fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ile spor liseleri ve güzel sanatlar liselerini tercih edebilecektir.

Ancak spor liseleri ve güzel sanatlar liseleri dışındaki eğitim kurumlarında görevli görsel sanatlar, müzik ve beden eğitimi alan öğretmenlerinden daha önce spor liseleri ile güzel sanatlar liselerinde görev yapmış olanlar, alanlarına göre spor liselerini ve güzel sanatlar liselerini tercih edebilecektir.

19-Öğretmenlerden bilim ve sanat merkezlerinde görev yapmakta olanlar ile daha önce görev yapmış olanlar, bilim ve sanat merkezleri ile diğer eğitim kurumlarını (Fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinin tüm alanları ile spor liselerinin beden eğitimi, güzel sanatlar liselerinin ise görsel sanatlar ve müzik alanları hariç) tercih edebileceklerdir.

20-Öğretmenler, aynı ya da farklı illerden en çok 25 eğitim kurumunu tercih edebilecektir. Bu kapsamda başvuracak öğretmenlere, tercihleri dışında 26 ncı seçenek olarak bir il'i daha tercih etme hakkı verilecektir. Ancak 25 eğitim kurumu tercihi tamamlanmadan 26 ncı seçenek işaretlenemeyecektir. Bunlardan 26 ncı seçeneği işaretleyenler, yalnızca tercih ettiği ildeki boş kalan kontenjanlara hizmet puanı üstünlüğü esasına göre bilgisayar kurasıyla atanacaktır.

Yer değiştirmeler, öğretmenlerin tercih ettiği eğitim kurumlarındaki norm kadro açığı dikkate alınarak hizmet puanı üstünlüğü esasına göre yapılacaktır. Hizmet puanlarının eşitliği halinde öğretmenlikteki hizmet süresi fazla olana öncelik verilecek; eşitliğin devamı halinde ise bilgisayar kurası ile atama yapılacaktır.

21-İller arası görev yeri değiştirilen öğretmenlerin yer değiştirme işlemleri iptal edilmeyecektir. Ancak bunlardan yer değiştirmeleri gerçekleştirildikten sonra Yönetmelikte belirtilen özür durumlarından biri oluşanların atamaları, görev yerlerinden ayrılmamış olmaları kaydıyla iptal edilebilecektir. Ataması iptal edilenlerden önceki görev yerlerinde alanlarında norm kadro bulunmayanlar, il içindeki diğer eğitim kurumlarından alanlarında boş norm kadro bulunan eğitim kurumlarına valiliklerce atanacaklardır.

22-Yer değiştirme başvuruları 01-05 Eylül 2014 tarihleri arasında alınacak; atamalar 9 Eylül 2014 tarihinde yapılacak; ataması yapılanların ilişik kesme işlemleri ise 10 Eylül 2014 tarihinden itibaren başlatılacaktır.

23-Yer değiştirme başvurularına ilişkin tereddütler öncelikle il milli eğitim müdürlüklerince giderilecek; bu şekilde giderilemeyen tereddütler ise Bakanlığa bildirilecektir. Yukarıda belirtilen açıklamalarda yer almayan hususlarda Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin ilgili hükümleri esas alınacaktır.

İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü

Son Düzenlenme Pazar, 31 Ağustos 2014 13:53

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG)'nin, öğrenciyi, veliyi ve eğitimciyi birçok noktada mağdur ettiğini belirtirken, bu mağduriyetlerle birlikte eğitimin çıkmaza girdiğine ve özelleşmenin hızlandırıldığına işaret etti.

GÜLŞAH ATICI

(EKSPRES ÖZEL HABER) - Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG)'nin, öğrenciyi, veliyi ve eğitimciyi birçok noktada mağdur ettiğini belirtirken, bu mağduriyetlerle birlikte eğitimin çıkmaza girdiğine ve özelleşmenin hızlandırıldığına işaret etti.

20 BİN ÖĞRENCİ AÇIKTA KALDI

Eğitimdeki dönüşümün 4+4+4 eğitim sisteminin yasalaşmasıyla birlikte başladığını aktaran Karagöz, “Biz o dönemde bu sistemin veliyi, öğrenciyi ve eğitimciyi mağdur edeceğini söylemiştik. Fakat bizden bu sistemin yasalaşmasını beklememizi ve felaket tellalığını yapmamaız gerektiğini ifade etmişlerdi. Keşke bugün ki durumları yaşamamış olsaydıkta söylediklerimiz felaket tellallığıyla kalsaydı. TEOG sınavıyla birlikte şuan öğrencinin ve velinin tercihi olmaksızın 40 bin öğrenci İmam Hatip Anadolu Liselerine, 94 bin öğrenci meslek liselerine yerleştirilirken, 20 bin öğrenci de hiçbir yere yerleştirilemedi ve açıkta kaldı” dedi.

EĞİTİM ÖZELLEŞTİRİLİYOR

Eğitim sisteminin özelleştirilmeye başlandığını savunan Karagöz, “Tüm bunlar yaşanırken amaç eğitimi çıkmaza sokup, özelleştirmektir. Bu özelleştirmenin bir altyapısıdır. Bunu bir örnekle açıklayabilirim. Şuan özel okullara 250 bin öğrenci gönderiliyor. Bu öğrencilerin karşılığında devletin kasasından özel okullara 800 milyon TL kaynak aktarılıyor. Türkiye genelinde ve Adana'da devlet okullarına tek bir kuruş yardımda bulunulmazken, özel okullara bu desteğin verilmesi ciddi bir çelişkidir” diye konuştu.

YERLEŞME ADRESE GÖRE YAPILMIYOR

TEOG sisteminde adrese dayalı yerleştirmeden ziyade puana göre bir yerleşmenin yapıldığına dikkati çeken Karagöz, “Bunu elimizdeki bir kaç belge ile kamuoyuna duyurmak istiyorum. Akkapı Şehit Kemal Yüzgeç Ortaokulu'ndan mezun olan Bensu Hallaçoğlu, TEOG sınavında 327,515 puan almış. TEOG sınavı başvuruları alınırken, A ve B grubu tercih sistemi getirildi. A grubunda 15 tercihi öğrenci kendi belirliyor. Bu tercihlere yerleşemediği durumlarda isteğe bağlı olarak öncelikle ikametgah adresinin bulunduğu ilçeler belirleniyor. Bu öğrenci kızımız, B grubu tercihlerinde sırasıyla Çukurova, Yüreğir ve Sarıçam'ı tercih etmiş. Bu dört ilçeden örnek veriyorum; İncirlik Lisesi 128 puanla en son öğrencisini almış ama bu kızımız 327 puan almasına karşın buraya yerleştirilmemiş, Adana'ya 115 km uzaklıktaki Pozantı ilçesindeki Şehit Zafer Sabancı Anadolu Lisesi'ne yerleştirilmiş. Yine bir velimiz şikayette bulundu. Seyhan ilçesine bağlı Narlıca Mahallesi'nde ikamet ederken Barbaros Ortaokulu'ndan mezun olan ve 198 puan alan Hasip Karahan isimli öğrencinin Tufanbeyli ilçesindeki bir Anadolu Lisesine yerleştirildiği bilgisi bizde var” ifadelerine yer verdi.

Adrese dayalı yerleştirmelerin sağlıklı bir şekilde yapılmadığını ifade eden Karagöz, bu durumun öğrencinin örgün eğitimin dışına itilmesine neden olduğunu kaydetti. Bu mağduriyetin yetersiz okullaşma ve yetersiz derslik sayısından kaynaklandığını vurgulayan Karagöz, “Adana'da bulunan ortaokullardaki derslik sayısı kadar liselerde de olsaydı öğrencilerimiz bu mağduriyeti yaşamayacaklardı. İhtiyacın üzerinde açılan İmam Hatip Liselerinin, meslek liselerinin ve özel okulların öğrenci talebini karşılamaya çalıştılar. Bu eğitimin çıkmaza girmesine ve ne yazık ki özelleştirmenin hızlanmasına neden oldu. Adana'nın Seyhan ilçesinde ikamet eden bir öğrencimizin Pozantı, Tufanbeyli, Saimbeyli ya da Feke'ye gidip okuma şansı yoktur. Bu öğrencilerimizi ya eğitim-öğretime kazandıracağız, talep ettikleri okullarda okuyacaklar ya da devlet olarak bu öğrencilerin eğitim hakkını gasp etmiş olacaklar. Bizim talebimiz velilerimizin bu mağduriyetinin bir an önce giderilmesidir” şeklinde konuştu.

DEVLET SINIFTA KALDI

Eğitim sisteminde devletin, hukümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınıfta kaldığını savunan Karagöz, “Geçmişte İmam Hatip Liselerine gitmek isteyen tüm öğrencilerimiz rahatlı8kla girebiliyorlardı bu okullara. Ama şuan yetkili kişilerce topluma İmam Hatip Lisesi dayatması yapıldı. Buna tepki olarak vatandaşlarımız akademik eğitim veren Anadolu, Fen Liselerine ağırlıklı olarak kayıt yaptırdı. Bu nedenle Anadolu ve Fen Liselerinin taban puanları da yükseldi. Bir de geçmişte 8yıllık temel eğitim zorunluydu. Bu 12 yıla çıkarıldı. Hukümet ve Milli Eğitim Bakanlığı burada bu kadar öğrencinin birikeceğini hesaplayamadılar” diye konuştu.

TEOG sonuçlarına göre boş kontenjanlar açıklandı

Milli Eğitim Bakanlığı, orta öğretim kurumlarında bu hafta oluşan boş kontenjanları bugün saat 19:00'da açıkladı. Yeni kontenjanlara nakil başvuruları önümüzdeki hafta Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri e-okul üzerinden yapılacak.

TEOG sonuçlarına göre boş kontenjanlar açıklandı

Milli eğitim Bakanlığı, orta öğretim kurumlarında bu hafta oluşan boş kontenjanları bugün saat 19:00'da açıkladı.  Yeni kontenjanlara nakil başvuruları önümüzdeki hafta Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri e-okul üzerinden yapılacak.
 
Ortaöğretim kurumlarında bu hafta oluşan boş kontenjan sayısı belli oldu. Türkiye genelinde boşalan kontenjan sayısı 13.398 olarak netleşti.
 
4569 İstanbul´da, 1440 Ankara´da, 1008 İzmir´de olmak üzere toplamda 13.398 kontenjan boşaldı.
 
 Bakanlıktan alınan bilgiye göre, boş kontenjanlar için nakiller,  pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri e-Okul üzerinden yapılacak. 
 
Nakiller, haftalık periyotlarla 26 Eylül'e kadar devam edecek. 
 
BOŞ KONTENJANLAR İÇİN TIKLATINIZ
Son Düzenlenme Cuma, 29 Ağustos 2014 21:55

YÖNETİCİ GÖREVLENDİRMELERİ HAKKINDA 

            Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan duyuru ile, Bakanlığa bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yöneticilikleri sona erenler bulundukları eğitim kurumunda alanlarında açık norm kadro bulunması ve istemeleri halinde bu eğitim kurumuna atanacaklardır. Aksi durumda öncelikle kadrolarının bulunduğu ilçede olmak üzere il sınırları içinde durumlarına uygun ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına, istekleri dikkate alınarak öğretmen olarak atanacaklardır. Gerek kendi kurumlarına gerek başka bir okula atanmak isteyen üyeler bir dilekçe ile bu taleplerini iletebilirler. Verecekleri dilekçeye "yasal haklarım saklı kalmak kaydı ile" ibaresini ekleyebilirler. İstek belirtmemeleri, tercihte bulunmamaları halinde atamaları resen yapılacaktır. Resen atama işlemine karşı dava açılabilir. Resen atama yasal düzenlemelerle idareye verilmiştir. Bu şekildeki atamalarda yasal düzenlemelere aykırılık olmadığı sürece lehe sonuç alınması zordur.

 

            Yöneticilik görevi 13 Haziran da ve sonrasında sona eren üyelerimiz İsterlerse Anayasaya aykırılık iddiası ile dava açabilirler. Dava süresi görev süresinin fiilen sona erdiği tarihten itibaren 60 gündür. Bu süre adli tatil içerisinde sona ermiş ise 08/09/2014 tarihine kadar dava açmaları gerekir. Örneğin 13 Haziran itibarı ile fiilen görevinden ayrılanların dava açma süresi 12 Ağustos 2014 de sona erer. Bu tarih adli tatil içerisine geldiğinden, adli tatil 1 Eylül 2014 de bittiğinden, bu durumdakiler 08/09/2014 tarihine kadar dava açmalıdırlar. Bununla ilgili olarak örnek dava dilekçesi şubelere gönderilecektir.

 Öncelikle belirtmeliyiz ki, Yönetmelik hakkında anayasaya aykırılık iddiasını da içerir iptal davası Sendikamızca açılmıştır. Bu davanın olumlu sonuçlanması halinde bundan bütün üyelerimiz yararlanacak, hepsi için sonuç doğuracaktır.  Kişisel dava açmaları sadece artı bir masrafa yol açacaktır.

 21/08/2014 tarihinde ilan edilen değerlendirme sonuçlarına göre, yöneticiliği sona eren üyelerimiz, bu sonuçlara itiraz etmek için kişisel dava açmalıdırlar. Bu davanın süresi 20/10/2014 tarihinde sona ermektedir. Değerlendirme sonucu görev süresinin uzatılmamasına ilişkin açılacak davalar için üyelerimizin Sendikamıza başvurmaları halinde hukuk yardımı yapılacak, dava dilekçeleri bireysel ve özel olarak hazırlanıp gönderilecektir.  

 Bilgi edinme başvurusunda bulunan üyelerimizin başvurularına bazı yerlerde Bakanlığa gönderileceği şeklinde cevaplar verilmiştir. Bu durumda 15 günlük cevap verme süresi dilekçenin bakanlığa ulaşmasından itibaren başlayacaktır. Dava açmak isteyenler bu süreyi beklemek zorunda değildir. Bu başvuru dava açma sürelerini kesmez.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

 

                                                                      

SAKİNE ESEN YILMAZ

Genel Sekreter

Son Düzenlenme Cuma, 29 Ağustos 2014 19:28

Eğitimde Bütün Kapılar Kaosa Açılıyor! öğretmene yönelik rotasyona, okulöncesi eğitimde ikili eğitime geçilmesine, okul müdürlerine yönelen kıyıma, TEOG sonucunda yaşanan mağduriyetlere ve özel okullara kaynak ayıran düzenlemelere karşı 1 Eylül Pazartesi günü sendikalarla ortak basın açıklaması kararı alınmıştır.

Düzenleyeceğimiz basın açıklamasına katılımınızı bekliyoruz.

 

EĞİTİM SEN – TÜRK EĞİTİM SEN – EĞİTİM İŞ

 

 

 

TARİH   : 1 EYLÜL 2014 PAZARTESİ

 

SAAT     : 12.30

 

YER      : İNÖNÜ PARKI

 

Son Düzenlenme Cuma, 29 Ağustos 2014 16:02

Yürüyüş ve Basın Açıklamasına Çağrı 

Savaşların Ortasında Barışı Haykıralım!

Tarih: 1 Eylül 2014 Pazartesi / Saat: 17.30
Toplanma Yeri: Adana İnönü Parkı
Buradan Atatürk Parkına Yürünecek

 

Son Düzenlenme Perşembe, 28 Ağustos 2014 21:59

Son Düzenlenme Çarşamba, 27 Ağustos 2014 21:10

Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul müdürlerine yönelik uygulamalarıyla yeni sorunlar yaşayan eğitim işkolunda örgütlü sendikaların başkanları Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir’i ziyaret etti.

ÇGC Genel Sekreteri M.Ömer Üney ve Yönetim Kurulu Üyesi Mutlu Mete’nin de bulunduğu ziyarette Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz, Eğitim-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Galip Reha Ertekin, Türk Eğitim-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Selahattin Dolgun ve 2 Nolu Şube Başkanı Kamil Köse ile bir grup öğretmen, milli eğitimde yaşanan sorunlarla ilgili bilgi verdi.

Ahmet Karagöz, son uygulamalarla eğitimin kaos ortamına sürüklendiğini, ortak paydası eğitim ve toplum olan işkolundaki örgütlü sendikaların birliktelik içinde hareket ederek mücadelelerini sürdürdüğünü belirtti.

MEB tarafından yapılan bazı değişiklikler ve uygulamalarla sorunların çözümlenemez aşamaya ulaştığını, son olarak müdür atamalarıyla bu durumun sürdüğünü, TEOG ve nakil işlemleriyle öğrenci ve velilerin mağdur edildiğini vurgulayarak, “Yasa ve yönetmelik değişiklikleri ve özellikle eğitim yöneticileri ile ilgili olarak hayata geçirilen uygulamalar, 2014-2015 eğitim öğretim yılının çetin mücadelelere gebe olduğunu göstermektedir. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Reha Ertekin de ortak eylem kararını hayata geçireceklerine dikkati çekerek, hukukun ve Türkiye’de demokratik sürecin işlemediğini kaydetti. Hükümetin eğitime yönelik kapsamlı ve programlı bir uygulamayı hayata geçirdiğini, buna karşı toplumun tüm kesimlerinin ortak hareket etmesi gerektiğini belirterek, bu amaçla sivil toplum örgütleriyle diyalog halinde olduklarını söyledi. Ertekin, “Demokrasi karşıtı, hukuksuz gelişmelere karşı sessiz kalmayacağız” dedi.

Selahattin Dolgun ise okul müdürlerinin atanmasında yaşanan sürecin sonrasında da devam edeceğini ve eğitime yönelik uygulamaların karşısında, sadece eğitimcilerin değil öğrencisi ve velisiyle tüm kesimlerin duyarlı olması ve sorunların çözümü yönünde mücadeleye katılmaları gerektiğini anlattı.  MEB’in uygulamaların tamamen haksız, hukuksuz ve adaletsiz olduğunu ifade eden Dolgun, son uygulamalarla eğitimin içinde çıkılmaz bir hale getirildiğini söyledi.

Kamil Köse de sendikalar olarak son gerçekleştirilen atamalarla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını açıklayarak,  atamalardaki puanlama uygulamasında bakanlığın sendika ayrıcalığı yaptığını belirterek,  “liyakat, bilgi ve tecrübe”nin dikkate alınmadığını vurguladı.  Köse, “Kendilerine biat edenlerin atamalarını yapıyorlar. Farklı düşünceye yaşam hakkı tanımıyorlar. Demokrasiye uymayan ve hukuka aykırı uygulamalar gerçekleştiriyorlar” dedi.

ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, yaptığı konuşmada, milli eğitimin bir kargaşa içinde olduğunu ve yaşanan sorunların toplumun tüm kesimleri tarafından ifade edildiğini belirtti. Eğitimcilerin birlik içinde hareket ederek sorunlarını çözümleyebileceklerini ve haklarını koruyabileceklerini kaydeden Esendemir, “Sorunların çözümü için ortak hareket  edilmeli, birliktelik içinde olunmalı. Mağduriyet yaşanmaması için toplumun tüm kesimlerinde duyarlılık yaratılmalı. Biz her türlü haksızlığın karşısındayız ve gazeteciler toplumun sorunlarının çözümü yönündeki tüm girişimlere katkı sunmaya hazırdırlar’ diye konuştu.

Son Düzenlenme Çarşamba, 27 Ağustos 2014 20:51

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirme Kılavuzuna istinaden, "müdürlük görev süresinin uzatılması" süreci kapsamında, Yönetmeliğe ekli Ek-1 Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri İçin Değerlendirme Formu üzerinden düşük puan verilerek, görev süresinin uzatılmaması yönünde karar verilen yöneticiler ekte sunduğumuz dilekçe ile bu işleme itiraz edebilirler.

Ancak bu itiraz sonuçların açıklandığı tarihte başlayan dava açma süresini kesmeyeceğinden, dava açmak isteyen üyelerimiz daha önce yaptığımız açıklama üzerine, bilgi edinme yasası çerçevesinde alacakları değerlendirme formları ve yöneticilikleri boyunca elde ettikleri başarıları gösteren belgeleri, katıldıkları hizmet içi eğitime ilişkin belgeleri, okulun elde ettiği başarılara ilişkin belgeleri; bu süre içerisinde aldıkları bir ceza veya geçirdikleri bir soruşturma var ise sonuçlarını gösteren belgeleri toplayarak Şubeleri aracılığı ile Hukuk Büromuza göndermelidir.

İtiraz dilekçesini görmek için tıklayınız.

 

Kamu hizmetlerinin piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda dönüşümünün en önemli basamaklarından biri olan eğitimde yeniden yapılandırma ve muhafazakârlaştırma uygulamaları, hem Hükümet hem de MEB tarafından çıkarılan yasa ve yönetmelikler, eğitimde yaşanan sorunlara yenilerinin eklenmesine neden olmuştur. MEB tarafından son dönemde yapılan bazı değişiklikler ve uygulamalarla yüz binlerce öğrenci ve veli mağdur edilmiştir. Örneğin TEOG sonrasında 40 bin öğrenci zorunlu olarak imam hatiplere, 94 bin öğrenci meslek liselerine kaydedilmiştir. 20 bin öğrencinin ise hiçbir okula kaydı yapılmamıştır. Okulöncesi eğitimde ise tam gün uygulamasına son verilip “ikili eğitime” geçilerek hem öğrenciler hem de veliler zor durumda bırakılmıştır.  

 

Devlet okulları kaynak sorunu yaşarken özel okullara kaynak aktarılması kabul edilemez

Hükümet 2014-2015 eğitim-öğretim yılında öğrencileri özel okullara yönlendirmek amacıyla özel okula gidecek 250 bin öğrenciye, toplamda 800 milyon TL “destek” verileceğini açıklamıştır.  Son 12 yıldır, her fırsatta özel okullara yönelik teşvik politikaları geliştirmek için olmadık yollar denenmiştir. Bugüne kadar özel okullara vergi teşvikleri ve çeşitli kalemlerde indirimler yapılmış, devlet okullarının en temel talepleri dikkate alınmazken, özel okulların istekleri hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından anında yerine getirilmiştir.  

Devlet tarafından herkese eşit koşullarda ve parasız olarak sunulması gereken eğitim aynı zamanda demokratik, bilimsel, laik ve anadilinde olmalıdır. Temel bir insan hakkı ve toplumsal bir talep olan anadilinde eğitimin sadece özel okullar ile sınırlandırılması kabul edilemez.

Halktan toplanan vergiler, yine halk için harcanmalı, kamu kaynakları özel okullara hiçbir şekilde aktarılmamalıdır. Bu anlamda Eğitim Sen’in yıllardır savunduğu ve eğitim hakkının temel ayaklarını oluşturan kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim talebi gerçekleşmediği sürece, ne eğitimin niteliğini yükseltmek ne de eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek mümkün değildir.

 

Eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi süreci tasfiye ve kadrolaşma hareketine dönüşmüştür

Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmelik’te belirtilen puanlama sistemi, MEB’in eğitim yöneticilerini belirlerken işi şansa bırakmak istemediğini göstermiştir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde tamamı siyasal kadrolardan oluşan üst düzey yöneticilere yüzde 60, sınırlı sayıda okul bileşenlerine ise yüzde 40 puanlama imkanı verilerek, eğitim yöneticisi olarak görevlendirileceklerin 75 puan alması şartı getirilmiştir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülakat ya da “sözlü sınav” yöntemi üzerinden yeni bir siyasal kadrolaşma hareketi başlatılmıştır. Türkiye’de nerede olursa olsun “mülakat” ya da “sözlü sınav” kelimelerinin tek karşılığının “torpil” olduğunu ilkokul çağındaki çocuklar bile bilmektedir.

Daha önce girdikleri sınavlarla müdür olan çok sayıda okul müdürü, MEB’de görev alan ve tamamına yakını “siyasal kadro” olarak atanan üst düzey yöneticilerin verdiği puanlarla değerlendirilmiş, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde siyasi referans ve sendikal aidiyetler doğrudan belirleyici hale gelmiştir.  

Eğitimin bütün kademelerinde yöneticiler belirlenirken, hiç kimse siyasi görüş, kimlik, mezhep, inanç ya da sendika farklılığı nedeniyle fiilen cezalandırılmamalı, değerlendirme ölçütleri tamamen objektif ve bilimsel kriterlere dayanarak belirlenmelidir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesi sürecinde siyasi ya da sendikal referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmalıdır. Eğitim Sen’in eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde hiçbir baskı ve yönlendirmeye izin verilmemesi, her okulun kendi yöneticisini, o okuldaki eğitim bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimlerle kendisinin seçmesi yönündeki önerisinin ne kadar haklı ve doğru olduğu bugün daha iyi görülmektedir.

 

Torba yasa ile getirilen rotasyon ve sözlü sınav kabul edilemez

Öncelikli gündemlerimizden birisi de mecliste görüşmeleri yarım kalan, önümüzdeki günlerde görüşülecek olan öğretmenlere rotasyon getiren torba yasa düzenlemesidir. Torba yasa tasarısının 98. Maddesinde yer alan düzenleme ile bir süredir kamuoyunda tartışılan öğretmenlere il içi ve il dışı rotasyon (zorunlu yer değiştirme) uygulaması eğitimde yeni bir kaosun habercisidir.

Eğitimde rotasyon tartışmaları ve aday öğretmenlerin sözlü sınav ile kadroya geçirilmek istenmesi, MEB’in okul müdürlerinin ardından, öğretmenlere yönelik olarak da büyük ve kapsamlı bir operasyona hazırlandığını göstermektedir. Eğitimde performans uygulaması fiilen başlatılmış, siyasi kadrolaşma girişimleri okul müdürlerinden başlayarak yukarıdan aşağıya doğru adım adım uygulanmaya çalışılmaktadır. Böylece eğitimde tıpkı baskıcı otoriter rejimlerde olduğu gibi, fiilen “hükümet memurluğu”, “hükümet öğretmenliği” uygulamaları hayata geçirilmek istenmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere il içi ve il dışı rotasyon uygulaması halinde tarihte Kavimler Göçünden sonra en büyük yer değiştirme hareketinin yaşanması kaçınılmazdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi, eğitimde 4+4+4 dayatmasında olduğu gibi, attığı her adımda, eğitim emekçilerini mağdur etmek değil, onların yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretmek, taleplerini dikkate almaktır. 

Eğitimde, hiçbir gerekçe eğitim emekçilerini öğrencisinden, oturduğu mahallesinden kopararak, zorla başka bir işyerine göndermesini haklı çıkaramaz. Böylesi bir uygulama, özellikle büyükşehirlerin sınırlarının son derece genişlediği bir dönemde açıkça “sürgün” anlamına gelecek ve on binlerce eğitim emekçisinin öğrencileriyle ilişkilerini, aile ve okul yaşantısını alt-üst edecektir. Zorunlu hizmete tabi öğretmenlere yönelik olarak resen atamalarda olduğu gibi, olası bir zorunlu rotasyon düzenlemesinin yaratacağı olumsuzluklar dikkate alınmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde “zorunlu rotasyon” uygulamasını asla gündeme getirmemelidir. MEB, öğretmenleri zorunlu rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve teşvik esasına dayalı çözümler geliştirmelidir. Hiçbir eğitim emekçisi kendi isteği dışında çalıştığı okuldan, çalışma arkadaşlarından ve öğrencilerinden zorla koparılmamalıdır.

 

Öğretmen ve personel açıkları, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu çözülmelidir

Milli Eğitim Bakanlığı, bir taraftan her fırsatta öğretmenlerin niteliklerini ve yeterliliklerini tartışmaya açarken, diğer taraftan ihtiyaç kadar öğretmen ataması yapmaması ve “ücretli öğretmen” istihdamının artması dikkat çekicidir. Benzer bir şekilde okullardaki yardımcı hizmetli ve memur açıkları sürmekte, bu hizmetler İŞKUR tarafından “toplum yararına çalışma” kapsamında geçici olarak istihdam edilen personel ve taşeron işçiler tarafından yapılmaktadır.

Son 12 yılda atanan öğretmen sayısı artmış gibi görünse de, öğrenci sayısı ve emeklilik oranları dikkate alınırsa, atanan öğretmen sayısı öğretmen ihtiyacının geridir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde işsiz öğretmen sayısının 500 bine yaklaşması kaçınılmaz görünmektedir. Türkiye bugün işsiz öğretmenler ordusu sorunu ile karşı karşıyadır. Atama bekleyen işsiz öğretmen sayısını her geçen yıl arttıranlar, işsiz öğretmenleri büyük bir strese sokmakta, intiharlara kadar varan olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bugüne kadar ataması yapılmadığı için 40’ın üzerinde işsiz öğretmen intihar etmiştir.

Eğitim Sen, yıllardır eğitim sisteminin kanayan yarası olan öğretmen atamaları, yardımcı personel ve memur açıkları konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nı sorunun kalıcı olarak çözümü için adım atmaya çağırmakta, eğitimdeki bütün kadrosuz ve güvencesiz istihdam biçimlerine son verilerek, herkesin kadrolu ve güvenceli olarak çalıştırılmasını talep etmektedir. Bakanlık öğretmen, yardımcı hizmetli ve memur atamaları konusunda derhal bir plan hazırlamalı ve bu sorunu en kısa sürede çözmeyi hedeflemelidir.

Yeni eğitim öğretim yılı öncesinde eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu güncel sorunlar kuşkusuz burada saydıklarımızla sınırlı değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın sadece son birkaç ay içinde gündeme getirdiği konular, yapılan yasa ve yönetmelik değişiklikleri ve özellikle eğitim yöneticileri ile ilgili olarak hayata geçirilen uygulamalar, 2014-2015 eğitim öğretim yılının çetin mücadelelere gebe olduğunu göstermektedir.

Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı şunu çok iyi bilmelidir ki, boynumuza geçirilmek istenen zincirin farkındayız. Eğitim Sen olarak hükümet ve MEB’in gerek toplumsal yaşamda, gerekse eğitimde hayata geçirmeye çalıştığı dayatmacı, anti-demokratik ve bilim dışı politika ve uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağımız, demokratik tepkimizi her platformda göstermeye devam edeceğimiz bilinmelidir.

 

Ahmet KARAGÖZ

 

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 25 Ağustos 2014 18:38