Mart 2022
Haydar Akın’a ve Destekçilerine Sesleniyoruz!
Bu Şekilde Eğitim Vermek Hakkınız da Haddiniz de Değildir!
Değerli Basın ve Kamuoyuna
Bursa Osmangazi Mithatpaşa Ortaokulu Müdürü Haydar Akın, okulda kız ve erkek öğrencilerin ayrı sıralarda oturtulması için öğretmenlere yazı göndermesinin ardından açığa alınmıştı. Ancak, siyasi iktidara yakınlıklarıyla bilinen Eğitim Bir Sen ve Türk Eğitim Sen Bursa şubeleri ile çeşitli cemaatlerin Haydar Akın’a destek açıklamaları yapmalarının ardından Haydar Akın görevine iade edildi.
Yaşanan bu durum sadece bir okul müdürünün değil, eğitim sisteminin bir bütün olarak tarikatların, cemaatlerin ve bunlara destek veren “eğitim” sendikalarının nasıl kontrolüne geçtiğini gözler önüne sermiştir. Öyle ki, hukuka uygun hareket etmek zorunda olan bir okul yöneticisi olan Haydar Akın’ın aleni biçimde hukuka, çocuk haklarına, anayasanın en temel hükümlerine, laik ve bilimsel eğitime meydan okuması göz göre göre ödüllendirilmiştir.
Hâlbuki ortada ağır bir suç bulunmaktadır. Ancak, her zulmün, her eşitsizliğin ve her haksızlığın karşısında dini kendisine kalkan etmeyi alışkanlık edinenler, bırakalım suçlarıyla yüzleşmeyi, her defasında daha cüretkâr eylem ve uygulamalara imza atmaktadır.
Bunun adı açık ve nettir! Türkiye’de Haydar Akın ve onun gibi cüretkâr yöneticiler, cemaat ve tarikatlar ile onlara destek veren tüm örgütler, laik ve bilimsel eğitimi un ufak etmeye çalışmakta, dolayısıyla da açıkça anayasal suç işlemektedir.
Eğitim Sen olarak, devletin tüm imkânlarını ellerinde tutan ve güçlünün yasasını hukuk sanan herkese bir gerçeği hatırlatmak istiyoruz! Hepinizi tek tek, isim sisim, örgütsel hafızamıza kazıyor, er ya da geç hukuk önünde hesap vereceğiniz günleri getireceğimizi bilmenizi istiyoruz!
Unutmayın ki, çocuklarımızı iğrenç fantezilerinizin nesnesi yapmanızı ve her çocuğun haklarıyla var olduğu gerçeğini yok saymanızı engellemek için tüm örgütlü gücümüzü seferber etmekten vazgeçmeyeceğiz!
Haydar Akın ve onun gibilere karşı Türkiye’nin dört yanında okul okul, sınıf sınıf tüm eğitim sistemini mercek altında tutmaktaki kararlığımızı ve çocuklarımızı karanlığınıza teslim etmemekteki irademizi göreceksiniz!
Bu ülkede yaşayan herkesin eşit değerde olduğu hakikatini sizlere öğreteceğiz!
Şube Yürütme Kurulu Adına
Hüseyin KAYA
Şube Başkanı

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Genel Müdürlüğünün 21.02.2022 gün ve 44038915 sayılı yazısıyla 2022-2023 eğitim-öğretim yılına yönelik olarak Bilim ve Sanat Merkezlerine alınacak öğrencileri tespit amacıyla başlayan  öğrenci tanılama ve seçme sürecinde resim ve müzik alanındaki ön değerlendirme uygulamasının  sınıf öğretmenleri tarafından okullarda saat 08.00-17.00 arasında yapılmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda söz konusu ön değerlendirme uygulaması Bilim ve Sanat Merkezlerine seçilecek öğrencilerin belirlenmesine yönelik sınavın parçası olduğundan bu uygulamaya katılan sınıf öğretmenlerine sınav görevi kapsamında ek ders ücreti ödenmesi gerekmektedir.

Benzer bir konuda bir üyemiz adına açtığımız davada Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7.İdari Dava Dairesi 28.04.2021 gün ve E: 2020/1081, K: 2021/733 sayılı kararıyla iptal ve yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar vermiştir. Bu nedenle üyelerimiz anılan kararı emsal göstererek okul müdürlüklerinden ek ders ücreti isteyebilirler.

 

Dilekçe Örneği

……………………………………… Okulu Müdürlüğüne ………………..tarihinde …………. saatleri arasında Bilsem öğrenci tanılama ve seçme sürecinde …………. görevini yerine getirdim. Bu görev Bilsem'e seçilecek öğrencilerin belirlenmesine yönelik sınavın bir parçası olduğundan tarafıma sınav görevi kapsamında ek ders ödemesi yapılması gerekmektedir. Bu ödemenin yapılması konusunda gereğinin yapılamasını arz ederim

Adı Soyadı

 

Ek: mahkeme kararı..

Mahkeme Kararı

Antalya Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından AHENK (Antalya’da Hedeflenen Eğitime Nitelik Kazandırma Projesi) adında bir proje başlatılmıştır. Bu projenin amacı “Çağın becerileri ve insani değerleriyle donanmış, yaratıcı ve girişimci çalışmalar ile fark yaratarak bilime sevdalı, kültüre meraklı, duyarlı, nitelikli, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmektir.” ve proje kapsamı da “Antalya il genelindeki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilkokul, ortaokul, lise ve dengi tüm okul/kurumları kapsar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu proje kapsamında, okullarda öğretmenlere imza karşılığında Nurettin Topçu’nun içinde ayrımcı, aşağılayıcı ifadeler bulunan “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı kitabı ücretsiz olarak dağıtılmaktadır.

Cumhuriyet eğitiminin dini dışladığını iddia eden, dine dayalı eğitimi savunan, tarikatların tanınmasını isteyen, yeni harflerin kabul edilmesine karşı çıkan ve Osmanlıca’nın kullanımından yana olan, üniversite özerkliğine karşı çıkan, Aleviliğe ve Alevilere yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı ifadeler kullanan, kız ve erkeklerin ayrı okullarda okutulmasını savunan ve karma eğitime karşı çıkan, eğitim sistemini daha da geriye götürme heveslilerinin savunduğu medrese ve tarikat eğitimine övgüler düzen Nurettin Topçu’nun “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı çalışmasının, proje kapsamı içinde yer alması kabul edilebilir bir durum değildir.

Öğretmenlere dağıtımı yapılarak, öğrencilere bu içeriklerin ‘aşılanması’ isteniyorsa burada nasıl bir bilim sevgisi kazandırılacağı ve kültürleri ötekileştiren bir yazarın eseriyle nasıl sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirileceği kocaman bir soru işaretidir. Milli eğitim alanında yürütülen projelerde iktidarın dünya görüşüne yakın isimlerin, içinde ayrımcılık nefret ve aşağılama dolu ifadeler yer alan kitapları üzerinden çalışmalar sürdürülmesi ve dayatmada bulunulması kabul edilemez.

Proje kapsamında konu başlıklarının belirlenmesinden, tartışma materyallerinin seçimine kadar Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün hangi kriterlerle hareket ettiği, bu kitabın dağıtımıyla eğitimin hangi sorunlarına çözüm üretilmek istendiği belli değildir. Bilimsel çalışmalar yapmak yerine, ayrımcı ve aşağılayıcı fikirlerin eğitimcilere dayatılmasını onaylamak mümkün değildir.

Eğitim sistemi, iktidarın siyasal-ideolojik düşünceleri doğrultusunda değil, laik ve bilimsel eğitim anlayışına göre düzenlemelidir. İktidar, projeler yoluyla eğitim öğretim süreçlerinin bütün aşamalarında kendi siyasal gündemini dayatmaya son vermelidir. İktidar ve her açıdan iktidar çizgisinde siyasallaşmış eğitim yöneticileri laik, bilimsel eğitim anlayışına meydan okumaktan vazgeçmeli, eğitimin çözüm bekleyen sorunlarıyla ilgilenmelidir.

Okullarda Karma Eğitimi Hedef Alan Cinsiyet Ayrımcı Uygulamalar, Laik Eğitime Meydan Okumak Anlamına Gelmektedir!

 03.03.2022 tarih 31767 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”de bazı değişiklikler yapılmıştır. 

Sendikamız tarafından, “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” in 1. ve 2. maddelerinin yürütmelerinin durdurulması, daha sonra iptallerine karar verilmesi istemli dava açılmıştır.

Dava konusu yaptığımız değişiklikler, öncelikle Anayasanın 130. maddesine ve anayasadaki hukuk devleti ilkesine aykırılıklar taşımaktadır. Diğer yandan dava konusu maddeler 2547 sayılı yasadaki akademik birim ve kurulların görevlerini bertaraf edici olması nedeniyle buna ilişkin yasal düzenlemelere aykırı ve bu yönüyle yükseköğretimin amacını gerçekleştirmeye de elverişsizdir.