egitimsen2
Öğretmenleri tasfiye ve sürgün etmenin aracı olarak yürürlüğe koyulan rotasyon uygulamasında Bakanlık geri adım attı! Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, rotasyon uygulamasından vazgeçtiklerini açıkladı.
Bu karar, tüm eğitim emekçilerinin ve eğitim hizmetinin geleceği için oldukça önemli bir karar olmuştur. Bu nedenle başta üyelerimiz olmak üzere tasfiye, sürgün ve kadrolaşmanın cisimleşmiş hali olan rotasyon uygulamasına karşı direnen, tepkisini gösteren herkesin bu kararın alınmasında emeği olduğunun bilinmesini isteriz.
Ayrıca unutulmamalıdır ki rotasyon uygulamasının ataması yapılmayan, işsiz öğretmenlere "iş fırsatı" yaratacağı iddiası da gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan bir iddiadır. Bu iddiaları öne sürenlerin tek amacı, öğretmenlerin karşı karşıya gelmesini sağlayarak yaşanan yoğun işsizliğin ardındaki sorumluluklarını gizlemektir. Aksi halde sürekli yeni eğitim fakültesi açarak işsizliği büyütenler, KPSS`nin güvenilirliğini dahi sağlayamayanlar, kendi söyledikleri öğretmen açığını kapatacak iradeden yoksun olanlar ve en fazla kadroyu din dersleri için açarak farklı alanlardaki öğretmenleri mağdur edenlerin politikaları sorgulanacak ve bu mağduriyetin faili ortaya çıkmış olacaktır!
Eğitim Sen olarak bir kez daha vurgulamak isteriz ki eğitimde yaşanan köklü sorunların kalıcı biçimde çözülebilmesi mümkündür! Ancak bunun yolu emekçileri birbirine düşürmekten, emekçileri tasfiye ve sürgün etmekten, gençlerin geleceğini belirsizliğe mahkum etmekten geçmemektedir. Çözüm, eğitim hizmetini kamusal, parasız ve nitelikli biçimde yeniden örgütlemekten, "kar zarar" hesabı güden işletmeci anlayışı terk etmekten geçmektedir! Unutulmamalıdır ki sendikamız, bir an olsun geri adım atmadan ve mücadelesini her defasında daha fazla büyüterek yoluna devam edecek, emekçilerin yarınlarını birilerinin iki dudağı arasına bırakmayacaktır!
MEB Rotasyonu İptal etti!
Bakan Nabi Avcı, "Yapılan müracaatları değerlendirdik. Rotasyona tabi olan veya herhangi bir gerekçeyle rotasyon dışında olacak bütün öğretmenleri değerlendiren bir simülasyon yaptık. Burda gördük ki, bu simülasyondan istediğimiz sonuç çıkmıyor. Dolayısıyla dün akşam başbakanın telkinleri ve bakanlığımızda da yaptığımız istişare sonucunda rotasyonun uygulanmamasına karar verdik" dedi.
Yani 15 yılını dolduran öğretmenler herhangi bir şekilde zorunlu olarak başka bir okula atanmayacak.
Yeni Bir Satış Sözleşmesi İstemiyoruz Dedik Karşılığı Gaz, Cop, Gözaltı Oldu!
Bugün milyonlarca kamu emekçisini yakından ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Bizler de konfederasyonumuz KESK`in çağrısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın önünde taleplerimizi ifade etmek ve yeni bir "satış sözleşmesini" asla kabul etmeyeceğimizi belirtmek istedik. Ancak yürüyüşümüz, polisin sert saldırısıyla engellenmek istendi!
Polisin emekçilere yönelik orantısız ve sert müdahalesi sonrasında KESK MYK üyesi İlhan Yiğit ve BES üyesi Sinan Ok gözaltına alınmış ve aralarında MYK üyemiz İsmail Sağdıç`ın da bulunduğu çok sayıda üye ve yöneticimiz biber gazına maruz kalarak fenalaşmıştır.
Bugüne kadar işçilerin grev kararlarını "milli güvenlik" engeliyle durduranlar, işçilerin ve emekçilerin değil patronların hakkını korumayı ilke edinenler, bugün de kamu emekçilerinin toplu sözleşme masasını adeta "özel güvenlik bölgesi" ilan etmişler ve en demokratik hakkımızı kullanmamıza izin vermemişlerdir. Ancak mücadele kararlılığımızla üye ve yöneticilerimiz bu ablukayı kırarak Bakanlık önüne ulaşmışlardır.
Milyonlarca kamu emekçisinin sesi olan konfederasyonumuz KESK`e yönelik takınılan bu tutumum ardında, görüşmelerin Ekim ayında yapılması talebimizin kamu emekçileri nezdinde karşılık bulması yatmaktadır. Çok sayıda kamu emekçisinin izinli olduğu Ağustos ayında, yetkisiz geçici bir hükümetle alelacele yürütülen bu sürecin ikinci bir satış sözleşmesiyle noktalanmaması için yürüttüğümüz mücadele, "oldu bitti mantığı" içersinde savuşturulmak istenmektedir.
Üstelik 2012 yılında TİS görüşmelerinin Eylül ayında yapılmasına dair her üç konfederasyonun ortak talebi de tutanak altına alınmışken, alelacele yürütülen "pazarlıkla" noktalanmak istenmektedir. Söz konusu pazarlıktan kamu emekçilerinin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini beklemek en naif tabirle hayalperestliktir. Gündemin ve ekonomik verilerin hızla değiştiği, bir hafta sonra olacakların dahi kestirilemediği, savaş borazanlarının her gün daha gür çalındığı bir dönemde, emekçilere sunulandan çok daha fazlasını kaybetme ihtimali hiç de hafife alınmamalıdır!
Eğitim Sen olarak altını çizerek bir kez daha ifade etmemiz gerekirse, ne halinden "Memnun Sen"in ne de geçici savaş hükümetinin, emekçilerin sorunlarını ve hak kayıplarını gözetmeyen bir uzlaşmaya imza atmasını meşru ve hukuki görmeyeceğimiz bilinmelidir. Kendisi dışındaki diğer konfederasyonların masaya oturmasını meşru görmeyenler bu gerçeği asla unutmamalıdır. Ve yine unutulmamalıdır ki emekçilerin birliği her türlü satış sözleşmesini yırtıp atacak kudrete sahiptir! İşte o gün "Gazınız, TOMA`nız bize vız gelir vız"!
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulumuzun `Rotasyon Uygulamasında İlk Perde: Deneyimli Öğretmenler Emekliliğe Zorlanıyor!` başlıklı açıklama metnidir.
Eğitim hizmetinde tasfiye ve sürgün politikalarının vücut bulmuş hali olan rotasyon uygulaması için tercihler bugün başladı. Yaklaşık 13 bin öğretmenin tercihine sunulan okul sayılarındaki yetersizliğin ilk sonucu ise deneyimli öğretmenleri emekliliğe zorlamak oldu!
Öğretmenlerin haklarını ve rotasyon uygulamasının eğitim hizmetinde yaratacağı olumsuz sonuçları gözetmeyen MEB, tasfiye ve sürgün politikasındaki bu ısrarıyla eğitim hizmetine büyük bir darbe indirmektedir. Üzülerek belirtmek gerekir ki sendikamızın ısrarcı çağrılarına kulak tıkayan, rotasyona karşı yürüttüğümüz mücadelede sendikamızı yalnız bırakan ve emekçilerin haklarını değil, siyasi çıkar ilişkilerini korumayı amaç edinen sendika yönetimleri de en az Milli Eğitim Bakanlığı kadar bu yıkımın sorumluluğunu taşımaktadır.
Eğitim yöneticilerini tasfiye eden, kadrolaşmayı öncelikli amaç olarak gören ve rotasyon uygulamasıyla öğretmenleri tasfiye ve sürgün kıskacına alan MEB`e karşı eğitim emekçilerinin ortak mücadelesi yükseltilemediği takdirde, yarının ne getirip ne götüreceğini görmek için kahin olmaya gerek yoktur!
Bugün hem öğretmenlerin aile yaşantısını hem de okullardaki çalışma ortamını alt-üst edenler, bu politikalara sessiz kalanlar ve göstermelik muhalefet edenler bilmelidir ki, sendikamız Eğitim Sen örgütlü gücüyle emekçilerin haklarını ve çıkarlarını korumaktan bir an olsun vazgeçmeyecek ve bu gidişata izin vermemek için tüm gücünü seferber etmekten asla imtina etmeyecektir! Yargı kararlarını yok sayanlar ve hukuksuz uygulamalarda ısrarcı olanlar bu gerçeği asla unutmamalıdır! Eğitim Sen olarak sorunlarımızın kalıcı çözümü için tüm eğitim emekçilerini bugünü ve yarınına sahip çıkabilmek adına örgütlü mücadeleye davet ediyoruz.
ROTASYONA TABİ ÜYELERİMİZİN DİKKATİNE!
Tüm karşı çıkmalarımıza rağmen ÖĞRETMENLERİN 2015 YILI AYNI EĞİTİM KURUMUNDA AZAMİ ÇALIŞMA SÜRESİNE BAĞLI YER DEĞİŞTİRMELERİNE İLİŞKİN DUYURU yayımlanmış ve bu duyuru ile aynı eğitim kurumunda 30 Eylül 2015 tarihi itibariyle 15 yıl görev yapmış öğretmenlerin rotasyon uygulamasına başlanmıştır.
Tercihte bulunmak için şimdilik 24 Temmuz’a kadar süre tanınmışsa da; Bakanlığın tercih modüllerini öngördüğü süre içerisinde açamamış olmasından kaynaklı olarak, tercihte bulunma süresini uzatması beklenmektedir.
***Yönetmeliğin 48/9 maddesine göre birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan kurumlar hariç olmak üzere, diğer okullarda ara sınıf okutan sınıf öğretmeni iseniz, aynı sınıf ve şubeye devam etmek koşulu ile, 4’üncü sınıfı okuttuğunuz ders yılının sona erdiği tarihe kadar rotasyona tabi tutulmayacaksınız. Dolayısı ile tercihte bulunmak zorunda değilsiniz.
***Yönetmeliğin 43/10 Maddesinde; “Kadrolarının olduğu ilçe gruplarında bulunan eğitim kurumlarında alanlarında norm kadro açığı bulunmayan öğretmenlerin yer değiştirme işlemleri, aynı kapsamdaki bir sonraki atama dönemine kadar ertelenir.” Denilmektedir.
Dolayısıyla bulunduğunuz ilçe gruplarında norm kadro açığı yoksa tercih yapmak zorunda değilsiniz. Ya da rotasyona tabi öğretmen sayısından daha az sayıda açık varsa, hizmet süresi sizden yüksek olan öğretmenlerle de bu açık kapatılıyorsa yine tercih yapmak zorunda değilsiniz. Çünkü resen atamalar hizmet süresi en yüksek öğretmenden başlanarak yapılacaktır. Örneğin; ilçe grubunda 2 norm kadro açığı var ve 5 öğretmen rotasyona tabi. Siz en azından 2 öğretmenden daha az hizmet yılına sahipsiniz. Bu durumda istekle ya da resen, bu 2 kadro zaten sizden daha yüksek olan hizmet yılına sahip öğretmenlerle doldurulacağından, bir sonraki atama dönemine kadar okulunuzda kalabilir ya da isteğe bağlı atamalarla yıl içinde başka okula atanarak rotasyon kapsamından çıkabilirsiniz.
***Yönetmeliğin 48/2 Maddesinde; “Duyuruda; alanlar itibariyle boş öğretmen kadroları, bu madde kapsamında ataması yapılacaklardan boşalacak muhtemel öğretmen kadroları, başvurunun yapılma şekli, başvuru yeri ve süresi ile diğer hususlara yer verilir.” Denildiğinden, kurumların boş öğretmen kadroları ile birlikte muhtemel boşalacak kurum kontenjanlarının da ilan edilmesi ve tercihlere açılması gerekmektedir. Ancak bazı il ve ilçelerde boş kadro olmasına rağmen, buraların tercihlere yansıtılmadığı şeklinde şikayetler olmaktadır. Eğer bu tip bir uygulamaya rastlarsanız, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe vererek alanlar itibariyle boş öğretmen kadrolarının tamamının tercihlere açılmasını talep ediniz. Ayrıca MEBSİS’de tercihinizi yaptıktan sonra da tercihlere açılmayan ancak boş olduğunu tespit ettiğiniz kadrolara atanmak istediğinizi belirten talebinizi aşağıdaki dilekçeyi vererek yapınız. (Bkz Dilekçe 1)
***Duyurunun 27. maddesinde resen yapılacak atamalarda mazeret durumlarının göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir. Mazeret gözetilmeden resen atama yapılmasının önüne geçmek için, bu durumda olanların mazeretlerini gösteren belgeleriyle birlikte aşağıdaki dilekçeyi kurumlarınıza vermeniz yararınıza olacaktır. Bu dilekçe verilmese dahi, mazeret hali gözetilmeden yapılan bir atama için dava açmanız önünde bir engel yoktur. (Bkz Dilekçe 2)
***Tüm tercih yapan öğretmenler, ileride yaşayabilecekleri hak kayıplarına karşı dava açmak ya da Sendikamızın rotasyonun iptaline dönük açtıkları genel davanın sonuçlarından yararlanmak üzere aşağıdaki dilekçeyi kurumlarına verebilir. (Bkz Dilekçe 3)
*** Fen ve sosyal bilimler liseleri ile Anadolu liselerini sınavla kazanmış öğretmenler Resen başka bir okul türüne(Anadolu liseleri veya Fen ve sosyal bilimler liseleri dışında) atanmamak için aşağıdaki dilekçeyi kurumlarınıza vermeniz yararınıza olacaktır. Bu dilekçe verilmese dahi, resen başka bir okul türüne yapılan atama için dava açmanız önünde bir engel yoktur. (Bkz Dilekçe 4)
***4+4+4 kapsamında kademeli dönüşen okulların öğretmenlerinden 4. Sınıfı okutmasını bekleyip eşleştirilen okullara atanacakken, ara sınıflarda rotasyona tabi olup tercih yapmaları istenen öğretmenler aşağıdaki dilekçeyi vermeleri yararlarına olacaktır. (Bkz Dilekçe 5)
***Rotasyona tabi öğretmenler , en fazla 40 tercih yapacaktır. Boşalacak muhtemel öğretmen kadrolarından da tercih yapmanız faydanıza olacaktır.
***Okul Müdürlerinin sizin yerinize tercih yapmaları gibi bir durum söz konusu değildir.
***Tercih yapmak zorunda değilsiniz. Ancak bu durumda resen atamaya tabi tutulabilirsiniz. Bu durumda dava açmak isteyen üyelerimiz için elbette ki hukuki yardım yapılacaktır. Ancak bu davaların sonuçları , Yönetmelikteki rotasyon maddesinin iptali için Danıştay’a açtığımız davanın sonucuna göre şekilleneceğinden, şimdiden bu davaların olumlu sonuçlanabileceğine ilişkin bir yorumda bulunmamız mümkün değildir.
Ancak hizmet süresinin hesabında ya da rotasyona tabi olup olmama konusunda, Yönetmelik ve Kılavuza aykırı bir belirleme yapılmışsa, resen atamada mazeret durumunuz gözetilmemişse, sınavla atandığınız halde Fen, Güzel Sanatlar ve Anadolu Lisesi dışında bir kuruma resen atanırsanız, vb. durumlarda açılabilecek davalarda olumlu sonuç alabilme ihtimali daha yüksektir.
(Dilekçe 1)
ADI :
SOYADI :
BABA ADI :
DOĞUM YERİ :
DOĞUM TARİHİ :
GÖREVİ :
T.C.KİMLİK NO :
KONU :Azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme tercihleri hakkında
(.…………………………………VALİLİĞİ’NE SUNULMAK ÜZERE)
………………………………………….. MÜDÜRLÜĞÜNE
…………………………..
…………….İli ………………..İlçesi ………………………..Müdürlüğünde ……………………. öğretmeni olarak ../…/…./ tarihinden bu yana kadrolu olarak görev yapmaktayım. Halen görev yaptığım okulda çalışmaya devam etmek istiyorum. Ancak azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme kapsamında kaldığım için tercihte bulunmak zorundayım. Yönetmeliğin 48/2 Maddesinde; “Duyuruda; alanlar itibariyle boş öğretmen kadroları, bu madde kapsamında ataması yapılacaklardan boşalacak muhtemel öğretmen kadroları, başvurunun yapılma şekli, başvuru yeri ve süresi ile diğer hususlara yer verilir.” Denildiğinden, kurumların boş öğretmen kadroları ile birlikte muhtemel boşalacak kurum kontenjanlarının da ilan edilmesi ve tercihlere açılması gerekmektedir.
Buna rağmen, aşağıda adı belirtilen okullarda alanımda boş kadro olmasına rağmen, tercih edebileceğim kurumlar listesinde gösterilmediğinden MEBSİS üzerinden elektronik başvurumu yapamadığım için yazılı başvuru yapmak zorunda kalmış bulunmaktayım. İlgili okullardan hizmet puanımın yettiği herhangi birine atanmak istiyorum.
Gereğini arz ederim.
İmza
Adı Soyadı
ADRES :
(Dilekçe 2)
ADI :
SOYADI :
BABA ADI :
DOĞUM YERİ :
DOĞUM TARİHİ :
GÖREVİ :
T.C.KİMLİK NO :
KONU :Azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme tercihleri hakkında
(.…………………………………VALİLİĞİ’NE SUNULMAK ÜZERE)
………………………………………….. MÜDÜRLÜĞÜNE
………………..
…………….İli ………………..İlçesi ………………………..Müdürlüğünde ……………………. ……………………. öğretmeni olarak ../…/…./ tarihinden bu yana kadrolu olarak görev yapmaktayım. Halen görev yaptığım okulda çalışmaya devam etmek istiyorum. Ancak resen atamaya maruz kalırsam, Öğretmenlerin 2015 Yılı Aynı Eğitim Kurumunda Azami Çalışma Süresine Bağlı Yer Değiştirmelerine İlişkin Duyurunun 27. Maddesindeki “Resen yapılacak atamalarda mazeret durumları göz önünde bulundurulacaktır” hükmü gereği, aile birliği/sağlık mazeretimin göz önünde bulundurulmasını talep ediyorum. Aksi takdirde
tüm hukuksal yollara başvurma hakkımı saklı tutuyorum.
Gereğini arz ederim.
İmza
Adı Soyadı
ADRES :
(Dilekçe 3)
ADI :
SOYADI :
BABA ADI :
DOĞUM YERİ :
DOĞUM TARİHİ :
GÖREVİ :
T.C.KİMLİK NO :
KONU :Azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme tercihleri hakkında
(.…………………………………VALİLİĞİ’NE SUNULMAK ÜZERE)
………………………………………….. MÜDÜRLÜĞÜNE
………………
…………….İli ………………..İlçesi ………………………..Müdürlüğünde ……………………. ……………………. öğretmeni olarak ../…/…./ tarihinden bu yana kadrolu olarak görev yapmaktayım. Halen görev yaptığım okulda çalışmaya devam etmek istiyorum. Ancak azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme kapsamındaki tercihlerimi re’sen atama baskısı altında yapıyorum. İradem dışı bu tercih listesine göre atanmam veya valilikçe re’sen atanmam halinde tüm hukuksal yollara başvurma hakkımı saklı tutuyorum.
Gereğini arz ederim.
İmza
Adı Soyadı
ADRES :
(Dilekçe 4)
ADI :
SOYADI :
BABA ADI :
DOĞUM YERİ :
DOĞUM TARİHİ :
GÖREVİ :
T.C.KİMLİK NO :
KONU :Azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme tercihleri hakkında
(.…………………………………VALİLİĞİ’NE SUNULMAK ÜZERE)
………………………………………….. MÜDÜRLÜĞÜNE
…………………….
…………….İli ………………..İlçesi ………………………..Müdürlüğünde ……………………. ……………………. öğretmeni olarak ../…/…./ tarihinden bu yana kadrolu olarak görev yapmaktayım. Halen görev yaptığım okulda çalışmaya devam etmek istiyorum. Ancak resen atamaya maruz kalırsam,sınavla atandığım dikkate alınarak kazanılmış haklara saygı ve liyakat ilkesinin bir gereği olarak Fen, Sosyal Bilimler ve Anadolu liseleri dışındaki okullara resen atamamın yapılmamasını talep ediyorum. Aksi takdirde tüm hukuksal yollara başvurma hakkımı saklı tutuyorum.
Gereğini arz ederim.
İmza
Adı Soyadı
ADRES :
(Dilekçe 5)
ADI :
SOYADI :
BABA ADI :
DOĞUM YERİ :
DOĞUM TARİHİ :
GÖREVİ :
T.C.KİMLİK NO :
KONU :Azami çalışma süresine bağlı yer değiştirme tercihleri hakkında
(.…………………………………VALİLİĞİ’NE SUNULMAK ÜZERE)
………………………………………….. MÜDÜRLÜĞÜNE
…
…………….İli ………………..İlçesi ………………………..Müdürlüğünde ……………………. ……………………. öğretmeni olarak ../…/…./ tarihinden bu yana kadrolu olarak görev yapmaktayım. ………………………. Okulunda görev yapmakta iken 4+4+4 kapsamında okulumuz Ortaokula dönüşmüş ve kademeli olarak …………………….. İlkokulu ile ilişkilendirilmesine karar verilmiştir. Bu doğrultuda üç yıldır 4.sınıfı tamamlayan sınıf öğretmenlerin ataması adı geçen okula yapılmaktadır. 20..-20... öğretim yılının sona erdiği ………………………….. tarihi itibarıyla benim atamamın da adı geçen okula yapılması için süreç başlamıştır. Bu bağlamda söz konusu okula atamam yapılması gerekirken 6.7.2015 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığınca tarafıma mesaj gönderilmiş ve zorunlu yer değiştirme kapsamında olduğum, okul müdürlüğü ile iletişime geçmem gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle dönüşüm kapsamında üç yıl önce başlayan ve sürecin sona erdirilerek ilişkilendirildiğimiz ………….. İlkokulu’na atamamın yapılmasını ve rotasyon kapsamından çıkarılmamı talep ediyorum.
Aksi takdirde tüm hukuksal yollara başvurma hakkımı saklı tutuyorum.
Gereğini arz ederim.
İmza
Adı Soyadı
ADRES :
DOĞAL PARK HALKINDIR, HALKIN KALACAKTIR!
Burada yaşayanlar, Doğal Park’ın sahipleri olarak;
Parkımızın özleştirilmesine, girişin paralı yapılarak ticari alan haline getirilmesine, doğallığının bozulmasına izin vermeyeceğiz!
Doğal park içinde inşaat faaliyeti başlatıldı ve parkın büyük bölümü dikenli tellerle halka kapatıldı. Çukurova Belediye Başkanı Soner ÇETİN’in açıklamalarına göre, parkın içine “Jurassic Park” yapma kararı alınmış. Bir firma ile 15 yıllık bir anlaşma yapmışlar. “Yap Birlikte İşletelim-Devret” şeklinde anlaşmaya göre, ödenecek giriş ücretlerinden belediye de para kazanacakmış.
100. Yıl Halkı olarak Çukurova Belediyesine soruyoruz.
1) Nerden çıktı bu proje? Sizden “Jurassic Park” isteyen oldu mu? Halkın böyle bir isteği olduğunu ve bundan memnun olacağını neden çıkardınız? Anket mi yaptınız? Neden bizim ne düşündüğümüz sorulmadı? Bilmelisiniz ki, bizler sizin kadar “Dinozor” meraklısı değiliz.
2) Tamam, diyelim ki Adanalıları dinozorlarla tanıştırmak “HALKÇI” belediyecilik anlayışınızın olmazsa olmaz bir gereğidir. Bunu yapmak için bula bula bölgenin tek yeşil alanı olan Doğal Parkı mı buldunuz? Bu çok kıymetli projenizi gerçekleştirmek için başka yer mi yoktu? “Yeşil alanlarınızı özelleştireceğiz ve bundan para kazanacağınız” diye mi oy istemiştiniz bizlerden?
3) Çukurova Belediye Başkanı Soner ÇETİN Doğal Parkın “ATIL” olduğunu bunu gidermek için projeyi hayata geçirme ihtiyacı duyduklarını özel olarak vurguluyor. Bu sözü bir yerlerden hatırlıyoruz. Aytaç DURAK da göz koyduğu, rant elde edeceği alanlar için önce böyle söyler, sonra bilindiği gibi icabına bakardı. Seyhan Nehri kenarlarında, Merkez park içinde babasının mali gibi 49 yılığına kiraya verdiği kamusal alanlar halen halka, parası olmayanlara kapalı. Sizce ne oluyor Sayın Soner ÇETİN? Neden aynı söylemi kullanıyorsunuz? Sadece hatırlatalım; Bir kamusal yeşil alan eğer “ATIL” ise seçilmiş bir kamu görevlisinin yapması gereken o alanı daha güzelleştirmek, geliştirmek ve işlevsel kılmak olmalıdır. Sizin yapmaya çalıştığınız gibi o alanı özelleştirip halkın elinden almak, o alana girişi paralı hale getirmek değil. Halkın malı olan yeşil alandan para kazanmak düşüncesi bile ayıptır. Çukurova Belediyesi bu kadar zor duruma mı düştü, üç kuruş para için halkın malına el koyuyorsunuz?
4) Doğal Park iddia edildiği gibi “ATIL” değildir. Çevrede yaşayanların sık kullandığı, sabah ve akşam spor yaptığı, hafta sonları piknik yapanların olduğu, çok çeşitli ve yetişkin ağaçların bulunduğu, çeşitli kuşların yaşadığı ve en önemlisi de bölgenin tek yeşil alanıdır. Belediye tarafından kasıtlı olarak bakımsız bırakıldığı da gerçektir. Parkın içinde bulunan havuzlar bir türlü çalışır hale getirilmedi.
5) Parkın Üçte birinin özel şirkete kiralandığı söylenmektedir. Bu iddia doru değildir. Çıplak göz ile rahatlıkla görüleceği gibi, parkın yarısından fazlası dikenli tellerle çevrilmiştir.
6) “Jurassic Park” gürültüsüyle, işleyişiyle parkımızın bütün doğallığını bozacaktır. Çukurova Belediyesi bu projeyi uygulayamayacaktır. Yol yakınken, parkımıza daha fazla zarar vermeden vazgeçmeye, parkı eski haline getirmeye, dikenli telleri biran önce kaldırmaya davet ediyoruz.
Projenin iptali istemiyle başlattığımız imza kampanyamız devam etmektedir. Ayrıca, projenin iptali için dava açmak üzere hukukçular ile görüştüğümüzün, yasal yolarla da başvuracağımızın bilinmesini istiyor, projenin biran önce durdurulmasını talep ediyoruz.
DOĞAL PARK HALKINDIR, HALKIN KALACAKTIR!
100. YIL HALKI
MEB`in hukuksuz girişimleri birer birer yargı duvarına çarpmayı sürdürmektedir. Anayasa Mahkemesi`nin dershanelerin kapatılması ile ilgili olarak vermiş olduğu iptal kararı, her ne kadar eğitim sisteminin sınav merkezli ve elemeye dayalı niteliğini değiştirmese de, önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır. MEB`in her konuda olduğu gibi, dershanelerin kapatılması sürecinde de aceleci ve dayatmacı bir tutum sergilemesi, eğitimde büyük bir kaosun habercisi olmuştur.
MEB`in "dershanelerin temel liselere dönüşümü" bahanesiyle öğrencileri yüksek maliyetli temel liselere yönlendirmesi, devlet okullarının fiilen dershaneye dönüştürülmesine neden olmuştur. AYM`nin kararı ile eğitimin özelleştirilmesi sürecinin önemli ayaklarından birisi olan "Temel lise" uygulamasını da doğrudan etkilemektedir. MEB`in yapması gereken, dershanelerin kapatılması ile hayata geçirilen temel lise uygulamasının iptal edilmesidir. Özel liselere kayıtlar tamamlanmış olduğundan liselere yerleştirme takvimi yeniden belirlenmeli, öğrenci ve velilerin daha fazla mağdur edilmemesi için derhal adım atılmalıdır.
AYM`nin dershanelerin kapatılması ile ilgili torba yasa maddesini iptal etmesi, aynı torba yasa içinde yer alan okul yöneticilerinin görev süreleri ve atanmaları ile ilgili maddeyi de iptal etmesi beklenmektedir.
Geçtiğimiz yıl hiçbir yazılı sınava tabi tutulmayan okul müdürleri, daha sonra yargı tarafından atamaları iptal edilen 1709 Milli eğitim şube müdürünün okul müdürlerine verdikleri performans notları ile belirlenmiştir. Bugüne kadar 16 bin 553 okul müdürü için puanlama yapılmış, 8 bin 150`si başarılı ilan edilirken, 8 bin 403`ü başarısızlık sebebiyle görevden alınmıştır. Söz konusu değerlendirmelerde büyük ölçüde sendikal-siyasal referanslar belirleyici olmuş ve müdür atamalarının yüzde 90`ı iktidara yakın sendikanın üyeleri arasından seçilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, geçtiğimiz günlerde MEB tarafından yapılan okul müdürlüğü değerlendirmesi için ilgili Milli Eğitim Şube Müdürlerinin o bölgede en az 6 ay çalışması gerektiğini belirterek, iki aylık şube müdürlerinin okul müdürleri ile ilgili yapmış olduğu değerlendirmelerin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir. Ayrıca okul müdürünün hiçbir belirli kriter olmadan istediği kişiyi müdür yardımcılığı için valiliğe önerebilmesinin önünü açan madde de hukuka aykırı bulunmuştur. Bunun anlamı, geçtiğimiz yıl yapılan bütün müdür atamalarının ve müdür yardımcılığı görevlendirmelerinin iptal edilmesi, görevden alınan okul müdürlerinin ve müdür yardımcılarının eski görevlerine iade edilmesidir. Ancak MEB yüksek yargı kararını uygulamamakta ısrar etmekte, açıkça hukuka karşı direnmeyi sürdürmektedir.
MEB`in eğitim yöneticilerinin görevlerine iadesi ile ilgili yüksek yargı kararlarını fiilen uygulamaması, kimi illerde mahkeme kararı ile göreve iade edilen okul müdürleri eski görevlerine dönerken, kimi illerde ise mahkemeyi kazanan müdürlere çeşitli seçenekler sunulması, bakanlığın yargı kararlarını uygulamak için kılıktan kılığa girdiğini göstermektedir. Geçtiğimiz günlerde bazı illerde okullara yeni müdür görevlendirmeleri için "Acele ve Günlü" yazılar gönderilmesi ve eğitime ilişkin tartışmalı yönetmelik değişiklikleri yapılması dikkat çekicidir.
Şube müdürlüğü atamaları ile ilgili olarak yargının peş peşe iptal kararları vermesine ve söz konusu şube müdürlerinin yaptığı bütün değerlendirmelerin iptal edilmesine rağmen, MEB`in yargı kararlarına alenen direnmesi açıkça "görevi kötüye kullanma" suçudur ve bu suçu işleyenler yargı önünde hesap verecektir.
MEB, bir taraftan okul müdürlerinin görevlendirilmesi ile ilgili keyfi ve hukuk tanımaz tutumunu sürdürürken, diğer taraftan sendikamızın zorunlu rotasyon uygulamasının kaldırılması, en azından hükümet kurulana kadar bu konuda herhangi bir işlem yapılmaması yönündeki talebini yok saymıştır. 6 Temmuz‘dan itibaren aynı eğitim kurumunda 15 yılı dolduran öğretmenlere MEB tarafından cep mesajı (SMS) gönderilerek "gerekli iş ve işlemler için okul idarelerine başvurmaları"nı istemiş, bu durumdaki öğretmenlerin tespitinin yapılarak İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Öğretmenlerin tatilde olduğu dönemde bakanlığın aceleci bir şekilde zorunlu rotasyon uygulamasını hayata geçirmek istemesi, ilk etapta 13 bin deneyimli öğretmenin kendi isteği ve iradesi dışında zorla sürgün edilmesi anlamına gelmektedir. MEB, hükümetin kurulamamış olmasını kendince fırsata çevirerek "şark kurnazlığı" yapmakta, eğitimde bu kez de deneyimli öğretmenleri hedef alarak kapsamlı bir tasfiyeye girişmektedir. Önce eğitim yöneticilerini tasfiye eden ve AKP`nin siyasal kadrolarını eğitim yöneticisi yapan bakanlık, şimdi de deneyimli öğretmenleri çalıştıkları okullardan resmen sürgün etmektedir. Hiç kimsenin hem öğretmenlerin aile yaşantısını hem de okullardaki çalışma ortamını alt-üst etmeye hakkı yoktur.
Bugüne kadar attığı her adımda, aldığı her kararda hayal kırıklığı yaratan, tüm eğitim bileşenlerini eğitim yöneticilerini, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri sürekli mağdur etmeyi adeta kendisine görev edinen MEB, hukuk dışı ve sorumsuz uygulamalarına bir an önce son vermelidir.
Yeni hükümet kurulana kadar yeni yönetici atamaları ve zorunlu rotasyon uygulaması başta olmak üzere mağduriyet yaratacak tüm adımlar durdurulmalı, alınmış yargı kararları derhal uygulanmalıdır.