egitimsen2

egitimsen2

Öğretmenlerin 2014 Yaz Tatili İl İçi ve İller Arası Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu
 

Öğretmenlerin 2014 Yaz Tatili İl İçi ve İller Arası Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu İçin Tıklayınız.

 

Öğretmenlerin 2014 Yaz Tatili İl İçi ve İller Arası Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirmesi İle İlgili Valiliklere Gönderilen Yazı İçin Tıklayınız.

 

ÖĞRETMENLERİN 2014 YAZ TATİLİ İL İÇİ VE İLLER ARASI ÖZÜR DURUMUNA BAĞLI YER DEĞİŞTİRME DUYURUSU

Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerin il içi ve iller arasında sağlık ve eş durumu özrü ile genel ve özel hayatı olumsuz etkileyen nedenlere bağlı yer değişiklikleri, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde aşağıda belirtildiği şekilde yapılacaktır.

1. 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37'nci maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamındakiler hariç olmak üzere, alanlar itibarıyla norm kadro açığı bulunan eğitim kurumlarının tamamı, Bakanlığın http://ikgm.meb.gov.tr internet adresinde ilan edilerek öğretmenlerin tercihlerine açılacak ve yer değiştirmeler bilgisayar ortamında hizmet puanı üstünlüğü esasına göre yapılacaktır.

2. Öğretmenlerin hizmet puanının hesabında başvuruların son günü; hizmet süresinin hesabında ise 30 Eylül 2014 tarihi esas alınacaktır.

3. Başvuru yapacak öğretmenlerde, sağlık durumu özrüne bağlı yer değiştirmeler hariçDevlet memurluğu ve öğretmenliğin her ikisinde de adaylıklarının kaldırılmış veya 30 Eylül 2014 tarihi itibarıyla kaldırılabilecek durumda olması şartı aranacaktır.

4. İlk atama kapsamında açıktan, kurumlar arası naklen atananlar ile öğretmenlikten ayrıldıktan sonra açıktan ya da kurumlar arası yeniden atama kapsamında atananlardan, sağlık durumu özrüne bağlı yer değiştirmeler hariç, 30 Eylül 2014 tarihi itibarıyla bulundukları ilde en az 1 (bir) yıl süreyle öğretmenlik yapmış olanlar, özür durumuna bağlı yer değiştirme başvurusunda bulunabilecektir.

5. Talebi halinde, sağlık durumu özrü ya da genel ve özel hayatı olumsuz etkileyen nedenlere bağlı olarak yer değiştirme başvurusu uygun bulunan öğretmenin eşinin yer değişikliği başvurusu birlikte değerlendirilecektir.

6. Başvurular, http://mebbis.meb.gov.tr veya http://ikgm.meb.gov.tr adreslerindeki MEBBİS Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Başvuru Formu doldurularak yapılacak ve belgeler eğitim kurumu müdürlüğüne teslim edilecektir. Başvuru formu eğitim kurumu müdürlüğünce onaylanacak ve bir örneği öğretmene verilecektir.

7. Öğretmenler, başvuru formunun gerçeğe uygun şekilde doldurulmasından sorumludur. Başvurular onaylanmadan önce eğitim kurumu yöneticiliklerinden belgeye dayalı bilgi düzeltme talebinde bulunulabilecektir. Başvuru süresi içinde bilgi düzeltme talebinde bulunanlardan onay aşamasındaki başvuruları reddedilerek, onaylanmış başvurular ise iptal edilerek öğretmenlerin yeniden başvuru yapmaları sağlanacaktır. Öğretmenler, başvuru süresi içinde, görevli olduğu eğitim kurumuna ya da kadrosunun bulunduğu il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne dilekçe vermek suretiyle yer değiştirme başvurusundan vazgeçebilecektir. Bu durumda öğretmenlerin başvuruları elektronik ortamda da iptal edilecektir.

8. Öğretmenlerin şahsen başvuru yapmaları esas olmakla birlikte, görevli oldukları il/ilçe dışında bulunan öğretmenler, ibraz edilecek belgeleri e-posta, telefon, faks gibi uygun

iletişim araçlarıyla kadrolarının bulunduğu eğitim kurumu müdürlüğüne süresi içinde ulaştırarak başvurularının onaylanmasını isteyebilecektir. Yöneticiler bu başvuruları süresi içinde onaylayarak formun çıktısını göreve başladıklarında öğretmenlere imzalattıracaktır.

9. Müstakil müdürlüğü bulunmayan eğitim kurumlarında görevli öğretmenler ile kadroları il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde bulunan öğretmenler, başvurularını kadrolarının bulunduğu il/ilçe milli eğitim müdürlüklerine yapacaktır.

10. Yurt dışında görevlendirilenler ile aylıksız izinli olan öğretmenlerden yurt dışı görev sürelerinin veya izinlerinin 15 Eylül 2014 tarihine kadar sona ereceğini belgelendirenler, diğer şartları da taşımaları kaydıyla yer değiştirme başvurusunda bulunabilecektir. Bu kapsamda yer değişikliği yapılanlardan en geç 15 Eylül 2014 tarihine kadar görevine başlamayanların atamaları iptal edilecektir.

11. Eşi askerde olan öğretmenler, eşinin kamu personeli olarak görev yaptığı yere yer değiştirme isteğinde bulunabilecektir.

12. Başvurular iki aşamada alınacak; birinci aşamada sırasıyla eğitim kurumu, ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerince onaylanacaktır. İkinci aşamada ise eğitim kurumu tercihleri alınacak ve eğitim kurumu müdürlüklerince onaylanacaktır.

13. Elektronik Başvuru Formu dışında bir belgeyle veya posta yoluyla yapılan başvurular; gerekli şartları taşımayan başvurular; gerçeğe aykırı bilgi ve belgeyle ya da istenilen bilgiler uygun biçimde işaretlenmeden yapılan başvurular ile Elektronik Başvuru Formu çıktısı imzalanmadan ve onaylanmadan yapılan başvurular geçersiz sayılacak; geçersiz başvurulara dayalı yer değiştirmeler iptal edilecektir.

14. Yer değiştirme sürecinde yapılan işlemlerle ilgili olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunan öğretmenler ile gerekli kontrolleri yapmadan bu başvuruları onaylayan sorumlular hakkında yasal işlem yapılacaktır.

15. Yer değiştirme sürecinde ihtiyaç duyulan açıklamalar Bakanlığın http://ikgm.meb.gov.tr internet adresinden ayrıca duyurulacaktır.

SAĞLIK DURUMU ÖZRÜNE BAĞLI YER DEĞİŞTİRMELER

Öğretmenler; a) Görev yaptıkları yerde kalmaları halinde kendisi, eşi veya çocuklarının sağlık durumlarının tehlikeye gireceğini belirtir sağlık kurulu raporu ile tedavi olmak istediği, b) Anne, baba veya yargı kararıyla vasi tayin edildiği kardeşlerinden birisi için "Başkasının güç ve yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremez." ibaresi bulunan sağlık kurulu raporu ile anne, baba veya kardeşinin Adres Kayıt Sistemine (AKS) kayıtlı adresinin bulunduğu ilçe/ildeki eğitim kurumlarına atanmak üzere yer değiştirme başvurusunda bulunabilir.

Kendi hastalıkları nedeniyle yer değiştirme başvurusunda bulunan öğretmenlerin ibraz ettikleri sağlık kurulu raporunda, hastalıklarının öğretmenlik yapmalarını engellemeyeceği belirtilecektir. Özel eğitim alması gereken çocuğu olan öğretmenler, rehberlik ve araştırma merkezlerince verilen özel eğitim değerlendirme kurulu raporunda ve il milli eğitim müdürlüklerinden alınacak görev yaptığı ilde çocuğunun özrüne ilişkin özel eğitim alabileceği resmi eğitim kurumu bulunmadığına dair belge ile yer değiştirme başvurusunda bulunabilir. Başvuruda istenecek belgeler şunlardır: a) Başvuru tarihi itibarıyla resmi veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarından son altı ay içinde alınan yukarıda açıklanan muhtevaya uygun sağlık kurulu raporu (özürlü raporlarında süre şartı aranmaz), b) Kardeşine vasi tayin edilenlerden mahkeme kararı, c) Çocuğu özel eğitim alması gerekenlerden, özel eğitim değerlendirme kurulu raporu ve bulunduğu ilde özel eğitim alabileceği eğitim kurumunun bulunmadığına dair görev yaptığı il milli eğitim müdürlüğünce verilecek belge. Eş, anne-baba, çocuk ve kardeş için veya vasi tayini sebebiyle alınmış sağlık kurulu raporları ile yapılan başvurularda, onay makamları, aile kütüğüne işlenmiş kişisel bilgilerin özetlerini gösterir vukuatlı nüfus kayıt örneğini elektronik ortamda temin ederek kontrol edeceklerdir.

EŞ DURUMU ÖZRÜNE BAĞLI YER DEĞİŞTİRMELER

1- Öğretmenlerden eşleri; a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/A ve 4/B maddeleri kapsamında, b) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı, c) 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre bankalar için kurulmuş özel emeklilik sandığına tabi, ç) TOBB ve odalar gibi kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında, d) Avukat olup baroya kayıtlı ve vergi mükellefi olarak çalışanlar ile aşağıda 2 nci maddede belirtilenlerin eşleri, eşlerinin görev yaptığı il/ilçeye yer değiştirme başvurusunda bulunabilir.

2- Eş durumu özründen yer değişikliği isteyenlerden:

a) Eşleri, yasama organı üyeliği, belediye başkanlığı, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde belirtilen görevlerde bulunanlar, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışanlar (657 sayılı Kanunun 4/B ve 4/C maddeleri kapsamında sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar dahil); 399 sayılı KHK kapsamında çalışanlar; özel kanunlarla

kurulan kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işçi olarak çalışanlardan, eşlerinin çalışmakta olduğu kurum/kuruluştan alınacak görev yeri belgesi (Birinci aşama başvurularının son günü itibarıyla başka bir il'e atamasının yapıldığını belgelendiren kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların, görev yeri belgesi aranmadan sadece atama kararları yeterli kabul edilecektir), b) Eşleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri kapsamında kamu kurum ve kuruluşları dışında sigortalı olarak çalışanlardan; 1. Eşlerinin çalışmakta olduğu işyerinden alınacak görev yeri belgesi, 2. Bağlı bulundukları vergi dairesinden veya ilgili meslek kuruluşundan alınacak işyerinin faaliyette olduğunu gösterir belge, 3. Birinci aşama başvurularının son günü itibarıyla son iki yıllık süre zarfında en az 360 gün sigortalı hizmeti olduğunu ve sigortalılığının halen devam ettiğini gösterir belge, 4. İdare merkezi belirli bir il'de olmakla birlikte ülke genelinde faaliyet gösteren şirketlerin şirket merkezi dışında çalışanlarının öğretmen eşlerinden; ayrıca, atanmak istedikleri yerde eşlerinin işyerinin faal olduğuna dair anonim şirketler için kendi işyerlerinden, diğer şirketler içinse çalıştıkları ildeki vergi dairesi, belediye veya ilgili meslek kuruluşundan alacakları belge, istenecektir.

Eş Durumu Özrüne Bağlı Yer Değiştirmelerde Dikkate Alınacak Diğer Hususlar

1. 360 gün sigortalılık süresinin hesabında, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesi kapsamında geçen hizmet sürelerinin tamamı birlikte değerlendirilecektir. 2. Eşleri sigortalı olarak çalışan öğretmenlerin yer değişikliği başvurularında, eşlerinin sigortalılık süresinin yeterli olmaması halinde, borçlanılmak kaydıyla son iki yıllık süre zarfında askerlikte geçen süreler de sigortalı olarak geçirilen süreler kapsamında değerlendirilecektir. 3. Eşleri emekli olan öğretmenler, bir defaya mahsus olmak üzere son başvuru tarihi itibarıyla son 6 (altı) ay içinde eşlerinin emekli olduğunu gösterir belge ile eşlerinin ikamet ettiği yere yer değiştirme başvurusunda bulunabilir. 4. Öğretmenlerden; a) Kendileri veya eşleri yurt dışında görevli olanlar, b) Eşleri geçici görevli olanlar, c) Eşleri isteğe bağlı sigortalı olanlar, yer değiştirme başvurusunda bulunamayacaktır.

GENEL VE ÖZEL HAYATI ETKİLEYEN NEDENLERE BAĞLI YER DEĞİŞTİRMELER

1.Öğretmenlerden; a) Eşi vefat edenler, eşlerinin vefat tarihini izleyen 6 (altı) ay içinde, b) Eşleri şehit ya da malul gazi olanlar, şehadet veya gaziliğin vukuundan itibaren 6 (altı) ay içinde, c) Terör eylemleri etkisi ve sebebiyle, kanunen bakmakla yükümlü oldukları çocukları ile anne, baba veya kardeşlerinden biri şehit ya da malul gazi olanlar, şehadet veya gaziliğin vukuundan itibaren 6 (altı) ay içinde, ç) Görev yaptıkları yerde özel hayatında açıkça tehlike oluşturan olay nedeniyle, d) Görevli oldukları yerleşim yeri dışında bir ortaöğretim kurumunu merkezi sınavla kazanan çocuğunun, öğrenim göreceği yerde il milli eğitim müdürlüğünden yatılı öğrenim görme imkanı olmadığını belgelendirenler, yer değiştirme başvurusunda bulunabileceklerdir. 2. Bu kapsamda başvuruda bulunacak öğretmenlerden; a) Görev yaptıkları yerde özel hayatında açıkça tehlike oluşturan olaya ilişkin görev yaptığı il valisinin teklifi, b) Eşinin vefatını gösterir belge, c) Eşi, çocuğu ile anne, baba veya kardeşlerinden birinin şehit ya da malul gazi olduğuna dair belge, ç) Çocuğunun merkezi sınavla kazandığı yeri gösterir belge ile çocuğunun öğrenim göreceği yerde yatılı öğrenim görme imkanı olmadığına dair belge istenecektir.

2.YER DEĞİŞTİRMELERDE ÖĞRETMEN, EĞİTİM KURUMU, İLÇE VE İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜKLERİNCE YAPILACAK İŞ VE İŞLEMLER

3.Öğretmenler yer değiştirme başvurularını, ilan edilen başvuru tarihleri arasında Elektronik Başvuru Formunu doldurmak suretiyle yapacaktır. Elektronik Başvuru Formuna, http://mebbis.meb.gov.tr veya http://ikgm.meb.gov.tr adreslerinden "kullanıcı adı" ve "şifre" ile ulaşılabilecektir.

Öğretmenler, yer değiştirme başvurularını yaptıktan sonra özür durumuna ilişkin belgelerini onay için kadrolarının bulunduğu eğitim kurumu müdürlüğüne ibraz etmek zorundadır. Görevli oldukları il/ilçe dışında bulunanlar, ibraz edilecek belgeleri e-posta, telefon, faks gibi uygun iletişim araçlarıyla kadrolarının bulunduğu eğitim kurumu müdürlüğüne süresi içinde ulaştıracaktır. Süresi içinde ulaştırılmayan belgelerden öğretmenler sorumludur.

Eğitim kurumu müdürlüklerince, ibraz edilen belgeler incelenerek uygun bulunanlar elektronik ortamda tarandıktan sonra Elektronik Başvuru Formunun çıktısı alınarak başvurular onaylanacaktır. Gerekli şartları taşımadığı tespit edilenlerin başvurusu reddedilecektir. Eğitim kurumu müdürlükleri, özür durumu belgelerini elektronik ortamda sisteme yansıtarak onay için ilçe ve il milli eğitim müdürlüğüne gönderilmesini sağlayacaktır. Başvurular; eğitim kurumu müdürlüklerince başvurunun yapıldığı gün ya da takip eden gün içinde; il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerince ise en geç eğitim kurumu müdürlüğünün onayını takip eden günde onaylanacaktır. Son gün yapılan başvurular aynı gün içinde onaylanacaktır. Onay işlemlerinin süresi içinde tamamlanmasını takiben başvurular değerlendirmeye alınacaktır. Öğretmenlerin başvuru ve onay işlemlerini internet aracılığıyla takip etmesi sağlanacaktır. İl/ilçe milli eğitim müdürlükleri, yer değiştirme iş ve işlemleri ile başvuruların onaylanması ya da reddedilmesinden görevli, yetkili ve sorumludur. Onay işlemlerinin hafta sonu tatillerine denk geldiği günlerde eğitim kurumu müdürlükleri ile il/ilçe milli eğitim müdürlüklerince gerekli tedbirler alınarak yeterli sayıda personel bulundurulacak ve başvuruların onaylanması sağlanacaktırYer değiştirme başvurularına ilişkin tereddütler öncelikle il milli eğitim müdürlüğünce giderilecek; bu aşamada giderilemeyen tereddütler Bakanlığa bildirilecektir.

BAŞVURU VE TERCİHLER

Başvurular

Özür sebebiyle görev yerlerinden ayrılacak öğretmenlerin yerine atama yapılabilmesi bakımından başvurular, yer değiştirme takviminde belirtilen tarihler arasında iki aşamalı olarak alınacaktır. Birinci aşamada, öğretmenler Elektronik Başvuru Formunu doldurarak özür durumuna göre atanmak istedikleri il ve ilçeyi seçerek başvuru formunu onaylatacaktır. İkinci aşamada, öğretmenlerin atanmak istedikleri il ve ilçede alanlar itibarıyla öğretmen norm kadrosu boş bulunan eğitim kurumları ile öğretmenlerin yer değiştirmesi sebebiyle boşalması muhtemel eğitim kurumlarının listesi http://ikgm.meb.gov.tr internet adresinde yayımlanacaktır. Birinci aşamada başvurusu onaylanan öğretmenler, atanmak istedikleri eğitim kurumu kodlarını, tercih önceliklerini dikkate alarak işaretleyecektir. Tercih aşamasında "boşalması muhtemel eğitim kurumu" olarak ilan edilen, ancak atamalar sonucunda bunlardan norm kadrosu boşalmayan eğitim kurumlarını tercih eden öğretmenlerin bu tercihleri değerlendirmeye alınmayacaktır.

Tercihler

1-İller arasında: Öğretmenler, özürlerinin bulunduğu ildeki eğitim kurumları arasından en çok 40 (kırk) tercihte bulunabilir. Bu kapsamda başvuracak öğretmenler, tercihleri dışında 41 inci seçenek olarak il genelinde boş kalan eğitim kurumlarından birine kura ile atanmak isteyip istemediklerini ayrıca belirtebilecektir. Ancak 40 eğitim kurumu tercihi tamamlanmadan 41 inci seçenek işaretlenmeyecektir. Bu kapsamda 40'tan az tercih yapanlar ile tercih dışı atanmak istemeyen öğretmenlerin sadece tercihleri dikkate alınacaktır. Hizmet puanı yetersizliği sebebiyle özür durumundan yer değiştirmeleri yapılamayan öğretmenler, istemeleri halinde aylıksız izin kullanabilecektir.

2- İl içinde: İl içinde özür durumuna bağlı yer değiştirecek öğretmenler, özürlerinin bulunduğu yerleşim yerindeki eğitim kurumları arasından en çok 40 (kırk) tercihte bulunabilecektir. Büyükşehir statüsündeki illerde görev yapan öğretmenler, eşlerinin görev yaptıkları ilçe ile Adres Kayıt Sistemine (AKS) kayıtlı ikametgahlarının bulunduğu ilçedeki eğitim kurumlarını tercih edebilecektir. Büyükşehir statüsünde olmayan illerde yapılacak yer değişikliği işlemlerinde il merkezleri, ilçeler, beldeler ve köylerin her biri ayrı bir yerleşim yeri olarak değerlendirilecek ve bu yerleşim yerleri arasında yer değişikliği başvurusu yapılabilecektir. Bu yerleşim yerlerinin içindeki eğitim kurumları arasında özür durumundan yer değişikliği yapılmayacaktır. Büyükşehir belediyesi statüsünde olmayan illerde görev yapan öğretmenler, yalnızca özürlerinin bulunduğu il merkezi (belde ve köyler dahil) ya da ilçedeki (belde ve köyler dahil) eğitim kurumlarını tercih edebilecektir. Eşleri aynı ilçenin köy veya beldelerinde görev yapan öğretmenler, öncelikle eşlerinin olduğu yerdeki eğitim kurumlarını tercih edecekler; eşlerinin bulunduğu yerde atanabilecekleri herhangi bir eğitim kurumu bulunmaması halinde ise yakın köy veya beldelerdeki eğitim kurumlarını tercih edebilecektir.

3- Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, spor liseleri, güzel sanatlar liseleri ve bilim ve sanat merkezleri öğretmenlerinin tercihleri; Fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinin bütün alan öğretmenleri ile spor liselerinin beden eğitimi öğretmenleri, güzel sanatlar liselerinin görsel sanatlar/resim, müzik öğretmenleri bilim ve sanat merkezleri hariç tüm eğitim kurumlarını tercih edebilecektir. Anadolu liselerine ilgili mevzuatına göre atanan ve halen görev yapan öğretmenler, bilim ve sanat merkezleri hariç olmak üzere, fen liseleri ve sosyal bilimler liseleri dahil tüm eğitim kurumlarını tercih edebilecektir.

Spor liselerinde halen görev yapan beden eğitimi öğretmenleri ve güzel sanatlar liselerinde halen görev yapan görsel sanatlar/resim, müzik öğretmenleri ile bu kurumlarda daha önce görev yapmış söz konusu alan öğretmenleri, bilim ve sanat merkezleri hariç olmak üzere spor liseleri, güzel sanatlar liseleri ve diğer eğitim kurumlarını tercih edebilecektir. Bilim ve sanat merkezlerinde halen görev yapan öğretmenler ile bu kurumlarda daha önce görev yapmış öğretmenler, fen liseleri ve sosyal bilimler liseleri hariç olmak üzere bilim ve sanat merkezleri ile diğer eğitim kurumlarını tercih edebilecektir.

Yer Değiştirmeler ve Tebligat

Yer değiştirmeler, öğretmenlerin tercihleri dikkate alınarak hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılacaktır. Sonuçlar, http://ikgm.meb.gov.tr adresinde yayınlanacaktır. Yer değiştirmesi yapılan öğretmenlerin tebligat, ayrılma ve başlama işlemleri Yer Değiştirme Takviminde belirtilen süreler içinde tamamlanacaktır.

YER DEĞİŞTİRME TAKVİMİ

I.AŞAMA Başvuruların kabul edilmesi ve onay süreci 11-15 Ağustos 2014

II.II. AŞAMA Tercihlerin yapılması ve onay süreci 20-26 Ağustos 2014

III.Atamalar 29 Ağustos 2014 Tebligat ve ilişik kesme işlemleri 01 Eylül 2014'ten itibaren

IV.İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

28 Temmuz 1914’ten Temmuz 2014’e. I.Dünya Savaşının yüzüncü yıldönümü. Kanal savaşları, Filistin cephesi dedelerimizden yadigar belleğimizin bir yanını tutuyor. Yüz yıl sonra bıraktığımız yerde gibiyiz. Temmuz sıcağına Filistin’de ABD-İsrail bombardımanlarının yangıları ekleniyor. Kafa, kol, bacak vicdanlarımız yanıyor. Trablus, Musul, Şam, Kabil… Ortadoğu yanıyor. Yüzlerce çocuk ölüyor, binlerce ana yaralı. İsrailli gençlerin, hatta yetişkinlerin durumu da hiç parlak değil. Askere gitmemek için kendi ayağını vuranlar olduğu söyleniyor. Filistin kimin sorunu, yaşanan şiddet ne anlama geliyor?

Şiddetin şiddeti ölçülmeye kalkılsa, işgal ve savaşların yanında cinayetlerin esamesi bile okunmaz; bir miktar konsepte dahil edilebilirse de KCK’si, Ergenekon’u, Balyoz’u, Polis Operasyonları yanında sıradan-küçük kalır. Şiddetin en yapısalı, kurumsal olanı, çok gelişmiş araçları olanı işgal ve savaşlardır.
Siyasal literatürde devletler ve bir devlet içindeki kesimler veya halk-grupları arasındaki  “örgütlü silahlı mücadelelere” savaş adı verilmektedir. İşgal ise işin en ağır ve acımasızıdır. 
Bu işgaller üç beş terörist işi değildir. Eğer öyle olsa idi işin çözümü de o kadar kolay olurdu. Kurumsal şiddetin kurumları bulunmaktadır. En büyük kurumu emperyalizmdir.
Bauman’a göre durum çok vahim olup modern uygarlıkta terörizm ve işkence, siyasi aklın araçları haline gelmiş bulunuyor: “Holocaust bizim modern akılcı toplumumuzda, uygarlığımızın yüksek sahnesinde ve insanoğlunun kültürel zaferinin zirvesinde doğup uygulanmıştır ve bu nedenle toplumun, uygarlığın ve kültürün bir sorunudur.

”    Russell’a  göre, çok genel anlamda etki altına alma olarak tanımlanabilecek iktidar;
*    Güç kullanma (ordu, polis), 
*    Kandırma, ödül, ceza (ekonomi), 
*    Fikir, propaganda, eğitim (kilise, parti, eğitim) üzerinden sürdürülüyor. 
Weber’e göre, “Bütün siyasal yapılar şiddet kullanır, ama bunu diğer siyasal örgütlere karşı kullanma tehdidinde bulunma ya da kullanma biçim ve dereceleri bakımından ayrılırlar. Bu farklılıklar, siyasal toplulukların biçimini ve geleceğini belirlemekte somut rol oynar. Bütün siyasal yapılar aynı ölçüde ‘yayılmacı’ değildir. Hepsi de gücünün dışa dönük olarak gelişmesi için çalışmaz ve gücünü başka topraklar ve topluluklar üzerinde ilhak ya da bağımlı kılma yoluyla siyasal egemenlik kurmak üzere hazır tutmaz. Bu nedenle siyasal örgütler, iktidar yapıları olarak, saldırganlık dereceleri bakımından farklılaşırlar.”
Marx’ın, Weber’in toparlamasıyla savaşlar ekonominin, küresel ticaretin bir yoludur; ekonomi politikle sağlanamayan sömürgecilik, pazar-piyasa sorunu veya yayılmacılık, aşırı üretimin getirdiği yapısal krizler, şiddetle, savaşla, işgalle dayatılmaya ve aşılmaya çalışılır. Eisenhower bunu “military and industrial complex” olarak ifade etmektedir.
Şiddetin ekonomiyle oluşturduğu bu örüntüyü Yeniçeri’nin özetiyle Barnett “küreselleşmenin on emri” altında şöyle topluyor: 
*    Kaynak ararsan bulursun ve fakat…
*   İstikrar yoksa piyasa yoktur.
*   Büyüme yoksa istikrar yoktur.
*   Kaynak yoksa büyüme yoktur.
*   Altyapı yoksa kaynak yoktur.
*   Para yoksa altyapı yoktur.
*   Kural yoksa para yoktur.
*   Güvenlik yoksa kural yoktur.
*   Leviathan (Ordu) yoksa güvenlik yoktur.
*   (Amerikan) İrade(si) yoksa Leviathan (Amerikan ordusu) yoktur.
1914’ten 2014’e Gazze’de işgal I. ve II. Paylaşım Savaşlarının sonucudur; ABD, onun sömürgesi Almanya, müttefiki Fransa, İngiltere, Kanada vb. zaten oradadır. İstese de istemese de Osmanlı ve Türkiye, Rus Çarlığı ve Rusya oradadır. Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar oradadır. 1970’lerde sosyalist akımların Filistin mücadelesini İsrail-Filistin sorunu olarak görmemeleri doğru bir okumadır. Ne geçmişte ne de bugün ne İsrail kendi başına İsrail, ne de Filistin kendi başına Filistin’dir.
Filistin işgali emperyalizmin Ortadoğu’yu terbiye aracıdır, Filistin’de her ölüm emperyalist mafyaların, Obama’nın, Merkel’in, Hollande’ın kurbanı sayılır. Emperyalizm sürdükçe de benzer sorunlar sürecektir. Emperyalizmin çaresi eşitlik, özgürlük, kardeşliktir. Bayramınız kutlu olsun.

Adnan GÜMÜŞ

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

ADANA'da sağlık çalışanları, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto ederek, "Filistin halkının yıllardır yaşadığı insanlık dramı bir kez daha katliama dönüşürken insanlarla birlikte insanlığın da ölmesine yol açmaktadır" dedi.

Seyirci Kalmak Katliama, Savaş Suçuna ve İnsanlık Suçuna Ortak Olmak Demektir.

“Çocuklar uyurken susulur ölürken değil…”

Öldürülen çocuklar, kadınlar, insanlar!

Filistin’de ölen insanlıktır!

 

Günlerdir dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık dramı, vahşet tam bir katliama dönüştü. Çocuklar sahilde, kadınlar kucaklarında bebeleri, çocukları ile sığınakta, sokakta, evde, okulda, camide vuruluyor, öldürülüyor. Hastaneler bombalanıyor. Hastalar, yaralılar, sakatlar ve sağlık çalışanları hastanede, ambulansta öldürülüyor. Savaş suçu işleniyor. Egemenler susuyor.

 

 

Bir halk evsiz, barksız, işsiz güçsüz, aç açık bırakılıp açlığa, susuzluğa, yokluğa, yoksulluğa terk ediliyor. Yerlerinden yurtlarından edilip göçe zorlanıyor, tepelerine atılan bombalarla, ölüm saçan silahlarla evleri başlarına yıkılıyor, katlediliyor. İnsanlık suçu işleniyor. Egemenler bu durumu meşru müdafaa olarak açıklıyor.

 

            Küçük bedenler sığınaklarda delik deşik ediliyor

            Evler, barakalar, barınaklarla beraber umutlar ve hayaller de yıkılıyor.

Bir savaş aygıtına dönüşmüş İsrail devleti, yıllardır ileri karakolu ve jandarması olduğu emperyalist-kapitalist bloktan aldığı güçle; duvarlarla, tellerle, hendeklerle çevirdiği, doğup büyüdükleri köylerinden, evlerinden yurtlarından söküp attığı, kamplarda, barakalarda çadırlarda yaşamaya mecbur ettiği bir halka yıllardır zulüm ediyor.

İsrail dünyanın gözü önünde bir halkı aşağılıyor, sürüyor, süründürüyor. Yıkıyor, yakıyor. Tutukluyor, öldürüyor. Filistin’de her ölümle birlikte insanlık da ölüyor.

Bakın Gazze’den, Şifa Hastanesi’nden Norveçli Doktor Mads Gilbert nasıl haykırıyor: “Bay Obama, sizin bir kalbiniz var mı? Sizi buraya davet ediyorum, Şifa’da bizimle beraber bir gece, sadece bir gece geçirmeye. İsterseniz tebdili kıyafetle bir temizlikçi olarak. Yüzde yüz eminim ki bu tarihi değiştirecektir. Kalbi ve kudreti olan hiç kimse Filistin halkının katliamına son vermeye karar vermeden Şifa’daki bu geceyi öylesine bırakıp da gidemez.”

 

İşte İsrail böylesine ağır bir tabloda, yokluklar içinde sağlık hizmeti sunmaya çalışan hastanelere ve sağlıkçılara dahi saldırmaktan çekinmiyor!

Saldırının başladığı 8 Temmuz’dan bu yana 11 sağlık merkezi saldırıların hedefi olurken, El-Wafa, El-Aksa, Balsam Hastaneleri gibi bazı sağlık merkezlerine tekrarlayan saldırılar olmuş, El-Aksa Hastanesi’nin bombalanması sonucu 5 hasta ölürken, aralarında doktorların ve sağlık çalışanlarının da olduğu 70’den fazla insan yaralanmıştır. Bugüne kadar süren saldırılarda 200’ü aşkın çocuk olmak üzere çoğu kadın ve sivillerden oluşan 700’den fazla Filistin vatandaşı ile 28 İsrail askeri ölmüş, 4500’den fazla insan da yaralanmıştır.

Hastaneler, okullar, işyerleri enerji alt yapısı ve jeneratörler, su şebekeleri tahrip edilmiş, yiyecek, içecek, ilaç, tıbbi malzeme bitme noktasına gelmiş, yaralıların sığınacağı, tedavi  edileceği  hastane ve malzeme sıkıntısı nedeniyle  Gazze yaşama şansı yok edilmek üzere olan bir şehir haline gelmiştir.

Durumun aciliyeti karşısında İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü, Sınır Tanımayan Doktorlar ve Kızılhaç Uluslararası Komitesi yaralıların tedavisi için acil bir çağrı yaparak öncelikle hastaneler ve sağlık çalışanlarına yapılan saldırıların durdurulması, çatışmaların ve savaşın son bulması, Filistinlilere insani yardım için, uluslararası kurum ve kuruluşları yardım ve göreve davet ettiler.

Bizler de bir kez daha sağlık çalışanları olarak tüm dünyaya sesleniyoruz: Filistin halkına yapılanlar savaş suçudur, insanlık suçudur. Derhal durdurulmalıdır.

Filistin halkının yıllardır yaşadığı insanlık dramı bir kez daha katliama dönüşürken insanlarla birlikte insanlığın da ölmesine yol açmaktadır. Seyirci kalınmamalıdır.

Bu duruma seyirci kalmak katliama, savaş suçuna ve insanlık suçuna ortak olmak demektir.

Türkiye’nin hekimleri, hemşireleri, teknisyenleri, sağlık işçileri olarak sağlığa giden yolun barış ve demokrasiden geçtiğini biliyor, buna inanıyor ve bu nedenle bu savaşın durdurulmasını talep ediyoruz.

 

 

Tekin MÜJDE

SES Adana Şube Başkanı

 

Meclis'teki Torba Yasa tasarısında yer alan rotasyon uygulamasını gazetemize değerlendiren Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, düzenlemeyle 700 bin öğretmenin sürgün edilmesinin önünün açıldığını söyledi. Bunun hem eğitimciler, hem de öğrenciler için önemli sorunlara yol açacağını belirten Karaca, aday öğretmenlerin atanmasında “sözlü sınavın” getirilmesinin de siyasi kadrolaşma amaçlı olduğunu söyledi.
Soma’da 301 işçinin öldüğü iş cinayetinin ardından “Taşeron işçilerin sorunlarını çözmek” adı altında gündeme getirilen Torba Yasa tasarısı, hükümetin bugüne kadar gündeme getirdiği, ancak emekçilerin tepkileri nedeniyle geri çektiği pek çok düzenlemeyi de içeriyor. Tepki toplayan düzenlemelerden bir kısmı da eğitim emekçilerini yakından ilgilendiriyor. Torba yasa tasarısının 95. Maddesinde yer alan düzenleme ile, bir süredir kamuoyunda tartışılan ve daha önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan Ulusal Öğretmen Strateji Belgesinde de yer alan öğretmenlere il içi ve il dışı rotasyon düzenlemesi

getiriliyor.  Torbadan 700 bin eğitimciye sürgün çıktı

‘ÖĞRETMEN GÖÇÜ’
Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, söz konusu düzenlemenin her ne kadar “isteğe bağlı yer değiştirmeler” ile ilgili olduğu belirtiliyor olsa da, belli bir hizmet süresini dolduran eğitim emekçilerinin rotasyona tabi tutulmasının önünü açtığını söyledi. Zorunlu rotasyonun yeni mağduriyetler doğuracağını kaydeden Karaca, “Bu çıkacak yasaya atıfta bulunularak ileride yönetmelikler çıkarılacak ve 5-6 yıl bir yerde görev yapan öğretmenin Türkiye’nin bütün bölgelerine gönderilmesi sağlanacak. Ancak bu durum birçok sorunu da beraberinde getirecek. 700 bin öğretmenin zorunlu rotasyona tabi tutulması, o öğretmenlerin yaşamları ve aileleri bakımından sıkıntı yaşamasına neden olacak. Biz bu zorunlu rotasyon uygulamasını açıkçası Kavimler Göçü’ne benzetiyoruz, 700 bin kişi zorlamayla sürgün edilecek” değerlendirmesi yaptı.

‘ÖĞRENCİLER DE MAĞDUR OLACAK’
Zorunlu rotasyon uygulamasının sadece öğretmenleri değil, öğrencileri de zor durumda bırakacağına dikkat çeken Karaca, “Öğretmenin yıllardır ders anlatımına, kişiliğine ve yöntemlerine alışan öğrenciler, neye uğradıklarını şaşırır duruma gelecek. Bu yeni gelen öğretmene alışma süreçlerinde bocalama dönemi yaşayacak. Eğitim süreç meselesidir ve öğrenciden başarı alınması için eğitiminde aynı çizgide süreklilik arz etmesi gerekir” dedi. Ayrıca ilkokullarda da rotasyon sıkıntılarının yaşanabileceğinin altını çizen Karaca, “Rotasyonların kaç yılda yapılacağı belirsiz olduğu için öğrencisini 1. sınıftan alan bir ilkokul öğretmeni, onları bırakmak zorunda kalabilecek ve öğretmenin tayini çıktığı için ilk öğretim öğrencileri yeni bir öğretmene alışmak zorunda kalacak” diye konuştu.

ADAY ÖĞRETMENE ‘SİYASİ SINAV’
Kamuran Karaca, torba yasada aday öğretmenliğe ilişkin düzenlemenin de adeta AKP taraftarlarının öğretmen olarak atanmasının önünü açtığına dikkat çekti. Karaca, “Yasayla aday öğretmene atanması için gereken ‘yazılı ve sözlü sınav’ şartı, ‘yazılı veya sözlü sınav’ şeklinde değiştiriliyor. Bu yolla da sözlü sınavlarda değerlendirme kriterinin ne olduğu belli olmadığı için, kim öğretmen yapılmak isteniyorsa o öğretmen yapılacak” dedi.
Aday öğretmenlerin mağduriyetinin bunla da sınırlı kalmayacağını belirten Karaca, “Getirilen düzenlemede aday öğretmenlere 2 sınav hakkı tanınıyor. Birinci sınav hakkında başarısız olan öğretmenler başka yerlere sürgün edilerek, orada görevine devam ediyor ve ikinci sınava hazırlanıyor. Eğer ikinci sınavda da başarısız olursa ilişiği kesiliyor. Bu öğretmen adayları zaten KPSS’yi kazanmış ve o görevi hak ettiğini kanıtlamıştır. Kaldı ki zaten Eğitim Fakültesini bitirmiş veya formasyon yapmış bir insan, zaten öğretmenlik yapabileceğini ispatlamıştır. Siz bu insana KPSS şartı getirip zaten mağdur ediyorsunuz, yetmezmiş gibi bir de sözlü sınavı dayatıyorsunuz” diye konuştu.

Tamer Arda ERŞİN
Birkan BULUT
Ankara

www.evrensel.net

2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Çalışma Takvimi

 

Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi Bahçesine ek bina yapılacağı gerekçesi ile kesilmek istenen 150 ağaç için tepkiler sürüyor. Son olarak sivil toplum örgütleri tarafından ‘Adana Ağaçlarına Sahip Çıkıyor Halk Meclisi’ kuruldu.

Adana Ağaçlarına Sahip Çıkıyor Halk Meclisi’nin ilk toplantısı geniş katılım ile Adana Tabip Odası toplantı salonunda gerçekleşti. Burada ilk konuşmayı yapan Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Özalevli, Adanalıların ağaçlara, “İlerleyen zamanda x firmasına alın buraya hastane yerine otel, AVM yapın diyecekler. Çünkü ağaçların bulunduğu yeşil alanla ilgili ellerinde hiçbir proje yok. Bu sebeple ağaçların kesilip, hastane yapılacak söylemini bir tuzak olarak düşünüyoruz. Otel yapacağız ağaçları bu yüzden kesiyoruz deseler halkımızın tepkisini çok iyi bildiklerinden böyle bir oyuna başvuruyorlar. Bu alan Atatürk Parkı büyüklüğünde olup ağaç sayısı daha çoktur. Adana’da şehir içinde benzeri bir gerçek yeşil alan olmaması sebebiyle olan sahiplenmesini bu toplantı ile bir kez daha gördüklerini söyledi. Hastane yapacağı gerekçesiyle 150 tane çok değerli ağacı kesip, hastane yapacağını söylediklerini anlatan Özalevli çok önemlidir.” dedi.

 Ardından SES Başkanı Tekin Müjde yaptığı konuşmada yapılacak hastane için ellerinde proje olduğunu savunduğunu ancak hiçbir projenin olmadığını dile getirdi. Var olan projenin ise daha önce yapılan diyaliz merkezine ait olduğunu ileri süren Müjde,”Seyhan belediyesine inşaat ruhsatı için başvurulmuş ancak bir tek inşaat ruhsatı alınmış. Alınan ruhsatta şuan diyaliz merkezi olarak kullanılan alanın ruhsatı. Yani orada bitmiş bir bina inşaatı var. İnşaat ruhsatı başvurusu yapıldığında Seyhan belediyesi Bunu vermeme gibi bir şey yapamaz.  Ruhsatı alabilir. Eğer Seyhan Belediyesi ağaçlar için ruhsat vermezse Başhekimlik yasal süreç başlatıp bu ruhsatı alabilir. Seyhan Belediyesi istese de istemese de bu ruhsatı vermek zorunda kalacaktır.  Biz tam bu noktada devreye girip çalışmalarımızı yapmalıyız.” diye konuştu.

 Halk Meclisinin yapması gerekenler hakkında bilgiler aktardı. Bölükbaşı, Demokrasinin gereği olarak “Adana Ağaçlarına Sahip Çıkıyor” kampanyasının bir halk meclisi olması gerektiğine inandıklarını anlatan ÇETKO Başkanı Sadun Bölükbaşı ise, “Bu halk meclisi içerisinde seçim yaparak kurumlardan oluşan bir yürütme kurulu oluşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Seyhan Belediyesi İmar Müdürü Neriman Çetiner ise katıldığı halk meclisinde yaptığı konuşmada Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın selamı ile geldiğini dile getirdi. Başkan Karalar’ın toplantıya katılarak kendisinden gerekli konularda yardımcı olmasını istediğini aktaran Çetiner, “Keşke size yardımcı olabilsem ama imar mevzuatına aykırı hiçbir durum yok.  İmar istemişler vermişiz, ruhsat isteseler de vermek zorundayız. Hatta ve hatta hiçbir proje eki bile olmadan 26. Maddeye istinaden ruhsat vermek zorundayız. İmar mevzuatına engel hiçbir şey yok. Ama bize de düşen ne varsa her konuda size yardımcı olmaya hazırız” dedi.

Konuşmaların ardından ‘Adana Ağaçlarına Sahip Çıkıyor Halk Meclisi’ çalışmalarını sürdürdü.

Yıkım tehdidi altındaki İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nin bulunduğu alana sabah saatlerinde 70-80 kişilik silahlı bir grup saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda biri kadın 4 güvenlik görevlisi yaralandı. Mahkeme kararı olmasına rağmen hukuksuz bir şekilde alana giren grup, saldırının ardından İrfan Şahinbaş Sahnesi’ne ait olan araziye “kendilerine ait olduğunu iddia ederek” tel örgü çekti

Ankara Macunköy’de bulunan Devlet Tiyatroları arazisi içindeki İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi ve atölyelerinin de bulunduğu alana sabah saatlerinde giren 70-80 kişilik silahlı bir grup saldırı gerçekleştirdi. SS İvme Yapı Kooperatifi’nin görevlileri olduğu söylenen 70-80 kişilik grup, Şahinbaş Sahnesi’nin bulunduğu alana girdi. Mahkeme kararı olmasına rağmen alana izinsiz giren silahlı grup, duruma müdahale etmek isteye güvenlik görevlilerine saldırdı. Saldırıya uğrayan güvenlik görevlileri kendilerini korumak amacıyla güvenlik kulübesine çekildi ancak silahlı grup güvenlik görevlilerini kovalayarak kulübenin içine girdi ve saldırıya devam etti. 

Saldırıda biri kadın 4 güvenlik görevlisi yaralandı.Silahlı grubun saldırdığı kadın güvenlik görevlisinin saldırının etkisiyle kalp krizi geçirdiği ve durumunun ağır olduğu bildirildi. Yaralılar Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne kaldırıldı.

irfan_şahinbaş_sialhlı_saldırı_19_07_2014 (2)

Konuyla ilgili Sendika.Org’a konuşan Kültür Sanat-Sen Genel Sekreteri Alper Tazebaş, İvme yapı Kooperatifi görevlilerinin saldırıdan sonra, hem mahkeme hem de valilik ve belediye kararı ile “dokunulmayacak bölge” ilan edilen yeri “kendilerine ait olduğunu iddia ederek” tel örgü çektiğini, tel örgünün kaldırılması için savcılık kararının beklendiğini söyledi. Tazebaş ayrıca alanda polis olmasına rağmen, tiyatrocuların yaptığı oturma alanında oturarak sözlü sataşmalara devam ettiğini, polisin de silahlı gruba herhangi bir müdahalede bulunmadığı ifade etti.

İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nin bulunduğu arazi daha önce de hukuksuz bir şekilde yıkılma çalışılmış; tiyatrocuların ve halkın sahnenin bulunduğu alanda nöbet tutmasıyla yıkım bir süreliğine engellenmişti.

irfan_sahinbas_7nisan_2

 

   

Sendika.Org/ Ankara

 Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `AKP TEOG’da Başarılı Olan Öğrencileri İmam Hatip Liselerine Göndermek İçin Tüm Gücünü Seferber Etti!` başlıklı basın açıklaması

AKP`nin dindar nesil yetiştirme projesine atfettiği önem, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen bir yazıyla bir kez daha gözler önüne serildi. 

 

04 Temmuz 2014 tarihli yazıda İl Milli Eğitim Müdürlüğü İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinden, TEOG sınavlarında başarılı olan öğrencilerin İmam Hatip Liselerini tercih etmelerinin sağlanması için azami çaba gösterilmesini ve bu konuda yapılan çalışmaların raporlandırılarak Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü`ne gönderilmesi istenmektedir. Bu kapsamda yürütülecek çalışmalarda okul idarecileri, öğretmenler, okul aile birliği, veli, sivil toplum örgütleri, bazı kukum ve kuruluşlarla işbirliğine gidilmesi gerektiği de vurgulanmıştır. Yürütülecek bu çalışmaların gerekçesi ise "İmam Hatip Liselerinin niteliğini ve akademik başarısını artırmak" olarak ifade edilmektedir.

 

Görünen o ki AKP, tüm farklılığı ile birlikte Türkiye toplumunun bütününden aldığı vergileri ve toplumun bütününe hizmet etmek için örgütlenen kamu gücünü, kendi tekçi ve ayrımcı politikaları için seferber etmeye devam etmektedir. Tekçi, otoriter ve ayrımcı politikalarla girişilen toplum mühendisliğinin cisimleşmiş hali olan "dindar nesiller" projesi için "azami çaba" gösterilmesi bu durumun en açık ifadesidir. Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gönderilen söz konusu yazının sadece Ankara ile sınırlı kalmayacağı ise aşikardır. Türkiye`nin dört bir yanında TEOG`da başarılı olan öğrencilerin İmam Hatip Liselerini tercih etmelerinin sağlanmak istenmesi devlet-parti bütünleşmesinin aldığı boyutu gözler önüne sermektedir. 

 

Ayrıca, dayatmacı, piyasacı ve plansız politikalar aracılığıyla eğitim hizmetinin giderek niteliksizleştirildiği bir dönemde, İmam Hatip Liselerinin niteliğinin ve akademik başarısının böylesine özel ilgi görüyor olması da manidardır. Üstelik bu ilgi, uzun bir dönüşüm sürecinin merkezine yerleşmiş bir ilgidir. AKP, Genel liseleri Anadolu liselerine dönüştürdüğü tabela değişikliği ve sınav sisteminde attığı kimi adımlarla, çocuklarımızı meslek liselerine, imam hatip liselerine ve açık liseye bilinçli bir şekilde teşvik etmenin hesaplarını gütmüştür. Bu dönüşüm esnasında ise eğitimin niteliğini artırmaktan ziyade biçimsel değişikliklere odaklanmış ve dindarlaştırılmış ve işçileştirilmiş nesiller yetiştirme arzusu belirleyici olmuştur.

 

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki, bu çabaların ardında, AKP`nin hedeflediği toplum idealine ulaşma arzusu ve bu hedeften sapmalara dair taşıdığı korkular bulunmaktadır. Kaldı ki bu korku haklı bir korkudur. Çünkü eşitlik, özgürlük ve kardeşlik temelinde yükselen toplumsal bir iradenin varlığı sürdükçe, bu korku büyümeye devam edecektir.