ŞUBE YÜRÜTME KURULU
Hüseyin KAYA
Şube Başkanı
(505) 672 1377
Süleyman KAVUNCUOĞLU
Şube Sekreteri
(555) 310-0308
Emine SONCU TUNÇ
Şube Mali Sekreteri
(507) 754-3368
Ulaş Yoldaş BAZO
Şube Örgütlenme Sekreteri
(505) 582-2196
Seçil SÖNMEZ
Şube Eğitim Sekreteri
(533) 358-4474
CEMİL ÖZEN
Şube Özlük ve Hukuk Sekreteri
(532) 480-3144
NİLGÜN DOĞAN
Şube Kadın Sekreteri
(505) 674-6219
NCİRLİK ÜSSÜ ÖNÜNDE KİTLESEL BASIN AÇIKLAMASINA KATILIM ÇAĞRISI.
TARİH:19 OCAK 2013 CUMARTESİ / SAAT:13.00
Araç Toplanma Yeri: 12.30 Merkez Camii Önü
PATRİOTLAR ADANA'YA GELİYOR.
PATRİOTLARIN TÜRKİYE TOPRAKLARINA YERLEŞTİRİLMESİNE,
SAVAŞA, NOTO’YA ve İNCİRLİK ÜSSÜNE HAYIR.
“Yeni yılın ilk haftasında maden ocakları yine kana bulandı”
Her geçen yıl artan iş kazaları, yaralanmalar, sakat kalmalar, ölümler işçilerin alın yazısı mıdır? Elbette, bu durumun kader olmadığı açıktır. Esnek, kuralsız, taşeron çalışmanın, aşırı kar hırsının, rekabet adına işçinin hayatının yok sayılması bu ölümlerin önemli bir nedenidir.
Bu yaşananları kaza olarak, ya da takdiri ilahi diyerek gösterenler; gerçeği gizlemek, sorumluluktan kaçmak istemektedirler. Bu yaşananlar işçilere köle muamelesi çeken zihniyetin eliyle işlenmiş birer cinayetlerdir. Patlamalardan, göçük ve ‘kazalardan’ sonra bir mühendisi günah keçisi olarak gösterip tutuklamak, ya da göstermelik bir iki soruşturma sürdürmek bu cinayetleri engellemediği gibi yenilerine davetiye çıkarmaktadır.
30 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Gelik beldesindeki taşeron firmadaki iş cinayetinin ardında hamasi nutuklar atılmıştı. Aradan geçen 3 yıl içerisinde Bilirkişi raporları, mahkemeler ölen işçileri suçlu bulmak için büyük çaba sarf etmişlerdir.
Tuzla Tersanelerinde, Ankara Ostim’de, İstanbul Davutpaşa’da, Esenyurt ve Zonguldak Maden Havzasında ve ülkemizin her karış toprağında yaşanan ölümlerden, patronların her istediğini iki etmeden yerine getiren, işçileri köle koşullarında çalışmaya mecbur kılan AKP hükümeti patronlarla el ele vererek, köleliği ve ölümleri olağan görmeye ve göstermeye çalışıyor.
Ülkemizi 10 yıldır AKP hükümeti yönetmektedir. Bu 10 yılda 10 binden fazla işçi yaşamını iş cinayetlerinde yitirmiştir. 2008 yılında 865, 2009 yılında bin 171, 2010 yılında bin 434, 2011 yılında 696, 2012 yılında bu rakam 878’e yükselmişken, 2013 yılının ilk günlerinde iş cinayetleri dünü aratmayacak şekilde bugünde hızından bir şey kaybetmiş değil. Başka bir ifadeyle iş kazasında hayatını kaybedenlerin sayısı yüzde 13,5 artmış durumdadır.
Türkiye, ölümlü maden kazaları sıralamasında ise ilk sırada. Uluslarararası Çalışma Örgütü verilerine göre, Türkiye’de maden işçisi ölümleri oranı Avrupa ortalamasının 4.5 katı. Uzmanlar, Türkiye’deki maden kazalarının yüzde 95’inin ise önlenebilir nitelikte olduğunu kaydediyor.
İşçi katliamlarına dönüşen ölümlerin durdurulması ustalık dönemindeki AKP hükümetinin en acil görev ve sorumluluğudur.
TTK Kozlu Müesesinde yaşamını yitiren maden işçilerinin aile ve yakınlarına baş sağlığı diler aynı acıların yaşanmaması için emekten yana bütün partileri, sendika ve kitle örgütlerini bu davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla. 09.01.2013
DİSK ADANA BÖLGE, KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU, TMMOB ADANA İKK, ADANA TABİP ODASI, PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ, ANADOLU-DER, İHD, CHP,
ADANA HDK, ÖDP, TKP, HALKEVLERİ, D.HAREKET, H. CEPHESİ
Kurumlar Adına
KEMAL ASLAN
DİSK BÖLGE BAŞKANI
AKP’nin ODTÜ Korkusu Sürüyor Gözaltılar Serbest Bırakılsın
BASINA ve KAMUOYUNA
AKP iktidarının tüm gerici, faşist politikalarına rağmen bu ülkenin öğrencileri, işçileri, kadınları bu politikalara boyun eğmeyeceğini tek yolun sokak tek yolun direniş olduğunu her fırsatta söylemeye devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde ODTÜ de Göktürk uydusunun uzaya fırlatılmasını canlı izlemeye 105 koruma aracı,çok sayıda zırhlı araç, 3500 polisle giden Tayyip Erdoğan’ı tüm engellemelere rağmen 1000 aşkın öğrenci protesto etmiş ve BARIŞ BARIŞIK arkadaşımız gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucunda ağır yaralanmıştı.
ODTÜ lü öğrencilerin protestoyu direnişe çevirmelerini ve bu direnişi pek çok akademisyen rektörün de dahil olduğu bir çok üniversiteye ,beraberinde tüm Türkiye gündemine taşımışlardır.
Üniversiteliler , eğitim politikaları imam hatip açmakla sınırlı olan ve köklü bir bilim kuruluşuna savaşa gider gibi giden , savaş cığırtkanlığı yaparak ODTÜ yü savaş alanına çeviren hükümeti ve Tayyip Erdoğan ı protesto etmişti.
Bu protestolardan birisi de Çukurova Üniversitesi öğrencileri tarafından Adana da gerçekleştirilmiş,Büyükşehir Belediye Tiyatrosu önünde toplanan ve ODTÜ direnişini selamlayan direnişte yaralanan arkadaşlara sahip çıkan öğrenciler adana akp il binası önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına polis izin vermemesiyle adana büyükşehir belediyesi önünde bir arbede yaşanmıştır bu arbedede polis zor kullanmış bir öğrencinin burnu kırılmış rapor almıştır
Tüm bu yaşananlardan sonra göz altı işlemi yapılmamasına, basın açıklamasına katılan öğrencilerin evleri ve okudukları okullar bilinmesine rağmen bugün sabah 7:00 sularında evler basılarak gözaltı işlemi uygulanmış ve en son öğrendiğimiz bilgilere göre 19 öğrenci arkadaşımız göz altına alınmıştır.
Adana emniyetinin AKP politikalarının yılmaz savunucusu olduğunu; mücadele ederek kazandığımız haklarımızı geri ellerimizden almaya çalıştıklarını, en demokratik hakkımız olan basın açıklamalarını bile yapmaya engel olmaya çalıştıklarını biliyoruz.
Bizler AKP ye ve onun gerici faşist politikalarına boyun eğmediğimizi ,eğmeyeceğimizi dünde gösterdik bugünde yarında göstermeye devam edeceğiz baskılarınız ,gözaltılarınız tutuklamalarınız bizleri yıldıramayacak yılmayacağız.
GENÇ-SEN , ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ , GENÇLİK MUHALEFETLERİ KESK, DİSK, Adana Hakların Demokratik Kongresi, İHD, ÇHD, Alevi Kültür Dernekleri, ÖDP, TKP
Bugün günlerden 20 Aralık 2012 bundan tam 18 yıl önce yani 20 Aralık 1994 yılında yaptığımız nerdeyse kamu çalışanlarının tamamına yakınının katıldığı görkemli grevimizinde yıl dönümü… 20 Aralık 1994 tarihi kamu çalışanları mücadelesinin ve taleplerinin karşısında hiçbir gücün duramayacağının dosta düşmana gösterildiği gündür aynı zamanda.
Bugün de günlerden 20 Aralık; bugün TBMM’de kasım ayından bu yana süren 2013 yılı bütçe görüşmeleri maratonu son bulacak, AKP hükümetinin ülkenin emekçilerinin, yoksullarının taleplerini yok saydığı hatta kazanılmış hakların kaldırılmaya çalışıldığı, bunun karşılığında bütçenin önemli bir kısmının askeri harcamalara ve faiz ödemelerine ayrıldığı 2013 yılı bütçesi hükümetin TBMM’ deki çoğunluğuna dayanarak yasallaşacak…
Büro Emekçileri Sendikası olarak bütçe takvimine paralel olarak işkolumuzda yer alan Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı’nın bütçelerinin plan ve bütçe komisyonlarında görüşüldüğü günlerde Ankara’da Bakanlık illerde bağlı birimlerin önlerinde taleplerimizi içeren basın açıklamaları yaptık taleplerimizi plan ve bütçe komisyonunda yer alan milletvekillerine ayrı ayrı ilettik. Taleplerimiz karşılanmaz ise eylemlerimize devam edeceğimizi kamuoyuna duyurduk.
Bugün sendika olarak öne çıkarttığımız ek ödemelerin emekli aylığına dâhil edilmesi ve fazla mesailerin önümüzdeki yıl itibari ile kaldırılması söz konusu olduğundan çalışanların uğrayacağı gelir kaybının seyyanen yapılacak bir artışla maaşlara dâhil edilmesi talebi ile ülke genelinde toplanılan dilekçelerimizi ilgili bakanlıklara hep birlikte göndermek için bir aradayız.
AKP HÜKÜMETİNİ UYARIYORUZ: BU ÜLKENİN EMEKÇİLERİNİN VE YOKSULLARININ TALEPLERİNE KULAKLARINI TIKAYAN HÜKÜMETLERİN SONU ORTADADIR!
- Ek ödemelerin emekli aylığına dahil edilmemesi çalışanların emekli olması önünde en büyük engeldir. Emeklilik süreci çalışanların gelirinde % 60 civarında azalmaya neden olmakta olup emeklilik sürecinde onurlu bir yaşam talebi için buradayız.
- Bu güne kadar ağır iş koşulları ve istihdam eksikliğinden bir nevi iyileştirme mantığı ile çalışanlara ödenen fazla mesailerin çalışanlarda herhangi bir gelir kaybına yol açmayacak şekilde seyyanen yapılacak bir zamla maaşlara dahil edilmesi için buradayız.
- Bütçe gelirlerinin %60’ını oluşturan ülkenin en zengini ile en yoksulunun aynı oranda ödediği dolaylı vergilerin bütçe içindeki oranının düşürülmesi gelir dağılımında adaletin sağlanması için buradayız.
- Kamu çalışanlarına uygulanan ve uygulanmak istenen il içi ve iller arası rotasyonlara, performans uygulamalarına ve iş güvencemizin kaldırılmasına karşı olduğumuz için buradayız.
- Kamu çalışanları arasındaki ücret adaletsizliğine karşı eşit işe eşit ücret istediğimiz için buradayız.
- Ücretsiz servis, yemek ve kreş talebi için buradayız.
- Kamu çalışanlarının ek ödemelerini düzenleyen 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sosyal Güvenlik Kurumunda kaldırılan ikramiyelerin tekrar ödenmesi, ek ödemelerde merkez taşra ayrımının kaldırılması için buradayız.
- Kamusal hizmetlerin piyasalaştırılmasına karşı temel kamu hizmetlerinden tüm yurttaşlarımızın parasız ve eşit yararlanması için buradayız.
- 4C statüsünde çalışan kamu emekçilerinin yılsonu itibarıyla sözleşmeleri yenilenmektedir.Bütün 4C kadrosunda çalışan emekçilerin kadroya geçirilmesi için buradayız.
Kamu çalışanları mücadelesinde 20 Aralık 1994’ leri, yaratan bizler bugün 20 Aralıkta bir kez daha haykırıyor, AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz, taleplerimize kulaklarınızı tıkamayın çünkü bu ülkenin emekçilerinin haklı ve meşru mücadelesi karşısında önceki hükümetlerin duramadığı gibi sizde duramayacaksınız. Çünkü bizler mücadelemizde haklıyız, güçlüyüz kazanacağız.
İNSANCA YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR ÜCRET, GÜVENLİ GELECEK İSTİYORUZ!
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!
ADANA ŞUBE
YÖNETİM KURULU
Suriye’de Hula beldesine bağlı AKRAB köyüne 11.12.2012 tarihinde düzenlenen bombalı saldırılarda en az 130 Arap Alevi’si katledildi. Ve bir gün sonrada aynı terörist gruplar Şam’ın Qatana kentinde bir ilköğretim okuluna bombalı saldırı düzenleyerek 12'si çocuk olmak üzere 16 kişiyi katlettiler.
Akrab köyüne düzenlenen son saldırılar, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda ülkedeki Arap Alevi kökenli vatandaşlara yönelik en kanlı saldırı olarak gerçekleşti. Çok sayıda yaralının da bulunduğu saldırı, temel tıbbi ekipman ve sağlık hizmetinin yetersiz olduğu ülkede, sivil insanların yaşamalarını imkansız hale getiren çatışma sürecinin tehlikeli son halkası olmuştur. Beraberinde, savaş hukuku kapsamında savaş suçu olarak kabul edilecek bu gibi vahşet uygulamalarının, ülkedeki farklı kökenlere de uzandığını göstermesi bakımından da, sonuçları bakımından son derece tehlikeli bir süreci de tetiklemektedir.
Akrab’ta böylesi bir saldırı, ülke içerisinde yaşanan çatışma ortamını provoke etmek ve daha fazla masum insanın ve sivil kayıpların artacağı, tehlikeli bir kaos ortamı yaratılması için tahrik unsuru olarak kullanılabilecek bir gelişmedir. Akrab köyü çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu ve 25 Mayıs 2012 tarihinde yine benzer bir katliamın yaşandığı Hula köyünün yakınlarında bulunuyor. Hula’da da 49’u çocuk 34’ü kadın 108 kişi ABD’nin beslemesi teröristlerce öldürülmüştü. Akrab’taki durum, ülke genelindeki mezhebi kökenli bir çatışma ortamına yönelik çok tehlikeli, insan yaşamı üzerinden yürütülen kirli bir hesap anlamı taşımaktadır.
Suriye’deki olayları ilk günden beri Suriyeli teröristlerin bakış açısıyla veren Türkiye’de ki bazı ajanslar ise cani teröristleri aklamaya çalışmış ve saldırıyı Beşar Esad’a bağlı ordu güçlerinin gerçekleştirdiği yalanını ortaya atmıştır. Bu haber ters yüz edilerek bizzat bu ajanslar tarafından Türkiye halkı aldatılmaya çalışılmak istenmiştir. Ama mızrak artık çuvala sığmamaktadır. Ajanslarda, başkaları da asıl gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilmektedirler!
Değerli basın, değerli kurum temsilcileri;
Bugün Suriye’de “demokrasi gelecek” yalanlarıyla süslenen bir vahşet yaşanmaktadır. Yaşanan bu vahşetin ve kirli savaşın asıl sorumluları emperyalistler ve onların uşaklarıdır. Ve ne yazık ki, ülkemizi yönetenler de bu kirli savaşın tarafı olarak binlerce masum insanın kanına girilmesinde etkin rol almışlardır. Türkiye gerek silah ve barınma, gerekse uluslar arası kamuoyunun desteğinin sağlanmasında en üst seviyede girişimleriyle kulluk görevini fazlasıyla yerine getirmiştir.
Akrab köyünde yaşanılan katliamla görüyoruz ki, ortada ne demokrasi, ne de özgürlük mücadelesi vardır. Suriye’de bir demokrasi mücadelesinden çok uluslar arası emperyalist devletlerin kanlı tezgahları ve mezhep çatışmasını kışkırtıcı politikaları vardır. Artık hiç kimse bizim suçumuz yok haberdar değiliz diyemez. Bu gün Suriye de iki yüze yakın Alevi yi katledenler dün bu ülkede ve benzeri ülkelerde eğitilmiş katil sürüsünden oluşmaktadır. Katil sürülerini eğiterek ve besleyerek yüzlerce masumun kanına girenler halkın vicdanın da bir kez daha mahkûm olmuşlardır. Her defasında Alevilere olan kinini ve nefretini kusanlar bu katliam karşısında nedense susuyorlar! Gerçi ülkemizde de bizler bu katliamlara yabancı değiliz. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamları Alevilere yönelik kapsamlı ve örgütlü saldırıları içermekte ve hala belleklerimizde sıcaklığını korumaktadır.
Tüm vicdanlara sesleniyoruz!
Bu katliam karşısında Niye susuyorsunuz? Niçin bu katliamı kınamıyorsunuz? Bu ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, Suriye konusunda kapı kapı dolaşan dışişleri bakanı neden susuyor? BM, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa batılı ülkeler neden susuyorsunuz? Irak’a, Afganistan’a, Libyaya’ya “demokrasi” götürdüğünü iddia edenler neden susuyorsunuz? Ama bizler neden sustuğunuzu biliyoruz. Çünkü sizler Ortadoğu coğrafyasında bugün dökülen tüm kanların sorumlususunuz, bugün Akrab’ta ve benzeri katliamların bir parçası olduğunuzu bildiğiniz için susuyorsunuz.
Adaletten, haktan, hukuktan dem vuranların demokrasi anlayışları çoktan çökmüştür. Emperyalist güçleri ve onların işbirlikçilerini, masum insanların kanına girenleri, katliam yapanları tüm insanların önünde bir kez daha nefretle kınıyoruz. Saygılarımızla. 14.12.2012
ALEVİ VAKIFLARI FEDERASYONU
ALEVİ BEKTAŞİ FEDARASYONU
AKAD-ALEVİ KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA DERNEĞİ /ADANA
AKAD-ALEVİ KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA DERNEĞİ /İSKENDERUN–HATAY
ALEVİ DEĞERLERİ DERNEĞİ – SAMANDAĞ/HATAY
ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ,
ASDA VAKFI - AKDENİZ SOSYAL DAYANIŞMA EĞİTİM, SAĞLIK VE KÜLTÜR VAKFI-
AK-YED (AKKAPI KÜLTÜR, YARDIMLAŞMA VE EĞİTİM DERNEĞİ)
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ,
HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI,
ŞAKİRPAŞA CEM BİRLEŞTİRME DERNEĞİ,
YÜREĞİR CEM YAPTIRMA DERNEĞİ,
SUCUZADE KALKINDIRMA YARDIMLAŞMA DERNEĞİ,
KARATAŞ ALEVİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ,
KARAYUSUFLU KÜLTÜR, SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ,
KAY-DER (KAYIŞLI KÖYÜ DERNEĞİ),
KARŞIYAKA TOPLUMSAL DAYANIŞMA DERNEĞİ,
TUNCELİLER DERNEĞİ,
ANADOLU DER,
ADANA TABİP ODASI,
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ,
DİSK ADANA BÖLGE,
HALKEVLERİ,
İHD (İNSAN HAKLARI DERNEĞİ),
KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU,
TİHV (TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI),
TMMOB ADANA İKK,
TUHAY-DER,
KÜRDİ-DER,
TÜMTİS ADANA ŞUBE,
ADANA HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ
(BDP, EMEP, ESP, TÖP, SYK, SP, KALDIRAÇ, YEŞİL/SOL, TÜRKİYE GERÇEĞİ, SDP)
CHP,
DİP,
DSP,
HAK-PAR,
ÖDP,
TKP,
ULUSLAR ARASI AF ÖRGÜTÜ /ADANA GRUBU
Kurumlar Adına
Güven BOĞA
SAĞLIK MESLEK LİSELERİNDE İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİNDE EK DERS
Kasım 2009 tarih ve 2626 sayılı Tebliğler dergisinde yayınlanan Tali terbiye Kurulunun 12/10/2009 tarih, 174 sayılı Sağlık Meslek Lisesi Öğrencilerinin mesleki Eğitim Uygulamalarına İlişkin Yönergesinin 8. maddesi gereği, bu tarihten itibaren işletmelerde mesleki eğitimi izleyen sağlık meslek lisesi öğretmenlerinin bu görevleri ek ders dışında bırakılmış ve öğretmenler bu ücretlerini alamamışlardır.
Buna yol açan düzenleme, Danıştay 8. Dairesinin 28/12/2011 tarih, esas 2009/10589, karar 2011/7109 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Bu durumdaki üyelerimiz, 2014 yılının 31 Aralığına kadar bulundukları kurumlarına dilekçe ile müracaat ederek bu döneme ilişkin görevlendirmeleri var ise ek ders ücretlerini isteme hakkına sahiptirler. Bu talepleri idare tarafından ret edildiği takdirde, ret işleminin kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde dava açılarak alacakları alınabilir.
Durumu bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Güven BOĞA
Şube Hukuk Sekreteri
Nazım Hikmet Ran 4. Satranç Turnuvası 6-7-8 Haziran 2014 tarihlerinde Çukurova Belediyesi Ahmet Cevdet Yağ spor tesisleri Kahraman Olgaç Satranç merkezinde yapıldı. Turnuvaya A Kategorisi 17, B Kategorisi 62 olmak üzere 79 sporcunun katılımıyla tamamlandı.
A Kategorisi İlk Üç Derece
1. Göksel YILDIZAK 14.07.1995 Kupa, Madalya ve Nazım Hikmet Ran’ın Tüm Şiirleri Kitabı
2. Osman ALTUN 01.08.1975 Kupa, Madalya
3. Nazım YAPICI 01.11.1969 Kupa, Madalya
B Kategorisi İlk Üç Derece
1. Hasan TATLI 10.03.1973 Kupa, Madalya ve Nazim Hikmet Ran’ın Tüm Şiirleri Kitabı
2. Duru KAPLAN 17.11.2005 Kupa, Madalya
3. Onur YAVUZEŞ 06.08.1998 Kupa, Madalya
Özel Ödüller
Turnuvanın En Küçük Sporcusu
Mert AYPER 07.05.2008 Madalya
Turnuvanın En Büyük Sporcusu
Mihriban SUGAN 07.04.1948 Madalya
Turnuvanın En Küçük Bayan Sporcusu
Duru KAPLAN 17.11.2005 Kupa, Madalya
Turnuvamıza katkıda bulunan Hakemlerimiz; Süleyman Kavuncuoğlu, Ayten Bilgili, Nevil Gündoğdu, Durdu Öztürk, Seyhan Toğuşlu, Murat Türker, Mine Bolatlı ve Melike Savaş’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Kayıt için; Türkiye Satranç Federasyonu vizesi yapılmış sporcu lisansı olanlar,
http://adana.tsf.org.tr/turnuva-kayit-form
adresine kayıt yapacaklardır.
NAZIM HİKMET RAN
4. SATRANÇ TURNUVASI YÖNERGESİ
İLİ ADANA İLÇESİ ADANA İLİ TÜM İLÇELERİ
YARIŞMA ADI 4. NAZIM HİKMET RAN SATRANÇ TURNUVASI
BAŞLAMA-BİTİŞ TARİHİ 6-7-8 Haziran 2014
YERİ Kahraman Olgaç Satranç Merkezi
SON BAŞVURU TARİHİ 4 Haziran 2014 Saat: 18:oo SİSTEM 7 Tur İsviçre Sistemi
ORGANİZASYON TSF Adana Satranç İl Temsilciliği
EĞİTİM SEN Adana Şubesi, SÜRE 45 Dakika+30 Saniye Eklemeli Tempo
ÖDÜLLER Madde 6’da açıklanmıştır. KATILIM SAYISI Toplam 120 kişi (A=40, B=80)
1. KATEGORİLER:
Kategoriler UKD
A 1201 ve üstü UKD’li sporcular
B 1200 ve altı ile UKD’siz sporcular
a. Alt kategori sporcusu üst kategoride oynayabilir.
b. Kategori başvuru sayısı turnuva tur sayısı için yeterli olmaz ise başhakem kategorileri birleştirebilir.
2. KATILIM VE BAŞVURU:
Kayıt için; Türkiye Satranç Federasyonu vizesi yapılmış sporcu lisansı olanlar, http://adana.tsf.org.tr/turnuva-kayit-form adresine kayıt yapacaklardır.
3. TEKNİK KONULAR:
a. TSF Satranç Yarışmaları Prosedürü hükümleri geçerlidir.
b. Her kategoride 7 tur İsviçre sistemi uygulanacaktır. Katılıma göre tur sayısını ve eşlendirme sistemini değiştirmeye Başhakem yetkilidir.
c. Oyunlar, sporcu başına 45 dakika + hamle başına 30 saniye eklemeli tempo ile oynanır.
d. 1. tur eşlendirilmesi belirtilen programa göre yapılacaktır. Mazeretleri dolayısıyla kayıt kontrol işlemlerine yetişemeyen sporcular ilk tur eşlendirmesine listenin sonuna rating gözetilmeksizin sıra ile eşlendirilerek alınacaktır. Birinci tur başladıktan sonra geç kalan sporcular 2. tura alınır. 2. turdan önce sıralama yenilenerek eşlendirme yapılır. 2. tur eşlendirmesi duyurulduktan sonra yeni oyuncu turnuvaya katılamaz.
e. Tüzükte yer almayan konu ve yorumlar için FIDE oyun kuralları ile TSF yarışma esaslarına başvurulur.
f. Yarışmaya katılan tüm sporcular hamle yazılımını (notasyon) uygulamalıdır.
4. EŞİTLİK BOZMA:
a. Eşit puan durumunda her derece için Buchholz-1 (alttan), Buchholz-2 (alttan), Sonneborn Berger, galibiyet sayısı, eşitlik bozma yöntemlerine başvurulur.
5. ÖZEL DURUMLAR:
a. Birinci tur öncesi yapılacak kayıt-kontrol işlemlerinde bulunmayan sporcular eşlendirmeye alınmazlar.
b. Geç kalma süresi 15 dakikadır.
c. FIDE Satranç Kuralları 9.1.b maddesi geçerlidir.
d. Turnuvaya katılan sporcular bu yönergeyi kabul etmiş sayılır.
e. Turnuva UKD hesaplama sistemine dahildir.
6. ÖDÜLLER:
a. Her kategorinin birincisine kitap seti.
b. İlk üç dereceye giren sporculara kupa ve madalya.
7. PROGRAM:
AÇIKLAMA TARİH SAAT
Son Başvuru Tarihi ve Saati 4 Haziran 2014 Çarşamba 18:oo
Kayıt Kontrol İşlemleri Başlaması ve Bitişi 6 Haziran 2014 Cuma 16:oo-17:oo
Teknik Toplantı 17:oo
Sporcu Listesinin Duyurulması 17:15
Başlangıç Sıralaması ve Eşlendirmenin Duyurulması 17:3o
1. TUR 18:oo
2. TUR 7 Haziran 2014 Cumartesi 09:3o
3. TUR 12:oo
Nazım Hikmet RAN şiir ve müzik dinletisi. 14:3o
4. TUR 16:oo
5. TUR 8 Haziran 2014 Pazar 09:3o
6. TUR 12:oo
Nazım Hikmet RAN’ın yaşamı, sanatı ve mücadelesi. 14:3o
7. TUR 16:oo
ÖDÜL TÖRENİ 7. Tur Bitiminde
Dahası...
MERAL ÖĞRETMEN YALNIZ DEĞİLDİR,
SÜRGÜNLER BASKILAR BİZLERİ YILDIRAMAZ
Değerli Basın ve Kamuoyuna
Bugün burada AKP iktidarı ile ilimizde artan sürgün ve kıyım terörüne dur demek için toplanmış bulunmaktayız.
Kendinden olmayanı düşman belleyen zihniyete öfkemizi haykırmak, daha da önemlisi baskıların bizleri yıldıramayacağını söylemek için buradayız.
Sürgün; insanca yaşama ve çalışma hakkına müdahale demektir… Ölüm cezasından sonra tarihin en eski cezası olarak bilinir. Kısacası egemenlerin iktidarlarını korumak amacıyla, kendilerinden olmayanlara uyguladığı bir ceza yöntemidir
Sürgün cezası, Türk ceza Kanunundan 1965 yılında çıkarılmış olmasına rağmen sürgünler her dönem farklı isimler altıdan bugüne kadar yıldırma aracı olarak kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Değerli basın,
2013-2014 Eğitim Öğretim yılını başında Çukurova Mehmet Özöncel Anadolu Lisesinde ki 11/F Sınıfı Türk Dili ve Edebiyatı dersinde, ders saatinde, ders kitabındaki “Atatürk ve Çağdaşlık” adlı metin parçası işlenirken konuya bağlı olarak ders öğretmeni Meral SARIGÜL Atatürk ilke Devrimlerini anlatırken aynı sınıftaki türbanlı bir öğrenci Atatürk İlke ve Devrimlerine ilişkin anlatılanlara itiraz eder “Atatürk olmasa da olurdu.” gibi sözler sarf ederek Atatürk’e hakaret eder, Öğretmen Meral SARIGÜL “Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyette yaşıyoruz, bu hakaretler neyin nesi” şeklindeki uyarısından sonra müfredata uygun bir şekilde dersini işlemeye devam etmiştir. Aynı öğrenci dersin bitiminde hemen sonra yanına başka öğrencilerde alarak Öğretmen Meral SARIGÜL’lü okul idaresine; kendilerine ve değerlerine hakaret ettiği gerekçesiyle şikâyet eder. Öğrencilerin bu şikâyetini fırsat bilen 30 Mart 2014 yerel seçim öncesi AKP’de Belediye Başkanı Aday Adayı olan okul müdürü öğretmene soruşturma açmıştır. Öğrenciyle ilgili hiçbir işlem yapılmazken, soruşturma esnasında ilginç bir örnekleme yöntemiyle yanlıca öğretmenden şikâyetçi olan öğrencilerin ifadesine başvurulmuştur. Soruşturma sonucu öğretmene 657 sayılı DMK’nın 125/C-1 maddesi uyarınca “1/30 oranında Aylıktan Kesme” cezası ile cezalandırılmış, hıncını alamayan zihniyet soruşturmayı derinleştirerek öğretmenimiz Seyhan Adasokağı Anadolu Lisesine sürgün edilmiştir.
Değerli basın,
Sürgüne gönderilen öğretmen Meral SARIGÜL için hukuksal tüm olanaklarımızı kullanacağız. Ayrıca eğitimdeki gericileşme, yozlaşmaya karşıda Kamusal, Demokratik, Bilimsel, Laik, Parasız, Anadilinde eğitim hakkını sonuna kadar savunacağımızın da bilinmesini isteriz.
Bizler örgütlü insanlar olarak her türden gerici saldırıları püskürtecek birikim ve deneyime sahibiz.
Sürgünler siyasi iktidarların geçmişte bugüne uyguladığı baskı aracı olması bizleri yolumuzdan alı koymadı. AKP iktidarı aracılığıyla 12 yıldır estirilen terörün boyutları hiçbir dönem azalmamış hep artarak devam etmiştir.
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bu tutumunu kınıyor; alınan bu kararların gözden geçirilmesini meral SARIGÜL arkadaşımızın sürgününün geri alınmasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla. 16.05.2014
Eğitim Sen Adana Şube – Eğitim İş Adan Şube
Kurumlar Adına
Ahmet KARAGÖZ
Eğitim Sen Şube Başkanı
Tarih: 15 Mayıs 2014 Perşembe Saat: 11.00
Toplanma Yeri: Adana Atatürk Parkı
Soma`daki katliamın sorumlularını biliyoruz.
İşçi sağlığı ve güvenliğinin tamamen bir maliyet unsuru olarak görüldüğü ve maksimum kârı elde etmek için en acımasız üretim süreçlerinde çalışmak zorunda bırakılan Soma`daki yüzlerce işçi kardeşimiz başından beri ölüme terk edilmişlerdir.
Özelleştirme, taşeronlaştırma politikalarını sürdürenler, maliyet düşürmek için işçilerin hayatına kast edenler, onlara cesaret verenler, daha önceki madenci katliamlarını sözleriyle ve icraatlarıyla aklayanlar, iş güvenliği yasasıyla işyerlerindeki denetimleri bile özelleştirenler Soma katliamının failidir ve hesap vermelidir.
DİSK-KESK-TMMOB ve TTB olarak tüm işçi sınıfını, emekçileri ve emek dostlarını, Soma`daki işçi kardeşlerimiz için ayağa kalkmaya çağırıyoruz.
· 14 Mayıs 2014 Çarşamba günü ülkenin dört bir yanında ve işyerlerinde düzenlenen eylemleri yaygınlaştıracak ve kitleselleştireceğiz.
· 15 Mayıs 2014 Perşembe günü, siyah giyinip, siyah kurdeleler takarak saat 09:00`da tüm Türkiye`de tüm işyerlerinde 3 dakikalık saygı duruşu yapılarak iş bırakacak ve illerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müdürlükleri önüne yürüyeceğiz.
· 15 Mayıs 2014 Perşembe günü tüm halkımızı siyah giyinmeye, siyah kurdeleler takmaya, evinin, işyerinin balkonuna, aracına siyah bezler asmaya çağırıyoruz.
Eğitim Sen Adana Şube Kadın Komisyonu tarafından "Eğitimde Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığı" paneli 10 Mayıs 2014 Cumartesi Ziraat Mühendisleri odasında gerçekleştirildi,
Yöneticilerimizi seçiyoruz etkinliğimiz 5-8 Mayıs tarihlerinde işyerlerinde gerçekleştirilecek, seçilen yönetici adayları milli eğitim müdürlüklerine atanmak üzere kitlesel basın açıklaması yapılarak teslim edilecektir. Yönetici seçimlerine ilişkin yapılacak işlemler şöyledir;
a) Okul/kurum, işyerlerinde okul bileşenlerinin katılımıyla seçim yapılacağı okul panolarında duyurulacaktır.
b) İşyeri, idareciler, öğretmenler, idari personel, yardımcı hizmetliler, teknik personel, okul aile birliği yöneticileri, ortaöğretim kurullarında öğrenci temsilcilerine seçim tarihi, yeri, hangi saatler arasında kullanacakları yazılı imza sirküsüyle duyurulacaktır.
c) Aday olma süresi seçimlerden bir gün öncesine kadar olup, aday olmak isteyenlerin isimleri işyerlerinde uygun yerlerde ilan edilecektir.
d) Seçimler için 3 kişilik sandık kurulu oluşturulmalıdır. Sandık kurulu tarafından oy pusulası, seçim sonuç tutanağı, seçmen listesi önceden hazırlanmalıdır.
e) Aday olanlara propaganda olanakları tanınmalı, yazılı materyal hazırlamaları teşvik edilmelidir.
f) Seçim sonuç tutanakları önceden belirlenmiş il komitesine teslim edilmeli ve il milli eğitim müdürlüğüne kitlesel olarak basın açıklamalarıyla teslim edilmelidir.
g) Şubelerimiz yöneticilerimizi kendimiz seçiyoruz etkinliğini güçlü bir kamuoyu oluşturmayı hedefleyerek yerellerde diğer sendikaları sürece katmayı sağlamalı, gerek adaylık gerek seçimlere katılımın yüksek olması sağlanmalıdır.