Suriye’de Hula beldesine bağlı AKRAB köyüne 11.12.2012 tarihinde düzenlenen bombalı saldırılarda en az 130 Arap Alevi’si katledildi. Ve bir gün sonrada aynı terörist gruplar Şam’ın Qatana kentinde bir ilköğretim okuluna bombalı saldırı düzenleyerek 12'si çocuk olmak üzere 16 kişiyi katlettiler.
Akrab köyüne düzenlenen son saldırılar, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda ülkedeki Arap Alevi kökenli vatandaşlara yönelik en kanlı saldırı olarak gerçekleşti. Çok sayıda yaralının da bulunduğu saldırı, temel tıbbi ekipman ve sağlık hizmetinin yetersiz olduğu ülkede, sivil insanların yaşamalarını imkansız hale getiren çatışma sürecinin tehlikeli son halkası olmuştur. Beraberinde, savaş hukuku kapsamında savaş suçu olarak kabul edilecek bu gibi vahşet uygulamalarının, ülkedeki farklı kökenlere de uzandığını göstermesi bakımından da, sonuçları bakımından son derece tehlikeli bir süreci de tetiklemektedir.
Akrab’ta böylesi bir saldırı, ülke içerisinde yaşanan çatışma ortamını provoke etmek ve daha fazla masum insanın ve sivil kayıpların artacağı, tehlikeli bir kaos ortamı yaratılması için tahrik unsuru olarak kullanılabilecek bir gelişmedir. Akrab köyü çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu ve 25 Mayıs 2012 tarihinde yine benzer bir katliamın yaşandığı Hula köyünün yakınlarında bulunuyor. Hula’da da 49’u çocuk 34’ü kadın 108 kişi ABD’nin beslemesi teröristlerce öldürülmüştü. Akrab’taki durum, ülke genelindeki mezhebi kökenli bir çatışma ortamına yönelik çok tehlikeli, insan yaşamı üzerinden yürütülen kirli bir hesap anlamı taşımaktadır.
Suriye’deki olayları ilk günden beri Suriyeli teröristlerin bakış açısıyla veren Türkiye’de ki bazı ajanslar ise cani teröristleri aklamaya çalışmış ve saldırıyı Beşar Esad’a bağlı ordu güçlerinin gerçekleştirdiği yalanını ortaya atmıştır. Bu haber ters yüz edilerek bizzat bu ajanslar tarafından Türkiye halkı aldatılmaya çalışılmak istenmiştir. Ama mızrak artık çuvala sığmamaktadır. Ajanslarda, başkaları da asıl gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilmektedirler!
Değerli basın, değerli kurum temsilcileri;
Bugün Suriye’de “demokrasi gelecek” yalanlarıyla süslenen bir vahşet yaşanmaktadır. Yaşanan bu vahşetin ve kirli savaşın asıl sorumluları emperyalistler ve onların uşaklarıdır. Ve ne yazık ki, ülkemizi yönetenler de bu kirli savaşın tarafı olarak binlerce masum insanın kanına girilmesinde etkin rol almışlardır. Türkiye gerek silah ve barınma, gerekse uluslar arası kamuoyunun desteğinin sağlanmasında en üst seviyede girişimleriyle kulluk görevini fazlasıyla yerine getirmiştir.
Akrab köyünde yaşanılan katliamla görüyoruz ki, ortada ne demokrasi, ne de özgürlük mücadelesi vardır. Suriye’de bir demokrasi mücadelesinden çok uluslar arası emperyalist devletlerin kanlı tezgahları ve mezhep çatışmasını kışkırtıcı politikaları vardır. Artık hiç kimse bizim suçumuz yok haberdar değiliz diyemez. Bu gün Suriye de iki yüze yakın Alevi yi katledenler dün bu ülkede ve benzeri ülkelerde eğitilmiş katil sürüsünden oluşmaktadır. Katil sürülerini eğiterek ve besleyerek yüzlerce masumun kanına girenler halkın vicdanın da bir kez daha mahkûm olmuşlardır. Her defasında Alevilere olan kinini ve nefretini kusanlar bu katliam karşısında nedense susuyorlar! Gerçi ülkemizde de bizler bu katliamlara yabancı değiliz. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamları Alevilere yönelik kapsamlı ve örgütlü saldırıları içermekte ve hala belleklerimizde sıcaklığını korumaktadır.
Tüm vicdanlara sesleniyoruz!
Bu katliam karşısında Niye susuyorsunuz? Niçin bu katliamı kınamıyorsunuz? Bu ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, Suriye konusunda kapı kapı dolaşan dışişleri bakanı neden susuyor? BM, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa batılı ülkeler neden susuyorsunuz? Irak’a, Afganistan’a, Libyaya’ya “demokrasi” götürdüğünü iddia edenler neden susuyorsunuz? Ama bizler neden sustuğunuzu biliyoruz. Çünkü sizler Ortadoğu coğrafyasında bugün dökülen tüm kanların sorumlususunuz, bugün Akrab’ta ve benzeri katliamların bir parçası olduğunuzu bildiğiniz için susuyorsunuz.
Adaletten, haktan, hukuktan dem vuranların demokrasi anlayışları çoktan çökmüştür. Emperyalist güçleri ve onların işbirlikçilerini, masum insanların kanına girenleri, katliam yapanları tüm insanların önünde bir kez daha nefretle kınıyoruz. Saygılarımızla. 14.12.2012
ALEVİ VAKIFLARI FEDERASYONU
ALEVİ BEKTAŞİ FEDARASYONU
AKAD-ALEVİ KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA DERNEĞİ /ADANA
AKAD-ALEVİ KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA DERNEĞİ /İSKENDERUN–HATAY
ALEVİ DEĞERLERİ DERNEĞİ – SAMANDAĞ/HATAY
ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ,
ASDA VAKFI - AKDENİZ SOSYAL DAYANIŞMA EĞİTİM, SAĞLIK VE KÜLTÜR VAKFI-
AK-YED (AKKAPI KÜLTÜR, YARDIMLAŞMA VE EĞİTİM DERNEĞİ)
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ,
HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI,
ŞAKİRPAŞA CEM BİRLEŞTİRME DERNEĞİ,
YÜREĞİR CEM YAPTIRMA DERNEĞİ,
SUCUZADE KALKINDIRMA YARDIMLAŞMA DERNEĞİ,
KARATAŞ ALEVİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ,
KARAYUSUFLU KÜLTÜR, SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ,
KAY-DER (KAYIŞLI KÖYÜ DERNEĞİ),
KARŞIYAKA TOPLUMSAL DAYANIŞMA DERNEĞİ,
TUNCELİLER DERNEĞİ,
ANADOLU DER,
ADANA TABİP ODASI,
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ,
DİSK ADANA BÖLGE,
HALKEVLERİ,
İHD (İNSAN HAKLARI DERNEĞİ),
KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU,
TİHV (TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI),
TMMOB ADANA İKK,
TUHAY-DER,
KÜRDİ-DER,
TÜMTİS ADANA ŞUBE,
ADANA HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ
(BDP, EMEP, ESP, TÖP, SYK, SP, KALDIRAÇ, YEŞİL/SOL, TÜRKİYE GERÇEĞİ, SDP)
CHP,
DİP,
DSP,
HAK-PAR,
ÖDP,
TKP,
ULUSLAR ARASI AF ÖRGÜTÜ /ADANA GRUBU
Kurumlar Adına
Güven BOĞA