egitimsen

egitimsen

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan Çukurova Üniversitesinde görev yapan akademisyen üyelerimiz Yrd. Doç. Dr. Taylan KOÇ ve Yrd. Doç. Dr. Esengül AYYILDIZ'a üniversite rektörlüğü tarafından soruşturma başlatıldı.

Akademisyenlerimizin, savunma ve ifadeleri alınırken yanlarında yer alan Adana Baro Başkanı Av. Çıtırık ve yönetim kuruluna, Şube Yürütme Kurulu olarak teşekkür ederiz.

 

 

Eğitim emekçisi kadınların özgün ihtiyaçlarını tespit etmek, özel ve kamusal alanda var olan cinsiyet eşitsizliği politika ve uygulamalarını tarihsel boyutlarıyla irdeleyerek görünür kılmak, çözüm önerileri geliştirmek, sendikal politikaların bir parçası haline getirmek amacıyla gerçekleştireceğimiz Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayımız aynı zamanda sendikal ve toplumsal alanda emekçi kadınları ve kadın örgütlenmesini güçlendirmeyi hedeflemek için kadın kurultayına yönelik Çukurova Üniversitesinde kadın üyelerimiz ile bir araya geldik kurultaya yönelik yaptığımız toplantıda kurultay ile ilgili bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilmiştir.

 

 

Eğitim emekçisi kadınların özgün ihtiyaçlarını tespit etmek, özel ve kamusal alanda var olan cinsiyet eşitsizliği politika ve uygulamalarını tarihsel boyutlarıyla irdeleyerek görünür kılmak, çözüm önerileri geliştirmek, sendikal politikaların bir parçası haline getirmek amacıyla gerçekleştireceğimiz Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayımız aynı zamanda sendikal ve toplumsal alanda emekçi kadınları ve kadın örgütlenmesini güçlendirmeyi hedeflemek için kadın kurultayına yönelik Çukurova Üniversitesinde kadın üyelerimiz ile bir araya geldik kurultaya yönelik yaptığımız toplantıda kurultay ile ilgili bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilmiştir.

 

 

‘BARIŞA, EŞİTLİĞE VE ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜYORUZ’ ŞİARI İLE 3. KADIN KURULTAYIMIZI DÜZENLİYORUZ


Eğitim emekçisi kadınların özgün ihtiyaçlarını tespit etmek, özel ve kamusal alanda var olan cinsiyet eşitsizliği politika ve uygulamalarını tarihsel boyutlarıyla irdeleyerek görünür kılmak, çözüm önerileri geliştirmek, sendikal politikaların bir parçası haline getirmek amacıyla gerçekleştireceğimiz Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayımız aynı zamanda sendikal ve toplumsal alanda emekçi kadınları ve kadın örgütlenmesini güçlendirmeyi hedeflemektedir. 
Kadın hareketine dinamizm ve enerji katacak olan kurultayımızın, kadınların duruşunu güçlendireceğine inanıyoruz. Susturulmaya, geri plana itilmeye, kimliksizleştirilmeye çalışılan kadınların söz söyleme, karar alma ve alınan kararlara sahip çıkma gücünü geliştirecektir. Kurultayımızın, sendikamızın “Cinsiyet Eşitliği” politikalarının netleşmesi ve bütün örgüt tarafından benimsenerek yaşama geçirilmesi yönünde büyük bir dönüşüm sürecinin başlatıcısı olacağına inanıyoruz. 
Kurultayımızın Hazırlık Aşaması
‘Barışa, Eşitliğe ve Özgürlüğe Yürüyoruz’ şiarıyla startını verdiğimiz Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayımızı 26-27-28 Kasım 2016 tarihinde gerçekleştireceğiz.
14.11.2015 tarihinde Şube Kadın Sekreterleri toplantısında, Şube Kadın Meclisleri ve web sitesinden yapılan anket sonuçları üzerinden gelen konu başlığı önerileri doğrultusunda Kurultay konu başlıklarının taslağını belirledik. Ardından 03.12.2015 tarihinde Merkez Düzenleme Kurulu toplantısında ortaklaştırdığımız ve aşağıda listesini verdiğimiz altı konu başlığıyla kurultayımızın gündemini belirledik.
Şubelerimizde; Kadın Sekreterliğine bağlı Şube Kadın Meclisleri 6(altı) ana başlık üzerinde yoğunlaşarak Kurultaya yönelik tebliğler hazırlayacaktır. Önemli olan seçilen konu hakkında kapsamlı araştırmaların yapılarak bilimsel ve kapsamlı bir tebliğin hazırlanmasıdır. 
Yapılacak araştırmalar farklı bilimsel kaynaklarla birlikte, alan araştırmaları, anket, forum, söyleşi vb. etkinlikler şeklinde olması kurultayımıza büyük bir zenginlik katacaktır. 
Şubelerimizin tebliğ hazırlamaları 01.07.2016 tarihine kadar sürdürülecektir. Hazırlanan tebliğlere, 15.07.2016-30.07.2016 tarihleri arasında Şubelerimizde düzenlenecek “Şube Forumlarıyla” son şekli verilerek Genel Merkezimize iletilecektir. 
Merkez Düzenleme Komisyonumuz, elimize ulaşan farklı konu başlıklarına ilişkin tebliğleri birleştirerek, sonuç raporları taslağını hazırlayacaktır. Daha sonra bu taslaklar, tekrar delegelerimize gönderilecektir. 
Şubelerimizdeki kurultay hazırlık komisyonları, hazırlanan taslak üzerinde yoğunlaşarak oluşturacakları görüş, öneri ve eleştirileri doğrultusunda raporları değerlendirerek, Merkezi Kurultayda sunacaklar. Böylece kurultayımızda hedeflenen temel politikalar belirlenecektir. 
Akademisyen üyelerimizin ve uluslararası sendika temsilcilerinin sunacakları tebliğleri ayrıca değerlendireceğiz. Kurultay sonuçlarını daha sonra kitap halinde basacağız. 
Ayrıca bağımsız kadın örgütleri temsilcileri, sendika ve siyasal parti temsilcisi kadınların kurultayımıza katılımlarını sağlamak için çağrıda bulunacağız.

EĞİTİM SEN 3. KADIN KURULTAYI 
ŞİAR: ‘Barışa, Eşitliğe ve Özgürlüğe Yürüyoruz’
KONU BAŞLIKLARI
1) Sendikal Mücadelede Kadın
- Eğitim ve bilim emekçisi kadınların dayanışma deneyimleri ve mesleki pratikler.
- Eğitim ve bilim emekçisi kadınların örgütlenme sorunları ve sendikal mücadeleye katılımı 
- Sendikalarda cinsiyet temelinde eşit temsiliyet
- Sendika içi erkek egemenliği 

2) Eğitim politikaları, Laiklik, Ayrımcılık ve cinsiyetçilik
- 4+4+4 sitemi uygulamalarında kız çocukları açısından ortaya çıkan sonuçlar
- Eğitimde muhafazakar politikalar ve sonuçları 
- “Karma eğitim” ve pratikteki sorunlar
- Anadilinde eğitimin kadın perspektifinden değerlendirilmesi
- Öğretim programlarındaki cinsiyetçilik ve ayrımcılık
- Göçmen çocukların eğitimde yaşadığı sorunlar
- Cinsel yönelimi farklı öğrencilerin eğitim deneyimleri: Sorunlar ve çözüm önerileri

3) Yükseköğretimde Kadın
- Üniversite mekanının cinsiyeti
- Üniversitelerde cinsiyet eşitlikçi yapılar ve uygulamalar (toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe, kadın çalışmaları birimleri, vb.)
- YÖK’te “cinsiyet duyarlı” yapıların (‘Akademide kadın çalışmaları ve sorunları birimi’) cinsiyeti
- Üniversitede cinsel saldırı ve taciz
- Akademik faaliyetlerde kadın
- Kadın bilimi (jinoloji)

4) Kadın Emeği ve İstihdamı
- Ücretli kadın emeği
- Özel istihdam büroları ve kadınlar
- Ev içi emek
- Engelli, yaşlı ve çocuk bakımında devlet desteğinin kadınlar açısından sonuçları 
- Mevsimlik tarım işçisi kadınlar

5) Göç- Savaş- Barış Bağlamında Kadın
- Savaş ve çatışma sürecinde kadın emeği
- Savaş koşullarında kadına yönelik şiddetin aldığı biçim ve boyutlar
- Savaş ve travmanın sağaltımı için geliştirilecek yaklaşımlar
- Göçmen kadınların toplumsal yaşamdaki yeri
- Barış mücadelesinde kadınların rolü

6) Kadına Yönelik Şiddet
- Kadına yönelik şiddet, hukuk ve alternatif yönelimler
- Kadına yönelik şiddetin yükselişinde Popüler kültürün rolü
- Mobing
- Kadına yönelik şiddetle mücadele yöntemleri 
- Kadına yönelik şiddetin artmasının toplumsal-iktisadi ve siyasal nedenleri

 

 

BUGÜN YARGILANAN YALNIZ GÜVEN BOĞA DEĞİL

TÜM EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERENLERDİR.

 

DİSK, KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odasının çağrısıyla 26 Aralık 2013 tarihinde “Hırsızlığa, Yolsuzluğa Hayır, Hükümet İstifa” talepleriyle yürüyüş ve basın açıklaması yapılmak istenmiş, başta arkadaşımız Güven BOĞA olmak üzere yürüyüşe katılan emek ve demokrasi güçleri polis şiddetine ve gaz bombalarına maruz kalmıştı.

Polisin bu saldırısının ardından, Eğitim Sen Adana Şube Eski Yürütme Kurulu Üyesi Güven BOĞA yaralanmış, hastaneye kaldırılmış, hastaneden ve adli tıptan almış olduğu rapor ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

Güven Boğa’nın şiddet uygulayan polislerle ilgili açtığı dava, yerel mahkemenin takipsizlik kararı vermesinin ardından, dava Anayasa mahkemesine taşınmış ve dava ile ilgili Anayasa mahkemesinin vereceği karar beklenmektedir. Eğer Anayasa mahkemesinden olumsuz bir karar çıkması durumunda bu dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM’e) taşınacaktır. Benzer içerikli davalardan dolayı arkadaşımız Güven BOĞA on ayrı davayı AİHM’e taşımış bulunmaktadır. AİHM’de görülen ve “İşkence ve kötü muameleyi içeren” bir dava ise Güven Boğa lehine, Türkiye aleyhine sonuçlanmış ve Türkiye tazminat ödemeye mahkum olmuştur. Bunun dışında arkadaşımızın iç hukuk yolları tükendiği için  AİHM’e taşıdığı dokuz ayrı davasından da Türkiye’nin mahkum olma olasılığı çok yüksektir. AİHM’deki dokuz ayrı davanın dışında Anayasa mahkemesinde de bekletilen iki ayrı dava daha vardır.

Yolsuzluk eyleminin ardından gördüğü kötü muameleden dolayı Güven BOĞA arkadaşımız Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmamış olsaydı, inanıyoruz ki bu dava açılmamış olacaktı. İntikamcı duygularla, emek ve demokrasi güçlerini cezalandırmak için açılan bu tür davaları kınıyoruz.

Yaptıkları hırsızlıklarla, yolsuzluklarla bataklığa saplananların aklandığı, teşhir edenlerin ise cezalandırılmaya çalışıldığı bir süreci birlikte yaşıyoruz.

Değerli basın, değerli kurum temsilcileri;

AKP’nin kin ve nefret üreten politikalarına karşı duran gazetecilerin, yazarların, akademisyenlerin ‘örgüt üyesi’, ‘vatan haini’ olarak yaftalandığı ve tutuklandığı, demokrasi güçleri üzerinde terör estirilen bir süreci yaşıyoruz.

Alışmanın, unutmanın, kanıksamanın kabullenmek olduğunu en iyi bizler biliyoruz. Adaletsizlik, hukuksuzluk ve nefret söylemi üzerine inşa edilen bu yağma ve sömürü düzenine alışmadık, alışmayacağız.

 Sözlüklerden dahi barışın, kardeşliğin adını silmek isteyenlere inat adaletin ve barışın egemen olması mücadelesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. 

Halklar, inançlar, kültürler zengini bu topraklarda ırkçı faşizan zihniyetin hakim olmasına izin vermeyeceğiz.

Bizler şiddete, yağmaya, talana, yolsuzluğa dün olduğu gibi bu gün de karşı çıkacağız. Bugün 10. Asliye Ceza Mahkemesinde duruşmaya çıkacak olan arkadaşımız Güven BOĞA’ ya açılan davaların emek ve demokrasi güçleri için farklı statülerde devam ettiğini ve edeceğini de biliyoruz. Ama bu davalar, tutuklamalar, baskılar iktidarın ömrünü uzatmaya yetmeyecektir.

Yolsuzluğa, hırsızlığa, savaşa karşı bağımsız yargı, demokratik Türkiye, eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi taleplerinin ezilmesi mümkün olamaz. Baskıları uygulayanlar dün olduğu gibi yarında halkın karşısında hesap vereceklerini unutmamaları gerekiyor. 25.01.2015

DİSK, KESK, TMMOB VE ADANA TABİP ODASI

Kurumlar Adına

Hüseyin Yaşar GÜNDOĞDU

 

DİSK Genel İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı

Şube Yürütme Kurulu adına Eğitim ve Örgütlenme Sekreterliğinin planladığı ilçe çalışmalarımız kapsamında 19 Aralık Cumartesi günü Kozan Dağılcak'ta Kozan, Feke, Saimbeyli ve İmamoğlu ilçelerinde üye ve yöneticilerimize yönelik Eğitim ve Örgütlenme Çalışması gerçekleştirdik.

Şube Yürütme Kurulu adına Eğitim ve Örgütlenme Sekreterliğinin planladığı ilçe çalışmalarımız kapsamında 9 Ocak 2016 Cumartesi günü Ceyhan Öğretmenevinde Ceyhan, Karataş ve Yumurtalık ilçelerinde üye ve yöneticilerimize yönelik Eğitim ve Örgütlenme Çalışması gerçekleştirdik.

Katledilişinin 23. Yılında Uğur Mumcu’yu Saygıyla Anıyoruz!

24 Ocak 1993’te, karanlık güçler tarafından arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu vahşice katledilen gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün üzerinden 23 yıl geçti.

Türkiye’de ülkesini ve halkını aydınlatmaktan başka bir kaygısı olmayan basın emekçileri, bilim insanları ve aydınlar, tıpkı bugünlerde olduğu gibi her dönem hedef olarak gösterilmiş, devlet içindeki açık ya da gizli güçlerle işbirliği üzerinden birçok basın emekçisi, bilim insanı ve aydınımız siyasi cinayetler ve suikastlar sonucunda katledilmiştir.

Bir ülkenin gazetecilerini, yazarlarını, aydınları tehdit olarak görmesi, bununla yetinmeyip açık açık hakaret ederek tehdit etmesi, düşüncelerini özgürce ifade edenleri kimi zaman hedef göstermesi, kimi zaman da gazeteci kimliklerini yok sayarak tutuklayıp cezaevine doldurması Türkiye açısından utanç verici bir durumdur.

Türkiye’nin Musa Anter, Uğur Mumcu, Metin Göktepe ve Hrant Dink gibi gazetecilerin öldürüldüğü bir ülke olma utancı kara bir leke olarak ortada dururken, bu utanca dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu ülke olma ayıbı eklenmiştir.

Dün cinayetlerle susturulmaya çalışılan gazetecilerin, aydınların ve bilim insanlarımızın bugün baskı, tehdit ve sansür ile karşı karşıya bırakılması, halkın gerçek ve doğru haberleri alma özgürlüğü üzerindeki yasakçı ve baskıcı zihniyetin yıllar içinde hiç değişmediğini göstermektedir.

Eğitim Sen olarak, karanlık güçlere karşı eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için mücadele eden, bu yolda canını veren Uğur Mumcu’yu ve ilkelerinden taviz vermedikleri için öldürülen bütün basın emekçilerini, bilim insanlarını ve aydınlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.