egitimsen

egitimsen

Örgütlenme Çalışmalarımız Devam Ediyor!
Emine Sapmaz İlkokulunda Nedim AK emek ve demokrasi mücadelemizi takdir ettikleri ve bu mücadelenin içinde yer almak istediğini belirterek sendikamıza üye olmuştur.

Örgütlenme Çalışmalarımız Devam Ediyor!
Emine Sapmaz İlkokulunda Nedim AK emek ve demokrasi mücadelemizi takdir ettikleri ve bu mücadelenin içinde yer almak istediğini belirterek sendikamıza üye olmuştur.

Cumhurbaşkanına Hakaret Soruşturmasında Ders Niteliğinde Karar

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanına hakaret soruşturmasında ders niteliğinde bir karar verdi. Başsavcılık üyemiz hakkında yürütülen soruşturmada, “Şiddet içermeyen eleştiri ifade özgürlüğü kapsamındadır” diyerek soruşturma izni vermedi.

Biri Adana Şube yöneticimiz Mehmet Akarsubaşı olan 2 kişi hakkında, 27 Aralık 2015 tarihinde Adana’da yapılan basın açıklamasında “Saray Savaş Halklar Barış İstiyor” şeklinde slogan atarak, Cumhurbaşkanına hakaret ettikleri gerekçesiyle soruşturma açılmıştı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucunda, sloganı eleştiri hakkının kullanılması ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirerek kovuşturma yapılmasına gerek olmadığına karar verdi.

Kararda, düşünce ve ifade özgürlüğünün; sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli sayıldığı ve bunun demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik, tolerans ve hoşgörünün gereği olduğu ve şiddet, silahlı direniş ya da isyana teşvik içermediği sürece ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirileceği belirtildi. Kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan ifadeyi açıklama özgürlüğünün “sınır tanımayan” bir değere sahip olduğu, böyle bir özgürlüğün halkın büyük bir kesimini rahatsız etse dahi koruma kapsamında kalacağı ifade edildi.  Kararda ayrıca, eleştiri hakkının Anayasada güvence altına alınan ifade özgürlüğünün doğal bir parçası olduğu, kişilerin bu hakkı kullanarak düşüncelerini açıklamalarının suç oluşturmayacağı, eleştiri hakkı kullanıldığında kişiye yaptırım uygulanmayacağı ve bu konunun çoğulcu demokrasilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğu vurgulandı.

Kararı görmek için:

Sayfa 1

Sayfa 2

Bakanlık Vesayetinin olmadığı, Demokratik Bir İlksan İçin, 9 Nisan’da Sandıktayız

İlkokul Öğretmenlerinin Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı İLKSAN; Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç’un İlköğretim Genel Müdürü olduğu 1943 yılında çıkarılan 4357 sayılı yasayla kurulmuştur.

Sandık; konut, sağlık, doğum, ölüm ve öğrenim gibi en çok sıkıntı çekilen konularda üyelerine hizmet vermiştir. 1970’li yıllarda TÖB-DER çatısı altında örgütlenen öğretmenler, tüm baskı ve zorlamalara rağmen, yapılan seçimlerde İLKSAN yönetimine gelmiş, yasa ile verilmiş yetkiyi kullanarak ana statüde değişiklikler yapma olanağı bulmuşlardır. İlkokul öğretmenlerinin örgütlü mücadelesinin getirdiği bu kazanım, 12 Eylül 1980 darbesinin izinden gidenlerin çabaları ile büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.

12 EYLÜL DARBESİ VE İLKSAN’A ETKİSİ: MEB’E MUTLAK BAĞIMLILIK!

4357 Sayılı İLKSAN Yasası, 1985 yılında 3179 Sayılı Yasa ile yeniden değiştirildi. Değişiklikle, tüm demokratik örgütlenmeleri dağıtan, yıkan, yok eden otoriter zihniyet İLKSAN’ın demokratik yapısını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Anastatüde yapılan bir değişiklikle 7 kişilik yönetim kurulunun 4 üyesinin, 3 kişilik denetim kurulunun 2 üyesinin bakan tarafından belirlenmesi sağlanarak siyasi irade sandığın yönetimini mutlak anlamda ele geçirmiştir.

Anastatü hazırlama yetkisinin MEB’e verilmesi, sandığın doğrudan doğruya Bakanlığın etkisi altına girmesini beraberinde getirmiştir. Eğitim emekçilerinin bu dönemde yeterince örgütlü ve etkin olmaması nedeniyle artan keyfilik daha da yoğunlaşmıştır. Bakanlığın siyasi tercihleri ile MEB bürokratlarının ve sandık yöneticilerinin çıkarcılığının birleştiği bu dönemde İLKSAN; arsa ve otomobil alım-satım yolsuzlukları ile birlikte anılır hale gelmiştir. Turizmden otelciliğe kadar pek çok şirket kurulmuştur.

İLKSAN BUGÜN HANGİ ANLAYIŞLA YÖNETİLİYOR?

İLKSAN’ın toplam üye sayısı 2014 verilerine göre 265 bin 187’dir. Üyelerinin yüzde 56’sı kadın, yüzde 44’ü erkek olmasına karşın, yönetim kurulunda bir tane kadın bulunmaması, İLKSAN’ın cinsiyetçi bir anlayışla ve temsilde adaleti yok sayan bir bakış açısı ile yönetildiğini göstermektedir.

İLKSAN’ın en büyük gelir kalemi üye aidatları iken, ikinci büyük gelir kaynağı ikraz gelirleridir. İLKSAN’ın üyelerinin çekeceği banka kredilerine aracılık yaparak ciddi gelirler elde ettiğini göstermektedir. Bu durum İLKSAN’ın hem kuruluş felsefesine aykırıdır, hem de bir sosyal yardım sandığı olma işlevi ile bağdaşmamaktadır. İLKSAN Yönetim Kurulu üyelerinin aldıkları maaşlar oldukça yüksektir. Şöyle ki; İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı’nın maaşı brüt asgari ücretin 7 katı, İLKSAN Yönetim Kurulu üyelerinin maaşı brüt asgari ücretin 5 katı; İLKSAN Denetleme Kurulu üyelerinin maaşı brüt asgari ücretin 3 katıdır. Üstelik bu ücretlere yolluklar, yevmiyeler, huzur hakkı vb diğer giderler dahil değildir.


EĞİTİM SEN’İN İLKSAN’A BAKIŞI
İLKSAN, yukarıda belirtildiği gibi tamamen Bakanlığın yönetimi, denetimi ve gözetimi altındadır. Temsilciler Kurulu kararları; ancak Bakan tarafından uygun bulunduğu takdirde uygulanabilmektedir. Sandığın tüm mali kaynağını sağlayan üyeler yetkisiz ve etkisiz durumdadır. Sandığın tüm işleyişini düzenleyen anastatüyü hazırlama yetkisi, 3179 Sayılı Yasayla Bakanlığa verilmiştir. Bu konuda temsilciler kurulunun karar alması tamamen göstermeliktir. Yedi kişilik yönetim kurulunun 4 üyesi Bakan tarafından belirlenmektedir. 
İLKSAN’da demokratik örgüt yapısının oluşturulması, ticari işletmecilikten vazgeçilmesi, üyelerle etkili iletişim kurulmasına yönelik kanalların oluşturulması gerekmektedir. Bugün 50 bin kişi emekli olsa, İLKSAN emeklilik yardımlarını karşılayamayacak durumdadır.

Sendikal anlayışları gereği, temsil ettiği üyelerin haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele etmeleri gereken İLKSAN yöneticilerinin bu mücadeleyi yürütecek donanıma ve ufka sahip olmadığı görülmektedir.

İLKSANIN İÇİNDE BULUNDUĞU SORUNLARIN ÇÖZÜLEBİLMESİ İÇİN;

* İLKSAN, demokratik bir yapıya kavuşturulmalı, MEB’in vesayetinden derhal çıkarılmalıdır. 
* İLKSAN’ın anastatüsü temsilciler kurulunca hazırlanmalı, her türlü karar üyelerin iradesinin hakim olacağı temsilciler kurulundan alınmalıdır. 
* İLKSAN anastatüsü demokratik, saydam, katılımcı bir yapıya kavuşturulmalı, tüm anti demokratik ve vesayetçi hükümler temizlenmelidir.
* Temsilde adaleti sağlamak için illerde her 1000 üyeye 1 temsilci, ilçelerde ise her 100 üyeye 1 temsilci seçilmelidir. 
* İLKSAN kuruluş amacına uygun olarak yardımlaşma ve dayanışma sandığı haline getirilmelidir. 
* İLKSAN’ın yönetim ve denetim kurulları üyelerden yani öğretmenlerden oluşmalı, dışarıdan her türlü siyasi müdahaleye kapalı olmalıdır.
* Yönetim kurulları üyeleri üst üste ikiden fazla seçilmemeli ve görev süreleri 2 yıl ile sınırlı olmalıdır. * Üyelerinin istem ve gereksinimlerini karşılayacak bir İLKSAN yasası çıkarılmalıdır. 
* İLKSAN üyelerinin yararlanamayacakları, sandığı zarara sokan her türlü ticari işletmecilik anlayışına son verilmeli, var olanlardan vazgeçilmelidir. 
* İLKSAN’ın sosyal yardımları günün koşullarına uygun hale getirilmeli ve tüm üyelerin ayrımsız bir şekilde yararlanması sağlanmalıdır. 
* İLKSAN başta kendi üyeleri olmak üzere, her türlü denetime açık olmalı ve şeffaf bir şekilde yönetilmelidir. 
* Üye sayısı dikkate alınarak kadınlara yönetimlerde eşit temsiliyet sağlanması için gerekli adımlar atılmalıdır. 
* İLKSAN’ın geleceğine sadece üyeleri karar vermelidir.

Ahmet KARAGÖZ
Şube Başkanı


EĞİTİM SEN İLKSAN İLÇE ADAYLARIMIZ
İLÇE İŞYERİ ADI SOYADI
CEYHAN Ayşe Malaz İlkokulu FETHİ GEYİK
CEYHAN Cumhuriyet İlkokulu SONER HAYTAOĞLU
ÇUKUROVA Hacı Nazım Turgut İlkokulu ATALAY TEMEL
ÇUKUROVA Nigahi Soykan İlkokulu MÜNİR KORKMAZ
KARATAŞ Yemişli İlkokulu İBRAHİM KOCA
SARIÇAM incirlik ilkokulu SEHER TEZEL
SARIÇAM incirlik ilkokulu ZEKİ MARAKLI
SEYHAN Cafer Recai Gizer İlkokulu HÜLYA YILMAZ
SEYHAN Celalettin Sayhan İlkokulu ÜLKÜ GÜLŞEN
SEYHAN Denizli ilkokulu GAZİ ATEŞ
SEYHAN İsmail Hazar İlkokulu YALÇİN ALÇİÇEK
YÜREĞİR Anadolu Ortaokulu ELİF ŞAN
YÜREĞİR Vehbi Necip Savaşan İlkokulu GÜNDÜZ YILMAZ
YÜREĞİR Yüreğir Rehberlik ve Araştırma Merkezi OKAN BOLAT

Emek, Barış Demokrasi İsteyenler Yargılanıyor.

AKP kendisine muhalif her sesi, her düşünceyi baskı, şiddet ve gözaltılar ile susturma girişimlerini artırarak sürdürüyor.

DİSK, KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odasının çağrısıyla 06 Ekim 2015 tarihinde “10 Ekim’deki Emek, Barış ve Demokrasi mitingine

Çağrı talepleriyle yürüyüş ve basın açıklaması yapılmak istenmiş, yürüyüşe katılan emek ve demokrasi güçlerine İnönü parkında emniyet güçlerince barikat kurularak, polis şiddetine ve gaz bombalarına maruz kalmışlardır. Ve sonrasında da barış çığlığını büyütmek için Ankara’da toplanan onbinlerce insan içinde patlatılan iki bombayla 101 arkadaşımız katledilmiş ve barış mitingi kana bulanmıştır. Mevcut siyasi iktidar 10 Ekim Ankara katliamı ile ilgili olarak katliamı yapanları değil, katledilenleri ve bu katliamların açığa çıkması için mücadele edenleri suçlu göstermeye ve her türlü baskıyı uygulamaya devam etmektedir.

6 Ekim Polis şiddetine maruz kalan KESK, DİSK, TMMOB’a üye ve yöneticilerinden Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz ve Şube Kadın Sekreteri Şükran Yeşil, Haber Sen üyesi Ahmet Aydoğdu, Yapı Yol Sen Adana Şube Üyesi Alaattin Süzer, BTS Adana Şube Yürütme Kurulu üyesi İsmail İnanç Su, SES Adana Şube Yürütme Kurulu üyesi Hüseyin Çalı, DİSK / GENEL İŞ Şube Mali Sekreteri Abdurrahman Çeliker, TMMOB Adana İKK Basın Yayın Sorumlusu Sercan Şahin, EMEP Adana İl örgütü üyesi Aydın Yiğit, Halkevi üyesi Sinan Hüdür, DİP üyesi Nihat Bayal, Habip Alpkaya ve Selçuk Alpkaya’nın da bulunduğu 14 arkadaşımız 17 Kasım 2015 tarihinde “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu” gibi bir kanuna muhalefet ettikleri gerekçesi ile şafak vakti yapılan operasyonla evleri basılarak gözaltına alındılar.

 

AKP, giderek artan ve benzer örneklerini ancak faşist rejimlerde görebileceğimiz baskıcı, anti demokratik ve yok etmeye dayalı politikalarına boyun eğmeyen ve sesini yükseltenlere karşı büyük bir tahammülsüzlük göstermekte, şafak baskınları ve gözaltı operasyonları ile bizleri sindirmeye ve tamamen susturmaya çalışmaktadır.

17 Kasım’da gözaltına alınan arkadaşlarımız mahkemeye çıkarılıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardır.

Tutuksuz yargılanan arkadaşlarımız bugün 17. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılacak olan ilk duruşmasına katılmak için burada toplanmış bulunmaktayız. İntikamcı duygularla, emek ve demokrasi güçlerini cezalandırmak için açılan bu tür davaları kınıyoruz. Yaptıkları hırsızlıklarla, yolsuzluklarla bataklığa saplananların aklandığı, teşhir edenlerin ise cezalandırılmaya çalışıldığı bir süreci birlikte yaşıyoruz.

Yıllardır karşısında en küçük bir muhalif ses istemeyen siyasi iktidar, 1 Kasım seçimlerinde aldığı yüzde 49,5 oy oranından aldığı cesaretle, tüm emek ve demokrasi güçlerini baskı ve gözaltı operasyonları ile hizaya getirebileceğini sanarak büyük bir yanılgı içindedir. Adana’da yaşanan adli ve idari soruşturmalar tamamen haklı mücadelemizi yıpratmaya ve kamuoyunun kafasında soru işaretleri oluşturarak sendikal mücadeleyi zayıflatmaya yöneliktir.

Bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün de sesiz kalmayacağız.

Adana ve Ülke genelinde açılan davaların ve soruşturmaların baskı ve yıldırma amaçlı olduğu ve tıpkı öncekiler gibi asıl amacın gözdağı olduğu açıktır. Nereden gelirse gelsin baskılara, tehditlere ve zorbalığa asla boyun eğmeyeceğimiz bilinmelidir.

İktidarın savaş politikalarına karşı, her koşulda inatla barış mücadelesini sürdüreceğiz.

DİSK, KESK, TMMOB VE ADANA TABİP ODASI

Kurumlar Adına

Gülşen TOPAL

 

KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü

STAJYER ÖĞRETMENLERE YANDAŞ SENDİKA BASKI KABUL EDİLEMEZ

 

Bağımsız demokratik ülkelerde eğitimciler; siyasi iktidarların bekası için değil, özgür bireyler yetiştirmek için çaba sarf eder. Uzun süredir ülkemizde iktidarda olan AKP kendi siyasi ideolojik ihtiyacını karşılayacak bir eğitim modeli yaratmak için eğitim fakültelerinde müdahale ederek AK ÖĞRETMEN yetiştirme çabası içerisinde olduğunu biliyoruz. Ve bu gün okullarımızda okuyan öğrencilerimiz; soran sorgulayan bir nesil olarak değil biat eden bir nesil olarak yetişiyor.

 

Devletin tüm aygıtlarını elinde bulunduran AKP 14 yıllık iktidarları süresince 5 ayrı Milli Eğitim Bakanı ile Kamusal, Laik, Bilimsel Eğitimi yaz-boz tahtasına dönüştürerek 130 bine yakın kız öğrenciyi örgün ve yaygın eğitimin dışında bırakmıştır. Kamusal eğitimin verildiği okullarımızda; öğretmenlerimizin ekonomik, demokratik, özlük haklarıyla ilgili hiçbir iyileştirme yapılmaz iken Şubat 2016’da ataması yapılan 30 bin stajyer öğretmenin hükümetin kanatları altıda büyüyen Eğitim Bir Sen’e üye yapmak için başta mülkü amirler olmak üzere tüm bürokratların seferberlik ilan etmeleri ahlak boyutunu aşan bir hal almıştır.

 

Üstünlerin Hukuku Değil, Hukukun Üstünlüğünün geçerli olduğu ülkelerde her yurttaş ülkenin imkân ve olanaklarından eşit bir şekilde yaralanır. Bu gün bir üst makama atanmada Liyakatin değil, siyasi ve sendikal kimliklerin referans alındığı bir süreci yaşıyoruz. Tüm Eğitim emekçilerinin de; Eğitim Bir Sen’li olmaya zorlanmaları ve baskılanmalarını antidemokratik bir tutum olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.

 

“Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Şubat ayında atamasını yaptığı 30 bin “aday öğretmene danışmanlık yapması için belirlediği 35 bin danışman öğretmenin büyük bölümünün iktidara yakın sendika üyeleri arasından seçilmesi, bu tür konularda sicili bozuk olan MEB'in bir adaletsiz uygulamaya imza attığını göstermiştir.

 

Yeni atanan öğretmenlerin 6 aylık dönemde yetiştirilmeleri amacıyla en az 10 yıl hizmeti olan öğretmenler arasından ulusal ve uluslararası projelerde koordinatör, danışman veya katılımcı öğretmen olarak görev almış, sosyal kültürel faaliyetlere katılım sağlayan, iletişim becerisi ve temsil yeteneği güçlü, mesleği ile ilgili kriterlerden bir veya birkaçına sahip öğretmenlerin danışman öğretmen olabileceği belirtilmiş olmasına rağmen, danışman öğretmenler belirlenirken en önemli kriterin 'hükümet sendikası üyesi olmak' olduğu ortaya çıkmıştır.

 

 

Yeni atanan öğretmenlere danışmanlık yapacak öğretmenlerin büyük bölümünün yandaş sendika üyeleri arasından seçilmesi, hem öğretmen adaylarının mesleki deneyim kazanma sürecinin sağlıklı işlemesi açısından, hem de eğitim sisteminin bugünü ve geleceği açısından endişe vericidir.

 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde ataması yapılan 30 bin öğretmenden 851 aday öğretmen 6 aylık stajlarını yapmak üzere İlimizin çeşitli okullarda görevlendirildi. 1 Mart itibariyle okullarda yeni göreve başlayan öğretmen adayları yandaş sendikaya üye olmaları için baskılandıklarına dair şikâyet telefonları alıyoruz. Okul müdürleri stajyer öğretmenleri odalarına çağırıp, 'Eğer Eğitim Bir Sen'e üye olmazsanız, stajyerliğiniz bitmeyecek' diye tehdit edildiklerini biliyoruz.

 

Aday öğretmenlere stajyerliğini kaldırmak için getirilen sınav sistemini fırsat bilen yandaş sendika yöneticileri, aday öğretmenler üzerinde atandıkları günden itibaren baskı oluşturmaya başlamışlardır. Yandaş sendika yöneticileri, gittikleri okullarda, aday öğretmenlerine 'bugüne kadar arkadaşlarınızın büyük bir bölümü üye oldu siz olmayacak mısınız', 'müdürlerinin çoğu Eğitim Bir Sen'li', 'rahat edersiniz', 'sınavlarda size yardım ederiz çünkü sınavlarda çıkacak olan soruların çoğunluğu bizim hazırladığımız çalışma kitabı sorularından çıkacaktır' dediklerini biliyoruz. Davanızın haklı olduğuna inanıyor iseniz lütfen mücadele araçlarınızın da ahlaklı olmasına dikkat etmenizi öneriyoruz.

 

Her eğitim yöneticisinin görevi; okulda iş barışını sağlayarak çocuklarımızın iyi bir eğitim almasını sağlamak iken, tarafsızlıklarını yetirerek açıkça suç işliyorlar. Burada Sayın Valiyi ve İl Milli Eğitim Müdürünü göreve davet ediyoruz. Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz.1.4.2016

 

 

Ahmet KARAGÖZ

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

 

Ömer Volkan Çiçek

Türk Eğitim Sen Adana 2 Nolu Şube Sekreteri

 

 

Kurumlar Adına

Ahmet KARAGÖZ

 

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

İlksan ve Örgütlenme Çalışmalarımız Devam Ediyor!
Lalezar Anaokulunda Nuray YANARKAYA emek ve demokrasi mücadelemizi takdir ettikleri ve bu mücadelenin içinde yer almak istediklerini belirterek sendikamıza üye olmuştur.

İlksan ve Örgütlenme Çalışmalarımız Devam Ediyor!

Çetin Topçuoğlu İlkokulundan Rana GEDİKOĞLU emek ve demokrasi mücadelemizi takdir ettiğini ve bu mücadelenin içinde yer almak istediğini belirterek sendikamıza üye olmuştur.