Kamu emekçileri ve emekliler gerçek enflasyonun yarattığı yoksullukla boğuşmaya devam ediyor. TÜİK yıllık enflasyon oranını %14.6 olarak açıkladı. Bu rakam çarşı, pazarın, günlük hayatın rakamı değil. Doğal gaza %32 elektriğe %31, baklagillerle %60, yumurta %80 ayçiçeği yağına %50 zam gelmişken gerçek enflasyon % 37 geçmiştir. Kamu emekçilerine yapılan zam TÜİK'in nasıl hesapladığı belli olmayan enflasyon oranı üzerinden yapılmıştır. Gerçek enflasyon ve sokağın enflasyonu bu değil, olamaz. Hiçbir inandırıcılığı yok. 2021 yılı toplu sözleşmesinde kamu emekçileri adına masaya oturan ve sefalet ücret artışına imza atan Memur-Sen’in kamu emekçilerini değil hükümeti kolladığı bir kez ortaya çıkmıştır. %7.3 lük zam artışı sefalet ve yoksulluk zammıdır. Ekonomik krizin her boyutuyla hissedildiği bu günlerde satın alma gücü azalan memurlar bir kez daha kuru ekmeğe muhtaç edilmiştir. Hükümetle memur-Sen’in yaptığı toplu sözleşme iptal edilmeli, kamu emekçileriyle yeni adil bir toplu sözleşme yapılmalıdır.
Kamu emekçileri ve emeklilerin maaşlarına gerçek enflasyon oranında zam yapılmalıdır. Ekonomik krizin etkileri oranında maaşlar artırılmalıdır. Vergi adaletsizliğine son verilmelidir. KDV kaldırılmalı, birinci vergi dilimi %15’de %10 düşürülmelidir. 3600 ek gösterge bütün kamu emekçilerini kapsayacak şekilde yasalaştırılmalıdır.
KESK olarak insanca yaşayacak bir ücret, hayat pahalılığına, yoksulluğa, yolsuzluğa ve israf düzenine karşı haklarımızı korumak için mücadeleye devam edeceğiz.
Hüseyin KAYA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Basına ve Kamuoyuna
Ortaokul ve liselerde seçmeli ders tercihleri 4 ile 22 Ocak tarihleri arasında yapılacaktır. Resmi anlamda uygulama seçmeli ders tercihi olsa da gerçekte ‘’Zorunlu seçmeli ders’’ şeklinde gerçekleşmektedir.
Seçmeli derslerin öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine göre seçilmesi gerekir. Öğrencilerin kişisel gelişimine destek olması, ayrıca bilişsel, duyuşsal ve sosyal gelişmelerine katkı sağlaması gerekir. Ne var ki seçmeli ders tercihleri okul idarelerinin siyasal tercihlerine ve buna uygun eğitim anlayışlarına uygun olarak gerçekleşiyor. Birçok seçmeli din dersleri idarecilerce tercih ediliyor. Vakıf, cemaat gibi çevre faktörleri de bu durumda etkili olmaktadır. Ayrıca sınava dayalı rekabetçi eğitim sistemimizde sayısal derslere öğrencilerimiz yönelmek zorunda kalmaktadır.
Pandemi döneminde öğrenciler okulda değildir. Öğrenciler adına idareciler seçmeli ders tercihinde bulunmamalıdır. Öğrenci ve velileri sürece dahil edilerek öğrencilerimizin istekleri ve ilgileri gözetilerek yapacakları tercihler yaşam bulmalıdır.
Eğitim Sen Adana Şube Yürütme Kurulu adına
Hüseyin KAYA
Şube başkanı
Kovid-19 Salgınının En Yoğun Olduğu bu dönemde Öğretmenleri ‘Temel Kodlama Eğitimi Kursu’na çağırmak İnsan sağlığını tehlikeye atmaktır! Salgının ciddi tehdit oluşturdu bu dönemde Genel Merkezin aldığı karar doğrultusunda seminere katılmak istemeyen üyelerimiz için dilekçe örneği hazırlanmıştır.
…………………………..OKULU MÜDÜRLÜĞÜ’NE
…….…./............
Üyesi olduğum Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Merkez Yürütme Kurulu 31.08.2020 tarih ve 48 sayılı kararıyla
"31.08.2020 tarihinde Genel Başkan Feray Aytekin Aydoğan'ın başkanlığında toplanarak Covid 19 salgını kapsamında eğitim emekçilerine yönelik işlemler ve uygulamalar görüşüldü ve 1 Haziran 2021 tarihine kadar istek dışı verilen, görev tanımı ve meslekleri dışındaki, sağlıklarını riske sokacak, yasalarla kendilerine verilen görevlerle ilgisi olmayan görevleri sendika üyelerinin yerine getirmemesi ve sendika üyelerinin çalışma ortamlarında hayatlarını ve sağlıklarını riske sokacak ciddi ve yakın bir tehlikeye maruz kaldıklarında durumu görev yaptığı yerin müdürlüğüne bildirdikten sonra söz konusu tehlike ortadan kalkıncaya kadar söz konusu çalışma ortamında bulunmaması kararı alınmıştır. "
Bu karar nedeniyle tarafıma tebliğ edilen ‘Temel Kodlama Eğitimi Kursu’na Covid-19 salgınının yaygınlaşması nedeniyle bu dönemde yerine getirmeyeceğimden gerekli önlemlerin alınmasını arz ederim.…../…./2020
Ad-Soyadı
Adres:
Ek:
31.08.2020 tarih ve 48 sayılı kararının örneği
Türkiye’de ekonomik ve politik krizlere, Covid-19 salgınının yol açtığı kapanma ve açılmaların yarattığı sorunların da eklenmesiyle eğitim alanında zorlu bir dönem yaşıyoruz. Ekonomik, demokratik ve sosyal haklarını savunduğumuz eğitim ve bilim emekçileri, bu dönemde uzaktan eğitimde yaşanan eşitsizlikler, olanaksızlıklar ve uzaktan eğitimi yetkinleştirmede destek yoksunluğu gibi bir dizi sorunla karşı karşıyalar. Covid-19 sadece eğitim ve bilim emekçilerini değil, eğitimin bileşenleri olan öğrencilerimizi ve velilerimizi de derinden etkiledi. Uzaktan eğitimde gerekli olan öğretim teknolojilerine yoksulluk ve yoksunluk nedeniyle erişemeyen öğrencilerimiz nitelikli bir eğitim hizmeti alamadılar, bu nedenle velilerin birçoğu çocuklarının geleceği konusunda ciddi kaygılar taşıyor.
Temel amacımız, eğitim alanında karşı karşıya olduğumuz sorunları anlamak, anlatmak, çözüme dair yaklaşımlarımızı eğitim kamuoyu ile paylaşmak ve bu süreçten çocukların, gençlerin, velilerin ve eğitim ve bilim emekçilerinin zarar görmeden, aksine güçlenerek çıkmalarını sağlamaktır. Sendikamız yüzyılı aşan mücadele tarihinde her dönemin özgül yakıcı sorunlarını ifade etmede ve eğitim politikası üretmede tarihsel bir görev üstlendi. Bugün de sendikamız, herkesin insanca yaşadığı sosyal ve demokratik Türkiye ile eğitim ve bilim emekçilerinin özgül ekonomik ve sosyal haklarını savunma ve ilerletme amaçlarını yan yana yürütme çabası içinde. Sendikamız öncülleri olan örgütlenmelerden aldığı güçlü bir mirası tekrar ederken, dönemin koşulları içinde bu kuşağın farkını da yaratarak mücadelesini sürdürüyor.
Mücadele tarihi boyunca sendika yönetimlerinde yer alan adlar ve yüzler değişse de, savunulan ilke ve değerler değişmedi: Güçlü bir eğitim ve bilim emekçileri hareketi ile ayrımsız tüm çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin insani güç ve yetilerini bütünüyle güçlendirebildiği kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitimi bir hak olarak yaşama geçirmek. Eğitim Sen’i var eden ilke ve değerlerin iş yerlerinde, alanlarda, meydanlarda ve gündelik yaşamın her alanında mücadele içinde yaşam bulduğunu ifade etmek istiyoruz.
Sendikamız, eğitim ve bilim emekçilerinin eğitimde ve toplumsal yaşamda uygulanan sömürü, tahakküm, baskı ve eşitsizliklere karşı yürütülen fiili mücadele ve eşit, adil ve özgür bir toplum düşü ile bugünlere gelmiş ve ayrım gözetmeksizin bütün eğitim ve bilim emekçilerinin öfkesi, sözü, sesi ve taleplerinin izleyicisi olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle Sendikamız 11. Olağan Genel Kurulu’nu 28-29 Kasım 2020 tarihlerinde Ankara’da toplamıştır. Genel Kurul seçimleri sonrasında oluşan yeni Merkez Yürütme Kurulu ilk toplantısında aşağıdaki görev dağılımını yapmıştır:
Prof. Dr. Nejla Kurul, Genel Başkan
İkram Atabay, Genel Sekreter
Ahmet Karagöz, Genel Mali Sekreter
Ramazan Gürbüz, Genel Örgütlenme Sekreteri
Sinan Muşlu, Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri
Simge Yardım Dağ, Merkez Kadın Sekreteri
Arzunur Şimşek, Genel TİS ve Hukuk Sekreteri
Sendikal hakların, emeğin, demokrasinin, barışın ve eşit haklar mücadelesinin sözü ve sesi olan Eğitim Sen, geçmişten bugüne savunduğu ilke ve değerleri daha güçlü ve enerjik biçimde sahiplenerek, eğitim ve bilim emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele örgütü olmayı sürdürecektir.
Değerli basın ve Kamuoyuna;
Milli Eğitim Bakanlığı okullarda her eğitim kademesinde yüz yüze eğitime ara vermiştir. MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü 20 Kasım 2020 tarihinde, resmi ve özel tüm okul öncesi eğitim kurumlarının (ana sınıfı, anaokulu, uygulama sınıfları) 23 Kasım 2020 tarihinden itibaren haftada 5 gün yüz yüze eğitim yapacağını, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından imzalanan bir yazı ile bildirdi.
MEB' in bu kararına karşın okul öncesi eğitimde yüz yüze eğitime devam etme kararı ne eğitim bilimine, ne de sağlık koşullarına uygun değildir.
Öncelikle okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim kurumu olduğu, okul öncesi öğretmenlerinin de bakıcı olmadığının altının çizilmesi gerekmektedir. Bu karar okul öncesi eğitimine verilen önemden dolayı alınmamıştır. Çalışan anne, babaların çocuklarına bakacak bir yer bulamasından kaynaklıdır. Burada amaç anne, babaların çalışmalarına devam etmesidir.
Bu durumun çözümü okul öncesi eğitimin devam etmesi değil, çalışan anne, babalara ücretli izin verilmesinden geçer.
MEB okul öncesi eğitime önem veriyorsa; okul öncesi eğitimi ücretsiz ve zorunlu hale getirmelidir. Okul öncesi çocuklarımızın sağlığı tehlikeye atılamaz. Okul öncesi öğretmenleri çocuk bakıcısı değil, eğitimcidir.
Eğitim Sen, bu kararın geri alınması için MEB’e başvuru yapacak, gerekli görüşmeleri gerçekleştirecektir.
Eğitim Sen Adana Şube Yürütme Kurulu Adına
Hüseyin KAYA
Şube Başkanı
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Hüseyin KAYA Çukurova Üniversitenin online düzenleyeceği sınavlarla ilgili değerlendirmede bulundu. Kaya; "Çukurova Üniversitesi Online Sınav Kararını Gözden Geçirmeli!"dedi
Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü sınav yönergesinde yeni değişiklikler yapmıştır. Sınav üniversite dışında anlaşma sağlanan bir firmanın hazırladığı program üzerinden gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. Ç.Ü. tarafından Yayınlanan Yönergeye göre sınavlar online yapılacak, kamera ve mikrofonlar açık tutulacaktır. Sınav süresince öğrencilerin kayıt altına alınacağı, bu kayıtların saklanacağı anlaşılmaktadır. Bu durum temel insan haklarına uygun olmadığı gibi ileride güvenlik ve hukuki sorunları beraberinde getirecektir.
Sınav sırasında boş bırakılan sorulara yeniden dönüş yapılamayacağı, bu durumun da sınavın objektif ve güvenilir ölçme ve değerlendirme kriterlerine uygun olmayacağı anlaşılmaktadır.
Öğrenciler cep telefonuyla ve benzeri cihazlarla sınava giremeyecektir. Sadece bilgisayar üzerinden sınava katılabilecekler, bu durumda bilgisayar ve diğer gerekli ekipmanları olmayan öğrencileri zor duruma sokacaktır. Ayrıca yönergede öğrencilere yüz yüze sınava girme imkanı tanınmaktadır.
Öğrencilerin büyük bir bölümünün il dışında olduğu gerçeğinden hareket edersek bulundukları illerde kamu kurumlarında sınava girebilirsin denmektedir. Bu kurumlarda da sağlık koşullarının nasıl sağlanacağı da belirsizdir.
Sınava bu şekilde katılmak istemeyen öğrencilere sunulan çözüm ise “kayıt dondurmaları” olmuştur.
Üniversite öğrencilerinin bu sınav yönergesine yönelik tepkilerini anlıyor ve haklı buluyoruz. Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünün ilan ettiği sınav yönergesini iptal etmesini, hiçbir öğrencimizin mağdur edilmeden sağlık koşulları da dikkate alınarak objektif bir ölçme ve değerlendirme yapılmasını bekliyoruz.12.11.2020
Hüseyin KAYA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı
Dahası...
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün üzerinden 82 yıl geçti. 10 Kasım 1938’den bugüne dünya üzerinde yaşanan gerginlikler, çatışma ve savaşlarda dökülen kanlar, Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sözünün ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu gösteriyor.
Siyasi iktidar, bugüne kadar sürekli bilimi ve bilimsel eğitimi hedef alan politika ve uygulamalarını hayata geçirirken, tüm dünyayı etkisi altına alan kovid-19 salgınına karşı mücadelede bilimin ve bilimsel araştırmaların olmazsa olmaz olduğu bir kez daha görüldü. Bilime ve insanlığın ortak evrensel değerlerine karşı düşmanca tutumlar sürerken, anti demokratik politika ve uygulamaların giderek artması dikkat çekicidir.
Son yıllarda ırkçı-gerici politikalar hızla artarken, özellikle çocuk ve kadın haklarına yönelik yoğun bir saldırı dalgası yaşanmaktadır. Eğitim başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarının baskıcı ve otoriter uygulamalarla kuşatma altına alınmak istendiği bir dönemde hayatı boyunca aydınlanmadan ve bilimden yana tutum alan Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 82. yılında saygıyla anıyoruz.
Seyhan Özel Eğitim Uygulama okulunda görev yapmakta olan üyemiz Sezen Kadıoğlu, okul müdürü Oğuzhan Kibar ve Müdür yardımcısı Murat Tekkollu hakkında 09 Ekim 2019 tarihinde İl Milli Eğitim Müdürlüğüne şikâyetçi olmuştur.
Müdür Oğuzhan Kibar çeşitli tarihlerde üyemiz Sezen Kadıoğlu’nu odasına çağırarak sözlü yolla ve fiziksel temas yoluyla cinsel taciz davranışlarında bulunmuştur. Arkadaşımız bu taciz davranışlarından sonra müdür odasına girmekten imtina etmiştir. Arkadaşımızın müdür odasına girmek istememesi karşında Okul müdür Oğuzhan Kibar’ın davranışları mobbing uygulamaya ve şantaj yapmaya yönelmiştir. Aynı şekilde müdür yardımcısı Murat Tekkollu da, Sezen Kadıoğlu’na resmiyeti aşan lakayıt söz ve davranışlarını sürdürmüştür.
Arkadaşımız Sezen Kadıoğlu il milli eğitime yaptığı şikâyetinde, Oğuzhan Kibar ve Murat Tekkollu’nun davranışlarını ve söylediklerini anlatmıştır. Arkadaşımızın şikâyeti sonucunda konuyla ilgili soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma devam ederken Oğuzhan Kibar’dan iki servis görevlisi kadın daha cimer yoluyla cinsel tacizden dolayı şikâyetçi olmuştur. Soruşturma başladıktan bir süre sonra arkadaşımız Sezen Kadıoğlu’nun görev yeri değiştirilmiştir. Müdür Oğuzhan Kibar ve müdür yardımcısı Murat Tekkollu görevlerinin başında bulunmaya devam etmektedirler. Soruşturma sırasında soruşturmanın sağlıklı yürümesi açısından iki idarecinin görev yerleri değiştirilmeliydi. Çünkü delilleri karartacak, saklayacak görev ve mevkide bulunmaktalar. Ne yazık ki Sezen Kadıoğlu’nun görev yerini değiştirmek yeterli bulunmuştur. Müdür Oğuzhan Kibardan şikâyetçi olan iki kadın çalışan da görevlerini bırakmışlardır. Üç kadının birbirinden habersiz aynı kişiden, aynı suçlamayla şikâyetçi olması olayın gerçek olduğunun başka bir göstergesidir.
Kadının beyanının esas olması ilkesinden yola çıkarak üyemiz Sezen Kadıoğlu’nun bu beyanının soruşturmaya esas teşkil etmesini istiyoruz. Aynı zamanda ispat yükünün karşı tarafa yüklenmesi babında sorumluluğun Oğuzhan Kibar ve Murat Tekkollu’da olması gerektiğini biliyoruz.
Üyemiz Sezen Kadıoğlu’nun, okul müdürü Oğuzhan Kibar ve müdür yardımcısı Murat Tekkollu ile ilgili beyanını sendika olarak esas alıyoruz. Biz Eğitim Sen Adana Şube yürütme kurulu olarak Sezen Kadıoğlu hakkında yürütülen soruşturmanın kapatılmasını talep ediyor ve karşı taraf için cezai sorumluluk gerektiren bu isnatın takipçisi olduğumuzu ve meslektaşımızla dayanışma halinde olduğumuzu beyan ediyoruz. 09.11.2020
Eğitim Sen Adana Şube Yürütme Kurulu adına
Buket ALTINOK
Şube Kadın Sekreteri
Covid-19 salgınının herkesi olumsuz etkilediği bu günlerde, emekçiler siyasi iktidarın yeni saldırılarıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Kıdem tazminatı dâhil emekçilerin pek çok haklarını ortadan kaldıracak olan yasa teklifi TBMM’de. Bu yasa ‘’İstihdamı artırma’’ gerekçesiyle hazırlanmasına karşın tam tersi emekçilerin daha çok sömürülmesi, kuralsız çalıştırılmasına ve ellerinde kalan haklarında da tırpanlanmasına hizmet edecektir. Esnek ve kısmi çalışmayı içeren yasa teklifi, kayıt dışı çalışmayı teşvik ediyor. Kıdem ve ihbar tazminatı hakkını gasp eden hükümler içeriyor. 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlar belirli süreli ve esnek çalışma getiriliyor. Bu şekliyle 25 yaş altı ve 50 yaş üzeri çalışanların kıdem tazminatı ve emeklilik hakları ellerinden alınıyor. Ülkemizde bu kadar gencin işsiz olduğu gerçeğiyle hareket edecek olursak, gençlerimizin emeklilik hakları ellerinden alınmış oluyor. Esnek ve kuralsız çalışma her alana yayılacak ve hatta kamu emekçileri de etkilenecektir.
Bu yasaya karşı başta işçi sendikaları olmak üzere bir dizi eylemlilikler içerisinde bulunuyor. Bizlerde bütün emekçileri, emeklilik ve kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarımızı savunmaya ve hep birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Değerli Basın emekçileri
KESK ve Eğitim Sen’in bu süreçte ortaya koyduğu mücadelenin önü kesilmeye çalışılıyor. Dün Eğitim Sen Diyarbakır şube üyelerimize yönelik gözaltı süreci yaşanmıştır. 26 eğitim emekçisi demokratik eylem ile etkinlikler, sosyal medya paylaşımları ve sosyal etkinlikler gerekçe gösterilerek haksız ve hukuksuz bir biçimde gözaltına alınmışlardır. Aralarında 5 aylık hamile ve 8 aylık bebeği olan iki kadın arkadaşımız da bulunmaktadır. KESK ve Eğitim Sen yeniden üyelerimiz ve halkımızın gözünde marjinalleştirilmek isteniyor. Dün Eğitim Sen Diyarbakır şubede yaşananlar bunun işaretidir. Gözaltına alınan üyelerimiz Eğitim Sen yürütme kurullarında görev almış arkadaşlarımızdır. Yeni mücadele sürecine girmemiz, yeni üye kazanımları sağlamamız birilerini rahatsız etmişe benziyor.
Bu tür keyfi Haksız ve hukuksuz gözaltına alınan üye arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. 07.11.2020
Eğitim Sen Adana Şube yürütme kurulu adına
Hüseyin KAYA
Şube Başkanı
29 Mayıs 2020 gün ve 31139 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete'de. yayımlanan Covid 19 Kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Normalleşme ve Alınacak Tedbirler" konulu 2020/8 sayılı cumhurbaşkanlığı Genelgesi uyarınca 60 yaş ve üzeri ile Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik hastalığı olan öğretmenler idari izinli sayılmıştır. Bu kapsamdaki öğretmenlerden isteyenlere sorumluluğu ve riski almaları koşuluyla ders görevi verilmiş, bunun dışındakilere ise uzaktan öğretim kapsamında da herhangi bir görev verilmemiş, dolayısıyla bu öğretmenler ek ders ücreti yönünden mağdur olmuşlardır. Bu durumdaki üyelerimize yönelik 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesine ve toplu sözleşme hükümlerine dayanan ek ders ücreti talep dilekçesi ekte gönderilmiştir(ek-l). Bu dilekçeye 60 gün içinde cevap verilmez ya da olumsuz cevap verilirse üyelerimizin dava açma hakları vardır. Bu davayı kaybetme ihtimali vardır. Bu davayı kaybetmeleri halinde üyelerimiz karşı tarafa 1.700,00 TL avukatlık ücreti ödeyecektir.
Konuyla İlgili Hazırlanan Dilekçe Örneği
. ..OKULU MÜDÜRLÜĞÜ'NE ..../ANKARA
Okulunuzda sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta iken 29 Mayıs 2020 gün ve 31139 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanan Covid 19 Kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Normalleşme ve Alınacak Tedbirler" konulu 2020/8 sayılı cumhurbaşkanlığı Genelgesi uyarınca ... yaşında/ kronik rahatsızlığım nedeniyle idari izinli sayıldım. 26.08.2020 gün ve 31225 sayılı RG'de yayımlanan 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesinde de esnek çalışma yönteminden yararlanan çalışanlar ile idari izinli sayılanların bu sürede istihdamlarına esas görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılacağı, idari izini sayılanların mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük haklarının saklı olduğu belirtilmiştir. 01.09.2019 gün ve 30875 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2020 ve 2021 yıllarının kapsayan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun 28.08.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı kararının "Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin "Mali ve Sosyal Haklar" bölümünün "Ders görevinin yapılmış Sayılacağı haller" başlıklı 2.maddesinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ders yılı içerisindeki iş günlerinde genel idari izinli olmaları nedeniyle eğitim ve öğretim faaliyetlerini fiilen yerine getiremeyen yönetici ve öğretmenlerin bu sürelerde üzerlerinde bulunan ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılmaları gerektiği belirtilmiştir. Anılan hükümler uyarınca Eylül ayı ek ders ücreti tarafıma ödenmesi gerekirken ödenmemiştir. Mağduriyetimin giderilmesini ve söz konusu ödemenin yapılmasını arz ederim.
Tarih
Ad-soyad
Adres: