Okullarda Yaşanan Şiddete Son Verilmeli, Can Güvenliğimiz Sağlanmalıdır!
Yıllardır okullarda yaşanan şiddet olayları, kavgalar, çeteleşmenin gittikçe büyüyen bir tehdit haline gelmesi karşısında bugüne kadar gerekli adımları atmayıp, okullarda yaşanan şiddet olaylarına kayıtsız kalanlardan dolayı Barbaros ortaokulunda görevli müdür yardımcısı Yunus ESEN öğrencisi tarafından bıçaklanarak yaralanmasına neden olmuşlardır.
Meslektaşımızın yaralanmasına neden olan, tüm eleştiri ve uyarılarımıza rağmen eğitimde yaşanan sorunlara ve şiddet olaylarına seyirci kalan, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran politikalardır.
Okullarda yaşanan çeteleşme ve eğitim kurumlarının benimsenen yanlış politikalar nedeniyle şiddet yuvası haline gelmesinin bedelini bugüne kadar kimi zaman öğrenciler, kimi zaman eğitim emekçileri hayatlarını kaybederek ödemişlerdir.
Öncelikle kabul etmek gerekir ki, okullarımızın birer şiddet yuvası haline gelmesinde, öğretmenlik mesleğini rencide eden yaklaşım ve açıklamaların, her fırsatta şiddet ve nefret dilini kullanan siyasetçilerin ciddi bir katkısı ve sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde sık sık karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da çepeçevre kuşatmış, eğitim emekçilerini şiddetin hedefi haline getirerek, ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Okullarda yaşanan şiddetin toplumsal nedenleri göz ardı edilemez. Özellikle son yıllarda toplumdaki gelir adaletsizliğinin ve yoksullaşma oranının artması; halkın gelecek kaygısı ve gençler arasında sisteme dönük güvenin aşınması; kültürel yozlaşma ve yabancılaşma; yazılı ve görsel medyanın şiddet unsurları içeren programlarındaki artışlar, sadece okulları değil, yaşamın bütün alanlarında yaşanan şiddeti sürekli olarak yeniden üretmektedir.
Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini, hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde okullarda birbirine benzer şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir.
Okulda şiddet sorununu çözmek, günü birlik müdahalelerle değil, uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkündür. Bunun için başta öğrenci ve eğitim emekçileri olmak üzere, eğitimin tüm bileşenlerine yönelik olarak kültürel, sosyal yönden tatmin edecek çalışmaların hızlı bir biçimde gerçekleştirilmesi şarttır. Okullarda rehberlik hizmetlerinin işletilmesi ve buralardaki yetersiz personel sayılarının giderilmesi gerekirken, MEB’in rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerine yönelik düzenlemelerinin olumsuz sonuçlarının görülmeye başlanması dikkat çekicidir.
Okulda şiddetin önüne geçebilmek için öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitimi önem kazanmaktadır. Çünkü gençliği anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve bu alandaki yetenekleri açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Eğitim Sen olarak, okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri, öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda şiddeti azaltmak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve acilen bir eylem planı hazırlanmalıdır. Bu noktada, şiddetin hiçbir biçiminin toplumda kabul görmediğinin vurgulanması önemlidir.
Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin arkalarında toplumun ve eğitim örgütlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Her okulun şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olmalıdır.
Eğitim emekçilerin yoğun baskı ve tehditlerle karşı karşıya bırakılarak sindirildiği, iş güvencelerinin elinden alınmak istendiği, eğitim hizmetlerinin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, öğrenci öğretmen ilişkisinin giderek bozulmaya başladığı bir ülkede okullarda yaşanan şiddet olaylarının ölümlerle sonuçlanmaya başlamış olması son derece önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Okullarımızda yaşanan şiddetin son bulması için acilen gerekli adımlar atılmalı, hiç kimse şiddetin uygulayıcısı ya da hedefi haline getirilmemelidir. Bu konuda somut ve kalıcı çözümler üretilmesi ve okullarda yaşanan şiddetin önlenmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırıyoruz.
Eğitim Sen olarak, eğitim emekçilerine yönelen her türlü şiddeti kınıyor, öğrencinin saldırısı sonucu yaralanan Yunus ESEN arkadaşımıza ailesine, çalışma arkadaşlarına ve tüm eğitim camiasına geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
Cemil ÖZEN
Eğitim Sen Adana Şube Sekreteri