17 NİSAN ADANA YÜRÜYÜŞÜMÜZ ...

17 NİSAN ADANA YÜRÜYÜŞÜMÜZ ...

 

Eğitim ve bilim emekçileri, 14 Nisan Çarşamba günü  İstanbul ve Şanlıurfa üzerinden “Demokratik, Kamusal, Parasız, Nitelikli Eğitim; Örgütlü, Güvenceli Çalışma Hakkı ve Demokratik Yaşam” konulu Ankara yürüyüşünün ADANA ayağı 15 Nisan 2010 Perşembe günü Beş Ocak Meydanından Seyhan Belediyesinin önünde  Genel Merkez Basın Yayın Sekreteri Serpil Açıl Özer'in yaptığı açıklamanın ardından yürüyüş kolumuz Tarsus'a uğurlanmıştır.   

Eylem Resimleri

Eğitim ve Bilim Emekçileri Talepleriyle Birlikte Ankara’ya Yürüyor! 

 

Ülkemizde işsizlik ve yoksulluk her geçen gün derinleşiyor.  Halkın önemli bir bölümü asgari geçim şartları için gerekli olan gelirden yoksunken, işsizlik sorunu gün geçtikçe büyüyen ve büyüdükçe acımasız sonuçlarını gösteren bir hal almaya başladı. Krizi fırsata çevirenler emekçilerin ücretlerini düşürmeye çalışırken, emekçilerin demokratik haklarını kullanmaları şiddet ve zorbaca yöntemlerle engellenmeye çalışılıyor.    

Artan işsizlik ve yoksullukla birlikte başta yoksul emekçi aileleri olmak üzere, geniş toplum kesimlerini her yönden derin bir sefaletin içine itiliyor. Emekçilerin önemli bir bölümü borçlanarak yaşamını sürdürmeye çalışırken, emekçilerin sırtındaki borç yükü gün geçtikçe artıyor.

  AKP, özellikle emekçilerin çalışma yaşamına yönelik olarak gündeme getirdiği yasal düzenlemeler ve fiili uygulamalarla çalışma ilişkilerini esnekleştirmiş, kamu hizmetlerini ticarileştirmiş, kamu istihdamını parçalayarak esnek ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştıran uygulamalar içine girmiştir.   

Tüm halk kitlelerini ilgilendiren parasız eğitim ve sağlık hakkı gibi kazanılmış haklarımızın önemli bir bölümü hedef haline getirilmiştir. Demokratik, kamusal, parasız, nitelikli eğitim, güvenceli çalışma hakkı talebimize karşın eğitimde ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları tüm hızıyla sürmektedir.

  

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, eğitim ve sağlık kurumlarında 4-c ve taşeron istihdamı gibi esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Esnek istihdam uygulamaları, diğer pek çok neden gibi eğitimin niteliğini ve işleyişini olumsuz etkilemektedir.

  

İçinden geçmekte olduğumuz dönemde emekçilerin pek çok yönden bölünüp parçalandığı, güvencesiz ve pek çok haktan yoksun olarak çalıştırılmaya zorlandığı, yani emeğin tam olarak baskılandığı bugünlerde, AKP tarafından dillendirilen demokrasi ve özgürlük söylemleri gerçekçi değildir. TEKEL işçilerinin Ankara’ya geldikleri günlerde gösterilen polis şiddeti, AKP’nin kendine demokrat ve sahte özgürlükçü maskesini düşürmüştür.

  

Kamu emekçilerinin yıllardır ısrarla dillendirdiği grev ve toplusözleşme hakkı ile ilgili olarak göstermelik adımlar atan AKP Hükümeti, Anayasa değişikliği paketini hazırlarken kamu emekçilerinin grev hakkı talebini yasaklayan, görünüşte toplusözleşme hakkı veriyormuş gibi görünen bir tutum içine girmiştir. Oysa grev ve toplusözleşme hakkı birbirinden ayrı düşünülemez ve biri olmadan diğerinin işlevsiz olması kaçınılmazdır.

  

Anayasa değişikliği paketinde eğitim ve bilim emekçilerinin temel talepleri görmezden gelinmiş, başta herkese eşit, parasız, kamusal ve nitelikli eğitim hakkı olmak üzere zorunlu din derslerinin kaldırılması, YÖK’ün kaldırılması, kamu emekçilerine özgür toplusözleşme ve grev hakkının tanınması gibi temel talepler gündeme getirilmemiştir.

  

Yıllardır uygulanan özelleştirme politikalarıyla kamuya ait işletmeler haraç mezat elden çıkarılırken, kamu hizmetleri adım adım ticarileştirilmiş, katkı payı, katılım ücreti vb adlar altında halkın kamu hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkı elinden alınmıştır.

  

Son olarak TEKEL işçilerinin mücadelesine de konu olduğu gibi işçi ve emekçiler ya kazanılmış haklarından vazgeçmeye ya da işsiz kalmaya zorlanmaktadır. Böylesine kritik bir dönemde emekçilerin işine, ekmeğine ve geleceğine sahip çıkması önemlidir. Eğitim ve bilim emekçileri bu tehlikeli gidişin karşısında taleplerini yüksek sesle dillendirmek ve kazanımlarına sahip çıkmak için 14–17 Nisan tarihleri arasında alanlarda olacak, 14 Nisan’da İstanbul ve Şanlıurfa’dan başlayacak yürüyüş kolları 17 Nisan tarihinde Ankara’da büyük bir buluşma gerçekleştirecektir.

  

Yıllardır uygulanan politikalar sonucu eğitimi bir gelir kapısı olarak gören, giderlerini halkın sırtına yükleyen, eğitime yeterli bütçe ayırmayan, okullara ödenek vermeyen mevcut anlayışa karşı tüm öğrencilerimizi, velileri yaşananlardan rahatsızlık duyan tüm toplum kesimlerini daha iyi ve aydınlık bir gelecek için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

  

17 Nisan Cumartesi günü taleplerimizin takipçisi olduğumuzu göstermek için Ankara’da olacağız.

  

·         Sadece parası olanların değil, herkesin eğitim hakkından eşit ve parasız bir şekilde yararlandığı bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır;  

 

·         Eğitim programının bireyci, ders kitaplarının bilimdışı, eğitimin paralı olması karşısında; kamusal, bilimsel, laik, anadilinde ve demokratik eğitim istiyoruz; 

 

·         Çocuklarımıza yeterli beslenme imkânı verilmeli süt, temiz su ve yılda en az iki defa ücretsiz sağlık taraması yapılmalıdır; 

  

·         Okul öncesi eğitimden, yüksek öğrenime kadar okullaşma ve okulların mevcut yapılanmasına dair temel sorunlar çözülmelidir; 

 

·         Sözleşmeli, geçici, ücretli çalıştırma karşısında; kadrolu ve güvenceli çalıştırmanın esas alındığı bir düzenleme yapılmalıdır;

 

·         Eğitime ilişkin karar süreçlerinde sadece yöneticilerin emirleriyle karar alınması karşısında; eğitimin bileşenlerinin (öğretmenler, hizmetliler-memurlar, öğrenciler, veliler ve bilim insanları) katılımıyla karar süreçleri demokratik işleyişle belirlenmelidir;   

 

·         Eğitim ve bilim emekçilerinin, hizmetli ve memurların, üniversite çalışanları, ÖSYM ve Yurt Kur çalışanlarının yıllardır yaşadığı ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik hakları grev ve toplu sözleşme hakkı ile belirlenmelidir.

  

Eğitim Sen olarak, Türkiye’nin bütün sorunları gibi giderek derinleşen eğitim sorunlarına dikkat çekmek, eğitimde ve diğer alanlarda yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarına son verilmesi için, herkese eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı için, grev ve toplusözleşme hakkımızı kullanabilmek için Ankara’ya yürüyoruz.

  

Serpil Açıl Özer

 

Eğitim Sen Genel Merkez Basın Yayın Sekreteri

Okunma 1749 defa