Bugün Türkiye’de gittikçe derinleşen bir demokrasi krizi vardır. Bu krizin çeşitli yüzleriyle her gün karşılaşıyoruz. Uzun süredir Konfederasyonumuz yönetici ve üyelerine yönelik baskı, saldırı, gözdağı ve yıldırma politikaları uygulanmaktadır. 12 Eylül Anayasası değiştirerek ülkeyi demokratikleştireceğini iddia eden siyasi iktidar, 12 Eylül döneminde bile görmediğimiz yöntem ve gerekçelerle yöneticilerimiz ve üyelerimiz gözaltına alınmakta, tutuklanmaktadır.
Aradan bir yıl geçmesine rağmen tutuklu kimi arkadaşlarımız hala mahkeme önüne çıkarılmış değildir. Basın açıklaması yapmak ya da katılmak bu iktidar için gö altına alma, tutuklama bahanesi haline getirilmiştir. Tutuklu bir çok arkadaşımızın durumunda olduğu gibi en önemli suçlama Barış ve demokrasi istemek, halkların kardeşliğini dile getirmek olmuştur.
Siyasi iktidar hak arayanlara karşı tahammülsüzdür. Son zamanlarda giderek artan ırkçı-şoven Linç çetelerinin yurttaşlara yönelik saldırıları söz konusu olduğunda hoşgörü göstermekten başka bir yöntem bilmeyen AKP zihniyeti, hak arayan, itiraz eden, karşı çıkan emekçiler söz konusu olunca her türden baskıya başvurmakta beis görmemektedir. Hakkını arayan, mücadele eden herkese saldırmaktadır.
Değişik cezaevlerinde 8 arkadaşımız tutuklu bulunmaktadır. SES Ankara Şube Yöneticisi Seher TÜMER, SES eski MYK üyesi Olcay KANLIBAŞ, TÜM BEL SEN Diyarbakır Şube üyesi Ahmet ZİREK , SES Manisa şube üyesi Dr. Özcan SAKINCI, TÜM BEL SEN Cizre Temsilcisi Metin FINDIK, TÜM BEL SEN Siirt Şube Başkanı Ferit ÖZDEMİR, Kars EĞİTİM SEN eski şube yöneticilerinden Ayhan KURTULAN, Eğitim Sen eski Şube Başkanımız Tuncer UŞAR tutukludur. Arkadaşlarımızın tümü yeri yurdu belli, toplum içinde saygın kamu emekçileridir. Tutuksuz yargılanmaları mümkünken özgürlüklerinden edilmelerinin demokratik bir çerçevede açıklaması yoktur. Üstelik bize göre demokrasi ve barış talebini dile getirmekten, basın açıklamalarına katılmaktan, haksızlığa karşı çıkmaktan sendikal mücadelede yer almaktan başkaca bir suçları da yoktur.
Üyelerimize yönelik sadece gözaltı/tutuklamalarda değil; adli ve idari soruşturmalarda, sürgünlerde, kınama-uyarı ya da para gibi disiplin cezalarında, tehdit ve gözdağı politikalarında da ciddi artış vardır. AKP Hükümeti, sendika, demokratik kitle örgütleri, barış ve demokrasi güçleri temsilcilerini sindirerek toplumsal muhalefeti bitireceğini, iktidarını sürdüreceğini sanıyorsa aldanmaktadır. Siyasi iktidarın baskı düzeni yaratmaya yönelik politikalara teslim olmadık, olmayacağız.
Sudan gerekçelerle tutuklanan arkadaşlarımız hemen serbest bırakılmalı, demokratik hakların kullanımının engellenmesine son verilmelidir.
KESK’in tarihi baskılara karşı direnişin tarihidir. KESK doğru bildiğini fiili ve meşru mücadele anlayışı çerçevesinde yapmaya devam edecektir.
KESK’li Tutuklular Serbest Bırakılsın!
Yaşasın emek, demokrasi ve barış mücadelemiz!
KESK Adana Şubeler Platformu Adına
Güven BOĞA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı