İkna Olmadık, Olmuyoruz. Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!

Adana Büyükşehir Beşediyesi önünde toplanan liseli genlik ve Eğitim Sen üyeleri "ÖSYM  ve ŞİFRELERİNİ PROTESTO EDİYORUZ" konulu yürüyüş Atatürk caddesi ve Gazipaşa bulvarın'dan AKP il binasına kadar devam etti AKP il binasın önünde topluluk adına Eğiitm Sen Adana Şube Başkanı Kamuran KARACA YGS sınavıyla ilgili hazırladığı basın metnini okudu.

 

İkna Olmadık, Olmuyoruz. Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!

 

KPSS’de yaşanan kopya skandalının ardından, üniversiteye girmek isteyen adayların yoğun güvenlik önlemleriyle adeta cezalandırıldığı YGS’de, soruların pratik bir şifre aracılığıyla yüksek net oranlarında çözülebildiği haberleri, sınav odaklı eğitim sisteminin nasıl bir enkaz haline getirildiği gerçeğini bir kez daha karşımıza çıkarmıştır.

 

AKP, KPSS’deki kopya skandalının ardından yeniden yapılandırdığı ÖSYM ile sadece kadrolaşmayı ve METEKSAN gibi şirketlere daha fazla kaynak aktarmayı amaçlamıştır. Sürekli vurguladığımız bu düşüncemizin bu şekilde doğrulanmasının arkasında kopya skandallarına sebep olan bir eğitim sisteminin varlığı bulunmaktadır. Bu sebepledir ki eğitim sistemi sınav cenderesinden kurtarılmadığı sürece bu cadı kazanı kaynamaya devam edecek, birileri her zaman bir adım önde olacaktır.

 

Soruların servis edildiği KPSS’deki kopya skandalında halen bir sonuca ulaşılamamış olması, İstanbul’da sisteme müdahale edilerek sadece kız öğrencilerin belirli okullarda sınava alınmış olması, şifrelerin varlığı, geçmişte yaşanan kopya skandalları eğitim sisteminin enkaz haline getirildiği ve birilerinin hep bir adım önde olduğu gerçeği açısından bizleri tatmin etmiştir.

 

Milli Eğitim Bakanı’ndan Cumhurbaşkanı’na, YÖK Başkanı’ndan Başbakan’a kadar değişik çevrelerden yapılan “ÖSYM Başkanının yaptığı açıklamalardan tatmin olduk” açıklamaları ise trajikomik bir hal almıştır. Çünkü tatmin edici açıklama bekleyenler onlar değil, bizleriz. Bizler, sınav sisteminin zulmüne ve eğitim hizmetinin ticarileştirilmesine karşı “yeter artık” diyerek geleceğimize sahip çıkan eğitim ve bilim emekçileri, öğrenciler ve velileriz.

 

Yaşananlara dair geniş çapta araştırma yapılmamışken “bu acele niye” dedirten açıklamaların gerçekleştirilmesinin nedeni, yaklaşan genel seçimler için AKP’nin “oy kaygısından” başka bir şey değildir. Milyonlarca insanın geleceği bu sefer de AKP’nin oy kaygısının boyunduruğu altına alınmak istenmektedir. “Tatmin olduk” açıklamalarıyla savcılara, hakimlere ve yandaş sendikalara mesajlar verenler bilmelidir ki, gerçek tüm gücüyle ortaya çıkacaktır. Kurulan tezgâhların ortaya çıkmasını talep eden 1 milyon 700 bin öğrenciyi provokatörlükle suçlayan Başbakan Erdoğan’ın başkanı Demir’in de “yasal işlem yaparız” tehditlerine boyun eğmiyoruz. Bu tehditler tezgâhın kimler tarafından kurulduğunu açıkça göstermektedir.

 

İddiaların ortaya çıktığı ilk günden bugüne ÖSYM tarafından gerçekleştirilen basın duyuruları ve basın toplantılarıyla “şifre yok” denilerek kamuoyuna yanlış, birbiriyle çelişen bilgiler verilmiştir. Bunun son örneği ise ÖSYM Başkanı Ali Demir’in öğrencilere gönderdiği mektuptur. Demir’in mektubunda sınavın güvenilir olduğunu ve hak edenin hak ettiği üniversiteye yerleşebilmesi için gerekli ortamın hazırlandığını söylemesi, sürecin ne kadar ciddiyetsiz ele alındığının ispatıdır. Demir’in ilk cümlesiyle sınavın güvenilir olduğunu vurgulamasına rağmen soruların “sehven” yani yanlışlıkla kitapçıklarda sıralı olarak verildiğini kabul etmesi YGS’deki şifrenin varlığının kabul edilmesinden başka bir şey değildir. Bu sebepledir ki adaylara “sadece” bilgileriyle yön verebilecekleri bir sınav uygulandığı iddiası kendiliğinden boşa çıkmıştır.

 

 

Şifrenin sızdırılmış olabileceği noktasında toplumda yer etmiş şüpheler giderilememişken böylesi net ifadelerle hazırlanmış bir açıklamanın hiçbir karşılığı yoktur. Kaldı ki kapalı dönem şeklinde ifade edilen süreçte de yer alan ve soru hazırlamakla görevli olan bir ÖSYM çalışanının bazı yayınevlerine de soru hazırladığı tespit edilmiştir. Ayrıca basına da yansıdığı üzere birçok salonda saatin dahi bulunmaması, adaylar ile sınavda görevli eğitim ve bilim emekçilerinin potansiyel suçlu muamelesi görmesi ve en temel insani ihtiyaçları dahi yasaklayan aşırı güvenlik önlemleriyle kuşatılan sınav ortamının varlığı karşısında ÖSYM Başkanı’nın gerekli ortamı hazırladık şeklindeki açıklaması en basit ifadeyle ciddiyetsizliktir.

 

Ali Demir, “Bugüne kadar incelenen çok sayıda soru kitapçığından bu dizilişi fark ederek cevap seçeneğine yönelen tek bir adaya bile rastlanmamıştır. Sınavda adaylar tarafından kullanılan soru kitapçıklarının incelenmesi devam etmektedir.” demektedir. Bilindiği üzere YGS’ye ilişkin ortaya atılan şifreleme iddialarının varlığına dair çeşitli şablonlar ve bilgiler konunun uzmanları tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır. Sınavın yansızlığını ortadan kaldıran birçok verinin uzmanlarca her defasında dile getirilmesi ise ÖSYM Başkanı tarafından dikkate dahi alınmamaktadır.

 

Konunun uzmanları tarafından hazırlanan birçok raporun ortak noktasını, kişiye özgü soru kitapçığı sisteminin bazı adayların lehine bazı adayların ise aleyhine sonuçlar doğurduğu tespiti oluşturmaktadır. Unutulmamalıdır ki birkaç saatlik sınavlara mahkum edilen gençlerimizin geleceği pamuk ipliğine bağlıyken, kimse gençlerimizle alay edercesine yanlışlık yapma lüksüne sahip değildir.

 

Eğitim Sen olarak bu sürecin bir daha yaşanmaması için öğrencilerimizle, velilerimizle ve bizlere bugün burada desteğini sunan vatandaşlarımızla yetkililere sesleniyoruz. Taleplerimiz karşılanana kadar da ikna olmayacağız!

 

  • Milli Eğitim Bakanı ve ÖSYM Başkanı derhal görevlerinden istifa etmelidir.
  • YGS yok sayılmalıdır.
  • LYS tüm öğrencilerin katılabileceği şekilde yeniden düzenlenerek ortaya çıkabilecek mağduriyetler giderilmelidir
  • Kişiye özel kitapçık uygulamasından derhal vazgeçilmelidir.
  • Kamusal ve nitelikli eğitim hizmeti için süratle politikalar geliştirilmeli ve eğitim sistemimiz sınav boyunduruğundan kurtarılmalıdır.

 

 

 

Kamuran KARACA

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

 

 
Okunma 1779 defa