Salgın, doğal afet veya yaşanan toplumsal kriz anlarında “Sosyal Devletten” beklenen yurttaşın sağlığı ile ilgili gerekli önlemleri alması; toplumsal yaşamın sorunsuz devam etmesini sağlayacak bir yaklaşımla gündelik hayatın yeniden düzenlenmesini sağlaması ve yaşamını devam ettirmekte güçlük çeken sosyal grupları, mağdur olan toplumsal kesimleri desteklemesi, onlarla ilgili gerekli tedbirleri almasıdır. Ancak, günlerdir toplumun geniş kesimlerinin yaptığı, yaşamın asgari düzeyde devamını sağlayan işler dışındaki tüm işlerin durdurulması ve emekçilere ücretli izin verilmesi talebi siyasi iktidar tarafından kabul görmemektedir. Siyasi iktidarın tercihinin, salgına rağmen, insanların yaşamları pahasına üretimin devam etmesi olduğunu tarihe not düştük. Emekçilerin, yaşamlarının tehdit altında olduğunu düşündüğünde “çalışmaktan kaçınması” evrensel bir haktır. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, DİSK tarafından ortaya konulan çalışmaktan kaçınma hakkının kullanımı kararını doğru, yerinde ve gerekli bir karar olarak yorumlamakta ve desteklemekte, tüm konfederasyonlarında benzer hassasiyetle davranması gerektiğini düşünmektedir.
Yaşadıklarımız bununla da kalmadı. Mağdur kesimlere destek, sorunların çözümü için kaynak beklerken, siyasi iktidar bizlere “iban” numarasını göndererek, bağış yapmamızı istedi. Ezilenler, emekçiler zor günlerde dayanışmanın ne anlama geldiğini çok iyi bilirler. Dayanışma eşitlerin gönüllü birlikteliğidir, paylaşımdır, gereksinimi olana destektir. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, siyasi iktidarı bir an önce yapılan uyarıları dikkate almaya ve gerekli önlemleri almaya davet etmektedir. Bugünün gündemi:
- Dün 30 Mart 2020 başlatılan bağış kampanyası ile ilgili eleştirilerimizi giriş bölümünde ifade etmiştik. Sonuç olarak, yardım kampanyaları yurttaşların gönüllü olarak katılabilecekleri; istemedikleri zaman da kimsenin veya hiçbir makamın onları bağış yapmaya zorlayamayacağı etkinliklerdir. MEB içerisinde, zorlamanın veya elinde bulundurduğu yetkiyi dolaylı zorlama yöntemi olarak kullanmanın çeşitli örneklerine sürekli olarak tanıklık etmekteyiz. Dün akşam başlayan yardım kampanyasının hemen ardından, okul iletişim gruplarına okul müdürlerinin attığı kampanyaya katılıma zorlayıcı mesajlar bu konuda yaşanacakları göstermektedir. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, her kademedeki eğitim yöneticilerinin, çalışanları bağış kampanyasına katılmaya zorlamaması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunar.
- Ücretli öğretmenler ve usta öğreticilerin yaşadığı sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi kamuoyu ile sürekli olarak paylaşmaktayız. Son olarak, Milli Eğitim Bakanı’nın, bu konuda çalışmaların sürdüğü ve kısa sürede açıklama yapılacağını belirtmiş olması, sorunun çözüleceğine dair bir umut oluşturdu. Ancak, sürecin uzamadan sorunun çözülmesi gerektiğini ve yaşanan gelişmelerin kamuoyu ile paylaşılmasının, dönemin özelliği gereği zaruri olduğunu düşünmekteyiz. Bu konuda MYK’mız, MEB’i hızla davranmaya ve gelişmeleri paylaşmaya davet etmektedir.
- Milli Eğitim Bakanı, katıldığı bir televizyon programında ek öğretmen ataması ile ilgili takvimin yakında açıklanacağını ifade etti. MYK’mız, MEB’e öncelikle Ocak-2020 döneminde ataması yapılan arkadaşlarımızın göreve başlatılması çağrısını yinelemektedir.
- İçerisinden geçilen zor günlerde, özellikle çocukların bu dönemden etkilenmemesi için pek çok etkinlik planlanmakta ve uygulanmaktadır. Bu etkinliklerden bir tanesi de çocukların, evde kalanın sadece kendisi olmadığını, yalnız olmadığını düşünmesi için geliştirilen “Gökkuşağı” çizme ve evin penceresine asması etkinliğidir. Bu kadar masum ve iyi niyetli bir etkinliği dahi algılamakta güçlük çeken zihniyet hızlıca devreye girmiş ve okul müdürlerinin okul iletişim gruplarına mesajlar atarak, öğretmenlerden bu etkinliğe engel olunmasının istenmesini sağlamıştır. Yapılanın öncelikle bir nefret suçu ve ayrımcılık olduğunu, toplumun bir kesimini hedef göstermek anlamına geldiğini ve bunu kabullenmemizin mümkün olmadığını belirtmemiz gerekir. Ayrıca, öğretmenlerin bu şekilde baskı ve kontrol altına alınmaya çalışılmasını da doğru bulmadığımızı ve konunun takipçisi olacağımızın bilinmesini kamuoyu ile paylaşırız.
- Türkiye’den sadece Eğitim Sen’in üyesi olduğu Eğitim Enternasyonali, salgına karşı gözetilmesi gereken temel ilkeleri yayınladı. Hükümetlere ve karar vericilere, süreci eğitim sendikaları ve örgütleri ile beraber sürdürme çağrısı yapıldı. Toplam 12 ilke ve önerinin bulunduğu metnin Türkçesi Eğitim Sen tarafından kısa bir süre içerisinde kamuoyu ile paylaşılacak.
- UNESCO tarafından koordine edilen, MEB’in de dahil olduğu Eğitim Bakanlıklarının, Eğitim Enternasyonali’nin ve pek çok uluslararası eğitim örgütünün üyesi olduğu “Uluslararası Öğretmen Görev Gücü”, salgından etkilenen öğretmenlerin desteklenmesi (#SupportTeachers) için bir kampanya başlattı. Yapılan açıklamada kampanya ile ilgili salgından 1.5 Milyardan fazla öğrenci ve 63 Milyon öğretmenin etkilendiği belirtilerek, Devletlere, resmi ve özel eğitim sağlayıcılara, tüm bileşenlere çağrıda bulunuldu:
- İstihdamı ve ücretleri koruyun.
- Öğretmenlerin ve öğrenenlerin sağlık, güvenlik ve refahını önceleyin.
- Öğretmenleri Covid 19 ile ilgili alınacak eğitim önlemleri kararlarına dahil edin.
- Yeterli profesyonel destek ve eğitim sağlayın.
- Eğitim alanında alınacak önlemlerin merkezinde “eşitlik” olsun.
- Yardım önlemleri ile ilgili kararlara öğretmenleri dahil edin.
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu olarak, bir kez daha siyasi iktidarı ve MEB’i yapılan uyarıları ve önerileri dikkate almaya çağırıyoruz..
Kamuoyuna saygıyla sunulur.
EĞİTİM SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU