KUZEY-GÜNEY FARKI ORTADAN KALKMALI Özel

ADANA - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz, şehrin kuzeyi ve güneyi arasında eğitim yönünden ciddi makas oluştuğuna dikkat çekerek, bunun TEOG sınavları ile kendini gösterdiğini söyledi. Karagöz, “Güneydeki yoksul, emekçi halkın, işsiz ailelerin çocukları okullarda eğitimde kullanılacak materyallerin büyük bölümünden yoksun bir eğitim alıyor. Bu nedenle TEOG sınavlarında, güneydeki okullarımız başarısız, kuzeydeki okullar başarılı. Biz aynı şehrin iki bölümü arasındaki bu makasın daraltılmasını istiyoruz” dedi.

 

 

ŞAŞALI BİNALAR VAR FAKAT

Karagöz, EGEMEN’e eğitimde yaşanan sıkıntılar, eğitim politikaları ile bu yönde atılması gereken adımlara ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Eğitimde Adana’nın tümüyle kaderine terk edildiğini anlatan Karagöz, burada kullanılan materyallerin  velilere havale edildiğini kaydetti. Karagöz, “Devlet bir takım masraflar yapıp şaşalı binalar yapmıştır. Ancak öğrencilerin ihtiyacını karşılayabilecek donanımda, yeterlikte okullarımızın olmadığını söylemek isterim. Burada ciddi sıkıntılar var. Fiziki olarak binalarımız mevcut, öğretmenler var ama ne öğretmen, ne okul idaresi, ne öğrenci, ne veliler huzurlu. Yaşananlar hem siyasal süreçten kaynaklı, hem de ülkede gerçekten cevap olabilecek bir eğitim modeli, alternatif eğitim modeli, çocuklarımıza, velilerimize, öğrencilerimize sunamıyoruz.” diye konuştu.

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, gülümseyen insanlar

 

HER BAKAN BİRBİRİNE TAPAN ÇEKTİ!

Eğitimin modelinin, bir siyasal partinin ideolojik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik oluşturulduğuna vurgu yapan Karagöz, şöyle devam etti: “Eğitim, çocuğun, ailenin günlük yaşamını karşılayabilecek bir akademik eğitim değil. Sadece siyasal partinin siyasal ve ideolojik ihtiyaçlarını karşılamaya dönük bir eğitim modelidir. Bu sebeple toplumun tamamı tarafından kabul görmeyen bir eğitim modeli ile karşı karşıyayız. Özellikle 14 yıllık AKP iktidarı döneminde değerlendirecek olursak; AKP iktidarı döneminde görev almış 5 milli eğitim bakanı, 5 ayrı eğitim modelini getirip çocuklarımıza dayatmıştır. Her Milli eğitim bakanı bir sonraki gün yaptıklarına tapan çekmiştir.”

 

EĞİTİM, TOPLUMUN TÜM RENKLERİNİ İÇİNE ALMALI

“Adana’da ve Türkiye’nin genelinde eğitimin piyasalaştırıldığını, cinsiyetçi bir eğitime yöneldiğini, eğitimin gerilediğini görüyoruz. Bu da bizi üzülerek söylüyorum, rahatsız ediyor. Öğrencilerin tekçi bir eğitim modeli üzerinde yetiştirildiğini görüyoruz. Biz buna özellikle itiraz ediyor, doğru bulmuyoruz. Toplumun tüm renklerini içine alacak, bir kesimi ötekileştirmeyecek bilimsel, laik, demokratik, parasız, kamusal, anadilde eğitim modelini talep ediyoruz. Burada konuştuğumuz binada bile Alevi kurumları, alevi çocukları var. Ancak Alevi çocuklar, Sünni ideolojiye göre yetiştiriliyor. Yani onların kendi ritüellerini öğrenme hakkı müfredatta kendilerine tanınmıyor.”

 

EĞİTİMDE MAKAS DARALTILMALI

Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet Karagöz, şehrin içinde ‘Kuzey Adana ile Güney Adana’ arasında bile alınan eğitimde ciddi bir makas açısı olduğuna dikkat çekti. Karagöz, şunları dile getirdi: “Biz bu makas açısının daraltılmasını talep ediyoruz. Kuzeydeki okullarda velilerin öğrencilere sağladığı imkanlar olanaklar var. Mali olanaklarla eğitimde kullanılacak bir çok materyal alınıyor. Ama güneydeki yoksul, emekçi halkın, işsiz ailelerin çocukları eğitimde kullanılacak o materyallerin büyük bir bölümünden yoksun bir eğitim alıyor. Bu nedenle TEOG sınavlarında, güneydeki okullarımız başarısız, kuzeydeki okullar başarılı. Bu, kuzeydeki öğretmenler daha başarılı, daha çalışkan olduğu anlamına gelmiyor. Güneyde görev yapan arkadaşlarımız başarısız olduğu anlamında değil. Eğitimin veliye fatura edilmesinden kaynaklı bir fark olarak karşımıza çıkıyor. Kuzey Adana’da oturanlar çocuklarını özel etüt merkezine gönderebiliyor. Ya da velinin almış olduğu eğitimden kaynaklı kendi çocuğunu yetiştirme şansı var. Eğitimle ilgili istediği kaynağı çocuğuna alma şansı var. Ama güneydeki ailelerimizin böyle bir imkanı yok. Eğitimde ciddi anlamda, bir fırsat eşitliği açısından uygulama olmadığını görüyoruz. Bunun oturması için eğitimin tümüyle parasız, bilimsel, laik, anadilde olmasından geçeceğine inanıyoruz. Mücadelemiz de bu temelde sürdürüyoruz.”

 

KÖY OKULLARI AÇIK OLSAYDI!

Karagöz, şöyle devam etti: “Ulaşılabilir bir eğitim istiyoruz. Aladağ’da acısını yüreğimizde htik. Okulları kapatılan köylerdeki öğrenciler, taşıma yoluyla ya da Milli eğitimin önerisiyle cemaat okullarına gönderildi. Buralarda bazen tacize, tecavüze maruz kaldı. Bir dizi ihmal ya da bir dizi tasarruf tedbirleri sonucu çocukların yandığını gördük. Diyoruz ki eğitim ulaşılabilir olmalı, bilimsel olmalı, laik olmalı, anadilde olmalı. Köy okulları açık tutulmuş olsaydı ilkokul çocuklarının bedenleri Aladağ’daki o yurtta yanmayacaktı. Bugün o çocuklar aramızda yaşıyor olacaktı. Adana’da eğitimdeki tablo bu. Kuzeydeki okullarımızda sınıf mevcutları 20-25 arasında normal standartlarda. Güneyde, okullar ayrıştırılmasına rağmen ilkokul - ortaokul çocukları aynı fiziki mekânda eğitim, öğretim görüyor. Merdiven basamağından, lavabolara kadar ortaokul çocuğuna göre dizayn edilmiş okulda, ilkokul çocuğu eğitim öğretim görmeye mahkum ediliyor. Şehrin merkezinde okullar devasa duvarlar, ucu sivri demirler ve jiletli tellerle çevrili. Bu uygulamalar kimi zaman çocukların dünyasını karartabiliyor. Sorun güvenlik güçleriyle aşılabilir, çocuğun ders saatlerinde okulda olması lazım ama duvardan atlamak isterken bileklerinin kesilmesini, demirlerin bileklerine saplanmasını da kimse istemez. Çocuklarımız bunu hak etmiyor. Eğitimciler, idareciler bunu hak etmiyor. Bu sorunların giderilmesini istiyoruz.” (EGEMEN) 

Okunma 1512 defa Son Düzenlenme Salı, 28 Mart 2017 10:29