Açığa Alınanlar Geri Döndü, İhraçlarda Geri Dönecektir. Özel

Açığa Alınanlar Geri Döndü, İhraçlarda Geri Dönecektir.
Değerli Basın ve Kamuoyuna 
Toplumsal muhalefeti örgütleyen 21 yaşındaki KESK; Savaşa karşı barışı, ölümlere karşı yaşamı, birlikte ve bir arada yaşamayı savunarak toplumun ortak sesi ve toplumun vicdanı olmuştur. 2002 yılında iktidar olan AKP 2013 yılına kadar cemaatle birlikte yasama, yürütme ve yargıya yapılan hukuksuz müdahalelerle devletin tüm birimlerini ele geçirme konusunda karşılıklı olarak istenilen her şeyin alınıp verildiğini “ne istediler de vermedik” ifadelerinde biliyoruz. YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özgürleştireceğiz diyen AKP iktidarı bugün üniversitelerde rektörlük seçimlerini kaldırmıştır. 17-25 Aralık yolsuzluklarının teşhiri nedeniyle ittifak bozulmuş ve karşılıklı olarak iktidar kavgası verilirken ülke adeta savaş alanına dönmüştür. Bu politikalarının sonucundan;
Savaş mağduru çocuklara oyuncak götüren sosyalist gençler,
Emek, barış, demokrasi diyen emekçiler,
Patilerinin mitinglerine katılan halk,
Düğünlerinde halay çekenler,
Eve gitmek için otobüs duraklarında bekleyenler,
Maç güvenliğini sağlayan polisler,
Çarşı iznine çıkan askerler,
Ve daha nice masum insanımız acımasız ve gaddarca katledilirken, siyasal iktidar sorumluluğunu perdelemek için yaşanan her olaya, yayın yasağı, yargıda açılan dosyalara gizlilik kararı getirilmektedir. Haziran 2015 tarihinden bu yana ülkemizin çeşitli yerlerinde patlayan bombalar sonucu 397’si sivil, 63’ü asker ve polis olmak üzere 460 yurttaşımız yaşamını yetirmiş ve binlerce yurttaşımız ise yaralanmış veya sakat kalmıştır.

Görüntünün olası içeriği: 12 kişi, oturan insanlar ve yazı
Değerli Basın Emekçileri;
15 Temmuz darbe girişiminin gün ülkenin tüm olanaklarını ve zor aygıtlarını eline geçirmiş ve FETO’CU olarak kamuoyuna tanıtılan ahlaksız ve vicdansız bir kesim başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere devlete ait kurum ve kuruluşluları bombalayarak ve ülke savunmasında kullanılacak olan f-16’lar, helikopterler ve tanklarla yüzlerce sivil yurttaşımız katledilmesine ve binlerce yurttaşımızın ise yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olmuştur. Darbe girişiminin olduğu ilk günden itibaren darbecileri ve darbe girişimine imkân ve olanak sağlayanları kınadık ve bugünde kınıyor ve lanetliyoruz.
Siyasal iktidar darbecilerle hesaplaşmak, yaratılan tahribatı onarmak yerine OHAL ilan ederek Kanun Hükmünde Kararnamelerle binlerce masum ve muhalif kamu çalışanını adeta “cadı avına” çıkarcasına mağdur etmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden buyana 87 bin kamu çalışanı ihraç 112 bin kamu çalışanı ise açığa alınmıştır. KESK’in yürütmüş olduğu diplomasi, örgütsel ve hukuksal mücadele sonucu; 8 Eylül 2016 tarihinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle açığa alına 11285 Eğitim Sen üyesinin tamamı ise görevine iade edilmiştir. 
Değerli Basın Emekçileri;
Sürgün edilen, açığa alınan ve ihraç edilen arkadaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için örgütsel ve hukuksal mücadelenin yanında fiili ve meşru mücadelemizi aylardır “biz haklıyız biz kazanacağız” şiarı ile alanlarda çeşitli eylem ve etkinliklerle sürdürmekteyiz.
28 Kasım 2016 tarihinde Viyana’da yapılan 8. ITUC (Uluslarası Sendikalar Konfederasyonu) İnsan ve Sendikal Haklar Komitesinde Türkiye’deki durum özel olarak görüşülmüş, Konfederasyonumuz sendikal haklar, insan hakları ve demokrasinin mevcut durumu hakkında bilgi vermiş, toplantıda geleceğe yönelik planlamalar yapılırken ITUC’tan Türkiye’deki mevcut durumu protesto etmek, keyfi biçimde görevden alınan sendika üyeleri konusunda farkındalık sağlamak ve ihraçlar edilenlerin işlerine geri iade edilmeleri için küresel bir eylem organize etmeleri çağrısında bulunmuştu.
ITUC, Konfederasyonumuzun bugün başlatacağı “İşimi Ekmeğimi İstiyorum” yürüyüşüyle eş zaman küresel bir eylem gerçekleştirme kararı alarak tüm dünya sendika ve konfederasyonlarıyla paylaşmıştır. ITUC bu kapsamda, üyelerinden 19 ve 20 Aralık tarihlerinde Türkiye Başbakanı’na ihraç edilen çalışanların göreve iade edilmesini talep eden protesto mektupları gönderilmesini istemiş ve bu etkinlik protesto mektupları gönderilerek gerçekleştirilmiştir.

Görüntünün olası içeriği: 20 kişi, ayakta duran insanlar ve iç mekan
AKP hükümeti, toplumda ve parlamentoda sağlanan darbe karşıtı tutuma dayanarak en tepeden en aşağıya darbe girişiminde payı olan herkesin yargı önünde hesap vermesini, bir daha böyle bir girişime meydan vermeyecek yasal düzenlemelerin yaşama geçirilmesi yerine ne yazık ki Olağanüstü Hal ilan etmeyi tercih etmiştir. KESK olarak diyoruz ki “Haklar OHAL ve KHK’lerden Önce Gelir! İhraçlarınıza, Açığa Almalarınıza, Sürgün ve Cezalarınıza Teslim Olmayacağız ve direneceğiz. “İşimi Ekmeğimi Geri İstiyorum” şiarı ile İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen KESK‘li yoldaşlarımızı selamlıyor ve başarılar diliyoruz.
Kamusal, parasız, ulaşılabilir, bilimsel, laik, anadilinden eğitim diyen, Savaşa karşı barışı, ölümlere karşı yaşamı savunan, çalışanların iş ve ücret güvencesinden taviz vermeyen 2077 KESK’li arkadaşımız görevlerine derhal iade edilmelidir. 
OHAL ilanı üzerinden 5 ay gibi bir zaman geçmesine rağmen darbe girişiminin en önemli ayağı olan siyasal ayağına ilişkin tek bir adım dahi atılmadığı gibi yaşanan gelişmeler siyasi iktidarın böyle bir niyetinin de olmadığını göstermektedir. Bunun yerine olağan koşullarda TBMM’den bu kadar kolay geçemeyecek olan Bireysel Emeklilik Sistemi, Varlık Fonu gibi emekçilerin, toplumun kaynaklarını sermayeye-patronlara aktaran yasal düzenlemeler OHAL koşullarında rahatça hayata geçirilmiştir. Diğer taraftan 15 Temmuz darbe girişiminin aktörü FETÖ/PDY ile mücadele için ilan edildiği söylenen OHAL ve buna dayalı olarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle siyasal iktidarla aynı görüşü paylaşmayan geniş bir kesim hedef tahtasına konulmuştur.
FETÖ/PDY olarak adlandırılan yapıya karşı,15 Temmuz’dan itibaren değil, en başından beri mücadele ettiği herkesçe bilinen KESK darbecilerle mücadele” iddiasıyla başlatılan açığa almaların, ihraçların hedefi haline getirilmiştir. Kamuda siyasi fişlemeler ve ihbarlar üzerinden başlatılan soruşturma süreçleri, hukuksuz ihraç ve açığa alma uygulamaları, kapsamları genişletilerek sürdürülmüş, aileleri ile birlikte 1,5 milyon insan doğrudan mağdur edilmiştir.
OHAL’in ilan edilme gerekçeleri ile uygulamaları arasında giderek derinleşen çelişkiler, hukuksuz ihraçlar ve açığa almalar karşısında sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Uluslararası sözleşmeleri, Anayasa’yı, yasaları, insan haklarının en temel ilkelerini ihlal eden OHAL ve KHK’lara karşı mücadelemiz, tüm yasaklar ve engellemelere rağmen kesintisiz sürecektir.
Bunun için sokağın sesinden korkanlara, tehditler yağdıranlara, engellerle önümüze duvar örmeye kalkanlara inat, Hakların OHAL ve KHK’lardan önce geldiğinin altını bir kez daha çizerek sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayan OHAL Hukukunun ürünü yasaklara karşı bugün “Ekmeğimi Geri İstiyorum” şiarı ile İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen arkadaşlarımızı KESK Adana Şubeler Platformu adına selamlıyor ve kutluyoruz. 21.12.2016

 

KESK Adana Şubeler Platformu Adına
Ahmet KARAGÖZ
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

Okunma 1433 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 28 Aralık 2016 13:22