Gezi Direnişi’nin 3. Yıl Dönümü; “Yılgınlık Yok, Mücadeleye Devam!” Özel

Türkiye tarihinin en büyük halk hareketlerinden birisi olarak siyasal mücadele tarihindeki yerini alan Gezi Direnişi’nin üzerinden 3 yıl geçti. Cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş ölçüde geniş halk kesimlerini seferber eden direnişinin yarattığı ve hepimize yaşattığı değerler uğruna yaşamını yitiren gençlerimizi direnişin 3. yıl dönümünde bir kez daha saygıyla anıyor, katillerinin peşini asla bırakmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.

Gezi Direnişi’nin 3. Yıl Dönümü; “Yılgınlık Yok, Mücadeleye Devam!”

Türkiye’nin demokrasi mücadelesi tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş kitlesellik ve yaygınlıkta yaşanan ve 5 milyona yakın insanın aktif olarak katıldığı Gezi Direnişi’nin önemi, aradan geçen üç yıla rağmen hatırlanmakta ve hafızalarımızdaki tazeliğini korumaktadır. Türkiye’de ekonomik, toplumsal, siyasal alanda yaşanan sorunların arttığı, iktidarın emek ve demokrasi güçlerine karşı çok yönlü olarak saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Gezi Direnişi’ni yeniden hatırlamak önemlidir.

Gezi Direnişi’ni yaşanıp biten bir olay olmaktan çıkarıp, bugüne ve geleceğe etki eden canlı bir süreç haline getiren temel neden, Türkiye’de yaşayan ve iktidarın baskıcı, otoriter uygulamalarından rahatsız olan her kesimin, alanlara çıkarak tepkisini göstermiş olmasıdır. Türkiye’de yıllardır kamu emekçilerinin, işçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin, toplumun tüm ezilen ve dışlanan kesimlerin taleplerinin görmezden gelinmesine karşı savunulan talepler, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.

Gezi Direnişi sürecinde kullanılan ayrımcı ve kutuplaştırıcı ifadeler ve nefret söylemi, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, siyasi iktidar temsilcileri tarafından son dönemde daha da yoğun bir şekilde kullanılmakta, siyasi iktidar önünde diz çökmeyen, onlara biat etmeyen herkes hedef haline getirilerek baskı ve sindirme politikaları ile susturulmak istenmektedir.

Gezi Parkı’nda başlayan direniş kıvılcımı, emekçi halkın en temel haklarını ve çıkarlarını yok sayan baskıcı ve otoriter yönetim tarzına, iktidarın bitmek bilmez saldırılarına ve AKP iktidarının demokratik tepkiler karşısında sürdürdüğü ayrımcı ve saldırgan tutuma karşı güçlü ve tarihi bir yanıt olmuştur.

Gezi Direnişi’nin 3. yılını geride bıraktığımız bu günlerde, meydanlarda korku duvarını aşarak, birbiriyle dayanışma içinde direnmenin ve kazanmanın tadına varmış olan, bu uğurda evlatlarını yitiren Türkiye halklarının demokrasi, barış ve kardeşlik taleplerindeki ısrarı ve mücadelesini kesintisiz bir şekilde kararlılıkla sürdürmekten başka çıkar yol görünmemektedir.

Başta işçi ve emekçiler olmak üzere, toplumun sömürülen, ezilen ve yok sayılan kesimleri Gezi Direnişi’nin açtığı yolda yürüdüğü sürece, nerede ve hangi alanda olursa olsun mücadelenin yürütüldüğü her yerde Gezi Direnişi’nden bir iz, kendisinden bir parça mutlaka olacaktır.

Gezi Direnişi, 1980 sonrasında örülen ve AKP iktidarı döneminde dikenli tellerle çevrilen o büyük korku duvarını yıkmış, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” diyerek bizlere yürünmesi gereken yolu göstermiştir. Son dönemde “Ya başkanlık, ya kaos” söylemiyle birlikte artan baskı, yasak ve sindirme politikalarına karşı örgütlü ve kitlesel mücadeleden başka çıkar yol görünmemektedir.

Eğitim Sen olarak üçüncü yılında hepimize umut olan Gezi Direnişi’ni selamlıyor, “YILGINLIK YOK, MÜCADELEYE DEVAM!” diyoruz.

Okunma 1808 defa Son Düzenlenme Salı, 31 Mayıs 2016 13:00