Gençlerimiz Sadece 19 Mayıs’ta Hatırlanmak İstemiyor! Özel

Gençlerimiz Sadece 19 Mayıs’ta Hatırlanmak İstemiyor!
Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkış tarihi ve emperyalizme karşı mücadelenin sürdürüldüğü Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak 97 yıldır törenlerle kutlanmaktadır.

19 Mayıs, aynı zamanda gençlik ve spor bayramı olarak kutlanıyor olsa da yıllardır gençlerimiz evde, okulda, üniversitede, iş yerlerinde her türlü baskıcı uygulamalarla karşı karşıya kalmakta, iktidarın milliyetçi-şoven politikalarına yedeklenmeye çalışılmaktadır.

Gençlik, okuldan çalışma yaşamına kadar bugün birçok sorunla karşı karşıyadır. Eğitimde yaşanan ticarileşme ve özelleştirme politikaları nedeniyle milyonlarca çocuk ve gencimiz hızla eğitim sisteminin dışına doğru itilirken, her yıl yüz binlerce gencimiz çalışma yaşamında işsizlik, güvencesizlik, taşeron çalışma gibi ağır sömürü koşullarıyla karşı karşıya bırakılmakta, iş cinayetlerine kurban gitmektedir.

Hem eğitimli hem de eğitimsiz gençlik kitleleri içinde işsizlik oranı hızla artmakta, geçim şartları zorlaşmakta ve gençlerimiz gençliklerini yaşamaktan çok uzak, çarpık düzenin esiri olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Ülke gençliği, yanlış politikalar sonucunda işsizlik ve güvencesizlik batağına mahkûm edilmiştir. Ataması yapılmadığı için yaşamına son veren işsiz öğretmenlerin sayısı 40’ı aşmıştır.

Gençliğin sorunlarını önemsemeyen, tutarlı ve planlı bir gençlik politikası geliştirmeyenlerin her yıl 19 Mayıs’ta çıkıp benzer nutuklar atmasının hiçbir anlamı yoktur. Çünkü sorunlar karşısında çözümleri olmayanların yaptıkları tek şey gençliğin sorunlarını görmezden gelmek olmuştur.

Gençliğin geleceğe bakışında ortaya çıkan sorunlar, onların geleceğini karartmakta, gençliğin enerjisini, yaratıcılığını her fırsatta sömürmekte ve onları mevcut sistemin temel parçası haline getirmeye çalışmaktadır. Irkçılık, milliyetçilik ve inanç istismarcılığını ilke edinmiş siyasal hareketlerin özellikle meslek liselerinde gençleri nasıl kuşattığı ve şiddet sarmalının içine çektiği çok iyi bilinmektedir.

Gençlik, ilkokuldan başlayarak idealist, gerici bir temelde örgütlenmiş, dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, onlara gösterilmek istendiği gibi görmelerini sağlayan bir eğitim ile dünyayı tanıyarak hayata atılmaktadır. Bu durum, gençliğin eğitimsiz bırakıldığı, daha çocuk yaşta eğitimden dışlandığı, üniversite kapılarının yoksul-emekçi çocuklarına kapatıldığı gerçeğinin somut bir sonucudur.

Irkçı-şoven düşüncelerle ve dini istismar uygulamaları ile kuşatılmış, yoğun bir popüler kültür saldırısı altında yaşayan geniş gençlik yığınları, geleceksizliğin ve bilinemezciliğin baskısı altında yoğun bir karamsarlığa itilmekte, gelecekten beklentisi olmayan, sadece içinde yaşadığı anı önemseyen bireyler haline getirilmeye çalışılmaktadır.

Türkiye’de farklı kimlik ve inançlara sahip olan gençlik kesimleri, kendi geleceğine güvenle bakabileceği, insanlığın demokratik, eşitlikçi ve evrensel değerlerini özümseyeceği, savaşların olmadığı, halkların özgürlük ve barış duygularıyla bir arada yaşayacağı demokratik bir Türkiye mücadelesinin en önemli dinamiklerinin başında gelmektedir.

 

Bugün gençliği dört bir yandan saran ve giderek ağırlaşan sorunlara karşın, emek sömürüsüne, emperyalizme, her türlü ırkçı kışkırtmaya ve şiddete karşı tutum alan, duruş sergileyen tüm gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.

Okunma 1534 defa