Hukuk Dışı Uygulamalara Sessiz Kalmayacağız! Özel

Hukuk Dışı Uygulamalara Sessiz Kalmayacağız!

05 Mart 2016 tarihinde Ankara'da yapılacak olan Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfının Genel Kuruluna katılmak üzere İskenderun’dan yola çıkan Vakfın İskenderun Şubesi üyeleri Tarsus yakınlarında trafik kazası geçirmişlerdir. Kazada Seydi Karakuş ve Hasan Koyuncu canlarımız hakka yürümüşlerdir. Sevgili yoldaşlarımızın devirleri daim olsun, Işıkları bol olsun. Yaralı yoldaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz.

Değerli basın ve Kamuoyuna;

Türkiye’de son yıllarda belirgin bir şekilde artan ve örneklerini ancak baskıcı-otoriter yönetimlerin olduğu dikta rejimlerinde görebileceğimiz türden gelişmeler yaşanmaktadır. Toplumsal yaşam bir bütün olarak iktidarın ve onun siyasal uzantılarının kuşatması altına alınmış, kimin nasıl yaşayacağından, düşüncelerini hangi sınırlar içinde ifade edebileceğine kadar her şey siyasi iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda belirler hale gelmiştir. Ankara katliamında buyana; barışta korkan Adana Cumhuriyet Savcılarının fezlekeleriyle mesailerimizi Emniyette ifade vermekle geçirir olduk

9 Şubat 2016 günü kurumlarla gerçekleştirilen “Barışa ses ver” eylemleri kapsamında İnönü Parkı’nda bir araya gelerek Bölge illerinde yaşanan sokağa çıkma yasakları ve katliamlara dikkat çekmek isteyen Eğitim Sen Şube Eğitim Sekreteri Emine Soncu Tunç, Şube Kadın Sekreteri Şükran Yeşil, Şube Özlük ve Hukuk Sekreteri Mehmet Akarsubaşı, Şube Kadın Komisyonu üyelerimiz Ülkü Gülşen, Herdem Köse ve Çukurova Belediyesinde taşeron işçi olarak çalışan Halil Genç arkadaşımıza Suçu ve suçluyu övme ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurum ve kuruluşlarını aşağılamaktan TCK’nın 215. ve TCK’nın 301. maddelerine dayanılarak bugün Emniyet Müdürlüğünde ifadeleri alınmıştır.

Barışı talep etmek, barıştan yana tutum almak insani, vicdani ve ahlaki bir durumdur. Bizler barışa olan tutkumuzdan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu uğurda Suruç’ta ve Ankara’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Silopi’de,  Sur’ da katledilen yoldaşlarımıza verilen bir sözümüz vardır. Bizler bedeli ne olursa olsun barışı mutlaka tesis edeceğiz.  

Tarih; barışta korkanları da barış için katledilenleri de mutlaka yazacaktır. Çocuklarımız tarihin yazacakları ile onur, onların çocukları ise utanç duyacaklardır. AKP kendi siyasi- ideolojik ihtiyaçları için bölge illerinde savaşı derinleştirirken aynı zamanda bir tarihi yok etmeyi de hedeflediğini görüyoruz. Kan ve gözyaşının olduğu her yerde insan hakları ihlalinin olduğunu görmemek için; kör ve sağır olmak gerekir. Bizler ne kör nede sağır olacağız inadına- inadına barış diye haykıracağız.


 

Hak arayanların bu dönem büyük bir dirençle karşılaştıklarını görüyor ve yaşıyoruz. Kullandığımız kelimeler, cümleler üzerinde yargılanıyoruz. Barış dediğimizde vatan haini olmaktan, Cumhurbaşkanı dediğimiz de ise hakaretten yargılanır hale geldik. Ülkemizde yasalar hak hukuk aracı değil, muhalif olanları sindirme aracı olarak siyasal iktidar tarafından kullanılmaktadır.

Anayasanın 25. maddesinde, “Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” hükmü yer almaktadır. Kamuoyuna mal olmuş kişiler, özellikle de siyasi kimliğe sahip kişiler en ağır eleştirilere katlanmak zorundadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Türkiye’deki pek çok mahkemenin bu çerçevede çok sayıda kararı bulunmaktadır. Düşünce özgürlüğünün ne şekilde sınırlandırılabileceği Anayasanın 26. maddesinde sınırlandırılmıştır.

Türkiye yıllardır yasakların gündemde olduğu, en temel demokratik hakların bile baskı altına alındığı bir ülke olma utancından bir an önce kurtulmak zorundadır. Düşünceyi ifade özgürlüğünün olmadığı bir demokrasi ve özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir.

Katledilen insanların yanında olmayacaksın. Rant uğruna talan edilen doğayı sahiplenmeyeceksin, susturulmaya çalışan basının yanında yer almayacaksın, kendi inançları ve kendi ritüelleri ile yaşamak isteyen Alevileri dışlayacaksın, kürdü asimile ve inkar edeceksin, hak aramayacaksın, biat edeceksin, AKP ve Sarayı desteleyeceksin ki yurttaşlık haklarından yararlanabilesin.

İnsanız insanca yaşamak istiyoruz. Taleplerimizden ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Düşündüklerimizi dün olduğu gibi bugünde yüksek sesle ifade edeceğiz. Karanlıkları yara yara aydınlığa yelken açıp birlikte yaşamanın her türlü koşullarını yaratacağız. Büyük Şair Nazım Üstadımızın dediği gibi “Ben yanmasam, Sen yanmasan, Biz yanmasak, Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.” Bu bilinç ve bu duygularla gün emek ve demokrasi mücadelesini büyütme günüdür. 

Sendikamızın üye ve yöneticilerinin baskılarla geri çekileceklerini, sineceklerini düşünenler büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını mutlaka görmelerini sağlayacağız. Her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında sesiz kalmayacağımızı bir kez daha belirtiyoruz.07.03.2016 

 

Ahmet KARAGÖZ

 

Şube Başkanımehmet akarsubaşı

Okunma 1663 defa