Konfederasyonumuz tarafından “Güvenceli İş, Güvenceli Gelecek” şiarıyla 30 Mart – 10 Mayıs 2011 tarihleri arasında imza kampanyası başlatmıştır.
Bugün güvence gibi sunulan, iş ve çalışma hakkı elimizden alınmak istenmektedir. Çalışma yaşamı giderek parçalanmakta, istihdam politikası bu parçalanmışlık üzerinden şekillenmektedir. Başta sağlık, eğitim, büro, alt yapı, iletişim hizmetleri olmak üzere tüm kamu kurumlarında çalışan emekçiler sözleşmeli, taşeron, 4/A, 4/B, 4/C, 50/D, ücretli, kapsam içi, kapsam dışı v.b. statülere bölünmüştür.
Güvencesiz çalıştırma, farklı biçimlerle kamu hizmetleri bakımından temel çalışma biçimi haline getirilmek istenmektedir. Bu anlayış; vatandaşın nitelikli kamu hizmeti alma hakkını engellediği gibi emekçiler açısından da geleceksizliği ve güvencesizliği dayatmaktadır. Aynı ya da benzer işi yapan emekçilerin ücretleri ve sosyal hakları arasında farklılıklar oluşturarak, daha az ücret dayatılmakta, emekçiler birbirleriyle rekabete zorlanmaktadırlar.
Güvencesiz çalışma;
Düşük ücret dayatmasıdır,
Fazla mesai ücreti almadan günde 10–12 saat çalışmadır,
Hizmetlerin kar amacına göre verilmesidir,
Çalışma yaşamının, “beğenmiyorsan git” denilerek güvencesizleştirilmesidir,
Sendikal örgütlenme ve dayanışmanın yok edilmesidir,
Performans uygulamasıyla; kamu kurumlarının şirket, çalışanların köle, vatandaşın müşteri haline getirilmesi, ücret ve iş güvencesinin ortadan kaldırılmasıdır.Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesi başlığı altında düzenlenen 10. maddesinin dördüncü fıkrasında; “… Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir.Bu nedenle aynı şartlarda çalışılmasına rağmen aynı özlük haklardan faydalanamamak, Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle, hakkaniyetle ve adaletle bağdaşmamaktadır.Yukarıda belirtilen haklı gerekçelerle;
-
4/B, 4/C, 50/D, 4924 statüsünde çalışan tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmelidir.
-
4/C’li çalışanların diğer çalışanlar gibi aile yardımı alması sağlanmalı, fazla mesai ücretleri ödenmeli, izin hakları kullandırılmalıdır.
-
Üniversiteler, piyasa endeksli sistemde bilim üretemez. 50/D’li araştırma görevlileri, akademik yaşamlarının devamlılığı ve akademik verimlilik sağlayabilmeleri için iş güvencesine kavuşturulmalıdır.
-
Taşeron çalışanlar “ana işveren” olan kurum personeli kadrosuna alınmalıdır.
-
Aynı işi yapan emekçilerin eşit mali ve sosyal haklardan yararlanması sağlanmalıdır.
Bütün bu taleplerimizin anayasa ve uluslar arası sözleşmelerde yer alan hükümler doğrultusunda yasal düzenlemeye kavuşturulmasınıTALEP EDİYORUZ.
Kampanya kapsamında toplanan imzalar 10 Mayıs tarihinden sonra merkezi postanelerden kargo ile Başbakanlığa gönderilecektir. 01.04.2011
Kamuran KARACA
Eğitim Sen Adan Şube Başkanı
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü