KARANLIKLAR AYDINLATILSIN

Türkiyeli Aydınlar, akademisyenler, sanatçılar, yazarlar tarafından sürdürülen “TÜRKİYE’NİN KARANLIK TARİHİ AYDINLATILMALI, GERÇEKLER ORTAYA ÇIKARILMALI, DEMOKRATİKLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER TEMİZLENMELİDİR” çalışması yaygınlaşarak ve güçlenerek sürüyor. Bu gün Doğan Öz’ün ölüm yıldönümü vesilesiyle bir aradayız.

 

Doğan Öz, 1934 yılında doğdu. Ankara'da Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapıyordu. Devletin içindeki kontrgerilla yapılanmasını araştırırken 24 Mart 1978'de Ankara'da kontrgerilla tarafından taşeron olarak kullanılan ülkücü İbrahim Çiftçi'ye öldürtüldü.

 

 

Ölümünden önce Kontrgerillayla ilgili bir dava açma hazırlığına girişen Öz, başlatacağı büyük soruşturmanın bir ön çalışması olarak hazırladığı kısa raporda kontrgerilla hakkında şunları ifade etmiştir:

 

“Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. Bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir.”

 

Aradan 32 yıl geçti. 12 Eylül darbesi ve sonraki gelişmeleri büyük acılar görerek yaşadık. Bugün darbe teşebbüsçüleri hakkında çeşitli soruşturmalar yürütülmektedir.

 

Ancak, Ergenekon Davası Türkiye’nin karanlık tarihinin; darbelerin, darbecilerin, kontrgerillanın, JİTEM, Özel Harp Dairesi, MİT, Özel Kuvvetler, Koruculuk gibi devlet örgütlenmelerinin ve bunlar eliyle işlenmiş katliam ve tertiplerin ele alındığı ve yargılandığı bir dava olmaktan uzaktır. ‘Faili meçhul’ dosyalar açılmamış; Maraş, Çorum, Sivas katliamları, 1 Mayıs 77 katliamı ve diğer suikastları açığa çıkaracak, Kürt bölgesindeki ‘faili meçhulleri’, asit kuyularını ve katliamları aydınlatacak bir yola girilmemiştir. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını engelleyen Anayasa Mahkemesi kararından sonra, Ergenekon Davası üzerinden çete organizasyonlarıyla hesaplaşmanın koşulları hepten ortadan kalkmıştır.

 

Ancak biz aydınlar ve emekçiler olarak bu mücadeleyi kararlıca sürdürmeye devam edeceğiz;

 

DARBE, TERTİP, LİNÇ, IRKÇILIK, PROVOKASYON DEĞİL

DEMOKRASİ, BARIŞ VE KARDEŞLİK KAZANSIN

 

 Türkiye tarihindeki tüm provokasyonlar, tertipler, katliam ve cinayetler, 12 Eylül askeri darbesi başta olmak üzere bütün darbeler, plan ve girişimler soruşturulmalı; darbeciler, sorumlu kurum ve kişiler açığa çıkarılmalı, cezalandırılmalıdır.

 

•             Türkiye demokratikleşmeli; basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalı, parti kapatmalara son verilmeli, tam siyasal demokrasi sağlanmalıdır.

 

•             Kriz Yönetim Merkezi lağvedilmeli, Millî Güvenlik Siyaset Belgesi kaldırılmalıdır. TSK’nın siyasete müdahalesi son bulmalı, darbelere kaynaklık eden İç Hizmet Kanunu kaldırılmalıdır.

 

•             Kontrgerilla hakkındaki araştırma ve yargılama hiçbir yasayla sınırlandırılmamalı; arşivler ve ‘kozmik odalar’ açılmalı, JİTEM, Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler, Koruculuk dağıtılmalı, polise öldürme ve işkence yetkisi veren Polis Vazife ve Salahiyetler Kanunu kaldırılmalı, keyfi dinlemelere son verilmeli ve özel hayatın dokunulmazlığı sağlanmalıdır.

 

•             Doğan Öz, Cavit Orhan Tütengil, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Musa Anter, Vedat Aydın, Ahmet Taner Kışlalı, Kemal Türkler, Namık Tarancı, Hrant Dink ve tüm aydın, gazeteci ve politikacı cinayetlerindeki kontrgerilla parmağı açığa çıkarılmalıdır. 1938 Dersim, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum, Sivas katliamlarının dava dosyaları yeniden açılmalı, hala OHAL koşullarından kurtulamayan Kürt bölgesinde gerçekleştirilen toplu katliamlar, 17 bin ‘faili meçhul’ cinayet ve suikastlar açığa çıkarılarak sorumluları cezalandırılmalıdır.

 

•             Bunun için parlamento dışı kurumlardan; aydınlardan, emek ve meslek örgütlerinden oluşan bağımsız ve özel yetkilerle donatılmış, sadece halka karşı sorumlu olan “Karanlıkları Aydınlatma Komisyonu” kurulmalıdır. Bu komisyon karanlıkta kalan tüm davaları araştırmalı, belgeleri incelemeli ve sonuçlandırmalıdır.

 

•             Kürt halkı kendi kaderini belirleme hakkına sahip olmalı, Kürt sorununun tam hak eşitliği temelinde demokratik çözümü sağlanmalı, Kürt halkının dil, kültür ve özgürlük talepleri karşılanmalıdır.

 

•             Örtülü ödenek kaldırılmalı ve örtülü ödeneğin Yassıada’dan bu yana nerelere harcandığı açıklanmalıdır.

 

•             Bir dini inanca tanınan ayrıcalık, dini inançlar üzerindeki baskı ve ayrımcılık son bulmalı;  Aleviler başta olmak üzere tüm inanç gruplarının laiklik kapsamındaki özgürlük talepleri karşılanmalıdır.

 

•             Kadınların özgürlüğü; siyasal, sosyal ve ekonomik alanda tam eşitliği sağlanmadan gerçek bir demokrasiden söz edilemez.

 

•             Irkçılık yasaklanmalı, linç, provokasyon ve kışkırtma girişimleri, halka karşı işlenen suçlar açığa çıkarılmalı, sorumluları cezalandırılmalıdır.

 

•             Onlarca yıl hapis cezalarına çarptırılan çocukların da yargılandığı, muhalif siyaseti “terör” diye etiketleyen hukuk garabeti Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalıdır.

 

•             Anti-demokratik tüm yasalar kaldırılmalı, darbe Anayasası yerine demokratik yöntemle belirlenmiş halk temsilcilerinin oluşturduğu kurucu meclis eliyle demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır.    

                         

İmzacılar Adına

 

Zafer DORUK

 Yazar

Okunma 1940 defa