“Kaza Değil Katliam Yüreğimiz Soma’da”

YİNE MADEN KAZASI, YİNE ÖLÜM, YİNE TAŞERONLAŞTIRMA.

Her geçen yıl artan iş kazaları, yaralanmalar, sakat kalmalar, ölümler işçilerin alın yazısı mıdır? Elbette, bu durumun kader olmadığı açıktır. Esnek, kuralsız, taşeron çalışmanın, aşırı kar hırsının, rekabet adına işçinin hayatının yok sayılması bu ölümlerin önemli bir nedenidir.

Değerli basın, değerli kurum temsilcileri;

Dünyada 132 ülke arasında toplam kömür üretim değeri itibarıyla 28‘inci sırada yer alan ülkemiz, maden çeşitliliği açısından ise 10‘uncu sırada bulunuyor. Almanya'nın ise en önemli doğal kaynağı kömür. Almanya dünyanın en büyük kömür üreticisi. Ülkede 2.5 milyar ton taş kömürü ve 40.5 milyar ton linyit rezervi bulunuyor.

Almanya'da bile 'maden' gibi hassas bir konu tamamı ile devlet kontrolündeyken Türkiye madenleri 2004 yılından itibaren taşeronlara açılıyor ve ölümler 3 kata kadar artıyor. Sonrasında ise işçi ölümleri gördüğünüz gibi.

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK MADEN FELAKETİ KOZLU'DA: 263 CENAZE.

SOMA’DA İSE 205 CENAZE.

3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü maden ocağında zincirleme grizu patlamaları nedeniyle 263 maden işçisi hayatını kaybetti. Bu elem olay yakın tarihimizin en büyük faciaları arasında yer alıyor.

Almanya madenlerinde 2013 Ekim ayına kadar 40 yıllık süre zarfında hiç ölüm meydana gelmiyor. Ayrıca son yasa değişikliyle birlikte 2018 yılına kadar tüm maden ocaklarının kapatılması isteniyor. Bu kararın alınmasındaki neden ise 2013 yılında meydana gelen kazadaki 3 maden işçisinin ölümü.

 

Değerli basın, değerli kurum temsilcileri;

Ülkemizi 11 yıldır AKP hükümeti yönetmektedir. Bu 11 yılda 10 binden fazla işçi yaşamını iş cinayetlerinde yitirmiştir. 2008 yılında 865, 2009 yılında bin 171, 2010 yılında bin 434, 2011 yılında 696, 2012 yılında 878, 2013 yılında bu rakam 1235’e yükselmişken, 2014 yılının ilk altı ayında ise iş cinayetleri dünü aratmayacak şekilde hızından bir şey kaybetmemiş şekliyle devam etmektedir. Başka bir ifadeyle son on yılda iş kazasında hayatını kaybedenlerin sayısı yüzde 13,5 artmış durumdadır.

Türkiye, ölümlü maden kazaları sıralamasında ise ilk sırada. Uluslarararası Çalışma Örgütü verilerine göre, Türkiye’de maden işçisi ölümleri oranı Avrupa ortalamasının 4.5 katı. Uzmanlar, Türkiye’deki maden kazalarının yüzde 95’inin ise önlenebilir nitelikte olduğunu kaydediyor.

Bu yaşananları kaza olarak, ya da takdiri ilahi diyerek gösterenler; gerçeği gizlemek, sorumluluktan kaçmak istemektedirler. Bu yaşananlar işçilere köle muamelesi çeken zihniyetin eliyle işlenmiş birer cinayetlerdir. Patlamalardan, göçük ve ‘kazalardan’ sonra bir mühendisi günah keçisi olarak gösterip tutuklamak, ya da göstermelik bir iki soruşturma sürdürmek bu cinayetleri engellemediği gibi yenilerine davetiye çıkarmaktadır.

Tuzla Tersanelerinde, Ankara Ostim’de, İstanbul Davutpaşa’da, Esenyurt ve Zonguldak Maden Havzasında ve ülkemizin her karış toprağında yaşanan ölümlerden, patronların her istediğini iki etmeden yerine getiren, işçileri köle koşullarında çalışmaya mecbur kılan AKP hükümeti patronlarla el ele vererek, köleliği ve ölümleri olağan görmeye ve göstermeye çalışıyor.

 

Okunma 2068 defa