“Kürtaj tartışması”, gündemin ilk sıralarına yerleşti. Doğrudan bedenimize ve kimliğimize yönelik bu saldırgan tutumla, bu hakaret kokan üslupla ilk kez karşılaşmıyoruz. Zira “3 çocuk, yok yetmez, 5 çocuk” doğurun diyen, fıtrattan yaratılıştan” dem vuran, “kadın-erkek eşitliğine” inanmadığını her fırsatta tekrarlayan, Bakanlığın adından “kadını” çıkarıp, “aile” Bakanlığına dönüştüren Başbakan’ı ve müzmin kadın düşmanlığını biliyoruz/tanıyoruz.
KADIN DÜŞMANI TAYYİP ERDOĞAN
Hitler’den beri aşina olduğumuz kilise-mutfak-çocuk üçgeni, buralara ithal edilmek, doğurganlığımız devletin savaşı yayma ve ucuz emek siyasetinin emrine verilmek isteniyor. Kaç çocuk doğuracağımızdan sonra, şimdi de, doğurup-doğurmama kararını, bizim yerimize vermeye, bedenimizi, hayatlarımızı zapt-u rapt altına almaya kalkıyorlar. Bu sermaye, devlet ve erkek işbirliğini, dini kılıfla sarmalama kurnazlığından da geri durmuyorlar.
Ey devlet; hükümet, başbakan, bakanlar, ilahiyatçılar… Ey erkekler; babalar, kocalar, sevgililer… Cinselliğimizden doğurganlığımızdan, bedenimizden size ne?
KÜRTAJ HAKKIMIZI TARTIŞMIYORUZ/TARTIŞTIRMIYORUZ
Söylenenlerin aksine, kürtajın yasaklanmasının veya süresinin kısaltılmasının, bizleri sağlıksız ve güvenliksiz, “merdiven altı” yöntemleri kullanmaya iteceğini, her gün 5 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bu topraklarda, yeni kadın cinayetlerine yol açacağını biliyoruz. Bu nedenle kürtaj hakkının, sadece bedenimizin ve doğurganlığımızın denetimiyle değil, yaşam hakkımızla da doğrudan ilintili olduğunu hatırlatıyoruz.
KÜRTAJ HAKTIR, YASAKLAMAK İSE CİNAYET!
Var olan bu hakkı, süreyi kısaltarak elimizden almaya çalışmak bir yana, bu haktan yaygın olarak yararlanmamızın önündeki tüm engellerin kaldırılması gerekir. Ücretsiz, sağlıklı, güvenli, erişilebilir kürtaj hakkı için mevcut düzenlemelerin genişletilmesini ve kürtaj süresinin pek çok ülkede olduğu gibi en az 12 haftaya çıkarılmasını istiyoruz.
ÜCRETSİZ, SAĞLIKLI, GÜVENLİ KÜRTAJ HAKKIMIZ!
Bedenimiz, doğurganlığımız, cinselliğimiz üzerinde erkeklerin de, devletin de
denetimine karşı çıkıyoruz. Kürtaja yol açan istenmeyen gebeliklerin sorumluluğunun, korunmayı reddeden, doğum kontrol yöntemlerini gündemine almayan erkekler olduğuna dikkat çekiyor ve erkekler için doğum kontrol merkezleri oluşturulsun istiyoruz.
CİNSELLİĞİMİZİ, DOĞURGANLIĞIMIZI, BEDENİMİZİ DENETLEYEMEZSİN-İZ
“Her kürtaj bir Uludere’dir” diyen Başbakan’ın aksine, kürtajın ve sezaryenin değil,
Uludere’nin cinayet olduğunu yüksek sesle tekrarlıyor, Uludere’de öldürülen
çocukları, bir özrü çok gördüğü Roboskilileri hatırlatıyoruz.
KÜRTAJ HAKTIR, ULUDERE KATLİAM
Kadınlara yönelik bu son saldırıyı da, AKP’nin kadın düşmanı politikalarının bir parçası olarak gören bizler bir araya geldik. Ancak sözümüz sadece devlete/hükümete/başbakana değil, aynı zamanda devletle el el vermiş erkek egemenliğine de, erkeklere de… Bu böyle biline…
ERKEK, DEVLET, AKP…HEPİNİZ ELİNİZİ BEDENİMİZDEN ÇEKİN
Bu coğrafyanın dört bir yanından kadınlar hep birlikte söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz.
BENİM BEDENİM, BENİM HAYATIM, BENİM KARARIM
KÜRTAJ HAKTIR, KARAR KADINLARIN!