davranıştır (DSÖ, 1993)
Tarihin her döneminde ve hemen hemen bütün toplumlarda kadına yönelik şiddet geleneksel yapı, aile ,medya ,hukuk din gibi iktidar mekanizmaları üzerinden normalleştirilen bir olgu haline gelmiştir. ve tüm dünyada 21. yüzyıla taşınan en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Toplumsal yaşamın her aşamasında rastlanan kadına yönelik şiddet olgusu; kadının maddi ve manevi bütünlüğüne ağır zarar vermesi nedeniyle ciddi bir halk sağlığı sorunu olmasının yanı sıra, kadının yaşama aktif ve üretken katılımının önüne geçerek sosyal ve ekonomik kalkınma önünde bir engel oluşturmakta, kadın erkek eşitsizliğinin devamına neden olmaktadır.
Biz de Adana Eğitim Sen kadın çalışma birimi olarak 25 kasım kadına yönelik şiddetle mücadele haftası kapsamında okullarda uygulamak üzere hazırladığımız bir anket çalışmasıyla Adana ilinde MEB e bağlı eğitim kurumlarında çalışan 173 kadın çalışanın şiddet algıları ve şiddete uğrama sıklıklarına dair veri oluşturmayı hedefledik.
Çalışmanın analizi sonrası vurgulanması gereken en önemli nokta aslında kadın çalışanların hayatlarında birkaç kez şiddete maruz kalmalarına rağmen birçok kadının bunun gerçek bir şiddet durumu içermediğini düşünmesi , kadınların şiddeti tanımlama biçimi ve bunu diğer insanlarla paylaşma noktasında bir takım zorluklar yaşamış olmalarıdır.
Anket çalışmasının sonuçlarını paylaşmak için yaptığımız okul gezilerinde kadın eğitimcilerle birlikte çalışmanın sonuçları , şiddetin yaşamımızda nasıl yer aldığı ve kendi deneyimlerimiz üzerinden hareket ederek kadınların şiddete uğradıklarınını bir farkındalik ve sorgulama sürecinden sonra tanımladıklarını gördük
Bu çalışma 2012 yılı Kasım ayında toplam 173 kadın eğitimci üzerinde gerçekleşmiştir. Kadın eğitimciler “şiddete maruz kaldınız mı?” sorusuna % 61,30 oranında “hayır” cevabını vermiştir. % 26 ı ise uğradığını ve bunun psikolojik bir şiddet olduğunu belirtmiştir. % 6, 90’ı istismar biçiminde şiddete uğradığını, % 4,6 sı ise fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtmiştir.
Kadın eğitimcilerin deneyimleri doğrultusunda % 61,30 oranında şiddettin hiçbir türüyle karşı karşıya gelmediğini belirtmesi “şiddet” kavramını farklı boyutlarda ele aldıklarını gösterir niteliktedir.
Şiddete uğrayan kadın eğitimciler kendilerine uygulanan bu şiddetin kaynağında kimi gördüklerini şu şekilde belirtmiştir,kadın eğitimcilere uygulanan şiddetin kaynağında erkek öğretmen, idareci ya da erkek öğrenci olduğu gözlenmektedir. Kadın eğitimciler şiddeti %50 oranında idareciden; % 19,70 oranında öğrenciden%16,70 oranında iş arkadaşından % 13,60’ı başka kaynaklardan gördüklerini belirtmişlerdir
Şiddete uğradığını kabul etmenin zorlukları bir yana şiddete maruz kalmış kadınların bu durum karşısında ortaya koydukları tutum, şiddetin önlenmesi noktasında önemli bir noktadır. Şiddet gören kadınların % 52.9 u yaptığımız anket sonuçlarına göre sessiz kaldığını,%31,4 ü destek aldığını ,% 15,7 si yasal yollara başvurduğunu belirtmiştir.
Kadın eğitimciler ders kitaplarında bulunan toplumsal cinsiyet öğelerinin- kadınların daha çok ev sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği ya da zayıf ve yardıma muhtaç oldukları yargısı- öğrencilerde şiddet davranışları oluşturduğu görüşüne % 64, 20 oranında katılmıştır. % 19, 70’lik bir oran ise az katıldığını belirtirken, % 13, 90’lık bir kitle bu görüşe hiç katılmamıştır.
Öğretmen tutumlarının öğrencilerde şiddet davranışı oluşturduğu görüşüne katılımcıların % 42. 80’i katıldığını belirtirken, katılımcıların % 32. 90’u az katıldığını, % 24. 30’ u de hiç katılmadığını belirtmiştir. Bu sonuç aslında eğitim ortamında kadın eğitimcilerin bir önceki tabloyla birleştirdiğimizde şiddetin birçok iktidar değişkeniyle beslendiğini kabul edip söz konusu şiddetin yapısal bir şiddet olduğunu betimlerken, kendilerini bu yapının dışında tuttukları gerçeğini bunun da yine şiddet algısına bağlı olarak değiştiğini ortaya çıkarıyor.
Sivil toplum örgütlerinin bilinç kazandırma amacıyla mücadele yürütmesi gerektiği görüşüne % 94, 80’lik bir oran ile kadın eğitimciler katıldıklarını belirtmişlerdir. % 2, 90’lık bir kısım katılmadığını, % 1,70’lik bir oran ise hiç katılmadığını belirtmiştir.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde sendikaların yaptığı ya da yapacağı çalışmalara kadın eğitimciler % 51,40 oranında katılmak istediklerini, % 45,70 oranında ise katılmak istemediğini belirtmiştir.
Katılımcıların yüzde 51’inin sendikal çalışmalara katılmak istediğini belirtmesine rağmen sendikalardaki çalışmalara kadın eğitimcilerin katılımlarının ve sendikal birimlerde temsillerinin eksik ve zayıf olması kadın çalışanların aktif katılımlarının önünde çeşitli engellerin olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Kadınların toplum içindeki ötekileştirilmesinin sistematik bir şekilde yürütüldüğü ve şiddetin böylelikle artarak devam ettiği görüşüne ise kadın eğitimciler %78 oranında katıldığını belirtmiştir. % 15’lik bir oran az katıldığını, % 6, 40’lık bir oran ise hiç katılmadığını belirtmiştir.
Hazırladığımız bu çalışma sonucunda ankete katılan kadın çalışanlar üzerinde yapılan çalışmaların şiddete dair bir farkındalık yaratması şiddetin yeryüzünden silinene dek mücadeleyi büyütme iradesini artırmıştır .Bizler de bu iradenin öznesi olan eğitimsenli kadınlar olarak mücadelemizi alanlarda ve yaşamın her karesinde devam ettireceğiz.
Şiddet son bulsun ,Kadınlar konuşsun!
Eğitim Sen Adana Şube
Kadın çalışma birimi adına
Esra Arslan Kösele
Şube Kadın Sekreteri
Sonuç olarak;
- Kadın eğitimcilerin % 61, 30’u şiddete uğramadığını belirtirken;
- Kadın eğitimcilerin %26’sı psikolojik şiddete maruz kaldığını,
- % 6, 90’ı istismara,
- % 4, 60’ı iş yerinde fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir.
- Anket sorularına cevap veren % 1, 20’lik kısım ise sorulara eksik veya birden fazla cevap verdiği için değerlendirmeye alınamamıştır.
- Şiddet gören kadın eğitimcilerin % 52,90’ı sessiz kalmışken;
- % 31,40’ı destek aldığını
- % 15,70’i yasal yollara başvurduğunu belirtmiştir.
- Kadın eğitimcilerin uğradığı şiddetin kaynağı;
- %50 oranında idareciden;
- % 19,70 oranında öğrenciden
- %16,70 oranında iş arkadaşından
- % 13,60’ı başka kaynaktandır.
- Şiddete uğradığını söyleyen kadın eğitimciler;
- Fiziksel şiddeti öğrenciden,
- Psikolojik şiddeti idareciden,
- İstismarı arkadaşından gördüğünü belirtmiştir.