Türkiye’nin gündemi o kadar yoğun ki çoğu zaman insanı bunaltıyor. Üniversitelerin içinde bulunduğu hantal yapı ve olaylara sessiz kalması insanın ruhunu sıkıyor. Baharın gelişi ile doğanın sunduğu güzellikler bütün canlılığı ile her an gözümüzün önünde ama bu ağır ve verimsiz hengâme içinde bu renkliliği bile çoğu kez göremiyoruz. Ancak üniversitemizi ziyaret edenlerin kaçmıyor gözünden, yerleşkenin doğasından hep övgü ile bahsediyorlar.
Balcalı Güzelleri Belgelendi: Kelebekler
Baharın bu coşkulu günleri Balcalı kampüsünün tadına doyulmuyor, enfes rengârenk çeşitli desenleri ve değişik kokuları büyüleyici oluyor. Akşamüstü kampüste yapılacak kısa bir gezinti gerçekten insan farklı bir dünyanın kapılarını açıyor.
Üniversite alanında soyu tükenme noktasına gelen bazı hayvan ve bitki türleri de bulunmaktadır. Üniversite yerleşkesi tam bir botanik bahçesi. Adana Eczacılar Odası kampüste bir “Tıbbi Bitkiler” bahçesi kurmak istiyor. Çok önemsedim. Prof. Dr. Cengiz Darıcı kampüsteki bitkilerin bir kısmının envanterini çıkardı. Çok memnun olum. Gönlüm ister ki yerleşkedeki bitkilerin kimlik kütükleri hazırlansın ve bitkilerin tanınırlığı öğrenciler ve meraklılar için görünür olsun.
Güzel bir çalışma da Prof. Dr. Zeynel Cebeci’den geldi. Kelebek çeşitlerini çektiği fotoğraflarda bir araya getirerek kitaplaştırdı. Akademisyen kitabevi yayınlarında çıkan “Balcalı Güzelleri” kelebek türleri için fotoğraf rehber türlerini en güzelleri ile belgelenmiş bir kitap ve üniversitemiz için ayrı bir öneme sahip bir ilktir.
Üniversitede kendi çalışma alanı dışında yazan, çizen, hayata başka bir gözle bakan hocaların varlığını çok önemsiyorum. Dünyada bilim insanlarının tipik özelliklerinden biri çok yönlü ve hayata hep, felsefe, şiir ve matematik gözü ile bakmalarıdır. Bilim temelde doğanın gözlenmesi ve onun sırlarını yakalamaktır. Bu bağlamda Balcalı Güzelleri kitabı ile kampüsteki 100 küsur farklı kelebeği uzun süreli izleyerek onların en güzel görüntülerini yakalaması, bizlere ulaştırması tarihe tanıklık ve biyoçeşitliliğin yansıtılması bakımından felsefi bir boyutu da taşımaktadır.
Kelebek Zevki Önemli
Kelebeklerin rengi, görünümü, çeşitliliği hep insanların ilgisini çekmiştir. Sayın Cebeci’nin fotoğrafları ile belgelediği gibi kelebekler kendi güzellikleri kadar rengârenk bitkilerin en kıymetli organı olan çiçeklerin polenleri ile beslenirken oluşan görüntü iki güzelliği bir araya getirmiştir.
Kelebek deyip geçmemek gerekir; bitkisel üretimin devamlılığı için de kelebekler eşsiz bir görev üstlenmektedir. Biyolojik olarak kelebekler ciddi bir başkalaşım geçiren ender yaratıklardır. Genelde soğuk iklimden sıcak iklimlere göçerler. Bu nedenle genelde biz orkideleri baharla birlikte kısa süreliğine görürüz, yılın geriye kalan kısmında ise ancak toprakta yumruları dinlenmeye geçer. Kelebekler bitki yapraklarının altına yumurtalarını bırakır. Yumurtadan önce bir tırtıl larva çıkar, larva önce yumurta kabuğunu yer, sonra yaprakları yer, sonrada yeniden bir başkalaşım geçirir ve larva konumuna döner, sonunda kelebek olarak doğaya döner. İlginç renkli yapıları hepimizi büyüler.
Fotoğraf Sanatı ve Felsefe
Eskişehir Anadolu Üniversitesin hocası değerli dostumuz Dr. Faruk Atalar düzenli olarak kısa ve özlü felsefi, tarihi ve sanatsal tartışma yazıları yayınlamaktadır. Çok zenginleştiğim bir yazısında “Japonya'da yapılan deneylerde “hızlı renk akışlarını seyretmenin stresi azalttığı ve tatile çıkmış gibi rahatlattığı ispatlanmış” diyor. Sanat eleştirmeni ve yaratıcı düşünce konusunda saysız eserler sunan sayın Dr. Atalar yaratıcılık ve beyin zindeliği için her sabah en az 30-40 farklı renkleri içeren fotoğraf ve eserlere bakılmasını öneriyor. Sayın Atalayer hocam 29 MART ISTANBUL SEHIR UNIVERSITESI FOTOGRAF AKADEMISINDEKI Konuşması “FOTOĞRAF VE FELSEFE” üzerineydi. Anlamlı konuşmanın ana teması ise toplumsal dinamiklerin anlık görüntülenmesi ve kişinin felsefi dünyasına uygun olarak ona anlam yüklemesidir.
Felsefe ile fotoğraf arasında bir ilişki var mı diye sorulabilir. Fotoğraf bilgiyi anlık olarak kayıt altına almak ve bilgiyi derlemek açısından önemlidir. Bilimlerin bilimi felsefe bilgiye anlam yüklemesi ve onu tartışması bakımından, yarattığı etkileri konuşarak hayata anlam katması önemlidir. Burada fotoğraf sanatçısının neyi görüntülediği ve hangi bakış açısı ile olaya baktığı önemlidir.
Bilim İnsanı Gözlemci ve Felsefi Düşünceli Olmalıdır
Bilim insanı çok yönlü ve hayata farklı pencereden bakabilen, gözleyen ve gözlem sonucu hipotez kurabilen insan olarak bilinir. Bu bağlamda bilim insanının yaşama bütünsel bakıp makroyu kavraması ve o bütünlük içinde olayları tümden gelim ve tümevarım metotları içinde analiz etme yeteneğine sahip olması gerekir. Bilim insanının bu bağlamda biraz analiz, biraz hayalperest ve ütopyaları ile çevresindeki farklılıkları keşfedip bunu bilimsel bilgiye dönüştürmesi gerekir. Bu bağlamda doğa ve insan bilimleri kadar sanat da felsefi olarak ele alınıp işlendiği zaman yaşam daha anlamlı olmaktadır.
Anlık bilgiyi yakalamak ve onun değişimini izlemek ve bunun bizde bıraktığı yansımaları tartışmak önemli. Bu bağlamda fotoğraflamayı felsefi açıdan önemsiyorum. Bu bağlamda insanlık eskiden beri yaşamsal bilgiyi belgelemek için resim, heykel ve değişik şekillerde bilgiyi tanımlamak ve somut gösterge ile belgelemişlerdir. Bu nedenle fotoğraf öneli bir bilgi paketlemesidir.
Doğaya ve Yeşile Sahip Çıkmanın Bir Çok Yararı Var
Kelebek gibi kampüste orkide bitkileri bulunmaktadır ki bu dönem tam orkidelerin iki haftalığına görüleceği dönemdir. Ancak günden güne orkideler aşırı sökümden dolayı azalıyor. Bu aralar ayrıca portakal çiçeği kokusu her tarafta teneffüs edilmektedir. En sevdiğim kokuların başında gelmektedir portakal çiçeği kokusu. Ancak kent caddelerinin kenarlarına dikilmiş olan narenciye bitkilerinin de yer yer kesildiği görülüyor. Unutmayalım Çukurova pamuk ve narenciye ile anılmaktadır. Sembolik olarak narenciye ağaçlarının kente belirli bir bitki çeşitliliği içinde mekâna uygun olarak dikilmesi önemlidir.
Biyoçeşitliliğin Fotoğraflanması Bilime Katkı İçin Önemsenmelidir
Bu bağlamda kelebek fotoğrafları kampüsteki türlerin tanımlanması ve onların varlığının biyoçeşitlikle ilişkilendirilmesi ve felsefi bir yaklaşımla bakılması önemlidir. Kelebeklerin bizlerin yaşamına kattığı çok ciddi önemleri olduğunu bilerek kelebeklerin korunması ve yaşam için önemini vurgulamak aynı zamanda bizlerin yaşama bakış açasını değiştirmesi bakımından önemlidir. Bir bütün olarak doğanın bütün renklerinin korunması bilinci içinde olmak gerekir.
Üniversite Arazilerini Savunmak Adana’nın Akciğerlerini Savunmaktır
Adana kamuoyuna ve yetkililerine yerleşke alanı içindeki toprak yapısına dokunulmasını anlatmaya çalışıyoruz. Eğer Üniversite kentin kuzey doğusuna yerleşmeseydi bugün bu biyoçeşitliliğin ve oksijen deposunun yerini beton yığınları ile yükselen binalar alacaktı. Ve bugün Adana daha yaşanmaz bir kent olacaktı. Bu bağlamda doğaya ve araziye sahip çıkarak doğru yerde durulduğu ve iyi bir duruş gösterildiği görüyor. Bilim ve duyarlı insanlar için hayata biraz da rantın dışında, gelecek kuşakların beslenme ve yaşam alanı gözü ile bakmaları gerekir. Herkesi, kirlenen dünyamızda doğaya daha çok sahip çıkmaya, bu bağlamda üniversite arazilerinin önemini iyi kavramaya davet ediyorum.
Toprağa sahip çıkmak sadece kelebeklere sahip çıkmak değil, insana da sahip çıkmak anlamına geliyor. Felsefenin de bilimlerin de amacı erdemli bir mutluluğa erişmenin yollarını kolaylaştırmaktır. Betonlar insanı mutlu etmiyor. Betonlar ve rantiyecilik erdemli bir duruşu göstermiyor. Yeniden Zeynel hocamızı kutlar, hocamızdan ve diğer hocalarımızdan benzer güzellikte doğa, çevre ve toplumsal konulara duyarlı nice çalışmalar dilerim. 10 Nisan 2013 Adana
Prof. Dr. İbrahim Ortaş,
Çukurova Üniversitesi, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.