BARIŞ KONVOYUNA VE BARIŞ’A SIKILAN HER KURŞUN HALKLARIN ÖFKESİNİ ARTTIRACAKTIR.
İsrail’in İnsani Yardım taşıyan gemi Konvoyuna yönelik operasyonu karşısında dehşet içindeyiz. Yapılan operasyonun en temel insani değerleri bile çiğnemeyi göze alan, katliamları, öldürmeyi bir politika olarak gören İsrail Hükümeti’nin tarihe yazdığı bir utanç sayfası olarak görüyoruz. İsrail'in bu saldırgan tutumunu "haklı göstermek" için yapacağı hiçbir "izahat" şiddeti, insan öldürmeyi anlaşılır kılmaz. Bu durum yalnızca İsrail’in Filistin halkı üzerinde on yıllardır süren işgal ve abluka siyasetinin geldiği insanlık dışı boyutunu görünür hale getirir. Gazze’ye gıda ve ilacın erişimine dahi tahammül etmeyip, açık denizde yardım gemisine saldırarak insanları öldürmek bir insanlık ayıbıdır.İsrail devletinin denizin ortasında askerleri aracılığıyla sivil gemilerdeki insanlara yaptığı saldırının dünyadaki en yetkili kurullardan başlayarak her düzeyde kınanması gerekmektedir. İsrail uyguladığı kör şiddetin karanlığını derhal hissetmelidir.Gerçek ölü ve yaralı sayısının ne olduğu bilgisi bile hükümetçe hala öğrenilememiş olması tam bir zafiyettir. Ölü ve yaralı sayısının artabileceği endişelerimizi arttırmaktadır. İsrail sivilleri hedef alarak, insan hayatına kayıtsızlığını ve barışçı girişimlere yönelik tahammülsüzlüğünü bir kez daha kanıtlamıştır. İsrail’in bu insanlık dışı uygulamalarını şiddetle kınıyoruz.
İsrail’in etnik arındırmaya, sürmeye ve yurdundan etmeye dayalı baskı politikaları yeni değildir. Yakın tarih İsrail’in Filistin halkına karşı uyguladığı sayısız katliamların tarihidir. Üstelik İsrail bu politikalarını başta ABD olmak üzere dünyanın egemen ülkelerinin kollaması altında sürdürebilmektedir.Savaştan, inkardan ve imhadan medet umanların, barış fırsatlarını ellerinin tersiyle itenlerin İsrail’in bu insanlık dışı yüzüne karşı alacakları tutum samimiyet ve tutarlılıktan yoksundur. Bir yandan Davos’ta sergilenen “one minute” gibi showlarla halkın Filistin halkına yönelik dayanışma duygularını okşayan, öte yandan sayısız askeri ve ekonomik projede İsrail’le işbirliği halinde olanların alacağı tavır ancak timsah gözyaşı olarak görülebilir.Tüm halkların özgürlüğü ve barış içerisinde bir arada yaşama perspektifi olmayan, üstelik bölgede ABD ve İsrail’le köklü partnerlik ilişkileri içinde olan bir hükümetin başka türlüsünü yapması da mümkün değildir.
Türkiye kamuoyu olarak infial duygumuzun doğru adreslere ve insani duyarlılığın güçlendirilmesine hizmet edecek tarzda gösterilmesi önemlidir. Bunun için BM başta olmak üzere uluslararası kamuoyunun baskısı gündeme gelmelidir. Değerli basın; Aynı zamanda gündemimize bomba gibi düşen ikinci bir acı olay da İskenderun’dan geldi. İskenderun’da yapılan saldırı sonucu 7 insanımızı kaybettik. Üzüntümüz büyüktür.
Ölenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyor, yaralıların ise en kısa zamanda iyileşmelerini ümit ediyoruz. Her türlü saldırıyı ve şiddeti bir kez daha lanetliyoruz. Bu güne kadar Kürt sorununu salt askeri operasyonlarla çözme eğilimi sonuç vermediği gibi sınır ötesi operasyon, çatışmaların kalıcılaşması ve yaygınlaşması ihtimalini de beraberinde getirecektir.
Üzerinde yaşadığımız coğrafya da halklar arasında güven ve kardeşlik duygularının güçlenmesine hizmet etmeyen her tutum, telafisi imkansız yaralar açacak ülke içinde de toplumsal gerilimi tırmandıracaktır.Türkiye'de demokrasiden, barıştan, eşit koşullarda bir arada yaşamaktan ve adaletten yana tüm demokrasi güçlerine düşen görev toplumun sağduyulu olmasını sağlamaya, provokasyonları önlemeye, her türlü şiddete karşı tutum almaya, barışa ve demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Gerçek ve kalıcı bir barışın şiddetten değil hak ve özgürlüklerin herkes tarafından eşit kullanımından geçtiğine inanıyoruz.
Saygılarımızla. 01.06.2010
Kurumlar Adına
Dr.Rıza METE
Adana Tabip Odası Başkanı
DİSK-KESK-TMMOB-ADANA TABİP ODASI