GÜVENCESİZ ÇALIŞMAYA, GELECEKSİZ YAŞAMAYA KARŞI, KPSS’ ye HAYIR.

GÜVENCESİZ ÇALIŞMAYA, GELECEKSİZ YAŞAMAYA KARŞI,

 

KPSS’ ye HAYIR.

 

Değerli basın, değerli eğitim ve bilim emekçileri,  kurum temsilcileri;

 

Türkiye’de her yıl üniversite bitirip diplomasını alan binlerce öğretmen, eğitim alanındaki yetersizlikten kaynaklı işsizler kervanına katılıyor. Ücretli öğretmen olarak çalışanlar ise adeta birer köle gibi çalıştırılıyorlar.

 

MEB bünyesinde aylık ortalama 500 lira ücretle, yarım yamalak sigortayla, güvencesiz, her an işten çıkarılmak korkusuyla yaşayan 61 bin öğretmenimiz var. Yani MEB bir kadrolu öğretmen maaşıyla 3 ücretli öğretmen çalıştırıyor.

 

MEB ücretli öğretmenine açlığı, sefaleti dayatırken özel dershaneler bu uygulamalardan geri kalır mı? Dershanelerde öğretmenler ilk yıllarında parasız ve sigortasız çalıştırılıyorlar. Haftada 50 saat çalıştırılanlar var eğer dershane patronları lütfedip beğenirlerse meslektaşlarımızı ikinci yıl 200- 300 lira ile işe alıyorlar.

 

 

Değerli Öğretmenler, Sevgili Dostlar, Bir yandan işsizlik, bir yandan bakanlığın ve dershanelerin uygulamaları öğretmenleri intiharın eşiğine sürüklüyor.

 

Son olarak intihar eden ve iki fakülte bir yüksek lisans programını bitirip öğretmen olarak atanamayan Adem Sarıusta bunun örneği.  Adem arkadaşımız ile beraber intihar eden işsiz öğretmen sayısı 16’ya çıkmış durumda. Yüz binlerce öğretmenin işsiz kalmasına göz yuman AKP hükümeti ise sınırlı sayıda öğretmen atamasıyla yetinerek intiharları görmezden geliyor.

 

Özelleştirme saldırılarının yoğun olarak yaşandığı bu süreçte tüm alanlarda güvencesizlik dayatılmaktadır. Tekel işçilerine dayatılan 4-C, kamu emekçilerine dayatılan 4-B uygulamaları ise bunların bir sonucudur.

 

Türkiye’de 24 Ocak kararlarıyla gündeme gelen ve 1995’de GATS (Hizmet Ticaret Anlaşması) ile hızlandırılan ve devletin bir biçimde resmi politikası haline getirilen özelleştirme, taşeronlaştırma, 4-B ve 4-C uygulamalarında AKP sermaye adına üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmektedir.

 

AKP’nin iktidarda olduğu son 8 yılı aşkın sürede, eğitimde oluşan öğretmen açıklarına paralel olarak, güvencesiz istihdam edilen öğretmen sayısında tam bir patlama yaşanmıştır. Bununla birlikte, kalabalık sınıf mevcutları, ikili eğitim, birleştirilmiş sınıf ve taşımalı eğitim uygulaması nedeniyle resmi ağızlardan açıklanan verilerle bile 140 binin üzerinde olduğu tespit edilen öğretmen açığının,  gerçekte bu rakamın çok daha üstünde olduğu; Normal eğitim yapıldığı düşünülerek hesaplandığında 400 binlere çıktığı biliniyor. Üstelik mevcut öğretmen açığını kapatabilecek 327 bin işsiz öğretmen olmasına karşın Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarındaki cimri tutumu dikkat çekicidir.

 

Bu gün Ülkemizdeki eğitim fakülteleri her yıl yaklaşık 50 bin mezun vermektedir. 2005 yılında mezun sayısı 44 bin iken KPSS’ YE müracaat eden işsiz öğretmen sayısı 173 bin olmuştur. 2009 yılında mezun sayısı 49 bin iken KPSS’ YE müracaat edenlerin sayısı 244 bine çıkmıştır. 2010 yılında KPSS’ YE girecek ataması yapılmayan öğretmenlerin 300 bini geçmesi kaçınılmazdır. 2002 yılında 42 bin kadrolu öğretmen ataması yapıldıktan sonra iktidara gelen AKP Hükümeti döneminde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan öğretmen atamaları, ihtiyacı ve beklenen rakamların çok altında kalmış, öğretmen adayları sürekli bir beklenti içerisine sürüklenerek sorun çözülememiştir. 

 

Değerli basın, değerli eğitim ve bilim emekçileri;

 Güvencesiz çalışmaya karşı duruş, ancak örgütlenmekle mümkün. Sesimize ses, gücümüze güç, haklarımıza hak katmak için Eğitim Sen'de örgütlenelim.

TALEPLERİMİZ!

 

. Esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler derhal kadrolu hale getirilmelidir.

 

. Ücretli öğretmenlerin kadrolu olarak atamaları yapılmalıdır.

 

. KPSS gibi öğretmenlik onurunu zedeleyen, öğretmenliği sadece ucuz ve güvencesiz bir işe dönüştüren sınav sistemi derhal kaldırılmalıdır.

 

. Eğitim iş kolunda çalışan bütün öğretmenler çalışmaya başladıkları ilk günden itibaren sağlık hizmetinden ücretsiz yararlanmalıdır.

 

. Farklı statülerde çalışan öğretmenler arasında ayrımcılık yapılamaz, ücretli ve sözleşmeli öğretmenler de indirimli ulaşım (paso) hakkına sahip olmalıdır.

 

. Dershaneler istihdam koşulları açısından Milli Eğitim Bakanlığının yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca da sıkı bir şekilde denetlenmeli, dershane öğretmenlerinin kölelik koşullarında çalışmalarının önüne geçilmelidir. Sigortasız çalıştırma, borç senedi imzalatma, işe başlarken tarihsiz istifa dilekçesi yazdırma uygulamaları karşısında cezai müeyyideler hayata geçirilmelidir.

 

. Olabilecek tüm hukuksal mekanizmaları devreye sokularak "meslekte eşitlik", "eşit işe eşit ücret" ilkelerinin ihlali engellenmelidir. Saygılarımızla. 08.07.2010

  

Güven BOĞA

 

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

Okunma 1711 defa