KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE VE ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE VE ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ

25 Kasım’ın her yıl kadına yönelik şiddete karşı birlik, dayanışma ve şiddetle mücadele günü olarak anılması, Dominik Cumhuriyeti’nde kanlı bir diktatörlüğe karşı mücadele eden Mirabel Kız kardeşlerin 1960 yılında 25 Kasım tarihinde tecavüz edilerek öldürülmelerine dayanmaktadır. 1981 yılında Kolombiya’da toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım tarihi, Mirabel Kardeşlerin anısına “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilan edilir. Birleşmiş Milletler de, 1999 yılında 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak kararlaştırır.

 

 

Türkiye kadına yönelik şiddette dünya ikincisi. Kadın-erkek eşitliği sıralamasında ise 134 ülke arasında 129. sırada.  Her 5 kadından 1’i yaşamında en az bir kez tecavüze veya tecavüz girişimine maruz kalıyor. Türkiye’de 3800 sığınma evinin bulunması gerekiyor. Ancak şu anda faaliyette olan sığınma evi sayısı 70 civarında.

Kadına yönelik şiddet 2010 yılında önceki yıllara oranla kat kat artmıştır. Kadınlar evde, sokakta, işyerlerinde, çoğunlukla tanıdıkları erkeklerin tacizine, tecavüzüne, yaralayıcı ve öldürücü saldırılarına maruz kaldılar. Siirt’te olduğu gibi devletin koruması altındaki kurumlarda, okullarda yaşanan taciz ve tecavüz vakaları, kadına yönelik şiddetin sadece aile üyeleriyle sınırlı kalmadığını, çok daha geniş ve sistematik bir hal aldığını gösterdi. Yasalarda kimi düzeltmeler olsa bile genel olarak zihniyet ve uygulama halen kadını erkeğe tabi görmekte ve aile içi şiddeti meşrulaştırmaktadır. Uygulama ile düzenlemeler arasında çelişkiler devam etmektedir.

Yoksulluk da bir tür şiddet.  Milyonlarca kadının hiçbir geliri ve hiçbir güvencesi yok. Kadınların emeği kamusal alanda ve ev içerisinde sömürülüyor. Erkeklerin yapmayı tercih etmedikleri güvencesiz işlerde kadınlar çalışıyor. Kadınların işgücüne katılım oranı kriz bahanesiyle son yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu nedenle kadınların işe alınmasında cins ayrımcı uygulamalar yasaklanmalıdır.

Öte yandan çalışan kadınlar bu yıl da işyerinde cinsel taciz ve mobbing uygulamalarına maruz kalmaya devam ettiler. KESK-AR’ın kadına yönelik şiddet araştırması şiddetin boyutlarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Araştırmaya göre; çalışan kadınların %5,6’sı işyerlerinde, %11,3’ü sokakta şiddete maruz kalıyor.  % 11,5’i eşlerinden şiddet gördüğünü ifade ediyor. Eş şiddeti bununla da kalmıyor,  %23’ü maaşlarını eşlerine veriyor. Kadınların %24’ü amirlerinin kendilerine bağırıp azarladığını ifade ediyor. İşyerinde şiddete maruz kalan kadınların çoğunluğunu ise yaygın kanının aksine yüksek eğitimli kadınlar oluşturuyor.  Araştırmanın bir sonucu da her beş kadından birinin etnik, dinsel ya da politik kimliği nedeniyle hakarete uğraması.

Bu nedenlerle, kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin bu günde vurgulanması da çok anlamlıdır. Kadına yönelik şiddet devam ettikçe kadınların şiddetsiz bir dünya mücadelesi de devam edecektir. Kadına yönelik şiddet, sadece kadınlara zarar vermekle kalmamakta, bütün şiddet biçimlerini de besleyerek güçlendirmektedir. Bu nedenle kadınların şiddete karşı mücadelesi aynı zamanda diğer bütün şiddet biçimlerine karşı mücadeleyi de içermektedir.

25 Kasım'da bir kez daha bizlere uygulanan her türlü şiddeti kınıyoruz! Ve geleceğin ellerimizde olduğu inancıyla, mücadelemizi bütün eşitsizlikler yok oluncaya dek sürdüreceğimizi bildiriyoruz.

Ülkemizde toplumun şiddetten arındırılması, toplumsal barışın sağlanması için her tür ayrımcılık önlenmeli ve toplumsal sorunlara yönelik demokratik çözümü esas alan politikalar geliştirilmelidir.

Başta eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik olmak üzere kamusal hizmetlere, kültürel ve çevresel kaynaklara bütçeden daha fazla pay ayrılmalıdır. İş Kanunundaki işyerinde cinsel taciz bölümü tanımı da eklenerek etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Ayrımcılık da bir şiddettir ve kadınların işe giriş ile işyerinde karşılaştıkları her türlü ayrımcı uygulamaya son verilmelidir. ,

 

Bedenime Kimliğime Emeğime Dokunma!

KESK emekçileri kadına yönelik şiddette karşı çıkıyor! 

KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU

KADIN KOMİSYONU ADINA

Halide İnci

Okunma 1699 defa