İDDİALAR GERÇEK İSE REKTÖR İSTİFA ETMELİDİR.

Yök İle Üniversitelerde Çürüme, Yolsuzluk, Adam Kayırmacılık, Keyfi Atamalar, Baskı Ve Soruşturmalar Tavan Yaptı.

Çukurova Üniversitesi İle İlgili Yolsuzluk İddiaları İse Hala Yanıtsız Kalmış Durumda. İddialar Gerçek İse Rektör İstifa Etmelidir.

 

            Değerli basın,

Kamu yöneticileri, kanun tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymak, görevlerini görevlerinin gerektirdiği sorumluluk içerisinde yerine getirmek zorundadır. Özellikle her alanda topluma öncü ve örnek olması gereken Yüksek Öğretim Kurumlarında başta Rektör olmak üzere tüm yöneticilerin buna özel önem vermesi gerekir.

 

 

Günlerdir basında Rektör Prof. Dr. Alper AKINOĞLU ile ilgili somut delillere dayandığı belirtilen “İhaleye Fesat Karıştırma, Edimin İfasına Fesat Karıştırma, İrtikap, Görevi Kötüye Kullanma, Resmi Belgede Sahtecilik” gibi suça konu eylemler sıralanmaktadır.

Sayın Rektör Prof. Dr. Alper AKINOĞLU, tarafına yöneltilen bütün bu iddia ve isnatları şahsını hedef alan iftira kampanyası olarak değerlendirmektedir. Diğer yandan bu iddiaları somut bilgi ve belgelerle çürütmeden sadece basını ve belirli çevreleri suçlamaktadır. Oysa kamuyu ilgilendiren konularda okuyucuyu objektif ve gerçekleri yansıtarak aydınlatma, yöneticileri eleştirme, uyarma ve kınama basının görevidir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır.

 

Son günlerde yapılan yayınları bu ilkeler ışığında incelediğimiz zaman sayın Rektör’ün karanlıkta kalmış noktaları aydınlatmadan, olayları saptırmaya çalıştığını açık ve net bir biçimde görmekteyiz. Hukuka bağlı bir rektör yayın organlarını ve belirli çevreleri karalamadan önce basında yer alan konulara açıklık getirmelidir. Örneğin basında yer alan aşağıdaki bazı iddiaları somut belgeleriyle çürütmelidir.

 

1) Haberlerde yer alan müteahhit Cumali KURTAR’a yapmadığı işler için para ödediniz mi? Daha başka bir ifadeyle yapmış olduğu imalatının (işlerin) üzerinde para ödediniz mi? Anılan müteahhide imalatının 6-7 katı tutarında para ödediniz mi?

 

2) Yapı İşleri Şube Müdürünün görevlendirdiği mühendisler inşaatları yerinde tek tek inceleyerek kameralarla çekimler yapıp söz konusu müteahhide imalatının (işlerin) 6-7 katı üzerinde fazla para ödendiğini somut bilgi ve belgelerle tespit ettiler mi? Hazırlamış oldukları 137 sayfadan oluşan durum tespit raporlarını resmi yazı ile size sundular mı?

 

3) Sayın Rektör siz tarafınıza tevdi edilen bu raporlarla ilgili ne yaptınız? Sorumlular hakkında gerekli yasal işlemleri yaptınız mı? Kamu zararını giderdiniz mi?

 

4) Yapı İşleri Şube Müdürlüğü’nün görevlendirdiği elemanların hazırlamış oldukları durum tespit raporları doğru ve gerçek değilse bu raporları hazırlayanlar hakkında ne gibi bir işlem yaptınız? Bunlar hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundunuz mu?

 

5) Sayın Rektör müteahhit Cumali KURTAR’a İş Bankası Sarıçam Şubesinden kendi hesabınızdan yada farklı bir hesaptan 24.04.2007 tarih ve 025201/002024 sayılı 73.980.00 TL (Yetmişüç milyar dokuz yüz seksen TL) tutarında teminat mektubu verdiniz mi? Bu hangi ihale mevzuatına uygundur. Nerede görülmüştür ita amiri olan rektörün kendi yüklenicisine (müteahhidine) hesabından teminat mektubu verdiği. Bu nasıl bir ilişkidir, müteahhitle aranızdaki illiyet bağı nedir?

 

6) Rektör yardımcısı Prof. Dr. Süleyman GÜNGÖR ve İnsan Kaynakları Biriminin sorumlusu Emel SOYÇELİK’e denetim birimlerince (Sayıştay-Maliye) çıkartılan zimmet paralarını müteahhit Cumali KURTAR’a yatırttınız mı? Eğer yatırıldıysa söz konusu şahıslara çıkan zimmetle müteahhidin ne ilgisi alakası var?

 

7) Kongre Merkezi inşaatında da yükleniciye (müteahhide) imalatının üzerinde para ödendi mi? Cumhuriyet savcısı ve mali şube ekiplerince bu konuda işlem yapıldı mı? Cumhuriyet Savcısı bu konuda dosya hazırlayıp mevzuat gereği YÖK’e gönderdi mi? Bu doğru mu?

 

8) Personel Daire Başkanı Kurtuluş TURGUT’u hukuka aykırı yapılan bir takım işlere karşı çıktığı için mi kızağa alındı? Durum tespit raporlarını hazırlayan ve hazırlatan Mühendisleri Yapı İşleri Daire Başkanlığı bünyesinden alıp başka birimlere gönderdiniz mi? Ali SERİN’i ve Mustafa ÇETİN’i başka birimlere gönderdiniz mi? Mahkeme kararına rağmen Hastane Başmüdürü Ali ÖNAL’ı neden hala kızakta tutmaktasınız? Neden yetki ve görevlerini vermiyorsunuz?

 

9) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asıl işveren alt işveren ilişkisinde rektörlüğün muvazaalı işlem yaptığını tespit edip rektörlüğe idari para cezası kesti mi? Bakanlık kararına rağmen alt işverende çalışan 1200 işçiyi asıl işveren olarak neden bünyenize geçirmediniz bunların haklarını gasp ettiniz, neden hukuka uymadınız?

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Evet, Sayın Rektör hukuka bağlı bir yöneticinin yapması gereken karanlıkta kalmış bu noktaları somut bilgi ve belgelerle aydınlığa kavuşturmaktır. Yoksa suçluluk telaşı içerisinde öfke kusarak basını ve bir takım çevreleri karalamak, birilerini hedef göstermek, kelle avcılığına çıkmak değildir.

 

Eğitim-Bir-Sen’in Sendikacılık (Yardakçılık) Pozisyonu

 

Sabah Güney Ekinde geçtiğimiz günlerde Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü hakkında bazı usulsüzlük, yolsuzluk ve rüşvet türü iddiaları dillendiren yazı dizisi yayımlanmıştır.

 

1) Yazıda geçen rüşvetten ihale yolsuzluklarına kadar iddialar çok ağır olup, en küçük demokratik sendika ve öğrenci etkinliklerini bile sürekli takip ederken, basit bir pankart bile açıldığında kovuşturma ve davalar açılırken bu iddialar hakkında şimdiye kadar gerekli işlemlerin yapılmamış olması çok vahimdir. Eğer bunlar gerçekdışı ise itham edilenleri güç durumda bırakmaktadır. Eğer gerçekten bu yolsuzluklar yapılmışsa da YÖK, üniversitelerimiz ve hukuk sistemimiz açısından çok daha ağır bir durum oluşturmaktadır.

 

2) İkinci vahim nokta, 02.12.2010 tarihinde Rektörlük Basın Açıklamasının yapıldığı saatleri takiben (saat 15.00 civarında) “MEHMET BENLİ Eğitim-Bir-Sen Üniv. Temsilcisi” adına rektörlüğün basın açıklaması ile örtüşen ibarelerle, hem de bizzat üniversitenin resmi duyuru merkezinden ( This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir adresinden) bir basın bülteni daha gönderilmiştir. Bu açıklamayla henüz yetkili merci ve mahkemelerce soruşturulması yapılmamış bir konuda Eğitim-Bir-Sen olayın tarafı haline getirilmiş ve daha kötüsü henüz bilmediği vahim iddiaları aklayıcı bir role soyunmuştur. Eğitim-Bir-Sen veya üyelerinin bu konu ve iddialarla ne tür bir bağı olduğu sorusu sorulmalıdır. Eğer bir bağ ve ilişkisi yoksa sendikacılık anlayışları sorgulanmalıdır. İşçi emekçi memur ve öğrencileri savunma yerine kimlerle dirsek temasında girdikleri çok açıktır.

 

3) Olaylar bu basın Bülteni ile de sınırlı kalmamıştır. Üniversitenin (dolayısıyla rektörün) öğrencisi olan Çukurova Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Biset YALÇIN’a da 03.12.2010 tarihinde benzer bir açıklama yaptırılmıştır. “Basın Bülteni” adı altında E-Posta, sendikanınkinde olduğu gibi yine bizzat üniversitenin resmi duyuru merkezinden ( This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir adresinden) gönderilmiştir. Öğrenci Konseyi başkanının disiplin veya denetleme gibi bir görevi bulunmamakta olup, böyle bir olaya taraf hale getirilmesi, hatta açıklanmanın “35.000 Öğrenciyi Temsilen Çukurova Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı” sıfatı ile yaptırılması çok düşündürücü ve etik olmayan başka bir durumu daha oluşturmaktadır. Bir rektörün ve üst yönetimin öğrencilerle bu tür ilişkilere girmesi kabul edilemez bir durumdur.

 

4) Söz konusu iddiaların doğruluk-yanlışlıkları bir yana (bunu ilgili merciler söyleyebilir) rektör ve rektörlüğün Eğitim-Bir-Sen ve Öğrenci Konseyi Başkanı ile bu tür ilişkilere girmesi bile yönetim zafiyetinin yanı sıra üniversitelerdeki bilim, demokrasi ve hukuka aykırı durumlara işaret etmektedir.

 

5) Rektörlüğün “Basın Bülteni”nde işyaptığı bazı kişilerle ilgili ileri sürdüğü üniversiteden ve kendilerinden haksız istemlerde bulunulduğuna dair iddialar da işdünyasındaki çürümeyi gösterdiği gibi tek başına bunlar bile hem disiplin suçu, hem de adli suç teşkil etmektedir. 09.12.2010

 

EĞİTİM SEN / SES / DEV SAĞLIK-İŞ adına

 

Güven BOĞA

 Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

Okunma 2121 defa