BARIŞA VE KARDEŞLİĞE UZANAN TÜM YOLLAR, SAVAŞA KARŞI MÜCADELEYLE AÇILABİLİR.

BARIŞA VE KARDEŞLİĞE UZANAN TÜM YOLLAR, SAVAŞA KARŞI MÜCADELEYLE AÇILABİLİR.

  

Son günlerde yoğunlaşan çatışmalı ortamın sonucunda artan ölümler, bu ülkenin barış ve kardeşliğini savunan biz emekçileri derin bir üzüntüye boğmakta ve geleceğe ilişkin kaygılarımızın artmasına sebep olmaktadır.  Yaşanan çatışmalarda yaşamlarının baharında hayatlarını kaybeden bu ülkenin gençlerinin ailelerine ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.

 

 

 

 

AKP hükümeti “ demokratik açılım” adı altında bu ülkenin yıllardır çözüm bekleyen Kürt sorununu çözme yönünde toplumda “olumlu” bir beklenti yaratmıştır.  12 Haziran seçimleri sonrası artık statükoyu temsil eden AKP, son dönemde girdiği yönelim ile toplumda yarattığı beklentileri boşa çıkarmaktadır. Halkın demokratik beklentilerini karşılamak yerine şiddeti körükleyerek sorunun gerçek nedenlerini görünmez kılan ve çözümü zorlaştıran bu yönelimin ABD-AKP-Cemaat koalisyonu eliyle uygulanması, Türkiye toplumunu tek tipleştirmeye yönelik politikalarının bir parçasıdır.

 

Yaklaşık 30 yıldır Kürt sorununun gerçek sebeplerini açığa çıkarıp toplumun beklentilerine uygun bir çözüm üretmek yerine milliyetçi, şoven anlayışı besleyerek sorunun çözülmediği görülmüştür. Bu süreçte akan sadece kan ve gözyaşı olmuş, toplumun bir arada yaşama özlemi tahrip edilmiştir.  Bugüne kadar 30 bini aşkın insanımızın yaşamına mal olan, binlerce faili meçhul cinayete sebebiyet veren, ülkenin doğusunda her gün yeni bir toplu mezarın bulunduğu koşullar hükümetlerin yıllardır soruna savaş politikaları ve şiddet merkezli çözüm dayatmasının sonucunda ortaya çıkmıştır. Şiddet savaşı kışkırtıcı bir unsurdur, kim tarafından ne amaçla kullanılırsa kullanılsın barış ortamını zedeler, halklar arasında güvensizliği tesis eder.

 Sorunu sürekli olarak askere havale eden, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel, tarihsel boyutları görmezden gelen, Kürt sorununun demokratik, barışçıl yöntemlerle çözülmesi için somut adımlar atmayanların, çözümden yana düşüncelerini ifade edenlere karşı tehditler savurması, “artık kimse ölmesin” diyenlere karşı kimlerin savaş çığırtkanlığı yaptığını da göstermektedir.  Başbakan başta olmak üzere, böylesi dönemlerde daha sorumlu davranması gereken siyasilerin ve medyanın attıkları savaş çığlıklarının, tüm ülke için daha fazla ölüm, daha fazla acı ve gözyaşından başka bir anlam taşımadığını tarih bize defalarca göstermiştir.

Başbakan Erdoğan, son gelişmeyle ilgili, “Artık Ramazan sabrı da kalmadı”, “Söz bitti!” değerlendirmesini yaptı. Ve yapılan açıklamalarda; “profesyonel ordu” kurulması; “Özel Tim”in bölgeye gönderilmesi gibi önlemlere şimdi; emniyetin “terörle mücadele bölümünün” yeniden örgütlenmesinden “özel yetkili valilikler” ihdas edilmesi ya da “valilerin süper yetkilerle donatılması”nın eklenmesi için çalışmaların hızlandırıldığı belirtilmektedir. Ve bu yeni düzenlemeler, “terör örgütüyle arasına mesafe koyup koymamak” gibi hiçbir objektif kriteri bulunmayan, “barışçıl çözüm” isteyen aydınları, gazetecileri, insan hakçılarını da “suçlu” kategorisine sokan yeni “suç tanımları”yla da beslenmek istenmektedir.

 

Değerli basın;

 

ABD’nin Ortadoğu’daki taşeronu olduğunu artık gizleme ihtiyacı bile duymaksızın ülke içinde savaş politikalarını artırma yönünde adımlar atan AKP, Suriye’ye yönelik saldırgan politikanın yürütücülüğüne soyunarak Ortadoğu’yu kan gölüne çevirecek tehlikeli bir yönelime girmiştir.

 

Uzunca bir zamandan beri, Suriye’ye “Operasyonları durdur. Reformlar yap!” çağrısı yapan emperyalistler, Suriye’nin “Operasyonları durdurduk!” açıklamasından hemen sonra; “Esad iktidardan çekilmeli. Ondan reform çıkmaz” açıklamaları yapmaya koyuldular.

 

ABD’nin stratejisine bağlanan ve batılıların sözcüsü gibi hareket eden Türkiye, kendi Kürtleriyle yeniden silahlı çatışmaya giren bir stratejiye dönmesi elbette ki hiçbir bakımdan anlaşılır değildir. Çünkü Kuzey Irak’taki PKK kamplarına karşı girişilen bombardıman ülkeyi ve sınır bölgelerini bir savaş hali ortamına itmektedir.

 

Sınır ötesi harekat ve onun dayandığı gösterilen strateji değişikliği tam bir açmazdır. Çünkü geçtiğimiz 25 yıl, Kürt sorununun savaşarak çözülebilecek bir şey olmadığını herkese göstermiştir.

 

Hele Suriye ve çevresindeki gelişmeler dikkate alındığında; Amerikan stratejisine bağlanmış politikaların Türkiye’yi bölgedeki bütün uğursuz çatışmaların girdabına ittiği görülmektedir. Kürt sorunu ve Suriye sorununda barışçıl çözüm, ülkelerde ve bölgede demokrasinin geliştirilmesi, halkların serbestçe kendi kaderlerini tayin etme hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir. Bu, Kürt sorunu için de, Suriye sorunu için de, Filistin sorunu için de böyledir.

 

Değerli basın;

 

Yıllardır toplumun vicdanında ve hafızasında silinmesi zor, derin izler bırakan bu acılar artık son bulmalıdır. Türkiye bugüne kadar savaşın bedelini en ağır şekilde ödemiştir. Savaşın değil, demokratik, barışçıl çözüm yollarının gündem olması için herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyor, siyasilerin ve medyanın toplumda düşmanlık duygularını pekiştirecek açıklama ve yayınlar yapmak yerine, barış ve bir arada yaşam zeminini güçlendirecek somut adımlar atmalarını istiyoruz.

 

Bizler aşağıda imzası olan kurumlar olarak sesimizi daha gür haykırabilmek için 11 Eylül 2011 Pazar Günü, Uğur Mumcu (İstasyon Önü) Alanında, Saat: 16.00’da Başlayacak Bir Miting Düzenleyeceğiz. Barış için, kardeşlik için, evlatlarımızın öldürülmemesi için, savaşa dur demek için miting meydanında olacağız. Tüm halkımıza sesleniyoruz “Sesimize ses verin, Savaşı Durduralım, Barış egemen olsun”. Saygılarımızla. 22.08.2011

  

Kurumlar Adına

Güven BOĞA

Adana Barış Meclisi Dönem Sözcüsü 

 

ADANA BARIŞ MECLİSİ / DİSK ADANA BÖLGE / KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU / TÜMTİS  / TMMOB ADANA İKK / ADANA TABİP ODASI / ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ / 78’LER GİRİŞİMİ / İHD / BDP / BOSTANCILAR DERNEĞİ / BULAMLILAR DERNEĞİ / CEPHE HAREKETİ / ÇHD / DEMİRCİLER ODASI / DENİZLİ DOLMUŞ KOOP. / EDP / EKMEKÇİLER KOOP. / ELBİSE VE EŞYACILAR ODASI / ELEKTRİKÇİLER ODASI / EMEP / ESP / FIRINCILAR ODASI / HALKEVLERİ / HAZROLULAR DERNEĞİ / KAHVECİLER ODASI / KAMYONCULAR ODASI / KAPZIMANLAR ODASI / KASAPLAR ODASI / KUAFÖRLER ODASI / KUNDURACILAR ODASI / LOKANTACILAR ODASI / MEYA-DER / MEYDAN DOLMUŞ KOOP. / MİNİBÜSÇÜLER ODASI / MKM / OTO LASTİKÇİLER ODASI / OTOBÜSÇÜLER ODASI / ÖDP / ÖNDERLER DOLMUŞ KOOP. / ÖZEN DOLMUŞ KOOP. / PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ / RADYO VE TELEVİZYONCULAR ODASI / SEVKİYATÇILAR DERNEĞİ / SEYYAR SATICILAR ODASI / SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ / ŞAKİRPAŞA DOLMUŞ KOOP. / TATLICILAR ODASI / TİHV ADANA TEMSİLCİLİĞİ / TOPEL DOLMUŞ KOOP. / TUHAY-DER / TUNCELİLER DERNEĞİ / TÜRKİYE GERÇEĞİ  / TZP  / YAĞLI BOYACILAR ODASI / YEŞİLEVLER DOLMUŞ KOOP. /

Okunma 1880 defa