ŞİDDETİN TÜM İZLERİ YERYÜZÜNDEN SİLİNENE KADAR MÜCADELEDEYİZ

ŞİDDETİN TÜM İZLERİ YERYÜZÜNDEN SİLİNENE KADAR MÜCADELEDEYİZ

BASINA VE KAMUOYUNA

 

Adana Kadın Platformu olarak yaklaşık 4 yıldır tacizin, tecavüzün, şiddetin, kadın katliamlarının çetelesini tutmaya devam ediyoruz. Kadına yönelik şiddet her geçen gün daha da artarak devam ediyor.

 

Gazetelere, internet sitelerine yansıyan verilere göre 2011 yılı içinde en az 232kadın öldürüldü, 610 kadın cinsel tacize maruz kaldı, 180 kadın tecavüze uğradı, 70 kadın intihar etti, yaklaşık 700 kadın sadece politika yaptığı için tutuklandı. 

 

Erkekler 2012 yılında da öldürmeye devam etti. Ocak ayıda en az 12 kadın öldürüldü, 10 kadın tecavüze, 35 kadın tacize uğradı. Ocak ayında kadınları en çok kocaları öldürdü. Kocası tarafından tabancayla yaralanan bir kadına daha önce koruma tahsis edildiği, yine karısını tabancayla yaralayan bir erkeğin ise daha önce iki kez evden uzaklaştırma cezası aldığı ortaya çıktı.

 

Devlet kadınların katledilmesine, katil erkeklere tahrik indirimi uygulayarak, kadın katliamlarının önüne geçecek kanunları yapmayarak, kadınları koruyacak mekanizmaları oluşturmayarak, sığınma evlerinin sayısını yeterli düzeye getirmeyerek destek veriyor.  

 

 

 

Geçen hafta korkunç bir cinayet haberi ile daha sarsıldık. Yanı başımızda, Osmaniye’ninKadirli İlçesi'nde 29 yaşındaki Sinan Dursun, okul servisine pompalı tüfekle ateş açarak Fatmanur Gedik ve Fatmagül Yalçın isimli iki genç kadını öldürdü, Rümeysa Demirel’i ise yaraldı. Öğrencilerden Fatmanur Gedik'e olan aşkına karşılık bulamadığı için saldırıyı gerçekleştiren Sinan Dursun Fatmanur Gedik'i yaklaşık 2 yıldır tehdit ve taciz ediyordu. Fatmanur’un ailesi Sinan Dursun hakkında 8 kez Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu, Sinan şikayetler üzerine 17 ay hapis cezası almıştı. Katil aynı zamanda tacizden de yargılanmaktaydı. Ama tüm bunlar Fatmanur’un koruma altına alınmasını sağlayamadı. Bu olay da bizlere devletin kadına yönelik şiddeti önlemede nerede durduğunu bir kez daha gösterdi. İstatistiklere göre devlet koruma için kendisine başvuran kadınların %73’ünü koruyamıyor. Maalesef Fatmanur da bu istatistiklerde olumsuz bir veri olarak yerini aldı.

 

Lise servislerinin önleri kesilerek cinayetler işlenirken ve devlet buna karşı hiçbir önlem almazken, dindar gençlik yetiştirme peşindeki AKP hükümeti, bir yandan da kız çocuklarını eğitim hayatının dışına atacak, emekçi çocuklarını da ucuz işgücü haline getirecek bir düzenlemeye yapıyor. Zorunlu eğitim/öğretim süresinin okul öncesi eğitimi de kapsayacak şekilde ve kesintisiz olarak 12 yıla çıkarılması gerekirken, verilen yasa değişikliği teklifiyle eğitim süresi 4+4+4 formülü ile 12 yıla çıkarılmış gibi gösterilerek pek çok çocuk için esasen 4 yıla indiriliyor. Bu yasa kız çocuklarının eğitim hakkını elinden alacak bir yasadır. Bu yasa ile kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinin önü açılacaktır. Bu yasaya göre ilk 4 yılın ardından çocuklar örgün eğitimin dışına çıkarılacak ve ikinci 4 yıllık dilim açık öğretimle ilişkilendirilecektir. “Erkek çocuklar gitsin çırak olsun, kızlar da açık öğretimde evde otursun” anlamına gelen bu düzenleme kabul edilemez. Meclis gündemine gelecek olan ve çok kısa sürede Meclisten geçirilecek gibi görünen bu teklifin bu haliyle yasalaşmasını kadın hakları, çocuk hakları ve temel insan hakları açısından sakıncalı buluyoruz.

 

Öte yandan “Taş attı”, “koştu”, “atleti terliydi” diye sokaklardan toplanan Kürt çocukların, Pozantı Çocuk Cezaevinde yaşadıkları devletin bir başka yüzünü daha gösterdi. “Çocukları genlerinden tanıyıp yürümeden yok edin” diyen ilköğretim müdürlerinin olduğu bir ülkede, adli suçlularla, siyasi suçluları yan yana koyup siyasilere her türlü zulmün yaptırılmasına belki de şaşırmamalıydık. Ancak bizler küçücük çocuklara tacizi, tecavüzü, dayağı, üstelik bunun bir cezaevinde yaşanıyor olmasını kabul edemiyoruz. Bu olayla ilgili sorumluların derhal tespit edilerek cezalandırılmasını talep ediyor, yetkilileri önlem almaya ve bu trajedinin bir daha yaşanmamasını temin etmeye davet ediyoruz.

 

8 Mart Dünya Kadınlarının Mücadele gününün yaklaştığı bugünlerde, bir kez daha ilan ediyoruz:

 

Bizler, kadın katliamlarına, kadına yönelik şiddete, tacize ve tecavüze karşı, şiddetin tüm izleri yeryüzünden silinene değin mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

 

ADANA KADIN PLATFORMU adına

Esra ARSLAN KÖSELE

Eğitim Sen Kadın Sekrteri

Okunma 1956 defa