KESK Mali Sekreteri Ali Berberoğlu’nun Adana'da gerçekleştirdiği Basın Açıklaması Metnidir.
HÜKÜMETE, KAMU EMEKÇİLERİNE VE KONFEDERASYONLARA ÇAĞRIMIZDIR!
Değerli Basın Emekçileri,
Bilindiği üzere 2012-2013 Toplu sözleşme süreci 30 Nisan 2012 tarihinde Çalışma Bakanlığında yapılan toplantı ile başlamıştır. Görüşmelerden bir hafta önce konfederasyonlar taleplerini hükümete iletmiştir. Ancak tüm ısrarlarımıza rağmen hükümet teklifini hala açıklamamış, 14 Mayıs 2012 Pazartesi günü sunacağını bildirmiştir.
Diğer taraftan Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamu emekçilerine dört aydır zam vermeyerek mağdur eden hükümet, toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde başlattığı “bütçe kaynakları sınırlı” yönündeki açıklamalarını sürdürmektedir. Öncelikle hükümeti toplu sözleşme görüşmelerini baskı altına almaya yönelik bu açıklamalara son verilmesi konusunda sorumluluğa davet ediyoruz.
Değerli Basın Emekçileri,
KESK olarak, 4688 Sayılı yasada sadece kısmi tadilat yapılması sonucunda oluşturulan yasanın yasaklayıcı ve sınırlayıcı düzenlemelerine rağmen kamu emekçilerinin taleplerinin sözcülüğünü yapmaya devam edeceğimizi, fiili ve meşru mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna daha önce ilan etmiş bulunuyoruz.
KESK’in ancak ve ancak kamu emekçilerinin iradesinin yansıması ile işlevli hale gelebilecek olan bir toplu sözleşme düzeni oluşturulması konusunda taraf olduğunu tekrar vurgulamakta yarar görüyoruz.
Attığımız her adımda kamu emekçilerinin taleplerini temel almanın sorumluluğu ile 14 Mayıs 2012 Pazartesi günü toplu sözleşme konusunda teklifini sunacak olan hükümeti bir kez daha uyarıyoruz.
v Çalışma yaşamını ilgilendiren bütün konuların görüşüleceği, her sendikanın kendi üyeleri adına toplu sözleşme imzalayacağı ve anayasal hakkımız olan grevi teminat altına alan bir düzenleme,
v 2012 yılı için en düşük kamu emekçisi maaşının 2.145 TL’ye yükseltilmesini, bu çerçevede tüm kamu emekçilerinin maaşlarına %30 zam yapılmasını,
v Kamuda sözleşmeli, taşeron v.b. farklı statülerdeki güvencesiz çalışmaya son verilmesini ve tüm çalışanların iş güvencesine kavuşturulmasını,
v Her ne ad altında olursa olsun aldığı tüm ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılmasını,
v Maaşlarının vergi dilimi artışından etkilenmemesini,
v Ek ödemeleri düzenleyen 666 Sayılı KHK ile yaratılan ücret adaletsizliği ve mağduriyetlerin giderilerek gerçekten eşit işe eşit ücretin ödenmesini,
v Kadın kamu emekçilerine; başta görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde olmak üzere çalışma yaşamında uygulanan negatif ayrımcılığa, baskı ve şiddete son verilmesini,
v İdarenin sendikalar ve üyeleri üzerinde çeşitli yöntemlerle uyguladığı baskıların son bulmasını, özgür örgütlenme ortamının sağlanmasını
İSTEYEN
KAMU EMEKÇİLERİNİN BU ASGARİ TALEPLERİNE KULAK VERİN!
Hiç kimsenin bu asgari taleplerin yer almadığı bir "Toplu Sözleşmenin" altına KESK'in imza atmasını beklemeye hakkı yoktur. Eğer, hükümet kamu emekçilerinin bu taleplerine kulaklarını tıkmaya devam ederse 2 milyonu aşkın kamu emekçisi ve 1,8 milyon emeklinin taleplerinin takipçisi olmak için tüm olanaklarımızı ve gücümüzü sonuna kadar seferber edeceğimiz bilinmelidir.
Bunun ilk adımı olarak toplu sözleşme görüşmelerinin sonuçlandığı 21 Mayıs tarihinde uzlaşma sağlanamazsa; sürecin doğal sonucu olarak, Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvuru tarihi olan 25 Mayıs 2012 gününe kadar olan süre içersinde Grev hakkımızı kullanacağımızı ilan ediyoruz.
Biz kamu emekçileri olarak zaten yıllardır fazlasıyla fedakârlıkta bulunduk. Yoksulluk sınırına uzak açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi sürdürmeye terk edilen kamu emekçileri ve emekliler olarak hükümetten fedakârlık değil hakkımızı istiyoruz.
Tüm Kamu Emekçilerine ve Konfederasyonlara Çağrımızdır!
Sıraladığımız talepler sadece KESK'in değil hepimizin talepleridir. Ülkemizin fedakâr kamu emekçilerinin çok daha fazlasını hak ettiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Gelin, her fırsatta ülkemizin ekonomik büyüme rakamları ile övünenlerin bu büyümede en çok katkısı olan kamu emekçilerini kapı kulu olarak görmelerine birlikte dur diyelim.
Gelin, insanca bir yaşam için taleplerimize sahip çıkalım ve bu talepler için mücadeleyi birlikte yükseltelim.
Gelin, 14 Mayıs’ta kendi teklifini sunacak olan hükümet taleplerimize kulaklarını tıkamaya devam ederse haklarımız için tarihi ve süresini birlikte belirleyeceğimiz GREV’i örgütleyelim.