11 yıla yaklaşan iktidarları boyunca böylesine ciddi bir halk muhalefetiyle karşılaşmayan AKP hükümeti, özgürlük taleplerinin yaşam bulmasını isteyen sendikalara yönelik yoğun baskı ve sindirme politikaları uygulamaya başlamıştır. Gezi eylemlerine destek verdikleri gerekçesiyle sendikacılara, sendika üyelerine oda yöneticileri, sanatçı, aydın ve yazarlara dönük linç kampanyası yürütülmektedir.
İlimizde de geçtiğimiz Haziran ayında yapılan Gezi Parkı eylemlerine katılan arkadaşlarımız hakkında, 'eylemlere katılıp kitleleri yönlendirmek suçlamasıyla' idari soruşturma başlatılmıştır.
Aslında 4-5 ve 17 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilen grevler nedeniyle kamu emekçileri adına başlatılan ön inceleme soruşturulmaya gerek olmadığı değerlendirilmesiyle kapatılmıştı.
Ağustos ayı içerisinde Hükümetin yaptığı baskılama sonucu GEZİ eylemlerine katılım başlığı ile bu soruşturmalar yeniden açılmıştır.
Bu kapsamda; Karataş’ta 17, Kozan’da 15, Ceyhan’da 26, Yumurtalık’ta 7 kişi olmak üzere toplamda 129 kişi olarak, Eğitim Sen yöneticilerine ve üyelerine soruşturma açılmış ve devam etmektedir.
KESK’e bağlı SES sendikamızdan 2 yöneticiye, Haber Sen’den 1 yöneticiye, TTB’den 2 yöneticiye soruşturma açılmıştır.
Bu soruşturmaların bir kısmında 3. Sınıf öğrencileri de dahil edilmiş ve öğretmenlerinin kendilerini eylemlere katılmaya zorlayıp/zorlamadıkları, öğretmenlere de aynı şekilde soruşturması yapılan öğretmen tarafından kendilerinin zorlanıp/zorlanmadığı soruları yöneltilmektedir.
Tüm bu soruşturmaların kamu emekçilerine gözdağı vermeye yönelik olduğunu biliyoruz. Bu sürecin faturaları özellikle kamu emekçilerine çıkarılmak isteniyor. Bu yöntemlerle bizleri yıldırmaya çalışıyorlar.
Anayasal hakkımızı kullandığımız için bizleri cezalandırmak istiyorlar.
Diğer taraftan Adana’da yapılan AKP mitingine Valilik ve Kaymakamlıklarca yazı çıkartılarak katılım zorunlu tutuluyor. Bu ikilem Türkiye’de demokratik düzenin nasıl işlediğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Bizler Genel Merkezlerimizin aldığı kararlar ve Anayasal haklarımız doğrultusunda demokratik tepkilerimizi göstermek için bu eylemlere katıldık. Örgütlerimizin hem hareketlerini sınırlandırmak hem diğer kamu emekçilerine gözdağı vermek çabasındalar.
Bizim mücadelemiz Gezi direnişinde açığa çıkan emek, adalet ve özgürlük taleplerimizi dile getirmektir. Bundan sonra da arkadaşlarımız üzerinde baskı oluşturan her adımın takipçisi olacağız ve bu anti demokratik uygulamalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
KESK ve Eğitim Sen`in mücadele tarihi boyunca tehditlere, baskılara, soruşturma ve sürgünlere karşı ortaya koyduğu mücadele pratiği herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Kamu emekçileri bu tür tehdit ve yıldırma girişimlerine asla pabuç bırakmayacaktır.
Bütün bu baskılara ve şiddete rağmen, bizi biz yapan tüm değerlerimizin verdiği güçle, mücadelemizden, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz!
Soruşturma geçiren tüm arkadaşlarımızın hukuksal ve örgütsel olarak yanında olacağız.
AKP Hükümeti demokratik talepleri ve eylemleri zorla ve şiddetle bastırma yöntemi yerine, Türkiye’nin dört bir yanında dile getirilen demokrasi, özgürlük ve barış taleplerini dikkate almalıdır.09.10.2013
Kamuran KARACA
KESK Adana Şubeler Platformu
Dönem Sözcüsü