24 Ocak 1993’te, karanlık güçler tarafından arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu vahşice katledilen gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün üzerinden 31 yıl geçti. Uğur Mumcu siyasi bir cinayete kurban edilerek vahşice öldürülmüş, katilleri ve arkasındaki güçler aradan geçen süreye rağmen ortaya çıkarılmamıştır.
Türkiye gibi ülkelerde siyasi iktidardan bağımsız durmayı başararak halka sadece gerçekleri ve doğruları anlatan basın emekçileri, gazeteciler gerçeklerin öğrenilmesini istemeyen iktidarın her zaman hedef tahtasında olmuştur. Kimi zaman yazdıkları iktidarı ve egemen güçleri rahatsız ettiği için tutuklanarak hapse atılmış, kimi zaman açıkça tehdit edilmiş, kimi zaman da Uğur Mumcu gibi vahşice katledilmiştir.
Ülkenin gazetecilerini, yazarlarını, aydınları tehdit olarak görüp öldürenler, bugün onları çeşitli adlar altında gerçekleştirdikleri operasyonlarla tutuklamakta, uzun tutukluluk süreleri ile fiilen cezalandırmakta, yazılarını sansürleyerek susturacaklarını sanmaktadır. Türkiye, Musa Anter, Uğur Mumcu, Metin Göktepe ve Hrant Dink gibi gazetecilerin öldürüldüğü bir ülke olma utancını yaşarken, bu utanca son yıllarda dünyada en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke olma ayıbının eklenmiş olması son derece düşündürücüdür.
Geçmişte cinayetlerle, bombalı saldırılarla, işkencelerle susturulmaya çalışılan gazetecilerin, aydınların ve bilim insanlarımızın bugün sesinin kısılmak istenmesi, doğruları yazdıkları için mahkeme koridorlarında sindirilmeye çalışılması, yaptıkları haberler nedeniyle tutuklanarak yıllarca tutuklu yargılanması, halkın gerçek ve doğru haber alma özgürlüğü üzerindeki yasakçı zihniyetin gerçek yüzünü görmek açısından yeterlidir.
Dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu Türkiye’nin emeğin, demokrasinin, özgürlüğün, laikliğin, bilimin ve barışın yanında saf tutan özgür basın emekçilerine, gazetecilerine, aydınlarına yönelik büyük bir açık hava hapishanesine dönüştürülmüş olması kabul edilemez.
Eğitim Sen olarak, karanlık güçlere karşı eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için mücadele eden, bu uğurda canını veren Uğur Mumcu’yu ve insanlığın ortak evrensel değerlerini savunduğu için katledilen bütün basın emekçilerini, bilim insanlarımızı ve aydınlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.