Yaşamın Her Alanında Eşitlik Haktır, Vazgeçmeyeceğiz! Özel

Yaşamın Her Alanında Eşitlik Haktır, Vazgeçmeyeceğiz!

Bir ülkenin eğitim politikaları, o ülkede bireylerin hangi değerler üzerinden biçimlendirilmesi isteniyorsa, o şekilde oluşturulur. Ülkemiz tarihinde eğitim politikaları her dönem laik, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitim anlayışından uzak yapılandırılmıştır. Siyasi iktidar da uyguladığı politikalarla eğitimi herkesin erişebileceği, hoşgörülü, sorgulayan, eleştiren bireylerin yetişmesini sağlayan mekanizma olmaktan fazlaca uzaklaştırmıştır. Bugün eğitim sistemimiz toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzak ve giderek dinsel içerikler kazanan muhafazakâr egemen ideolojinin denetimi altındadır. Siyasi iktidar, tüm gücüyle eğitim sistemini kendi ideolojik-siyasal hedeflerine uygun olarak biçimlendirmektedir.

Yaşamın Her Alanında Eşitlik Haktır, Vazgeçmeyeceğiz!

“Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından koordine edilen ve British Council liderliğindeki Konsorsiyum tarafından teknik destek verilen  “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” (ETCEP) “Yeniden yazmaya var mısın?”sloganıyla yola çıkmıştır. Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen proje, okullardaki kız ve erkek çocuklar arasında toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesini yaygınlaştırmayı ve eğitim sisteminde eşitliğe ve toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımın benimsenmesine katkıda bulunmayı amaçlamıştır.

2014 yılında başlatılan “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi”, MEB tarafından 162 pilot okulda yürütülmüş ve tamamlanmıştır. MEB, son dönemde yaptığı ender olumlu işlerden olan bu projeyi bile yeteri kadar sahiplenme cesareti gösterememiştir. Görülen o ki toplumsal cinsiyet eşitliğinden vazgeçilmiştir.

“İslam’a göre cinsiyet ayrımı vardır. Allah erkeği erkek, kadını da kadın olarak yaratmıştır”, “Özümüzde cinsiyet eşitliği yok’’, ‘’Erkek kadını muhafaza edecek şekilde yaratılmıştır. Bunu görmemek için kör olmak gerekir.’’ gibi ne akla ne de bilime sığmayan eleştiriler karşısında MEB, ‘’Bakanlığımız gündeminde bu alanda devam etmekte olan bir proje yoktur.’’ demiştir.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği günden güne derinleşirken, bu eşitsizliği önlemesi gereken iktidar, MEB’den okul müdürlerine, rektörlere, ders kitaplarına hatta medyaya kadar yapılan cinsiyetçi açıklama ve uygulamalar ile toplumsal sorunun derinleşmesinde pay sahibidir. Çocuk istismarlarında, kadına yönelik şiddette ve bu tür cinsiyetçi açıklamalara sus pus olanlar, söz konusu kadınlar olunca her türlü müdahaleyi kendilerine hak görmektedir.

Farklılıklarımızı görmezden gelerek atılan her adımın daha fazla ayrımcılığa neden olduğu bilinen bir gerçektir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması; cinsiyetçilikten arındırılmış öğretim programları, materyaller, öğretmen davranışları, sınıflar ve okullarla mümkündür.

MEB aşağıda sıralanan sorulara vereceği yanıtlarla yaşanan sorunlara önümüzdeki dönem yanıt üretip üretmeyeceğini ortaya koyacaktır:

  1. Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uyuluyor mu?
  2. Eğitim sistemi dini kurallara göre mi yoksa bilimsel gerçekleri referans alarak ve çocukların üstün yararını gözeterek mi düzenleniyor?
  3. Türkiye’deki okullaşma oranlarına bakıldığında kız ve erkek çocukları arasındaki fark toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yansıtmakta mıdır?
  4. Ensar, Aladağ, Pozantı, Adıyaman’ da yaşananlar, MEB’in sorumluluklarını cemaatlere teslim ettiğinin göstergesi değil midir?
  5. Müfredata hâkim olan cinsiyetçi yaklaşımlar, kadını yok sayan, çocuk istismarını meşru gösteren ders içerikleri özellikle örtük öğrenme yoluyla kız çocuklarına itaat etme, istismarı normalleştirme ve cinsiyetçi bir nesil oluşturma çabası değil midir?
  6. Eğitim kurumlarında yaşanan istismar, taciz ve şiddeti sadece izleyecek misiniz?
  7. Laik, demokratik, bilimsel ve anadilinde eğitimle bağdaşmayan, pedagojik olmayan, cinsiyetçi ve ayrımcı her uygulamanın ve söylemin karşısında olacak mısınız?

Bilinmelidir ki; Eğitim Sen olarak toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda, herkesin kendi anadilinde, cins ayrımcı olmayan, eşit demokratik, laik, bilimsel, parasız ve kamusal nitelikli eğitim görmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Sorgulayan, itaat etmeyen, haksızlığın karşısında duran, cinsiyet eşitliğini savunan bireyler yetiştirmeye devam edeceğiz.

Okunma 1771 defa