BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ Özel

BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ
Eğitim Sen üyeleri, yıllardır sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi sürecinde baskılara, cezalara, soruşturma ve sürgünlere, hatta görevden almalara maruz bırakılmış, siyasi iktidarın yıldırma politikaları ile hizaya getirilmeye çalışılmıştır. 
Sendikamızın mücadele tarihiyle yaşıt hale gelen baskılar, özellikle de OHAL ile ülke çapında başlatılan "cadı avı" ile sürdürülmesi dikkat çekicidir. AKP’nin ideolojik çizgisinde siyasallaşmış idari makamların disiplin soruşturmaları, verdikleri sürgün ve görevden alma kararları bizler için ne ilktir ne de son olacak gibi görünmektedir. 



Bugün neden buradayız sorusuna cevap verelim. 
13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşen, 37 insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarcasının yaralanmasına neden olan saldırıyı Adana’da Emek ve Demokrasi güçleri, Adana Barosu ve CHP Adana Milletvekilli İbrahim ÖZDİŞ’inde içinde olduğu grup, 15 Mart 2016 tarihinde Adana Büyükşehir Belediyesi önünde toplanıp Atatürk Parkında yapılacak olan bir basın açıklamasına yürüyüş esnasında polis gaz ve copla müdahale ederek grubun yürüyüşünü engellemişti,

5 Haziran 2015 tarihinden buyana ülkede sivil halka yönelik 19 katliam yaşanmış olup, binlerce insan yaşamını yitirmiş, binlerce insan sakat kalmış ve yaralanmıştır. Toplumsal barışı ilke edinmiş insanların bu tür katliamlar karşısında refleks göstererek tepki vermeleri gayet doğal iken bugün yaşanan katliamları lanetleyenlerin yargılanmasına bir anlam veremiyoruz. 

15 Mart 2016 tarihinde gerçekleştirilen eylem ile ilgili Emniyet Müdürlüğü emek ve meslek örgütlerinin üye ve yöneticilerinin de içinde olduğu kişilerin ifadelerini almış olup, konuyla ilgili açılan adli soruşturmada arkadaşlarımızın büyük bir kısmına kovuşturmaya yer olmadığına dair adli kararlar mevcut iken; Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 14 üye ve yöneticimize idari soruşturma açmış olmasına bir anlam veremediğimizi ifade etmek isteriz.

Adana Baro Başkanı, CHP Adana Milletvekili İbrahim ÖZDİŞ ve Adana emek ve meslek örgütlerimizin üye ve yöneticilerinin büyük bir kısmı polisler tarafından sıkılan gaz ile hastanelik olmuştu. Hepimizin elinde darp raporları mevcut iken bugün yalnızca mağdurların yargılanması hukukun hangi aşamada işlediğinin göstergesidir. 

Örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle cezalandırılmak istenmesi hukukun en temel ilkelerinin bile ayaklar altına alındığının göstergesidir.
KESK`e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerine karşı uygulanan bu tutum ve tavır bize göre kesinlikle rastlantı değildir. AKP kendi siyasal ve ideolojik ihtiyaçlarının karşılayacak bir model yaratma çabasıyla toplumsal muhalefeti örgütleyen Eğitim Sen’ni susturmak istiyor ama nafile.
AKP, her konuda olduğu gibi, demokrasi ve özgürlükler konusunda da sadece kendine demokrat, kendine özgürlükçüdür. Kendisi gibi düşünmeyen, zulme karşı boyun eğmeyen herkes bugün siyasi iktidarın hedefi haline gelmiştir. Böylesine büyük bir abluka ortamında geri adım atmamız, savunduğumuz ilke ve değerlerimizden vazgeçmemiz asla mümkün değildir. 

Buradan AKP hükümetine, Milli Eğitim Bakanlığına ve siyasi iktidarı temsil eden diğer yetkililere sesleniyoruz: Bizler, bugüne kadar olduğu gibi örgütlü mücadelemiz ile bu kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Soruşturma, sürgün ve cezalandırmalara karşı bugüne kadar sürdürdüğümüz örgütsel ve hukuksal mücadelemiz bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir. Bugüne kadar mücadelemizi engellemeyi başaramadığınız gibi, bugünden sonra da başaramayacaksınız. 

Ahmet KARAGÖZ
Şube Başkanı

Okunma 1702 defa