Ankara'da yapılan bombalı saldırıyı kınamak isteyen Adana emek ve demokrasi güçlerinin protesto eylemine polis saldırdı.
13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşen, aralarında üyelerimizin yakınlarının da olduğu en az 37 insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarcasının yaralanmasına neden olan saldırıyı lanetliyor, kınıyoruz. Sivil halka yönelik saldırıların insanlığa karşı suç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
5 Haziran 2015 Diyarbakır,
20 Temmuz 2015 Suruç,
10 Ekim 2015 Ankara,
12 Ocak 2016 Sultanahmet/İstanbul,
17 Şubat 2016 Ankara,
13 Mart 2016 Ankara…
Her katliamdan sonra Hükümetten aynı açıklamalar, dosyalara gizlilik kararları, güvenlik zirvesi toplantıları, basın yayın ve sosyal medyaya erişim yasakları, sıfır istifa ve ülkeyi uçuruma götüren politikalarda ısrar!
Ankara 5 ay içinde 3. Kez sarsıldı, kahroldu… Ankara’da evine giden, parkta dolaşan insanlarımızı paramparça eden insanlık dışı saldırı gerçekleşirken, aynı saatlerde Yüksekova ve Nusaybin’in mahalleleri tankla, havan toplarıyla dövülüyor, Sur’da evler içindeki ceset parçalarıyla birlikte dozerlerle yerle bir ediliyordu. Dört bir yanımız kan, barut kokuyor. Ne bugünümüzün ne de yarınımızın en ufak bir güvencesi kalmadı.
Son bir yıl içinde yüzlerce insanımızın yaşamını yitirmesine yol açan saldırı ve katliamlara rağmen Cumhurbaşkanının hala “endişe etmeyin” demesinin kendisi en büyük endişe kaynağıdır. Endişe etmemiz için daha ne kadar ölmemiz gerekiyor?!
Sözün bittiği noktadayız!
İçte ve dışta savaş konseptinde ısrar eden, toplumsal kaygı ve güvensizlik ortamını kendi hedefleri için desteğe dönüştürmeye çalışan AKP Hükümeti bu şekilde yeni katliamlara davetiye çıkarmaktadır.
Savaş konseptinde ısrar, ölmeye devam edeceğiz demektir. Ortadoğu’daki etnik ve dini çatışmaların ülkemize taşınması demektir.
Başkanlık rejimi dışında herhangi bir derdi ve çalışması olmayan Hükümet derhal istifa etmeli, toplumun tüm kesimlerine güven verecek, toplumsal barışı sağlayacak ve ülkemizi uçurumun kenarından çekip alacak adımlar hızla atılmalıdır.
İhtiyacımız olan toplumsal öfke ve tepkiyi dindirme amaçlı güvenlik zirveleri değil tüm kesimlerin dahil olduğu çözüm ve barış zirvesidir.
Bir kez daha yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyor, insanlık suçu saldırıyı lanetliyoruz…
ADANA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ