İSTANBUL’DA VE DİYARBAKIR’DA ORTAYA ÇIKAN ÇATIŞMALARIN, ÖLÜMÜN VE YARALANMALARIN SORUMLUSU İÇİŞLERİ BAKANI DERHAL İSTİFA ETMELİDİR.
KATLİAMLAR, SALDIRILAR, BASKILAR VE GÖZALTILAR NEWROZ ATEŞİNİN ETRAFINDA TOPLANAN MİLYONLARIN BARIŞ VE KARDEŞLİK COŞKUSUNU ENGELLEYEMEYECEKTİR.
Newroz, AKP iktidarının yasaklarına, ölümle sonuçlanan saldırılarına, gözaltılara rağmen yüzbinlerin alanlara akmasını engelleyemedi.
İstanbul'un birçok ilçesinde Newroz kutlamalarına katılmak üzere Kazlıçeşme Meydanı'na gitmek isteyen binlerce kişi polis engeliyle karşılaşırken, polis Diyarbakır’da da olduğu gibi halka sık sık gaz bombasıyla saldırdı. İstanbul’da ki saldırılarda BDP Arnavutköy İlçe Yöneticisi Hacı Zengin yaşamını yitirdi. Buradan ailesine ve yoldaşlarına başsağlığı diliyoruz.
Değerli basın;
Bu saldırılar ve yasaklamalar şunu gösteriyor ki Newroz üzerinden başta Kürt’ler olmak üzere tüm demokrasi güçleri üzerinde bir baskı oluşturmak ve gözdağı vermek istenmektedir.
18 Mart Pazar günü yapılması için başvurulan Newroz kutlamalarının, İçişleri Bakanlığı (AKP) tarafından yasaklanması bilinçli bir provokasyonu yaratmak anlamına geleceği hükümetçe de anlaşılır bir durumdur.
Bakanlık, “Newroz gününün 21 Mart olduğunu ve kutlamaların da o gün yapılması gerektiğini, bu yüzden de 21 Mart günü dışındaki Newroz gösterilerine izin verilmeyeceğini” belirtiyor.
Bu kararın, yangının üstüne benzin dökmek olduğu, dün ortaya çıkan tablo göstermiştir. Çünkü zaten keyfi tutuklama kampanyalarından, askeri operasyonlardan, yasaklar ve sınırlamalardan bunalmış olan Kürt halkının, günlerdir kutlamaya hazırlandığı bir bayramın, kutlamaya iki gün kala, yasaklanması açıktır ki, ortamı her tür provokasyona, her türden tartışma ve çatışmaya açık hale getirmek demekti ve öyle de oldu.
“Newroz şu gündür, o gün kutlanması gerekir!” diyenlere belirtelim ki, Newroz, diğer bayramlar gibi resmen belirlenmiş, “kurumsal bir gün” değil bir halk bayramıdır. Bu yüzden de bir “Newroz günü” olsa da kutlamaların eskiden beri 21 Mart dolayındaki günlerde sürdüğü, kimi ülkelerde bunun günlerce sürdüğü de (İran’da 15 gün kadar) bir gerçektir.
Bu yüzden de “Newroz günü 21 Mart’tır!” diyerek kutlamaları o güne sıkıştırmaya kalkmak Newroz gerçeği ile bağdaşmaz. Dahası, hükümet böyle bir gün belirlemek istiyorsa, önce o günü tatil günü ilan etmelidir. Bütün öteki bayramlarda öyle yapıldığı için kutlama günü karmaşası da fiilen ortadan kalkmaktadır. Zaten kutlamaların pazar gününe alınmasının bir nedeni de pazar gününün tatil günü olması, halkın ancak o gün kutlama için bir araya gelebilmesindendir. Nitekim 8 Mart kutlamaları da 8 Marta yakın cumartesi ve pazar günlerini kapsayarak yapılmıştır.
Evet, Newroz, Türkiye’den Çin’e kadar çok geniş coğrafyada yaşayan ön ve Orta Asya halklarının bayramıdır. Çok değişik biçimlerde (Ülkeden ülkeye ve zamana göre) kutlanmaktadır. Ama bu ülkelerin hiç birinde nasıl ve ne zaman kutlanacağının bir tartışmaya dönüştüğü, kutlayanlara karşı yasaklar getirildiği, “Öyle değil de böyle kutlayacaksın!” diye dayatmaların yapıldığı da görülmemiştir, duyulmamıştır!
Sadece Türkiye bir istisnadır!
Çünkü Türkiye’de Newroz uzunca bir zaman bölücülüğün, ateşe tapanların, paganistlerin bayramı filan denilip lanetlendikten sonra, engellenemeyince; “Newroz asıl Türklerin bayramıdır!” diye kımız içilip demir dövülüp, tıpkı paganistler gibi devlet erkanının ateş üstünden atladığı bir “resmi törene” dönüştürülmek istenmiştir. Ama özellikle Kürtlerin özgürlük mücadelesi, yüz binlerle alanlara çıkıp Newroz’u da bir özgürlük simgesi olarak kutlamada ısrarı karşısında Newroz kutlamalarına karışılmamaya başlanmıştır.
Ancak şimdi hükümetin, hiçbir zaman da 21 Mart’a sıkıştırılmamış halk bayramını resmi bir kutlamaymış gibi 1 güne sıkıştırmaya girişmesi elbette son derece anlaşılmazdır. Dahası bu girişim, son derece tehlikeli bir girişimdir.
Hükümetin son iki yıl öncesine kadar Taksim’i 1 Mayıs gösterilerine açmamasıyla süren bir “sabıkası” vardır. Yıllar boyu Hükümet, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenleri, güvenlik güçlerinin gaz, cop ve suyuyla sindirmeye çalışmıştır. Hükümet, Taksim’in gösterilere kapatılmasının gerekçesi olarak “İstanbul trafiğinin felç olacağı” ve “Taksim’in o kalabalığı kaldırmayacağı”nı göstermiştir. Nitekim son iki yıldır; 1 Mayıs Taksim’de kutlanmaktadır ne İstanbul trafiği kilitlenmiş ne de Taksim meydanı çökmüştür!
İçişleri bakanlığı (AKP hükümeti) 21 Mart öncesi Newroz gösterilerini yasaklayarak, Newroz gösterilerini provokasyonlara açık hale getirmiş, alanlara çıkmak isteyecek milyonlarca kişiyle güvenlik güçlerini de karşı karşıya gelmesini sağlamış ve çok tehlikeli bir oyun oynamıştır. İstanbul ve Diyarbakır’da yasaklarla ortaya çıkan çatışmalar bir insanın ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve gözaltılar neden olmuştur. Bu provokasyon ortamından ve yaşanılan ölümden birinci derecede AKP hükümeti sorumludur.
İçişleri bakanlığı istifa etmelidir.
Dün ortaya İstanbul’da ve Diyarbakır’da ortaya çıkan çatışmaların, ölümün ve yaralanmaların kamuoyunda ki görünen sorumlusu içişleri bakanı derhal istifa etmelidir.
Hacı Zengin’in ölümünden birinci derecede sorumlu olanlar tespit edilmeli, tutuklanmalı ve yargılanmalıdır.
Adana’da ki Newroz kutlamaları 21 Mart 2012 Çarşamba, Saat: 11.00 de Gülbahçesi-Karasu kavşağında yapılacaktır. Barış ve kardeşlikten yana olan herkesi Newroz’a davet ediyoruz. Saygılarımızla. 19.03.2012
ADANA HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ İL YÜRÜTMESİ-İHD
KESK Adana Şubeler Platformu-BDSP-DİP
Kurumlar Adına
Güven BOĞA