"Baskılara, Tutuklamalara ve Kadın katliamlarına Karşı Yasta Değil İsyandayız."

KESK'li Kadın üyeler 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Kapsamında KESK'li tutuklu kadınlara basın açıklamsı ve kart gönderimi gerçekleştirilmiştir. Açıklamayı KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Gülistan ATASOY SES Adana Şube Kadın Sekreteri Gerçekleştirmiştir. 

DEĞERLİ BASIN EMEKCİLERİ

     Dünyada ve ülkemizde toplumsal, ekonomik ve siyasal sorunlar çığ gibi büyürken AKP hükümeti sorunlara demokratik yöntemlerle çözüm üretmek bir yana, çözüme dair söz söyleyen, muhalif kesimlere de şiddet, gözaltı ve tutuklama gibi anti demokratik yöntemlerle baskı uyguluyor.

Resmi rakamlara göre 30 Nisan 2011 itibariyle Türkiye’de toplam 124 bin 74 mahpus bulunuyor. Bunların 53 bin 796 sını ise tutuklular oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde cezaevlerindeki mahpusların toplam nüfusa oranı binde 1 iken ülkemizde bu oran binde 2 düzeyinde. Bu haliyle Türkiye Avrupa ülkeleri arasında tutuklu sayıları itibariyle ilk sırada yer alıyor. Buna karşı Adalet bakanlığı, cezaevi kapasitesinin 140 bine ulaştırılacağını belirtiyor. Hükümet bireysel silahlanma, savunma amaçlı askeri teçhizatın alımı, polis ve ordu gücünde yaptığı düzenlemelerle operasyonların, baskı gözaltı ve tutuklamaların devam edeceğinin işaretlerini veriyor.

 

 

  AKP hükümeti “ileri demokrasi “ vaadine rağmen muhalif olan her kesimi operasyonlarla susturmaya çalışarak adeta bir polis devleti gibi çalışıyor. Yalnızca son altı ayda 5000’e yakın kişinin gözaltına alınması ve bunlardan üçte birinin tutuklanması bunun en açık göstergesi.

 

  Öte yandan bitmek bilmeyen yargılamalar, tutukluluk sürelerinin uzunluğu, cezaevlerindeki doluluk, hasta tutukluların tedavisi,Türkçe dışındaki dillerde iletişim yasakları, disiplin cezaları, sohbet hakkının kullandırılmaması ya da sınırlandırılarak kullandırılması gibi konularda yaşanan sorunlar adil yargılanma ve yaşam hakkı ile ilgili pek çok ihlali beraberinde getiriyor. AKP hükümetinin “ileri demokrasisi” bu alanları kapsamıyor.

 

AKP NİN MUCADELE EDEN KADINA TAHAMMÜLÜ YOK!

 

Eril zihniyetin kurduğu sistem içinde yaşamayı reddederek eşitlik ve özgürlük mücadelesi seçen kadınlar, dışarıdaki hapishanelerden içerdeki hapishanelere kapatılıyorlar. Bütün düzenlemelerin erkeğe göre yapıldığı bir dünyada, erkeğe göre tasarlanmış cezaevlerinde kadın olarak yaşamaya zorlanıyor, iki kere cezalandırılıyorlar.

 

Sevgili arkadaşımız Seher TÜMER’in ifadesiyle:“Dışarıda baba evi, koca evi, onların gücü yetmediği zaman,  içerde devletin terbiye edici ceza evi…”

 

KESK’Lİ KADINLAR YALNIZ DEĞİLDİR!

 Biz kamu emekçileri de bu baskı sürgün ve gözaltı politikasından yoğun biçimde etkileniyoruz.  Şu an yüzlerce üyemiz hakkında açılan idari ve adli soruşturmalarla, Dersim’den Urfa’ya Urfa’dan Bodrum’a sürgünlerle üyelerimiz yıldırılmak isteniyor. Son olarak EĞİTİM SEN üyesi PROF Dr Büşra ERSANLI’nın da tutuklanmasıyla KESK’li tutukluların sayısı 33’e ulaşmış durumda. KESK’li tutuklulardan Seher TÜMER, Olcay KANLIBAŞ, Serpil ARSLAN DÜZGÜN, Nazire AYATA CİVELEK, Gülsüm YILDIZ, Adile ŞAHİN, Zeynep SULAR OKAN olmak üzere 8’i kadın arkadaşlarımızdır. Arkadaşlarımızın tek “suç”u insanca bir yaşam ve demokratik bir Türkiye istemeleridir. Ve şayet bu bir suç ise hepimizin bu suçun ortağı olmaya devam edeceğimizi ve arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağımızı bir kez belirtiyoruz.

          Yüz yıllık bir mücadele geleneği olan biz kamu emekçileri, daha önce de darbe ve muhtıra dönemlerinde benzer uygulamalarla karşılaştık Arkadaşlarımız katledildi, cezaevine konuldu, sürgüne yollandı. Ancak tüm bu uygulamalar ne KESK’i ne de KESK’li kadınları mücadelesinden alı koyup yıldırdı. Aksine bugün yaklaşık 250 bin üyesiyle KESK Türkiye’nin en dinamik emek örgütü olmaya devam ediyor.

  

ÇALIŞMA VE MÜCADELE ARKADAŞLARIMIZI YANIMIZDA İSTİYORUZ!

   Unutulmamalıdır ki, yürürlükte olan baskı sürgün ve gözaltı politikası sendikal hak ve özgürlükler ile düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlarken kadınların zaten düşük olan çalışma ve siyasal yaşamdaki temsiliyetinin büsbütün daralmasına hizmet etmektedir

Kadına yönelik şiddetin % 1400 arttığı günde 5 kadının öldürüldüğü, çalışan kadınların yarısından fazlasının kayıt dışı istihdam edildiği, yoksulluğun adının kadın olduğu bir ülkede ne demokrasiden ne de insan haklarından bahsedilebilir. KESK’li kadınlara yönelik geliştirilen baskı, sürgün, gözaltı, tutuklamalar kadınların bir bütün olarak sosyal ekonomik ve siyasal yaşamdan uzaklaşmalarına ve eve kapanmalarına hizmet etme potansiyeli taşımaktadır. AKP hükümeti demokratik teamülleri esas alarak bu uygulamalarından vazgeçmelidir.

 

Buradan hükümete bir kez daha sesleniyoruz. Başka ülkelere demokrasi dersi vereceğinize demokrasiyi önce ülkenizden başlatın ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın.

  

KESK Adana Şubeler Platformu Adına

 

Gülistan ATASOY

 

SES Adana Şube Kadın Sekreteri

Okunma 1806 defa