BARIŞ İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ, DEĞİŞTİRECEK GÜCÜMÜZ VAR!

BASINA VE KAMUOYUNA

Biz kadınlar, son otuz yıldır süren savaş ve çatışma ortamı ile devlet militarizmi ve şiddetinden en çok kadınların yara aldığını hep dile getirdik. Savaşın ve çatışma ortamının bitmesi, militarizm ve şiddetin ortadan kalkması için kadınlar olarak evlerde, işyerlerimizde, sokaklarda, örgütlerde, partilerde ve derneklerde büyük bir barış mücadelesi verdik. Bu büyük barış mücadelesi bugün yeni bir evreye girdi. Türkiye bir süredir yeni bir müzakere sürecine tanıklık ediyor. Ancak barış mücadelesinin içinde yer alan gruplar ve egemenler kadınların müzakere sürecinde politik bir özne olarak yıllardır biriktirdikleri deneyimleri göz ardı ediyorlar. Bu nedenle biz kadınlar müzakere sürecine müdahil olmanın yollarını aramak amacıyla bir araya geldik.

30 yıllık çatışmalar ve savaş toplumun her kesimini ağır bir şekilde etkiledi ama en çok biz kadınları etkiledi. Zorunlu göç sonucu köylerimizden, kentlerimizden koparılarak büyük kentlerin varoşlarında yoksulluk içinde yaşamaya mahkum edildik. Çukurova güneşinin altında sabahın kör karanlığından geç saatlerine kadar tarlalarda, bahçelerde, hiçbir güvencemiz olmadan, çok düşük ücretlerle çalıştırıldık. Tekstil atölyelerinde, tezgahlarda sömürüldük. Şiddeti en çıplak haliyle yaşadık, tacizin ve tecavüzün mağduru olduk. Çocuklarımızı, eşlerimizi, çatışmalarda faili meçhullerde yitirdik. Tüm bunlara rağmen 30 yıldır barış mücadelesinde aktif bir şekilde yer aldık.

Biz kadınlar barışın demokratik ve katılımcı inşası sürecinin için de en temel aktörlerden biri olmalıyız. Dünyada yaşanmış olan ve kimi zaman yap-boz tahtasına dönen barış görüşmeleri şu gerçeği göstermiştir.

Barış müzakerelerine kadınlar katılmazsa;

  • Barış toplumsallaşmaz.
  • Barış sürdürülebilir olamaz.
  • Barış yerelleşemez.
  • Savaş sırasında uğranmış kayıplar dikkate alınmaz ve telafi edilemez.
  • Barış süreci şeffaf olamaz.
  • Barış cinsiyete duyarlı olamaz.
  • Toplumda eşitlik ve demokratikleşme sağlanamaz.
  • Kadınlar yeniden eve dönmeye zorlanır.
  • Barış zamanında militarizm kadınlara şiddete, baskıya dönüşür.
  • Savaşın ne denli cinsiyetçi olduğu unutuluverir ve barış da cinsiyetçi olur.
  • Barış dili gündelik hayatın parçası olmaz.

Biz kadınlar; uzun yıllardan beri etnik, dini ve sınıfsal farklarımızla beraber barış mücadelesi verdik. Savaş ve etkileri üzerine, savaşın sebepleri ve militarizmin tezahürleri üzerine düşündük, konuştuk. Dünyanın başka yerlerindeki diğer kadınlar gibi barışmak ve barışı sürdürebilmek üzerine deneyim ve birikim sağladık. Bundan böyle ise resmi taraf, gözlemci, arabulucu, danışman, yorumcu, tanık, vb rolleri üstlenerek barış müzakerelerine müdahil olmak için toplanacak ve örgütleneceğiz. Çünkü biliyoruz ki savaştan aldığımız yaraların yanı sıra yıllardır bu topraklarda barış için biriktirdiğimiz deneyimlerimiz var. Bu nedenle barışın egemenlerin elinde harcanmayacak kadar değerli ve anlamlı bir yol mücadelesi olduğunu biliyoruz ve bu süreçte tüm tarafları duyarlı ve sorumluluk sahibi olmaya çağırıyoruz. 

SAVAŞA KARŞI SÖZ BARIŞIN OLSUN!

BARIŞ İÇİN ISRAR EDİYORUZ!

EM Jİ BO AŞTİYE Bİ ISRAR İN

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

BİJİ YEKİTİYA JİYAN

ADANA BARIŞ İÇİN KADIN GİRİŞİMİ

Okunma 1999 defa