Eğitim Sen’den Basına ve Kamuoyuna / Eğitim Günlüğü Haftanın Özeti

Zor bir haftayı geride bıraktık. Yaşamlarını ortaya koyarak bizleri yaşatmak için mücadele eden sağlık çalışanlarını, çok değerli bilim insanlarını yitirmenin açısı kapladı içimizi. Cemil hocayı yıldızlara uğurlarken, onun şahsında tüm yitirdiklerimizin anıları önünde saygıyla eğildiğimizi bir kez daha ifade ederiz. Geride bıraktığımız haftada sağlık emekçilerinin ve alanın uzmanlarının uyarılarının dikkate alınmamasına, önerilerinin yaşama geçirilmemesine olan tepkimizi dile getirmeye çalıştık. Görünen o ki, bu konuda ısrarımızı sürdürmek gibi tarihi bir sorumluluğa sahibiz.

Bu hafta, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından kamuoyunda farkındalık geliştirmek, siyasi iktidara ve karar alıcılara uyarılarımızı ve önerilerimizi iletmek üzere “7 Acil Önlem” metni açıklandı. Yapılan önerileri sahiplendiğimizi ve bunların yaşama geçirilmesi gerektiğini ifade ettik.

Geçtiğimiz hafta çokça tartıştığımız konulardan biri de infaz yasasında yapılacak olan değişiklik oldu. İnfazda eşitlik ve adalet sağlanması gerektiğine dikkat çekerek, gazetecilerin, siyasi görüşünden ve düşüncesinden dolayı cezaevlerinde olanların, mutlaka kapsam içerisine alınması gerektiğinin altını ısrarla çizmeye çalıştık.

Bu hafta bazı belediyeler tarafından başlatılan yardım kampanyalarının durdurulması ve siyasi iktidarın düzenlediği yardım kampanyasına çalışanların çeşitli yöntemlerle bağış yapmaya zorlanmasını tartıştık. Hafta boyunca yardım kampanyalarına katılımın isteğe bağlı olduğunu, bağış yapma veya yapmamaya kimsenin zorlanamayacağını anlattık. Dilimiz döndüğünce, eşitlerin gönüllü birlikteliği olan dayanışmayı en iyi bilenlerin ezilenler ve emekçiler olduğunu ifade etmeye çalıştık. Bu hafta ayrıca, HSK genel kurulu tarafından “6284 sayılı kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının hükümlülerin korona virüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğine” karar verildi. Bu kararı kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi yüksek sesle ifade ettik.

EĞİTİMDE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

  1. 28 Mart 2020 tarihinde MEB, öğretmenlere ek ders ödenmemesi için, bazı faaliyetleri 1 Eylül 2020 tarihine kadar durdurduğunu açıkladı. Bu durum, meslek liselerinde çalışan meslek dersleri öğretmenleri başta olmak üzere, tüm öğretmenleri mağdur ettiği için kamuoyunda yoğun bir tepki ile karşılandı. MEB, eğitim kamuoyunda oluşan yoğun tepkinin ardından bu konuda geri adım atarak, 01 Nisan 2020 tarihinde yeni bir yazı yayınladı ve durdurulan bazı  faaliyetleri bu kapsamdan çıkararak, kısmi de olsa meslek lisesi öğretmenlerinin yaşadığı mağduriyeti gidedi. Eğitim Sen, 28 Mart 2020 tarihli kararı öğretmenlerin haklarını sınırlandırması ve daha da önemlisi toplu sözleşme sonucunda edinilen hakların kullanımını engellediği için kabul etmemekte ve geri çekilmesini istemektedir. Kısa bir süre içerisinde, bu konu ile ilgili yasal haklarımızı kullanacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
  2. Okulların kapanmasının ardından, ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler ekonomik olarak sorun yaşamaya başlamış ve başta sendikamız olmak üzere çeşitli kesimler sorunun çözümü için MEB ve ilgili kurumlara çağrılarda bulunmuştu. 1 Nisan 2020 tarihinde sorunun MEB ile Hazine ve Maliye Bakanlıkların birlikte çalışması sonucunda çözüldüğü açıklanmıştı. Ancak, dün (03 Nisan 2020) konu ile ilgili kararın Resmi Gazete’de yayınlanması ile birlikte alınan karar ve kamuoyuna açıklanan bilginin aynı olmadığının farkettik. Alınan karar, okullar açıldığında yapılacak olan telafi eğitimi için ödenecek ek ders ücretlerinin önceden ödenmesinden başka bir şey değilmiş. Eğitim Sen, MEB’e ücretli öğretmenler ve usta öğreticilerinde idari izin kapsamına alınması ve ücretli izinli sayılması çağrısını yinelemekte ve konunun takipçisi olacağı bilgisini kamuoyuna sunmaktadır.
  3. OHAL İşleri İnceleme Komisyonu, bir açıklama yaparak sonuçlanan ve incelemesi devam eden dosyaların sayısını kamuoyu ile paylaştı. Eğitim Sen üyelerinin başvurularının sonuçlanma oranının düşüklüğünü özel bir tercihin sonucu olarak yorumlamaktayız. Eğitim Sen, ihraç üyelerimizin yaşadığı mağduriyetin sonlanması ve arkadaşlarımızın acilen görevlerine iade edilmesi çağrısını yinelemektedir.
  4. Öğretmenlerin ve diğer eğitim emekçilerinin istekleri, görev tanımları dışında ve uzmanlık alanlarına uygun olmayan işlerde görevlendirilmesi bu hafta da devam etmiştir. İstek dışı, görev tanımına ve uzmanlık alanına uygun olmayan işlerde görevlendirilme yapılmaması çağrımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşırız.
  5. Yardım kampanyalarına katılımın gönüllü olup, kimsenin bağış yapmaya veya yapmamaya zorlanmaması gerekmektedir. Ancak, her kademedeki eğitim yöneticilerinin, bu konuda çeşitli yöntemleri kullanarak, çalışanları bağış yapmaya zorladıkları bilgisi hafta içerisinde gelmeye devam etti. Eğitim Sen, bu konunun takipçisi olacak ve yasal haklarını kullanacaktır.
  6. Bu haftada ücretsiz izinden göreve dönmek isteyenlerin başvurularına olumsuz yanıtlar verilmeye devam etti. İzne ayrılmak ve geri dönmek çalışanların ilgili mevzuatla düzenlenmiş haklarıdır. Bu hakların kullanımının, salgınla mücadeleyi zaafa uğratacağı gerekçesiyle reddedilmesini anlamamız ve kabul etmemiz mümkün değildir. Eğitim Sen, eğitim yöneticilerine çalışanların haklarını kullanmalarını engellememe çağrısını yinelemektedir.
  7. Genel merkezimize, uzaktan eğitim ve EBA uygulamalarının çalışanlar üzerinde baskı aracı olarak kullanıldığına dair çok sayıda bilgi ulaşmaya devam ediyor. Bu dönemde öğretmenlerin ve öğrencilerin motivasyonunu artırmak ve desteklemek yerine sürekli izlendikleri ve kontrol altında olduklarını hissettirecek, düşündürecek uygulamalardan özenle kaçınmak gerekmektedir. Öğretmenler görevlerini en zor koşullarda dahi, çocuğun üstün yararını gözeterek yapmış ve yapmaya da devam edecektir.
  8. YÖK tarafından verilen “kayıt dondurma” hakkının gerekçesi olarak, kimi  öğrencilerin  internet bağlantısı bulmakta veya bilgisayar edinmekte güçlük çekmesinin, eşitsizliği meşrulaştırdığı için kabul edilemez bulduğumuzu açıkladık. Eğitim Sen YÖK’e düşen görevin öğrencilerin gereksinimlerini karşılamak olduğunu düşünmektedir.
  9. Ocak-2020 dönemi olarak ataması yapılan 20.000 öğretmen arkadaşımız hala göreve başlatılmadığı için mağdur olmaktadır. Bu hafta, arkadaşlarımızın bir an önce göreve başlatılması çağrısını yaptık. Konuyu takip edeceğimizin kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz.
  10. Özel öğretim kurumlarında çalışmakta olan arkadaşlarımızın yaşadığı sorunlar artarak devam etmektedir. İşten çıkarmalar ve yarı ücretle çalışmaya zorlama en yaygın karşılaşılan durumlardır. MEB’in bu konuda hızla önlem alması artık kaçınılmaz hale gelmiştir. MYK’mız MEB’i bu konuda adım atmaya çağırmakta ve konuyu takip edeceğini ifade etmektedir.
  11. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan 32.000 öğretmen ve toplamda 60.000 civarında çalışanın hakları ve geleceği adeta işverenin insafına bırakılmış durumdadır. Arkadaşlarımız ısrarla sorunlarını ifade etmeye, ilgili kurumlara seslerini duyurmaya çalışmasına rağmen, maalesef bir türlü sorunları gündeme gelmemektedir. MYK’mız arkadaşlarımızın, çalıştıkları kurumların kamulaştırılmasına dönük taleplerini anlamlı, tartışmaya değer ve uygulanabilir bulmaktadır.

Kamuoyuna Saygıyla Sunulur…

 

EĞİTİM SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Okunma 1086 defa