Eğitim Sen’den Basına ve Kamuoyuna / Eğitim Günlüğü 37

Normalleşme adı verilen yeni bir süreç başlıyor bu hafta. Alışveriş merkezlerinin açılması, bazı kamu kurumlarında uygulanan dönüşümlü ve evden çalışma uygulamalarının sonlandırıldığı bir döneme başlıyoruz. Bilim insanlarının tüm ihtiyatlı açıklamalarına rağmen, sermayenin gereksinimleri ve sermaye çevrelerinin gücü siyasi iktidara olması gerekenden çok önce bazı adımları attırıyor. Salgının her an yeniden yayılmasının artabileceği olasılığı nedeniyle, bu haftada gerekli uyarıları sorumlu kesim ve kurumlara iletmeye devam edeceğiz.

Hafta sonu basına yansıyan iki haber, biz de dâhil olmak üzere,  toplumun genelinde ciddi tepkiyle karşılandı. Mardin Nusaybin’de oyun oynayan çocuklara dönük yapılan müdahale ve bir televizyon programında iktidara destek vermeyenlerin ölümle tehdit edildiği görüntüleri kaygı ile izledik.  Bu görüntüler, bir arada yaşama irademizin ve farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği çoğulcu toplumsal yapının demokrasi için vazgeçilmez olduğunu yeniden bilince çıkarmamıza neden oldu. Her iki konunun yargıya taşınması ve gerekli adli işlemlerin hızla yapılması gerekmektedir. Konunun takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz.

Bugünün Gündemi:

  1. 08 Mayıs 2020 tarihinde başlattığımız “LGS-YKS Salgın Bitene Kadar Ertelensin” kampanyamız devam etmektedir. Şu ana kadar 10 binin üzerinde imzanın toplandığı kampanyamıza dönük ilginin sorumlu kurumlar tarafından mutlaka dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Öğrencilerin, ailelerin, eğitimcilerin ve bilim insanlarının eleştiri, düşünce ve önerilerinin mutlaka göz önüne alınarak, alınan kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Alınan kararlardan yaşamları etkilenen kesimlerin düşünceleri, önerileri ve istekleri yok sayılamaz. Öğrencilerimizin eğitim hakkı ve sağlığı önceliğimizdir.
  2. Milli Eğitim Bakanı’nın katıldığı bir televizyon programında, virüs vakası olmayan kimi illerde okulların açılabileceği anlamına gelecek sözleri basında oldukça yer aldı. Okulların açılması siyasetin değil bilimin konusu olmak durumundadır. Okulların kimi illerde açılıp, kimi illerde açılmaması birçok sorun ve eşitsizlik yaratacaktır. Salgın bitene dek okulların açılmaması gerekmektedir. Ayrıca, okulların açılması için gerekli hazırlıklar başta olmak üzere, eğitim alanında önümüzdeki sürecin sürdürülmesinde danışma hizmeti üretecek bir “Eğitim Alanı Bilim Kurulu” oluşturulması gerektiği açıktır. Salgın sonrasında eğitim yaşantısının “yeni normale” göre düzenlenmesinde bilim temel belirleyici olmalıdır.
  3. 22 Mart 2020 tarihinde yayınlanan 2020/4 sayılı genelge ile kamu kurumlarında salgın tehlikesine karşı uzaktan ve dönüşümlü çalışmanın önü açılmıştı. Alınan tedbirlerin kaldırılıp kaldırılmayacağı ile ilgili merkezi bir karar alınmadan kimi kurumların çalışanları normal dönemdeki gibi işe çağırması, çalışanların sağlığı başta olmak üzere ciddi sorunlar yaratma olasılığına sahiptir. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin tüm idari personeli pazartesi itibarıyla işe çağırma kararı almasını doğru bulmadığımızı ve söz konusu kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederiz. Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Şubemiz, ilgili kararın değiştirilmesi için yoğun bir çaba harcamakta ve bu konuda ısrarını sürdürmektedir. Çalışanların sağlığı hiçbir koşulda riske atılamaz.
  4. Eğitim alanında, sermaye ve kimi dini grupların kurduğu vakıf ve derneklerle yapılan iş birlikleri ile eğitimin kamusal olma özelliği ortadan kalkmaktadır. Kamu görevlileri eli ile verilmesi gereken pek çok hizmet bu yapılara devredilmektedir. Öğretmenlere dönük hizmet içi eğitim faaliyetleri ve kimi seminerlerin de kamu kurumları tarafından değil özel kurumlar eliyle yapılmasına dönük düşüncelerimizi geçen hafta paylaşmıştık. Bu hafta bu duruma ilk örnek Muğla’dan geldi. Muğla İl MEM ile Anadolu Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı iş birliği ile öğretmenlere dönük kimi etkinlikler planlanmıştır. Bir kez daha ifade ediyoruz, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nün görev ve sorumluluklarını özel kurumlara devredemezsiniz. Kamu hizmetleri kamu görevlileri eli ile verilmelidir.
  5. ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda görev almak isteyen İzmir Selçuk’tan bazı öğretmen arkadaşlar, başvuru yapmak istediklerinde 2099 yılına kadar engellenmiş olduklarını fark ettiler. Engellenen öğretmenler, 15 Temmuz sonrasında 2016 yılının Eylül ayında açığa alınan ve sonrasında göreve geri dönen öğretmenlerdir. O dönem açığa alınan ve aynı durumda bulunan diğer illerdeki bazı öğretmenler bireysel olarak yaptıkları başvuru ile bu sorunu daha önce çözmüştü. ÖSYM sınavlarında görev yapmasına engel bulunmayan öğretmenlerin engellerinin kalkması için bireysel başvuru yapmaları yerine MEB’in girişimi ile bu sorunun tamamen çözülmesi gerekmektedir. Eğitim Sen MYK, sorunun bu şekilde çözülmesi için MEB’e gerekli başvuruyu bu hafta içinde yapacaktır. Öğretmenleri mağdur eden tüm sorunların bir an önce çözülmesi gerekmektedir.

Kamuoyuna Saygıyla Sunarız

EĞİTİM SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Okunma 1003 defa Son Düzenlenme Pazar, 17 Mayıs 2020 02:17