23 ocak 1995 yılında kurulan Eğitim Sen, Adana Şubesinin düzenlediği 15.Kuruluş yemeği çerçevesinde kutlandı. Yemeğe 380 kişinin katılımı ile coşkulu geçti. Yemekte Eğitim sen Adana Şube Başkanı Güven BOĞA ve Eğitim Sen genel Başkanı Zübeyde KILIÇ birer konuşma yaptı.
Yemek 15 Ocak 2009 Cuma akşamı saat:19.00’da Sercan restorantta gerçekleşti. Konuk olarak yemeğe; TÜRK İŞ 4. BÖLGE BAŞKANI EDİP GÜLNAR, DİSK BÖLGE ŞUBE Sekreteri Cebrail DAĞHAN, ADANA Tabip ODASI BAŞKANI DR. RIZA METE, ADANA Tabip ODASI YÖNETİM KURULU ÜYESİ DR.İSMAİL Bulca, TÜMTİS ADANA ŞUBE BAŞKANI HALİL ÇEKİN, SAĞLIK EMEKÇİLERİ SENDİKASI ADANA ŞUBESİ, KÜLTÜR SANAT SEN MYK ÜYESİ MUSTAFA POLAT, KÜLTÜR SANAT SEN ADANA ŞUBE BAŞKANI MUHAMMET BAKIR, EMO ADANA ŞUBE BAŞKANI MEHMET MAK, EMO YÖNETİM KURULU ÜYESİ EKREM GÜLTEKİN, BİRLEŞİK TAŞIMACILIK SENDİKASI ADANA ŞUBESİ ŞUBE Sekreteri AHMET AVŞAR, BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI ADANA ŞUBESİ BAŞKANI SİNAN TUNÇ, ALEVİ KÜLTÜR Dernekleri KEMAL ÇELİK, ADANA BARIŞ MECLİSİ ÜYESİ METİN ÇELİK, ADANA BARIŞ MECLİSİ ÜYESİ İBRAHİM YAKUT, BDP ADANA İL ÖRGÜTÜ ADINA DR. OSMAN DOĞAN ,CHP ADANA İL BAŞKANI SERDAR SEYHAN,CHP ADANA İL Sekreteri TEYVİK ONGUN ,CHP ADANA İL YÖNETİCİSİ ÖZGÜR BAĞ ,CHP ADANA İL ESKİ YÖNETİCİSİ SÜLEYMAN DEMİRAY ,EMEK PARTİSİ ADANA İL BAŞKANI SEVİL ARACI ,EMEK PARTİSİ İL YÖNETİCİSİ TUGAY BERK ,ÖDP ADANA İL BAŞKANI ALİ TURA,ÖDP ADANA İL YÖNETİMİNDEN ERGÜN TÜRKYILMAZ ,CHP ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS ÜYESİ ALİ DİNİGÜZEL,CHP ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS ÜYESİ MURAT DOGANCILI,CHP ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS ÜYESİ AHMET BAŞDOĞAN, EVRENSEL BASIN YAYIN GENEL YAYIN YÖNETMENİ Cavit NACİ TARHAN,Eğitimci YAZAR ÖMER POLAT katılmışlardır.
EĞİTİM SEN ADANA ŞUBE BAŞKANI GÜVEN BOĞA’NIN 15.KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE YAPTIĞI KONUŞMA
Bu ülkenin, bu ülke halkının varlıkları bir bir yabancı sermayeye yok pahasına satılmaktadır. Emekçilere yansıması ise işsizlik, açlık ve sefalet olmaktadır. Tekel işçileri sokaktadır, çünkü 6 sigara fabrikası bir İngiliz-ABD şirketine satılmış 12 bin işçi sokağa atılmıştır. İşçilere gösterilen adres ise 4/C’ olmuştur. Yani ya ölüme razı olacaksın, ya sıtmaya. İtfaiye işçileri sokaktadır, çünkü böylesine hayati bir hizmette taşeronlaştırma uygulamalarının sonucunda bir anda kapı önüne bırakılmışlardır. Vatandaşın yangında can güvenliği ve emekçinin yaşamı yok sayılmıştır.
Bu politikaların açık adı emekçilere saldırı, çalışma ve yaşam hakkını ortadan kaldırmadır. Bunun sadece emekçilere yönelik olmadığı, emekçileri işsizliğe mahkum etmek, iş güvencesini ortadan kaldırmak, var olan hakları bir bir geri almakla sınırlı kalmadığı açıktır.
Bu adımlar en temel kamusal hizmetleri bitiren adımlardır. Halkımızı sadece açlık ve yoksulluğa değil, eğitimsiz, sağlıksız, güvencesiz bir yaşama mahkum eden adımlardır. Bu adımlar yaşamımızın her anının paraya tahvil edilmesi demektir.
Tam da bu nedenle AKP’ nin emek düşmanı, halk düşmanı politikalarına sadece emekçilerin değil bir bütün olarak tüm ezilenlerin ve mağdurların dahil olacağı emek eksenli ortak bir duruş sergilemek gerekir. Çünkü bu politikalar bizi sadece ekonomik anlamda değil, demokratik, sosyal, siyasal anlamda da kuşatan ve yaşam hakkı tanımayan politikalardır. Emek ve Demokrasi mücadelesinin bütünlüğü şimdi her zamankinden daha fazla ve daha gerçekçi bir zemin üzerinde birleşme olanağına sahiptir.
Genel Başkan Zübeyde Kılıç’ın Eğitim Sen’in 15.Kuruluş Yıldönümünde Yaptığı Konuşma
25 Kasım Uyarı Grevi, kamu emekçilerinin uzun soluklu mücadele tarihine düşen önemli bir not olmuştur. Kamu emekçileri fiili ve meşru mücadelenin bugünlere yansıyan bir tavrı ile Grev hakkının Grev yapılarak kazanılacağı anlayışının yaşamdaki gerçek karşılığını oluşturmuşlardır.
Bu eylemin biz eğitim emekçileri açısından apayrı bir tarihi önemi daha vardır. 2009 yılı 1969 TÖS Büyük Öğretmen Boykotunun 40. yılıdır. 1969’ dan 2009’a uzanan bu tarihsel süreç eğitim emekçilerinin onurlu, direngen, mücadelesinin birleştiği nokta olmuştur.
25 Kasım eylemimizin hemen öncesinde TÖS, TÖB DER üye ve yöneticisi değerli mücadele büyüklerimizin destekleri bize büyük güç vermiştir. Bu vesileyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz.
25 Kasım eyleminin bizler açısından en anlamlı yanlarından biri de eğitim iş kolunda öğrenci ve velilerimizden, genel anlamda ise halkımızdan aldığımız yoğun destek olmuştur. Buradan taleplerimizin aynı zamanda halkımızın talepleri olduğuna ilişkin ifadelerimize olan güvenleri ve desteklerinden dolayı sevgili öğrencilerimize, velilerimize ve tüm halkımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz.
25 Kasım kamu emekçilerinin bir itirazı idi, uyarısı idi..
25 Kasım eğitimin ticarileştirilmesine, muhafazakarlaştırılmasına, niteliksizleştirilmesine itiraz olmuştur.
25 Kasım AKP’ nin halkı açlık ve yoksulluğa iten emek düşmanı politikalarına itiraz olmuştur.
25 Kasım eşitsizliğe ve adaletsizliğe, anti demokratik politika ve uygulamalara itiraz olmuştur.
25 Kasım krizin bedelinin emekçilere ödettirilme çabalarına itiraz olmuştur.
Kriz Bütün Hızıyla Devam Ediyor…Bedeli Emekçilere Yükleniyor..
Emekçiler olarak yaşamımızın her aşamasında çok açık bir şekilde hissettiğimiz gibi, düze çıkılmamış, kriz hükümet çevrelerinin söylemlerinin aksine giderek yapısallaşmıştır.
Önümüzdeki sürecin ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda nasıl yürütüleceğine dair önemli ipuçları veren 2010 bütçesi halkın, emekçilerin sorunlarına çözüm üreten bir bütçe değil, sermayenin krizine çözümler üretme anlayışı ile hazırlanmış bir bütçedir.
2010 Bütçesi Emekçilerin Değil, Sermayenin Bütçesidir.
Kamu çalışanları için belirlenen %2.5+2.5 zam bütçenin niteliğini en net ifade eden göstergelerden biridir. Bakan Şimşek aynı açıklamasında doğrudan vergilerdeki artışın kamu çalışanlarının maaşlarına % 2.2 yansıyacağını da belirtmiştir. Yani gelen zam şimdiden gitmiştir. Kaldı % 5.3 olarak tahmin edilen ve bunun çokça üzerine çıkacağı aleni olan enflasyonu da dikkate kattığımızda maaşlarımızdaki reel düşüşler ortaya çıkacaktır. Yani bu bütçe kamu çalışanlarının sorunlarına çare olacak değil, kamu çalışanlarını sefalete mahkum edecek bir bütçedir.
Savunmaya ayrılan pay eğitim bütçesinin iki katıdır.
2010 bütçesi eğitimi tamamen paralı hale getirme ve eğitimin yükünü bütünüyle velilerin sırtına yükleme bütçesi olarak tarihe geçecektir.
Hükümet önümüzdeki süreci, baskı ve zor ile kontrol altında tutma kararlılığındadır..
Önümüzdeki sürecin emekçiler açısından oldukça zorlu geçeceği açıktır. Hükümetin süreci, baskı ve zor ile kontrol altında tutma kararlılığında olduğunun örnekleri üst üste yaşanmaya başlamıştır.
Tekel işçileri tüm emekçilere yol açmıştır. Tüm emekçiler Tekel işçilerinin açmış olduğu bu yoldan ilerlemelidir. Saygılarımla.