Engel Olmak Elimizde

Engel Olmak Elimizde

ÇOCUKLARIMIZI CİNSEL İSTİSMARDAN KORUYALIM

 Cinsel istismar,”Çocuğa kendisinden yaşça ya da gelişimsel olarak daha olgun biri tarafından cinsel doyum amaçlı gerçekleştirilen her türlü eylemi içerir.” şeklinde tanımlanır.

 

Çocuğun cinsel istismarı evrensel bir halk sağlığı sorunudur. Ancak yaşanan istismarların çoğunun kayıtlara geçmemesi aslında sorunun boyutlarının tam olarak bilinememesine neden olmaktadır. Resmi kayıtlara geçen vaka sayısı ise buz dağının sadece görünen kısmıdır.

Çocukları cinsel olarak istismar eden kişilerin, genellikle çocuğun tanıdığı ve güven duyduğu kişiler olduğu son olaylarda fazlasıyla ortaya çıkmıştır.

Bu durum, istismarcının çocuğa yaklaşmasını kolaylaştırmakta ve çocuğun yaşadığı istismarı açıklamasında engelleyici bir durum oluşturmaktadır.

Çocuk kendisine inanılmayacağı, istismarcıyı korumak, istismarcının tehdidi ve söylerse artık onun tarafından sevilmeyeceği gibi düşüncelerle istismarı açıklamaktan kaçınabilmektedir. Bu nedenle ailelerin ve çocuklarla çalışan meslek gruplarının istismarı fark etmede bilinçli ve duyarlı yaklaşımları, cinsel istismarın önlenmesi ve yaşanan olayların açığa çıkartılarak çocuğun korunması ve iyileştirilmesi bakımından önemlidir.

Son yıllarda cinsel istismar olayları artmıştır. İl yöneticileri, okul müdürleri, kurum yöneticileri ve aileler çeşitli gerekçelerle bu sorunun üzerini örtmektedir. Bu da cinsel istismarda bulunan kişileri cesaretlendirmekte, istismar olaylarını arttırmaktadır. Cinsel istismar çocuğun ruh sağlığını ve geleceğini olumsuz etkilemektedir. Çocuklarımızın geleceği için bu olayları üstü örtülmemeli, suçlular cezalandırılmalı ve rehabilite edilmelidir.

Cinsel istismar yaşamış çocuklarda hem yaş dönemine uygun olmayan ve yaşının gerisinde davranışlar hem de saldırgan davranışlar görülebilir. Akran gurubu ilişkilerinde güçlükler yaşanabilir. Cinsel dışa vurum davranışlarında artış gözlenebilir. Örneğin çocuk kendi yaşına uygun olmayan cinsel içerikli kelimeler kullanabilir veya davranışlar sergileyebilir. Çocuk kendine ve başkasına cinsel amaçlı dokunuşlarda bulunabilir. Çocuk kendisine dokunulmasından, karşı cinsten kişilerle yalnız kalmaktan korkabilir.

Okul öncesi çocuklarda, huzursuzluk, huysuzluk, sık ağlama, uyku problemleri, iştah problemleri, korkular, altına kaçırma, bebeksileşme, anneye yapışma görülebilir.

İlköğretim çağındaki çocuklarda ise; yine korkular, uyku bozuklukları, iştah sorunları, keyifsiz bir ifade ile içe kapanma, gece işemeleri, kaka kaçırma, sessizleşme, arkadaş ilişkilerinden uzaklaşma, dalgınlık, okul başarısından düşme, o zamana kadar var olan kişilik özelliklerinden farklı kişilik özelliği gösterme, dalgınlıklar olayın tekrar tekrar aklına gelmesi ile birlikte oluşan dikkat dağınıklığı, odaklanmada zorluk görülebilir.

ÇOCUKLARI CİNSEL İSTİSMARDAN KORUMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Çocuklara bedenlerinin kendilerine ait ve özel olduğu, kimsenin zorla ve istemediği şekilde dokunamayacağı öğretilmelidir. Yakınlık istemediğinde çocukların “hayır” deme hakkına sahip olduğu öğretilmelidir. Çocuğa iyi ve kötü davranışların ne olduğu öğretilmelidir. Çocuklar, ana babalar ve öğretmenler arasındaki iletişim kanallarının sürekli açık olması sağlanmalıdır. Bu iletişim kanallarını açık tutmada sınıf öğretmenleri ve rehber öğretmenler önemli rol oynayabilir.

Çocuk herhangi bir istismar durumuyla karşılaştığında onu dinlemek ve duygularını anladığımızı hissettirmek önemlidir. Çocuğun özgürce konuşmasına izin verecek bir ilişki kurmak ve ortam sağlamak gerekir. Çocuğa ona inandığımız duygusunu vermek önemlidir. Çocuğun anlattıklarını abartılı tepkiler vermeden dinlemek gerekir. Çocuğun varsa suçluluk duygularını anlatmasına izin vermek gerekir. Bunun onun hatası olmadığını vurgulamak önemlidir. Çocuğa bu konuyu paylaştığı için duyulan memnuniyet dile getirilmeli ve konuşmasının doğru bir davranış olduğu vurgulanmalıdır. Çocuk Koruma Kanunu gereğince öğretmenlerin çocukların istismar edildiğine tanıklığı durumunda yargı yolunun açılması gerekmektedir. Öğretmenlerimizin bu konudaki yasal sorumluluklarına ilişkin farkındalıkların arttırılması önemlidir. Üniversite hastanelerinde bulunan Çocuk Koruma Birimleri/Merkezleri ve Çocuk İhmalini ve İstismarını Önleme Derneği vb. gibi kurumlar ile eğitim kurumları arasında birlikte çalışma anlayışı geliştirmek, hem cinsel istismara maruz kalmış çocuğa uygun yardımı sunma açısından yararlı olacaktır. Bunların yanı sıra eğitim kurumlarında çocuklarla toplumsal cinsiyet konusu tartışılmalı ve bu konuda farkındalık yaratmaya çocukluktan itibaren başlanmalıdır. Çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda duyarlılık sergilenirken esas amacın çocuğun yararı ve korunması olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle çocuğun aynı zamanda ailenin ikincil örselenme yaşamamasına özen gösterilmelidir. Saygılarımızla. 9.06.2010

Güven BOĞA

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

Okunma 2125 defa