Siyasi İktidarın Eğitimde Yaşanan Sorunları ve Çelişkileri Derinleştiren Uygulamalarına Karşı
24 Eylül’de GREVDEYİZ!
Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek artan sorunları sürekli artmakta, her eğitim-öğretim yılı giderek ağırlaşan sorunlar ve çelişkiler eşliğinde açılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ise, her yıl çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri sürekli mağdur etmiştir. Yaşanan mağduriyetlerin son bulması ve sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesi için 24 Eylül’de GREV’deyiz.
Bugüne kadar çalışma yaşamına yönelik olarak da çok sayıda yasal düzenleme yapılmış, haklarımız torba yasalarla tırpanlanmış, esnek çalışma, angarya, performans değerlendirme, mülakat ve sözlü sınav uygulamaları ile iş güvencemiz doğrudan hedef haline getirilmiştir. Siyasi iktidar, iş güvencesi çalışırken göstereceği bireysel performansa bağlı olan, angarya çalışmaya yatkın, çok yönlü olarak çalıştırılabilecek, kendisine verilen her görevi itiraz etmeden yerine getirecek, sadece kendileri gibi düşünenlerden oluşan bir kamu istihdamı ve buna uygun bir yönetim anlayışı oluşturmak istemektedir. Siyasi iktidarın “emir eri” olmadığımızı göstermek ve haklarımıza sahip çıkmak için 24 Eylül’de GREV’deyiz.
Kamu emekçilerinin haklarını ellerinden almak için bugüne kadar önemli adımlar atılmıştır. Erken emeklilik, yeni personel almama, taşeronlaştırma, geçici süreli sözleşmeli personel çalıştırma, ücretli öğretmenlik, 4-b, 4-c, 50-d, sözleşmeli çalışma vb gibi uygulamalarla kamu istihdamında büyük bir alt üst oluş yaşanmış, güvencesiz istihdamda tam bir patlama yaşanmıştır. Eğitimde ve yükseköğretimde güvencesiz çalışmaya son verilmesi ve herkesin kadrolu ve güvenceli çalışması için 24 Eylül’de GREV’deyiz.
Eğitimde 4+4+4 dayatmasının üzerinden henüz iki yıl geçmesine rağmen, okul dönüşümleri sonucunda ortaya çıkan norm fazlası sorunu hala çözülememiştir. Öğretmen atamalarında, özür grubu tayinlerinde, il içi ve il dışı tayinlerde de ciddi mağduriyetler yaşanmakta, üniversitelerde üyelerimize yönelik baskılar, mobbing uygulamaları, soruşturmalar ve görevden almalar sürmektedir. Okul dönüşümleri sonucu ortaya çıkan sorunlara, atama ve tayinlerde yaşanan olumsuzluklara, baskı, soruşturma ve sürgünlere seyirci kalmayacağımızı göstermek için 24 Eylül’de GREV’deyiz.
Eğitimde siyasal kadrolaşmaya son verilmeli, eğitim yöneticileri belirlenirken
liyakate dayalı ve objektif değerlendirmeler yapılmalıdır
Büyük ölçüde üst düzey eğitim yöneticilerinin değerlendirmelerine dayanan, eğitim kurumları yönetici değerlendirme sonuçları açıklanmış ve 7 bin okul müdürünün büyük bölümü siyasi gerekçelerle resmen tasfiye edilmiştir. MEB, okul müdürlerin değerlendirilmesi ve belirlenmesi sürecinde çok sayıda okulda “adrese teslim” görevlendirmeler yaparak, bir kez daha siyasi iktidarın en stratejik kurumu olduğunu göstermiştir. Türkiye’nin pek çok ilinde AKP’nin il ve ilçe başkanlıklarından gelen listeler okul müdürlerinin belirlenmesinde belirleyici olmuştur.
Yeni atanan okul müdürlerinin sendikalara göre dağılımına bakıldığında itirazlarımızın ne kadar haklı olduğunu görmek mümkündür. Yeni müdür görevlendirmelerinde Eğitim Bir Sen üyesi müdürlerin oranı yüzde 81, Türk Eğitim Sen’li müdürlerin oranı yüzde 9, Eğitim Sen’li müdürlerin oranı yüzde 4, diğerleri yüzde 6’dır. Başından sonuna siyasal kadrolaşma operasyonu olarak gerçekleştirilen eğitim yöneticilerinin değerlendirilmesi ve görevlendirilmesi uygulamaları, hukuktan, adaletten ve objektiflikten yoksundur.
Eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınması, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde hiçbir baskı ve yönlendirmeye izin verilmemesi ve her okul kendi yöneticisini, o okuldaki eğitim bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimlerle belirlenmesi talebiyle 24 Eylül’de GREV’deyiz.
Eğitimde zorunlu rotasyon asla olmamalı, aday öğretmenlere sözlü sınav uygulanmamalıdır
Geçtiğimiz günlerde TBMM’de kabul edilen torba yasa ile öğretmenlere zorunlu rotasyon ve aday öğretmenlerin asli kadrolara geçirilirken sözlü sınav uygulamasının önü açılmıştır. Eğitim Bakanlığı, pek çok konuda olduğu gibi zorunlu rotasyon ve aday öğretmenlere sözlü sınav konusunda dayatmacı tutumunu sürdürmekte, öğretmenlerin ve sendikaların bu konudaki eleştiri ve önerilerini dikkate almamaktadır. Özellikle aday öğretmenlere sözlü sınav uygulaması, iş güvencemizin elimizden nasıl adım adım alınmaya çalışıldığının görülmesi açısından önemlidir.
Eğitimde zorunlu rotasyon uygulamasının önce il içinde başlatılması beklenmektedir. Büyükşehirlerin sınırlarının son derece genişlediği bir dönemde açıkça “il içi sürgün” anlamına gelmektedir. On binlerce eğitim emekçisinin aile ve okul yaşantısını alt-üst edecek olan zorunlu rotasyon uygulaması kabul edilemez. Eğitimde, hiçbir gerekçe eğitim emekçilerini okuttuğu öğrencisinden, ailesinden, oturduğu mahallesinden kopararak zorla başka bir işyerine sürgün göndermesini haklı çıkaramaz.
Öğretmenlere zorunlu rotasyon uygulaması halinde eğitim sisteminin yeni bir kaos ile karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Öğretmenler açısından açıkça “sürgün” anlamına gelen ve pek çok yönden istismar edilebilecek “zorunlu rotasyon” uygulamasının gündeme gelmemesi, MEB’in öğretmenleri kendi istekleri dışında zorunlu rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve teşvik esasına dayalı çözümler üretmesi için 24 Eylül’de GREV’deyiz.
Sorunlarımızın farkındayız ve kalıcı çözüm üretilene kadar mücadele etmeye kararlıyız!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sadece son birkaç ay içinde gündeme getirdiği konular, yapılan yasa ve yönetmelik değişiklikleri ve özellikle eğitim yöneticileri ile ilgili olarak hayata geçirilen siyasal kadrolaşma uygulamaları, 2014-2015 eğitim öğretim yılının hepimiz açısından zorlu ve çetin mücadelelere gebe olduğunu göstermektedir.
Burada belirtmiş olduğumuz sorunların yanı sıra, yıllardır eğitim sisteminin kanayan yarası olan öğretmen atamaları, yardımcı personel ve memur açıkları konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nı sorunun kalıcı olarak çözümü için adım atmaya çağırıyoruz. Eğitimdeki bütün kadrosuz ve güvencesiz istihdam biçimlerine son verilerek, herkesin kadrolu ve güvenceli olarak çalıştırılmasını talep ediyoruz.
Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı şunu çok iyi bilmelidir ki, eğitim-öğretim işkolunda çalışan herkes boyunlarına geçirilmek istenen zincirin farkındadır. 24 Eylül Çarşamba günü Türkiye çapında yapılacak olan grev, eğitimde yaşanan sorunların kalıcı olarak çözülmesi için atılan önemli bir adım olacaktır. Bizler, Türkiye’nin dört bir yanında yıllardır büyük zorluklara katlanarak çalışan eğitim ve bilim emekçileri olarak;
• Siyasi kadrolaşma, zorunlu rotasyon ve sürgünlere son verilmesi için,
• Performans uygulamasına, esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarının durdurulması için,
• Öğrencilerin özel okullara, imam hatiplere ve meslek liselerine mahkum edilmemesi için,
• Kamu kaynaklarının özel okullara destek için değil, devlet okullarına aktarılması için,
• Eğitimde ve yükseköğretimde yaşanan sorunların kalıcı olarak çözülmesi için,
• Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkına sahip çıktığımızı göstermek için,
Eğitim Sen olarak, attığı her adımda dayatmacı uygulamaları ile eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencileri ve velileri mağdur eden Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyarıyor, taleplerimize kulak verilmesini, sorunlarımızın kalıcı olarak çözülmesini istiyoruz.
24 Eylül Çarşamba günü ülke genelinde GREV’deyiz. Sesimizi duymayanlara, taleplerimizi görmezden gelenlere inat, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Siyasi iktidarın ve MEB’in gerek toplumsal yaşamda, gerekse eğitim sisteminde hayata geçirmeye çalıştığı her türlü dayatmacı ve anti-demokratik politika ve uygulamalar karşısında bütün eğitim ve bilim emekçilerinin 24 Eylül’de yapacağımız greve katılmaya çağırıyoruz.16.09.2014
Şube Yürütme Kurulu Adına
Ahmet KARAGÖZ
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı