Milli Eğitim Bakanlığı’nın Önümüzdeki Dönem Hedeflerini Anlamak İçin, SES Kayıtlarının Ortaya Çıkmasına Gerek Yoktur! Özel

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `Milli Eğitim Bakanlığı’nın Önümüzdeki Dönem Hedeflerini Anlamak İçin, Ses Kayıtlarının Ortaya Çıkmasına Gerek Yoktur!` başlıklı açıklama metnidir.

 

 

17 Aralık`ta başlatılan büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında peş peşe ortaya çıkan ve uzun süre ülke gündemini işgal eden ses kayıtlarının ardından eğitim sistemindeki değişikliklerle ilgili olarak yeni bir ses kaydı yayınlanmıştır. 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen, eğitim politikaları ve uygulanmaları ile ilgili olan bir toplantıya ait olduğu iddia edilen ses kaydında, daha önce evdeki paraları "sıfırlamasıyla" gündeme gelen Başbakan Erdoğan`ın oğlu Bilal Erdoğan`ın "değerli fikirlerini" Bakanlık yetkilileri ve üst düzey bürokratlar ile paylaştığı, başta karma eğitim ve imam hatiplerin durumu olmak üzere, çeşitli konularda görüşlerini anlattığı anlaşılmaktadır. 

Eğitim politikalarının tartışıldığı bir toplantıda, 17 Aralık operasyonu ile tüm Türkiye`nin tanıdığı TÜRGEV başta olmak üzere, ÖNDER, evrim karşıtı görüşleri ile bilinen Adnan Oktar`ın sahibi olduğu İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı ve Ensar Vakfı gibi siyasi iktidarın paralelinde faaliyet gösteren ve laik eğitim karşıtlığı ile bilinen dernek ve vakıf temsilcileri ile Bakanlık bürokratlarının birlikte yer alması, önümüzdeki dönemde eğitimde nelerin yaşanacağını görmek açısından dikkat çekicidir. 

26 Ağustos 2013 tarihinde yapıldığı iddia edilen toplantının gündeminde imam hatip okulları, karma eğitim, kılık-kıyafet, arsa tahsisi, imar planları, okul yöneticileri ile koordinasyon ve atamalar konusunun yer aldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu toplantı, yaptığı her uygulamada başına buyruk hareket eden, eğitim sendikalarının ve meslek örgütlerinin eleştiri ve önerilerine kulaklarını tıkayan MEB`in politika oluşturma sürecinin nasıl işlediği konusunda yeterince fikir vermektedir. 

Bilindiği gibi eğitimde 4+4+4 dayatması ile Türkiye`de eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapılmış, sendikamızın ve bilim çevrelerinin bütün eleştirilerine rağmen eğitim sisteminin, siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yeniden biçimlendirilmesi için çeşitli adımlar atılmıştır. Sendikamız, eğitimde 4+4+4 dayatması sürecinde yaptığı değerlendirmelerde, 4+4+4 ile asıl hedefin eğitimin ticarileştirilmesi ve dini içerikte yeniden yapılandırılması olduğunu belirtmiş, bir sonraki adımın tıpkı adı geçen toplantıda gündem olduğu gibi, karma eğitimi tartışmaya açmak olduğunu özellikle vurgulamıştır. 

Eğitimin dini kurallara göre ya da herkesin inancına uygun bir içerikte düzenlenmesi durumunda, karma eğitimin hedef haline getirilmesi kaçınılmazdır. Yayınlanan ses kaydında da ipuçlarını görebileceğimiz gibi, siyasi iktidarın hedefi, kız ve erkek öğrencilerin önce ayrı sınıflarda, daha sonra ayrı ayrı okullarda okutulması için uygun zemin hazırlanmak istenmektedir. Eğitim biliminin en temel ilkeleri ile çelişen böylesine çarpık ve çağdışı bir yaklaşımın yeniden gündeme getirilerek tartışmaya açılması utanç verici bir durumdur. 

Laik eğitimin en önemli ayaklarından birisi "karma eğitim"dir. Karma eğitimle öğretim, kız ve erkek öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren birarada eğitilmelerini sağlayarak, toplumda kadın erkek eşitliğini yaşama geçirmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu şekilde farklı cinslerin küçük yaşlardan itibaren birbirini tanıması, farklılıklarına saygı göstermesi öğretilebilmektedir. Karma eğitime karşı çıkmak, öncelikle kadın erkek eşitliğine karşı çıkmak, kadının toplumsal yaşamdaki yeri ve önemini geri plana itmek demektir. 

Geçmişte bazı AKP milletvekillerinin ve siyasi iktidarın "bir dediğin iki olsun diyen" Memur Sen`in bazı yetkililerinin dönem dönem karma eğitimi hedef alan sözleri dikkate alındığında, iktidarın sahte özgürlük söylemleri ile eğitim başta olmak üzere, toplumsal yaşamı bir bütün olarak dini kurallara göre biçimlendirmek için yoğun bir hazırlık içinde olduğu bilinmektedir. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde yayınlanan ses kayıtları bu açıdan sadece "malumun ilanı" olmuştur. 

Öğrencilerin imam hatiplere yönlendirilmesi, TÜRGEV`e AKP`li belediyeler tarafından yapılan "arsa tahsisleri", okul yöneticilerinin belirlenmesi ve MEB bürokratlarının atanmasında tamamen siyasal kriterlerin belirleyici olması gibi konularda yaşananlar, 26 Ağustos 2013`ta yapıldığı iddia edilen toplantının hedeflerine ulaşmak için büyük bir çaba sarf ettiklerini göstermektedir. 

Eğitim Sen olarak başta karma eğitim konusu olmak üzere, eğitim sistemini ve toplumsal yaşamı dini referanslara göre biçimlendirme hedefiyle gündeme gelecek bütün girişim ve uygulamalar karşısında meydanın boş olmadığını belirtiyor. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin karartılmasına asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.  

Okunma 2940 defa Son Düzenlenme Salı, 05 Ağustos 2014 15:37