Eşit, Parasız, Bilimsel, “ŞİFRESİZ” Eğitim İstiyoruz.
YGS’de yaşanan şifre skandalından sonra sınavın akıbetinin ne olacağı sorusu milyonlarca insanı beklentiye sevk etmiştir. Her geçen gün ortaya çıkan farklı skandallarla gelişen süreci, Savcılığın ve ÖSYM’nin alelacele sonlandırması da daha derin sorunlara zemin hazırlamıştır.
Bilindiği üzere sendikamız KPSS, YGS ve son olarak ALES’te yaşananları yakından takip etmektedir. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan skandallara ve sınav sistemine karşı çeşitli şekillerde tepkimizi dile getirmiş ve konuyla ilgili kurumlara önerilerimizi iletmiş olmamıza rağmen, sürece dair sorunu çözücü herhangi bir adım atılmamıştır.
Skandalların ilk ortaya çıkışından itibaren sürecin üzeri kapatılmaya çalışılmış ve çeşitli şekillerde demokratik tepkilerini gösterenler tehdit edilmiştir. Bu atmosfer içerisinde dahi, toplumdaki gerçeklerin ortaya çıkarılması beklentisi devam ederken, ÖSYM’nin yangından mal kaçırırcasına, ilerde oluşabilecek sonuçları düşünmeden YGS sonuçlarını açıklaması, akıllarda birçok soru işareti yaratmıştır. Ayrıca YGS sonuçlarının alelacele yayınlanmasına sebebiyet verdiği ve net açıklamalarda bulunmadığı için savcılık yaklaşımı da güvensizlik duyulan kurumlar arasına girmiştir. Soruyoruz;
• YGS sonuçlarının açıklanmasına ve üç kez ertelenen LYS başvurularının başlatılmasına gerekçe olan gelişme nedir? Savcılıkla ÖSYM arasında nasıl bir iletişim vardır ve bu görüşme ile ne olmuştur da YGS sonuçları açıklanmıştır?
• Savcılık sınavın açıklanması için talimat vermiş midir? Verdiyse hangi yetkiye dayanarak bu talimatı vermiştir?
• Savcılık hangi konularda, nasıl bir yöntem izleyerek, hangi alan uzmanları ile bir çalışma yürüttüğünü ve hangi verileri elde ettiğini açık ve şeffaf bir şekilde neden kamuoyu ile paylaşmamıştır? KPSS’deki kopya skandalında kamuoyuna da yansıyan oldukça güçlü ve somut deliller ve bilgiler mevcutken, neden halen bir sonuç alınamamıştır?
• YGS’nin yok sayılması için daha ne tür gerekçelerin oluşması bekleniyor? Çünkü YGS, eğitim bilimi çerçevesinde, konu/tema birliğinin sağlanması, soruların kolaydan zora doğru sıralanması ve sayılarla ifade edilen seçeneklerin küçükten büyüğe veya büyükten küçüğe doğru sıralanması gibi birçok temel kriteri sağlayamamaktadır. Dolayısıyla kişiye özgü soru kitapçığı bazı adayların lehine bazı adayların ise aleyhine sonuçlar doğurmuştur.
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki bu sorular cevaplanmadığı müddetçe YGS ve sınav sistemi üzerindeki şaibeler ortadan kalkmayacaktır. Bilinmelidir ki yaklaşan genel seçimler öncesinde yangından mal kaçırırcasına alınan politik kararlarla gençlerimizin eğitim geleceğinin ortadan kaldırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Sendikamız gerçekler tüm yönleriyle aydınlatılıncaya kadar bu sürecin yakından takipçisi olmaya devam edecektir. 23.05.2011