Grevsiz Toplu Sözleşme, Toplu Sözleşmesiz Sendika Olmaz!
4 Ekim 2011 tarihi itibariyle 4688 sayılı yasada yapılacak değişikliklere ilişkin Hükümetin konfederasyonlarla yaptığı toplantılar sona ermiştir.
Bu süreçte Konfederasyonumuz emekçilerin hak ve çıkarlarını her platformda savunma, kamu emekçilerinin talep ve beklentilerini ifade etme sorumluluğuyla yapılan tüm toplantılara katılarak yasanın özüne ilişkin görüş ve önerilerini iletmiştir. Örgütlenme özgürlüğünü ciddi biçimde kısıtlayan 4688 sayılı yasanın anti demokratik yapısını değiştirmek için hemen her maddeye ilişkin önerilerde bulunduk. Ancak hükümetin temel konularda haklara genişleten bir tavır olmamıştır.
Çalışma bakanlığınca “Uzlaştık” denilen 24 maddenin bile anlam bulabilmesi, özgür toplu sözleşme ve grev hakkımızın yasal güvence altına alınması ile mümkündür.
Sendikal yapılanmaları bitirmeyi hedefleyen bir toplu sözleşme sistemi getirdikten sonra sendika yöneticilerine sözde kimi güvenceler getirildiği iddia edilse bile bir anlamı olmayacaktır. Nitekim şu anda KESK’e bağlı sendikaların yöneticisi ve üyesi 20 arkadaşımız tutukludur, yüzlercesi hakkında dava açılmıştır, sürgün edilmektedirler, baskıya maruz kalmaktadırlar.
Üçlü Danışma Kurulu toplantıları sonucunda tüm çabamıza rağmen grev, toplu sözleşmenin kapsamı ve düzeyi, tarafları, yetki, itiraz ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun nihai karar organı haline getirilerek grevi zımnen yasaklı hale getiren temel konularda bir uzlaşma sağlanamamıştır. Dolayısıyla “24 maddede anlaştık, geriye 3–4 madde kaldı” gibi sorunu hafifletmeye çalışan bir yaklaşım doğru değildir. Bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz; Grevsiz Toplu Sözleşme, Toplu Sözleşmesiz Sendika olmaz!
Uluslararası sözleşmelere uygun, emekçilerin özgür örgütlenmesine ve mücadele yürütmesine olanak sağlayacak demokratik bir düzenleme yapılmalıdır.
Toplu Sözleşmenin kapsamı daraltılmamalı, toplu sözleşme masasında kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal, demokratik, siyasi, özlük ve mesleki tüm hak ve çıkarları belirlenmelidir.
KESK’in ya da herhangi bir konfederasyonun üyesini ancak ve ancak kendisi temsil edebilir. Göreceli sayı farkı üzerinden sendikal ilkelere aykırı bir dayatma kabul edilemez. Dolayısıyla eşit taraflar ilkesiyle hareket edilmeli, her sendika kendi üyesi için toplu sözleşme yapabilmelidir.
Toplu sözleşme masasında uzlaşma sağlanmaması durumunda, kamu çalışanlarının referanduma gitmesi ve grev hakkı teminat altına alınmalıdır.
Şimdi sorumluluk Bakanlar Kurulu’ndadır. Konfederasyonların uzlaşılamayan konulara ilişkin önerileri Bakanlar Kurulu’nda ele alınacak ve yasa taslağına son şekli verilerek Meclis Genel Kurulu’na sevk edilecek.
2 milyondan fazla kamu emekçisinin gözü kulağı burada olacak. Konfederasyonumuz şu andan itibaren kamu emekçilerinin sesini duyurmak için fiili ve meşru mücadelesini yükseltecektir. Hükümeti sokağın sesine kulak vermeye, emekçilerin haklı taleplerinin gereğini yapmaya çağırıyoruz.
Aksi halde siyasi iktidar; özgür, demokratik toplu sözleşme düzeni ve grev hakkımız önündeki engellerin korunarak devam ettirilmesini hedefleyen sahte sendika yasasının sorumlusu olacaktır.
Yeni anayasa tartışmalarının ve çalışmalarının başladığı bugünlerde Hükümetin takınacağı tavır yeni anayasanın ne kadar demokratik olacağı konusunda da önemli bir veri olacaktır.
Konfederasyonumuz şimdiye kadar “sahte sendika” yasalarına karşı verdiği mücadeleyi yeni “sahte sendika” yasasına karşı da verecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
AKP hükümeti, tüm bu uyarılarımızı dikkate almaz, taleplerimize yanıt vermez ise; yapacağımız eylem ve etkinlikleri sürdüreceğimizi kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyoruz.
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Kamuran KARACA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı