Değerli Basın
Hükümet 23 Mayıs’ı Görmezden Gelemez!
23 Mayıs grevindeki talepleri görmeden alınacak kararlar artık meşru ve hukuki değildir. Kamu emekçilerinin grevi ile daha ilk uygulama girişiminde hukuken de fiilin de hiçbir dayanağı kalmayan grevsiz toplusözleşme düzeni kadük hale gelmiştir.
Kamu emekçilerinin net biçimde verdiği bu mesaj AKP hükümeti tarafından görülmek zorundadır. 23 Mayıs grevi ile temel taleplerini bir kez ortaya koyan, ülke genelinde kamu emekçilerinin %90’ından fazlasının katılım sağladığı bir grevi görmezden gelinirse ortaya çıkacak tepki ve eylemlerin sorumluluğu da AKP hükümetine aittir.
AKP hükümetini Kamu Görevlileri Hakem Kurulu ile devam edecek süreci baskılamaya dönük girişimlerine son vermesi konusunda uyarıyoruz.
Yaşanan enflasyonun da gerisinde kalan ekonomik ve sosyal talepleri en meşru hakları iken; Başbakanın memurları çeşitli kesimlerle karşı karşıya getiren açıklamaları ve yaklaşımları kamu emekçilerinde büyük tepkiye neden olmaktadır.
Özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan kanal kanal gezerek, “kaynak yok, ilave zam verirsek bütçeye 25 milyarlık TL’lik ek bir yük getirir bu durumda da vergileri artırmak zorundayız” diyerek gerçekleri çarpıtmaktadır.
Oysa bu ülkede yaşayan herkes vergi yükünün büyük bölümünün işçi ve emekçilerin sırtında olduğunu bilmektedir. AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kesintisiz bir biçimde yaptığı “kopyala-yapıştır” bütçelerde gelir beklentisinin büyük bölümünü çalışanların ödediği gelir vergisi ve dolaylı vergilere dayanmaktadır. Bu tablo 2012 yılı bütçesinde de değişmemiştir. Bu durumu vergi kalemlerindeki büyüklüklere bakarak görebilmek mümkündür.
Gelir Vergisi |
53,8 milyar TL |
Kurumlar Vergisi |
27,2 milyar TL |
Dâhilde Alınan KDV |
33,6 milyar TL |
İthalde Alınan KDV |
53,9 milyar TL |
Özel Tüketim Vergisi |
70,6 milyar TL |
Motorlu Taşıtlar Vergisi |
6,7 milyar TL |
BSMV |
4,5 milyar TL |
2012 yılı bütçesinde de gelir vergisi ve dolaylı vergiler toplam vergi gelirleri içinde aslan payını oluştururken, Özel Tüketim Vergisi 70,6 milyar TL tutarı ile en büyük kalemi oluşturmaktadır. Ayrıca, faiz harcamalarının bütçe içindeki payına koşut olarak, kamu hizmetlerine ayrılan kaynaklar sadece görüntüde artmakta, kamu yatırımları açısından bakıldığında ise sürekli olarak küçüldüğü görülmektedir.
Diğer taraftan hükümet, istihdama kaynak ayırarak, asgari ücreti vergi dışı bırakarak, temel tüketim malları üzerindeki KDV’yi sıfırlayarak, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamasına elverecek ücret politikaları uygulayarak sosyal devlet niteliğini geliştirebilecek iken, tam tersi yönde adımlar atarak halkın değil, sermaye çevrelerinin çıkarlarının koruduğunu göstermektedir.
Hükümetin sermayeye “bonkör emekçiye cimri bu tutumu” toplu sözleşme görüşmelerinde bir kez daha net olarak ortaya çıkmıştır. Sadece 2009 Temmuz’undan bugüne kadar sermaye kesimine tam 11.382 adet teşvik belgesi ile 157 milyar dolarlık kaynak aktarmayı öngörürken, son olarak geçtiğimiz Nisan ayında sermayeye 3 milyarı aşan teşvik verirken kaynak bulmakta zorlanmayan hükümetin kamu emekçilerine gelince “kaynak yok” demesi asla kabul edilemez.
Buradan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na da bir çağrıda bulunuyoruz:
23 Mayıs’ta ortaya çıkan iradeyi görmezden gelmeye sizin de hakkınız yok. Kamu emekçilerinin taleplerinden ve ülke gerçekliklerinden kopuk olarak yapacağınız her değerlendirme, bağımsızlığınızı sorgulanır hale getirecektir. Ülkenin tüm kamu emekçileri ve emeklileri sizden hükümetin “ noterliğini” yapmanızı değil, kamu emekçilerinin 23 Mayıs’ta bir kez daha ortaya koyduğu iradesini temel almanızı ve taleplerine çözüm üretmenizi bekliyor.
Şube Yürütme Kurulu Adına
Kamuran KARACA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı