Yeni Eğitim Öğretim Yılına Sorunlarla Başlıyoruz.
İlimizde 2012 -2013 eğitim öğretim yılına yaklaşık olarak 500 bin öğrenci, 22 bin öğretmen, 12.740 derslik ve ortalama 40 kişilik sınıflarla eğitim öğretime başlanmaktadır.
4+4+4 DAYATMASI İLE Eğitimde Neler Yaşanıyor Ve Yaşanacak
AKP hükümetinin tüm topluma yönelik büyük bir siyasi dayatma olarak gündeme getirdiği ve eğitim sistemini şimdiden altüst eden 4+4+4 eğitim düzenlemesi ile eğitim sistemini, öğretmenleri, velileri ve öğrencileri ciddi sorunlar bekliyor.
4+4+4 dayatması yüzünden öğretmenlerin bugüne kadar yaşadığı ve okulların açılmasıyla daha da artacak sorunlar konusunda bakanlık yetkililerini önceden defalarca uyardık. Eleştiri ve önerilerimize kulaklarını kapatan Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 ile çok sayıda sorun yaşayacak öğretmenlerin sorunlarını çözmek yerine, yanlışta ısrar etmeyi sürdürüyor.
Öğretmenler ve Öğrencilere Sürgün
Biz; 4+4+4 düzenlemesi ile okulların ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesi sürecinde, öğrencilerin ve öğretmenlerin fiilen sürgün edileceğini, bu durumun eğitim sisteminde büyük bir kargaşaya neden olacağını ısrarla vurguladık.
Bakanlık; Öğrencilerin ve öğretmenlerin kesinlikle mağdur edilmeyeceğini, okulların dönüşümünü yaparken bu durumu göz önünde bulunduracaklarını iddia ettiler.
Şimdi; Okullarda yaşanan dönüşüm nedeniyle büyük miktarda öğrenci zorunlu olarak yer değiştirmek, on binlerce öğretmen yine zorunlu olarak tayin istemek zorunda kaldı. Norm fazlası durumuna düşen sınıf öğretmenleri yer değiştirmek zorunda bırakılırken, çoğunun tercih ettikleri okullara yerleşmeleri mümkün olmadı.
Öğretmenler Nasıl Norm Fazlası Oldu?
Biz; eğitimde 4+4+4 modeline geçilmesi ile birlikte sınıf öğretmenleri başta olmak üzere, bazı branşlarda ciddi sayıda öğretmenin norm fazlası durumuna düşeceğini belirttik.
Bakanlık; 4+4+4 sistemi ile norm fazlası sorununun yaşanmayacağını iddia ettiler.
Şimdi; Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre 29 bini sınıf öğretmeni olmak üzere 68 bin öğretmen, okulların açılmasına sayılı günler kala norm fazlası durumuna düştü.
Bakanlık verilerine göre norm sayısı olarak 138 bin öğretmen açığı bulunmasına rağmen, 68 bin norm fazlası öğretmenin içine itildiği durumun tek sorumlusu Milli Eğitim Bakanlığı'dır. İlimizde 1808 öğretmen norm kadro fazlası olmuştur. İl Milli Eğitim Müdürlüğü sorunun çözümü noktasında okul öncesi ve zihinsel engelliler kursları açarak öğretmenleri burada görevlendirme çalışması yapmış olmakla birlikte sorun büyük ölçüde devam edecektir. Çünkü bu başlıklarda sınıf açılması ve görevlendirme sorunun kendisi değildir. Sorun okullarda derslik yetersizliğidir. Yeterli derslik olursa zaten sınıf mevcutları bölünüp yeni sınıflar açma olanağı vardır. Bu konuda da bazı okul müdürlerinin derslik yapılabilecek alanlar (Müdür Odası, Öğretmenler Odası, İşlikler v.b.) olmasına rağmen buraları sınıfa dönüştürmeme uygulamalarına tanık oluyoruz. İl emrinde depo olarak görülen yaklaşık 230 sınıf öğretmeni ve norm fazlası öğretmenlerin ilçelere resen gönderileceği çalışmaları olduğunu duyuyoruz. Bu uygulama öğretmenlerin yeni mağduriyetlerine yol açacaktır. Eğitim Sen olarak norm fazlası durumuna düşürülen öğretmenlerin mağdur edilmemesi ve okullarında kalmalarının sağlanması talebimizi yineliyoruz.
Tayin ve Atamalarda Skandal
Biz; il içi ve il dışı atamalar ve özür grubu atamalarında il emrinin kaldırılması ile binlerce öğretmenin mağdur edileceğini belirttik.
Bakanlık; Özür grubu atamalarının yılda bir kez, sadece Ağustos ayı içinde yapılacağı kararı aldılar. Eğitim özründen atamaları yok sayarak, eş durumu ve sağlık özründen atama bekleyen binlerce öğretmenin taleplerini görmezden gelerek il emrini kaldırdılar.
Şimdi; Yaklaşık 50 bin öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı'nın tayin ve atamalardaki öngörüsüzlüğü ve yanlış politikaları nedeniyle mağdur edildi. 2012 il dışı yer değiştirme kontenjanı olarak sadece yedi ilin açılması ile binlerce öğretmen kelimenin tam anlamıyla büyük bir şok yaşadı. Benzer bir durum özür grubunda ortaya çıkarak, sadece 10 il atamaya açıldı. Diğer illerde özellikle eş durumu tayini bekleyen, sağlık özrü ve SBS mağduru öğretmenler büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. MEB, tayin ve atamalarda parçalanmış ailelerin, annesiz, babasız büyümek zorunda bırakılan çocukların sesini yine duymadı. Bu konuda derhal yeni bir düzenleme yapılarak bu mağduriyetler hızla giderilmelidir.
Okula Başlama Yaşı Pedagojik Değil
Biz; 4+4+4 ile okula başlama yaşının 60 aya kadar indirilmesinin eğitim bilimine temelden aykırı olduğunu, 72 aydan küçük çocukların fiziksel, zihinsel ve bilişsel olarak ilkokul eğitimine hazır olmadığı için ilkokul yerine anaokuluna gönderilmesi gerektiğini özellikle belirttik.
Bakanlık; Bilim insanlarının ve sendikaların okula başlama yaşı ile ilgili bütün itirazlarına kulaklarını tıkadılar. 60-66 aylık çocukların ilkokula başlamasını ailelerin tercihine bırakıp, 66-71 ay arasındaki çocukları otomatik olarak ilkokula kaydederek, henüz gelişim çağını tamamlamamış yaklaşık 600 bin çocuğun geleceğiyle oynadılar.
Şimdi; 72 aydan küçük çocukların ilkokula alınmaması konusundaki itirazlardan bunalan MEB, velilerin çocuklarına rapor almaları halinde çocukları ilkokul yerine anaokuluna kaydedeceklerini açıkladı. 60 ay ile 81 aylık çocuklar aynı sınıflarda eğitim almak zorunda bırakıldı. Öğretmenlerin gelişim düzeyleri birbirinden çok farklı olan bu çocukları aynı müfredatla eğitmeye zorlanması bizzat bakanlık tarafından dayatılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, sınıf öğretmenlerinin 60¬72 ay yaş grubu çocuklar için pedagojik formasyon almadığı gerçeğini görmezden geliyor.
72 aydan önceki yaş grubu çocuklarının anasınıflarında eğitim görmesini öneriyoruz. Bakanlığın velilere para cezası, rapor vb. zorlamalardan vazgeçmesini ve bu durumun biran önce bakanlıkça düzeltilmesini talep ediyoruz.
4+4+4 ile Kalabalık Sınıflar Bizi Bekliyor
Biz; Eğitimin kademeli olarak 4+4+4 şeklinde düzenlenmesi ile birlikte kalabalık sınıflar ve taşımalı eğitim sorununun daha da büyüyeceğini, mevcut okul ve derslik açığı sorunu çözülmeden atılacak her adımın sistemi kaosa sürükleyeceğini belirttik.
Bakanlık; 4+4+4 ile ilgili bütün hazırlıkların kontrolleri altında olduğunu, kalabalık sınıf sorununun yaşanmayacağını iddia ettiler.
Şimdi; 2012-2013 eğitim öğretim yılında 1. sınıfa başlayacak çocukların sayısı iki katına çıktı. Sınıf mevcutlarının ortalama 70- 80'e çıkmasıyla hem öğrenciler hem de öğretmenler için eğitim- öğretim sürecinin sağlıklı yürütülmesi mümkün değil. Başta nüfus yoğunluğu yüksek olan bütün yerleşim birimlerinde, 80 kişilik kalabalık sınıflarda öğrenciler eğitim görmek zorunda kalacaklar. Öğretmen ile öğrenci arasındaki ilişkinin sağlıklı bir şekilde olması için en fazla 24 kişilik sınıflar olması gerekirken, çok sayıda öğretmen, aşırı kalabalık sınıflarda çoğu öğrencinin adını bile öğrenemeden görev yapmak zorunda kalacak. İlimizin kenar semtlerinde sınıf mevcutları 40’ın üzerinde bulunmakta öğrenci ve öğretmenleri aynı sorunlar beklemektedir. Buradan okul müdürlerine ve Milli Eğitim Müdürüne çağrımız; Okullarda derslik olarak değerlendirilebilecek yerlerin sınıfa dönüştürülmesi bu yolla hem norm kadro fazlası öğretmenlerin sorunların çözümü hem de kalabalık sınıf sorunun bir ölçüde azalmış olacaktır.
Ders Saatlerinin Artması Öğretmenlerin İş Yükünü Arttıracak
Biz; Bazı derslerin saatlerinin artması ve seçmeli derslerin fazlalığının eğitim öğretimi aksatacağını, artan ders saatlerinin yeni öğretmen atamaları ile kapatılmaması durumunda, mevcut öğretmenlerin üzerindeki ders yükünü ciddi anlamda artacağını belirttik. İkili eğitim yapılacak okullarda çocukların alacakaranlıkta derse başlayıp, akşam 19.30'da okuldan çıkmak zorunda kalmasının bir işkence olduğunu savunduk.
Bakanlık; Ders saatlerinin artmasının eğitimde ciddi bir sorun yaratmayacağını iddia ettiler.
Şimdi; Derslerin 40 dakika, teneffüslerin de yönetmeliklere göre birisi 20, diğerlerinin de 10 dakika olduğu dikkate alındığında, ikili eğitim yapan okullarda ortaya şöyle bir tablo çıktı; Sabahçı olacak ortaokullar geçen yıl olduğu gibi sabah 07.20'de derse başlarlarsa 8 saat ders yapılması halinde 14.00'te, 7 saat ders yapılması halinde 13.10'da dersten çıkacaklar. Buna karşın öğlenci ilkokul öğrencileri ortaokulların 7 saat ders yaptıkları günlerde 18.30'da, 8 saat ders yaptıkları günlerde de 19.20'de okuldan ayrılmak zorunda kalacak. İkinci sınıftan başlayacağı söylenilen İngilizce, görsel sanatlar, müzik ve benzeri derslere sınıf öğretmenlerin girecek olması ileride telafisi mümkün olmayan sorunlara zemin hazırlayacaktır.
Okulların Alt Yapısı ve Fiziki Donanımı Yetersiz
Biz; Mevcut okulların fiziki altyapıları yetersiz olduğunu ve özellikle ilkokulların 8-9 yaşındaki çocukların fiziki durumuna uygun yapıldığını, bu durumun okula yani başlayacak öğrenciler için olduğu kadar, öğretmenler için de büyük bir sorun olduğunu belirttik.
Bakanlık; Okullar açılana kadar bu sorunu gidereceklerini ancak bazı okulların 72 aydan küçük çocuklar için uygun hale getirilmesinin yetişebileceğini söylediler.
Şimdi; Okulların açılmasına sayılı günler kala, ilkokulların yarısından fazlasının altyapı ve fiziki donanımları özellikle 1. sınıfa başlayacak çocuklar için uygun hale getirilemedi. Okulların çoğunda 5 ve 6 yaş çocukların boylarına uygun sıra, sandalye, tuvalet ve lavabo bulunmuyor. Giriş çıkışlar, merdiven basamaklarının yüksekliği, özellikle 60-71 ay aralığındaki çocuklara göre değil. Sıralar, tuvalet ve lavabolar 72 aydan küçük çocuklar için ciddi kaza tehlikelerini içinde barındırıyor.
AKP’nin eğitime siyasası müdahalesine Karşı mücadelemiz devam ediyor.
4+4+4 gerici, piyasacı eğitim sistemine eleştirilerimiz ve bakanlığın gerçek yüzünü teşhir çabalarımız karşısında panikleyen Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ve hükümet üyeleri sendikamızı doğrudan hedef olan açıklamalar yapmaktadır. Dün Milli Eğitim Bakanın bu bağlamdaki yaklaşımlarını da buradan kınıyoruz.
Bu defa balta taşa vurulmuştur. Başta eğitimciler, veliler ve tüm halkımız kışkırtmalara değil, çocuklarımızın geleceğini karatanlara karşı sesini daha da yükseltmektedir.
Yeni sistemin uygulanmasıyla eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunlar (Norm fazlası, İl İçi İl Dışı ve Özür grubu atamlar ve öğrenci kayıtları ) ile kaygılar artmaktadır.
Eğitim Sen olarak her zaman ki gibi suçluları kovalamaya devam edeceğiz. MEB’in örgütümüzü hedef alan açıklamalarına karşı tüm şube ve temcililiklerimiz basın açıklamaları, kurumlarla toplantı, imza kampanyaları ve benzeri etkinliklerle tepkisini ortaya koyacaktır.
15 Eylül Tarihinde ANKARA’da kitlesel eylem ile sorunların çözümü bir kez daha talep edilecektir.
Tüm bu sorunlara karşın başta eğitimcilerin, öğrencilerimizin ve velilerimizin yeni eğitim öğretim yılını kutluyor, şimdiden başarılar diliyoruz.
Şube Yürütme Kurulu Adına
Kamuran KARACA
Şube Başkanı